Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/557 E. 2019/494 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/557 Esas
KARAR NO : 2019/494
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 22/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten elektrik hizmeti satın aldığını, müvekkilinin başka abone numaralan üzerinden aldığı elektrik var ise davalı kayıtlarndan çıkacağını, müvekkiline her ay kullanmış olduğu elektrik tüketim miktarına göre davalı firmalar tarafından fatura tahakkuk ettirildiğini, müvekkil tarafından her ay düzenli olarak ödenen faturalarda tüketim bedeli karşılımı olmayan “kayıp kaçak bedeli”, “perakende sataış hizmet bedeli”, “PSH sayaç okuma bedeli “, “iletim sistemi kullanım bedeli”, “dağıtım bedeli” adı altında kayıp kaçak bedelinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin, elektrik enerjisinde meydana gelen kayıp ve kaçaklardan kendisinin sorumlu olduğunu, Yargıtay kararlarının da kayıp kaçak bedelinin abonelerden tahsil edilemeyeceği ve tacirler açısından da söz konusu bedelin alınamayacağına ilişkin olduğunu, kayıp kaçak bedeli, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde abonelere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı gösterdiğini, elektrik enerjisinin nakli esansında meydana gelen kayıp ile başka şahıslarca hırsızlık yapmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsil edilmesinin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını, kayıp kaçak bedeli adı altında bir ücretin müvekkilinden tahsil edileceğine yönelik sözleşme hükümleri TBK, m. 20 vd. anlamında genel işlem koşulu olduğunu ve müvekkili açısından geçersiz hükümler olduğunu, bu sebeple davanın kabulüyle, dava tarihinden geriye dönük 10 yıl olmak üzere, dava konusu edilen kayıp kaçak, kayıp kaçak bedeli nazara alınmayarak hesaplanan % 2 TRT payı, perakende satış hizmet. PSH sayaç okuma, KDV matrahı, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri ile bu bedeller toplamı üzerinden fazladan ödenen ve bu bedeller üzerinden hesaplanan kdv’nin hmk, md, 107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak şimdilik asgari 3.000,00-tlnin (toplam şimdilik asgari 3.000,00-TL) nin fatura ödeme tarihlerinden itibaren hesap edilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, davalılardan tahsil edilerek müvekkile ödenmesine, işin ticari niteliği nedeniyle ( TTK 19. madde), fatura ödeme tarihinden itibaren, T.C. merkez bankası’nın kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi oranında temerrüt faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket, davacı şirket ile akdedilen 15.04.2010 tarihli “Elektrik Enerjisi Tedariki ve Tüketimine İlişkin Sözleşme” uyarınca davacı şirketin …, …, … ve … numaralı abonelikleri için 01.06,2011 tarihine kadar gerekli elektrik enerjisini tedarik ettiğini, müvekkili şirketin elektrik faturalarına yansıttığı bedellerin tamamının mevzuata ve düzenlemelere tamamen uygun olduğunu, 6719 Sayılı Kanunun’un 21. maddesinde de belirtildiği üzere: “Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişile arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerdiğini, aynı kanunun geçici 20. maddesinde de belirtildiği üzere mevzuata uygun yapılan tahsilatların konu edildiği derdest davalara da işbu kanun uygulanacağından davanın esastan reddinin gerektiğini, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (“EPDK”) bu kanunda yer alan flyatlandırma esaslarını tespit etmekten sorumlu olduğunun belirtildiğini, işbu kanun çerçevesinde kendisine verilmiş olan yetkiye dayanarak 16/12/2010 tarih ve 2932 sayılı Kurul kararıyla 2011/2015 arasmdaki dönemi kapsayan uygulama dönemi için 21 dağıtım şirketi için kayıp-kaçak hedefleri belirlendiğini, toptan elektrik satış lisansı sahibi bir şirket olan müvekkilinin, elektrik dağıtım sisteminde yer almakla EPDK mevzuatına tabi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin, EPDK tarafından mevzuat çerçevesinde yapılan düzenlemeye tabi olan lisanslı bir şirket olarak, tamamen söz konusu düzenlemeye uygun olarak 01 Ocak 2011 tarihinden itibaren kayıp-kaçak bedelini faturalara ilave ettiğini, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan kayıp-kaçak elektrik bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin şimdilik 3.000.00-TL lik kısmın hakkın doğum tarihinden itibarin işleyecek faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki elektrik satış sözleşmesi, elektrik faturaları dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti adı altında tahsil edilen bedeller ve bu bedellerin EPDK’nın belirlediği oranları aşıp aşmadığı, düzenlenen faturaların EPDK düzenlemelerine uyumlu olup olmadığının tespiti noktasında bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararında; kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını…kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi şeffaflık hukuk develitinin ayrılmaz parçası olduğu gerekçeliri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde hüküm vermiştir. Buna dayalı olarak Yargıtay … Hukuk Dairesinin … e. 2014/10723k, 2014/12810e. 2014/12352 k. Sayılı gibi kararlarında kayıp kaçak bedelinin tahsilinin hukuka aykırılığı yönünde kararları mevcuttur.
Yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 29745 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanununda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesine göre 6446 sayılı Kanunun 17 ınci maddesinin birinci fıkrasının a,ç,d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye fıkralar eklenmiştir. Bu itibarla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. H.D. 2017/1 E. 2017/8 K. Sayılı kararında da belirtildiği şekilde, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesinin ç bendi; ”Dağıtım tarifeleri; dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” 6719 sayılı Kanunun 21. maddesiyle 6446 sayılı Kanununun 17. maddesine 10. fıkra olarak; “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ”26. maddesiyle de 6446 sayılı Kanuna geçici madde olarak; geçici madde 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümleri eklenmiştir. Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 2016/150 Esas 2017/179 Karar sayılı ve 28/12/2017 tarhili kararıda göz önüne alınarak, davacının kayıp kaçak bedelinin mevzuata aykırı olduğundan bahisle açmış olduğu iade davasının yapılan yargılaması sırasında 17/06/2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı kanunla yapılan değişiklikler kapsamında 6719 Sayılı kanunun 15. maddesi ile; 6446 sayılı kanunun “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrası (şş) bendi eklenmiş ve bu bentte “Teknik ve Teknik Olmayan Kayıp: Dağıtım sistemine giren elektrik ile dağıtım sisteminden tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı ifade ettiği” hüküm altına alındığı, yine 6446 Sayılı kanunun 14. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 17. maddesinin 4. fıkrasında ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifenin hüküm ve şartları bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar hükmüne yer verdiği, 17. maddeye eklenen 10. fıkra ile de kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurular da ve açılan davalar da Tüketici Hakem Heyeti ile Mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun düzenlendiği, 6719 sayılı kanunun 6446 sayılı kanuna eklenen geçici 20. madde ile de kurul kararına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükmünün uygulanacağı hususunun düzenlendiği, 6446 sayılı kanunda yapılan 6719 sayılı kanunun değişikliği ile kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp, kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp kaçak perakende satış hizmet maliyeti ve benzeri gibi kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10. fıkra ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi ile sınırlı olduğunun ifade edildiği, bu sınırlamanın Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiği, ancak geçici 20.maddesinin Anayasaya uygun bulunması karşısında kayıp kaçak gibi bedellerin tüketiciden tahsil edilmesine ilişkin düzenlemelerin ve bu düzenlemelerin eldeki davalara da uygulanmasına ilişkin kanun hükmünün Anayasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla dava konusuz kaldığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HMK’nun 331/1 fıkrasında davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda yargılamaya devam edilmesi ve davanın açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespiti
ve tutumuyla dava açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerine mahkum edilmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda ise 6719 sayılı yasa dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olup, dava tarihindeki mevcut mevzuat hükümleri ile gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen kararlar ve gerekse Yargıtay 3. H.D. tarafından verilen kararlarda kayıp-kaçak bedelinin istenmesi mümkün olduğundan davacı taraf iş bu davayı açmakla haklıdır. Bu nedenle davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava Konusuz Kaldığından Esas Hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40.-TL karar harcının peşin alınan 51,24-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 6,84-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan başvuru harc: 29,20-TL, karar ilam harcı: 44,40-TL, vekalet harcı: 4,30 -TL, tebligat ve müzekkere gideri: 273,80-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL olmak üzere toplam 951,70- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir edilen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
5- Davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullar gözetilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-…120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yanlara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır