Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/584 E. 2018/1220 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/584 Esas
KARAR NO : 2018/1220

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARAR TARİHİ : 14/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, Fatih/İstanbul adresinde ana merkez olarak, Güngören/İstanbul, Mahmutbey/İstanbul, Eminönü/İstanbul adreslerinde şube olarak faaliyet gösteren, sermayesinin tamamı yerli, deri eşyalar ve seyahat aksesuarları üretimi yapan bir ticari kuruluş olduğunu, üretimde kullanılan makinelerin tamamının elektrik enerjisiyle çalıştığını, davalı şirketten …, …, … ve … abone numaraları ile hizmet alındığını, davalı şirketin usul ve yasaya, taraflar arasındaki sözleşmeye, Yargıtay Daire ve Hukuk Genel Kurul kararlarına, Anayasaya aykırı olarak, tüketim ve hizmet bedeli karşılığı olmaksızın kayıp kaçak bedeli (KKB) ve satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim ve dağıtım bedeli gibi kalemleri tahakkuk ve tahsil ettiğini, davalı şirketin bu işlemlerinin her bakımdan hukuka aykırı olduğunu,bu itibarla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından hukuka aykırı kesilen 10.05.2006 – 10.05.2016 tüketim dönemlerine ait kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, PSH. bedeli, iletim bedeli adı altmda 10.000,00- TL’nin dava tarihi itibariyle avans faiz ile taraflarına iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davaya konu faturalar ile tahsil edilen bedellerin (EPDK) Kurumunun düzenleyici işlemlerine uygun olmadığı iddiasının olmadığını, davanın temelinin HGK içtihadına dayandığını, davanın dinlemeyecek olması nedeniyle reddine karar verilmesini, şbu davanın muhatabının Satış Lisans Sahibi müvekkili … … değil; dağıtım Lisans Sahibi şirketi olduğunu, Perakende Satış sektöründe faaliyet gösteren ve Satış Lisans Sahibi müvekkil … …, işbu davaya konu kayıp-kaçak bedelini temin etmediğinden iş bu davanın da muhatabı olmadığını, açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dava dilekçesi hukuken işleme konulamayacağından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine; mahkeme aksi kanaatte ise, davacıya dava konusu ettiği miktarı asgari tespit edebildiği ölçüde belirtmesi ve bu tutar üzerinden de harç yatırması gerektiğini, husumet itirazının kabul edilmemesi halinde dava konusu edilen tahakkuka zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, davacı yan dava konusu ettiği alacak yönünden alacağını muaccel kılacak şekilde ihtarda bulunmadığını bu nedenle dava konusu miktarın ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, zamanaşımı/hak düşürücü süre itirazının olduğunu, kaçak bedellerinin onaylanmasına ilişkin kurul kararlarının iptali veya uygulanmaması neticesini doğuracak uyuşmazlıkların çözümü, adli yargı alanı konusu olamayacağını. kayıp-kaçağın maliyetini dağıtım seviyesinden elektrik şebekesine bağlı olan sanayi tesisleri de dâhil tüm elektrik tüketicilerinin ödediğini, kayıp-kaçak bedelinin, detaylı bilgilendirme içeren faturaların tanzim edilmeye başlandığı 2011 yılı itibariyle tanımlanmakta ve belirlenmekte olan bir bedel olmadığını, 2011 yılında maliyet kalemlerinin ayrıştırılması söz konusu olup kayıp-kaçak bedelinden dolayı düzenlenen tarifelerle elektrik satın alan tüketicilere uygulanan elektrik enerjisi fiyatının artmadığını, tahakkuk ettirilen faturalarda tüketicilerin ödemesi gereken bedeller kalem kalem ayrıntılı bir şekilde açıklandığını, tüketicilerin ödeme konusunda rızası olduğu bedellerin iade edilmesini istemesinin iyi niyet kuralıyla bağdaşmadığını, müvekkili şirket 2009 yılı ve öncesinde kayıp kaçak bedeli tahsil etmediğini, elektrik faturasına yansıtılan kayıp kaçak bedeli ve sair adlar altında alınan bedellerin tamamen yasaya ve EPDK Mevzuatına, davacı yan ile yapılan abonelik sözleşmeleri kapsamında tahsili amacı ile faturaya yansıtılmasının hukuka uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan kayıp-kaçak elektrik bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin ticari faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi, ve abonelik boyunca tahakkuk ettirilen fatura suretleri ile fatura detaylarını gösterir tüketim ekstreleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekili; 20/12/2017 tarihli duruşmada, müvekkil kurumdan tahsil edilen kayıp kaçak bedellerin iadesi için davayı açtıklarını ancak yeni yasa düzenleme karşısında davaya konu faturaların EPDK düzenlemelerine uygun olup olmadığının denetlenmesini de talep etmiştir.
Davalı vekili, HMK 114/1-b maddesi uyarınca davalı yargı yolu itirazında bulunmuş, davanın Danıştay tarafından görülmesini gerektiğini ileri sürmüştür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 27/02/2014 tarih 2013/18363 E, 2014/3041 Sayılı kararında da açıklandığı üzere, uyuşmazlık abonelik sözleşmesi ile kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında alınan ücrete ilişkin olduğundan uyuşmazlığa bakmaya adli yardım mercileri görevli olmakla davalının yargı yolu itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan faturalara yansıtılan kesintilerin iadesi istemine ilişkinin olup alacağın hakkın doğumundan itibaren, Borçlar Kanununun 125 inci maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, bu noktada hakkın doğduğu tarih kesintinin yapıldığı tarih olup henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, davanın dağıtım şirketine yöneltilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları uyarınca davanın davacı ile abonelik sözleşmesi yapan satış firmasına (pazarlayıcı firmaya) veya tedarikçi firmaya yöneltilmesi mümkün olduğundan pazarlayıcı ve tedarikçi firma müteselsilen sorumlu olduklarından husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı şirketten kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli , perakende satış hizmet bedeli altında tahsil edilen tutarların ve düzenlenen faturaların EPDK düzenlemelerine uygun olup olmadığının tespiti noktasında elektrik mühendisi bilirkişisinden alınan raporda özetle; davaya konu elektrik faturaların incelenmesinde, davacıya tahakkuk ettirilen kayıp kaçak ve diğer tarife bileşenlerinin toplam tutarının 23.088,50-TL olduğunu ve davalı tarafından davacıya yüklenen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, PSH bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’ nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğuna ilişkin görüş bildirmiştir.
6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararında; kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını…kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk develitinin ayrılmaz parçası olduğu gerekçeliri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde hüküm vermiştir. Buna dayalı olarak yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/3055e. 2014/10723k, 2014/12810 E.. 2014/12352 K. Sayılı gibi kararlarında kayıp kaçak bedelinin tahsilinin hukuka aykırılığı yönünde kararları mevcuttur.
Yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 29745 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanununda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesine göre 6446 sayılı Kanunun 17 ınci maddesinin birinci fıkrasının a,ç,d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye fıkralar eklenmiştir. Bu itibarla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. H.D. 2017/1 E. 2017/8 K. Sayılı kararında da belirtildiği şekilde, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesinin ç bendi; ”Dağıtım tarifeleri; dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” 6719 sayılı Kanunun 21. maddesiyle 6446 sayılı Kanununun 17. maddesine 10. fıkra olarak; “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ”26. maddesiyle de 6446 sayılı Kanuna geçici madde olarak; geçici madde 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümleri eklenmiştir. Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı ve 28/12/2017 tarhili kararıda göz önüne alınarak, davacının kayıp kaçak bedelinin mevzuata aykırı olduğundan bahisle açmış olduğu iade davasının yapılan yargılaması sırasında 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla yapılan değişiklikler kapsamında 6719 Sayılı kanunun 15. maddesi ile; 6446 sayılı kanunun “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrası (şş) bendi eklenmiş ve bu bentte “Teknik ve Teknik Olmayan Kayıp: Dağıtım sistemine giren elektrik ile dağıtım sisteminden tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı ifade ettiği” hüküm altına alındığı, yine 6446 Sayılı kanunun 14. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 17. maddesinin 4. fıkrasında ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifenin hüküm ve şartları bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar hükmüne yer verdiği, 17. maddeye eklenen 10. fıkra ile de kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurular da ve açılan davalar da Tüketici Hakem Heyeti ile Mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun düzenlendiği, 6719 sayılı kanunun 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. madde ile de kurul kararına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmünün uygulanacağı hususunun düzenlendiği, 6446 sayılı kanunda yapılan 6719 sayılı kanunun değişikliği ile kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp, kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp kaçak perakende satış hizmet maliyeti ve benzeri gibi kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10. fıkra ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi ile sınırlı olduğunun ifade edildiği, bu sınırlamanın Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği, ancak geçici 20.maddesinin Anayasaya uygun bulunması karşısında kayıp kaçak gibi bedellerin tüketiciden tahsil edilmesine ilişkin düzenlemelerin ve bu düzenlemelerin eldeki davalara da uygulanmasına ilişkin kanun hükmünün Anayasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, kayıp-kaçak bedellerinin iadesine ilişkin açılan davanın konusuz kaldığı ayrıca, yargılama sırasında talep edilen dava konusu elektrik faturalarının aynı zamanda EPDK düzenlemelerine aykırılık iddiası yönünden ise alınan bilirkişi raporunda davacıdan tahsil edilen tüm bedellerin EPDK düzenlemelerine uygun olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nun 331/1 fıkrasında davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda yargılamaya devam edilmesi ve davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespiti ve tutumuyla dava açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerine mahkum edilmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda ise 6719 sayılı yasa dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olup, dava tarihindeki mevcut mevzuat hükümleri ile gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararlar ve gerekse Yargıtay 3. H.D. tarafından verilen kararlarda kayıp-kaçak bedelinin istenmesi mümkün olduğundan davacı taraf iş bu davayı açmakla haklıdır. Bu nedenle davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava konusuz kaldığından dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90.-TL karar ilam harcının peşin alınan 170,78-TL den düşümü ile arta kalan 134,88-TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
3-Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 35,90 karar ilam harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 600,00- TL bilirkişi ücreti ile 124,55-TL.tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam: 794,15- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir edilen 2.180.00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- …120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yanlara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır