Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/546 E. 2018/197 K. 05.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/546 Esas
KARAR NO : 2018/197
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/05/2016
KARAR TARİHİ: 05/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirketlerin imzalanan eneıji tedarik sözleşmeleri uyarınca müvekkiline elektrik enerjisi hizmeti sağladığım, ancak kayıp enerji bedeli ibaresi İle sözleşme harici ve sarfa dair olmayan bir takım bedellerin faturada gösterilmiş bulunduğunu ve belirtilen bu bedellerin müvekkili tarafından sehven ödendiğini, Elektrik ve su dağıtım hizmetlerinin teke! niteliğinde yürütülen bir hizmet olduğunun yargı kararlan ile kabul edildiğini, müvekkili bulunduğu şirketin de davalı firma ile söz konusu yaptığı sözleşmeye itiraz edemediğini aksi takdirde elektrik hizmetinden yoksun kalacağını, Şirketlerin sunduğu elektrik dağıtım hizmetinin tekel niteliğinde olduğunun tartışmasız olduğunu, bu durum müvekkili bulunduğu şirketin kayıp-kaçak bedelinin fatura edilmemesi yönünde alternatif bir elektrik abonelik sözleşmesi yapma imkan ve olanağının olmadığını, sözü edilen kayıp-kaçak bedelin tekel niteliğinde yürütülen bir hizmete binaen sözleşmede kararlaştırılmak suretiyle davacıdan tahsilinin dürüstlük kurallarıyla bağdaştığının kabul edilemeyeceğim, Davalı Şirketin EPDK’ tun 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nu esas göstererek dava konusu bedellerin mevcut yasal düzenlemeye aykın olmadığım belirttiğini, fakat EPDK ‘ya tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevinin verildiğini ancak sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediğini, İlgili yasal hükümler gereğince EPDK’ nuı kayıp-kaçak bedellerinin abone faturalanna yansıtılması hususunda aldığı kararın mevcut yasal hükümlere ay kinlik teşkil ettiğini, Alınan karann hiçbir suretle yürürlükte bulunan yönetmelik ve kanunlann önüne geçerek uygulanamayacağını, EPDK’ ya verilen yetki ile ilgili birçok kanun ve yönetmelik düzenlendiğini fakat bu düzenlemelerin EPDK’ ya sınırsız bir fiyat belirleme ve elektrik eneıjisi kullananlan mağdur etme yetkisi vermediğini, bu konuda inisiyatif EPDK’ ya verilmiş olsa da söz konusu inisiyatifi tüketici gerçek ve tüzel kişileri mağdur ederek kullanamayacağını, Müşterilerden kayıp-kaçak bedeli talep edilmesinin» müşterilerden yapmadıklan tüketimin bedelinin talep edilmesi olduğunu, bu durumun hukuk devleti ilkesine ters düştüğünü, Yargıtay 3.HD 2014/7090E. 2014/13588K.Sayılı, Yargıtay 3.HD 2014/12810E. 2014/12352 K„ Yargıtay HGK 2013/7-2454E. 2014/679K. Sayılı ve ilgili diğer Yargıtay kararlan
Açıklanan nedenlerle haksız ve hukuksuz olarak alınan kayıp-kaçak elektrik bedeli olan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik kısmi 5.000,00TL1 nin faturaların ödeme tarihinden itibaren başlayacak reeskont avans faizi ile birlikte iadesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişti.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı.. Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili bulunduğu şirket arasında sözleşme imzalandığı ve müvekkili bulunduğu şirket tarafından davacıya enetji tedarikine başlanıldığını, davaya konu kayıp-kaçak bedelinin tamamen EPDK mevzuatına göre faturaya tahakkuk edildiğini ve yasalara uygun bir şekilde abonelerden tahsil edildiğim ancak, bir an için bu durumun aksi düşünüldüğünde dahi işbu davanın muhatabının … değil de olduğunu, Müvekkili bulunduğu kurumun perakende satiş sektöründe faaliyet gösteren yalnızca saüş lisansına sahip bir kurum olduğunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’ nde 9.maddenin 4. Bendinde kayıp-kaçak miktarının dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından temin edildiği ve kayıp-kaçak bedeli dağıtım sistemi gelirinin düzenlenmesi hakkında tebliğ hükümleri esas alınarak hesaplandığının belirtildiği, Bu nedenlerle davanın muhatabının müvekkili bulunduğu … olmadığı, dağıtım lisansına sahip şirket olan…Elektrik Dağıtım A.Ş.(..) olduğu, Uyuşmazlığa konu edilen fatura kalemlerinİn(kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, Perakende satış Hizmeti, İletim ve Dağıtım Bedeli) gerek adına gerekse tüketicilere hangi oranda yansıtılacağı hususunu belirleme ve karar verme yetkisinin tamamen Eneıjı Piyasası Düzenleme Kurumu ‘na ait olduğunu, Kurumun bu konudaki düzenlemeyi Kurul kararlan ile yaptığını, Kurumun düzenleme yetkisini 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun ve bu kanonun verdiği yetki ile çıkartılan ikincil mevzuattan aldığını, Kurul kararlanın yok saymanın mümkün olmadığım, faturada yer alan işbu kalemlerin bir idare işlem olan Kurul karan gereğince faturalara yazıldığını» İlgili tedarik şirketlerin yasal olarak bu kalemleri faturalara yansıtmak» müşterilerden tahsil etmek ve tahsil ettiği bu kalemleri ilgili kuruma aktarmak zorunda olduğunu, İlgili tedarik şirketleri icrası zorunlu olan bir idari karan yerine getirdiğini, bir idari kararın idari yargıda iptaline karar verilinceye kadar hukuka uygunluk karinesinden yararlanması olduğunu, Kurul karanna uymama seçeneği olmadığı faturalara Kurul kararı gereğince yansıtılan bedellerin hukuka uygun olduğu yönünde yasal bir karine olduğunu ve Yargıtay içtimatının bu yönce olduğunu,Kayıp-kaçak bedelinin ‘ulusal tarife’ adı altında EPDK tarafından belirlenerek uygulandığını, tarifelerin uygulanmasında davalımtı da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından yasal zorunluluk bulunduğunu» Tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak kayıp-kaçak bedeli perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, söz konusu bedelin belirlenmesi için alınan Kurul karan EPDK ‘nın düzenleyici bir işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, 6446 sayılı Kanunda elektrik tarifelerinin belirlenmesi konusunda EPDK ‘ya düzenleme yetkisi verilmiş olmasının yanında bu düzenlemelerinin dışına çıkılması durumunda idari para cezası gibi ciddi müeyyidelerin olduğunu, şirketler kendi inisiyatifleri ile faturalama yapıyormuş gibi göstermenin kolaycı ve gerçeği yansıtmayan bir yaklaşım olduğunu, Lisans sahibi şirketlerin tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyeceğini veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacağını, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda 6719 sayılı Kanun ile değişiklik yapıldığı, 6719 sayılı Kanun 17.06.2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, söz konusu değişiklik ile 6719 sayılı Kanunun 21 .maddesi ile 6446 Elektrik Piyasası 17. Maddesinin değiştirildiğini, söz konusu yasa değişikliği ile tarifelerin hangi usul ve esaslara göre hazırlanacağının ayrıntılı olarak belirlenmiş bulunduğunu,Tarifelerde belirlenen tüm bedellerin yasal dayanağının bulunduğunu» lisans sahibi firmaların bu düzenlemelere mülga oluncaya kadar uymakla yükümlü olduğunu, Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un özellikle 15,21. ve 26 maddelerinde ifade olunan düzenlemelerde bu durumun daha net ve açık hale getirildiğini, izah edilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet Ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş. Vekili cevap dilekçede özetle; Davacı taraf ödemelerini iadesini istemekte olduğunu 6098 sayılı Borçlar Kanununun 82, Maddesinde belirtildiği üzere zaman aşımı İtirazında bulunduklarını, Söz konusu davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu çünkü müvekkili bulunduğu şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaların tahakkuk ettiklerini ve müvekkil şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, Ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini davacı tarafın davacı dilekçesinde belirsiz alacak davası açtığı yönünde beyanının bulunduğu belirsiz alacak davasında davacı taraf talep ettiği alacakların cinsini belirtmekte ancak miktarını bilmediği için dava değerini beyan edemediğini 6100 sayılı HMK nım 107.maddesinde de hukuki İlişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davasının açılabileceğinin, Müvekkil şirket taraündan tahakkuk ettirilen başta kayıp-kaçak bedeli olmak üzere fatura oluşturan diğer kalemler elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılara yansıtılacak tarifelerin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca EPDK tarafından çıkarılan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği, Tarife Uygulama Tebliğleri ve Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ Hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini belirtmiştir. 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına Dair Kanun mucibince davanın reddi gerektiği, Davacı tarafından iadesi istenilen kayıp-kaçak bedelleri Eneıji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından Kanun’un temel amaçlan na uygun düzenlenen elektrik tarifelerinin bir unsuru olup, lisans sahibi olan elektrik dağıtım, perakende satış şirketlerinin tarifeleri uygulayıp uygulamama kayıp-kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir inisiyatifi bulunmadığım, tarifelerin uygulanmasının 4628 sayılı Kanunu’nun 4. Ve 5. Maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’ nun 17. madde si ne göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğunu, 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ‘un 15, 21. ve 26.maddelerinde dava konusu kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili düzenlemelere yer verildiği, Özellikle 6719 sayılı Kanun çerçevesinde 21.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 17.maddesinde tanımlanan Kurulca belirlenecek tarife türlerine İlişkin ö.bendin a,ç,d ve f bentlerinde bağlantı tarifeleri» dağıtım tarifeleri, perakende satiş tarifeleri ve tedarik tarifeleri mevcut tanımlama şeklindeki hükümleri ayrıntılı olarak tanımladığını, kayıp-kaçak bedeline ilişkin EPDK tarafından hedef oranı geçmemek üzere kaydı düşülerek dağıtım tarifelerine konu tüm maliyet unsurlarının tüketicilere yansıtılması hüküm altına alındığı ve bu husustaki yetkinin EPDK ‘ya verildiğini, açıklanan bu sebeplerle haksız ve yersiz davanın reddini dava vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen ve dava dilekçesinde sıralanan hususlar nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır. Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. 5135870 abone numarasına ait tüm kayıtlar, abonelik sözleşmesi,davalı şirkete yapılan ödemelere ilişkin tahsilat listesi celb edilmiştir.
Davacı ile davalılar arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıdan kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
Bilirkişi İLKER ÖNDEŞ tüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir. Bilirkişi dava konusu olaya ilişkin tüm hukuk dosyası, elektirk fatura ve kayıtları ve dayanak kayıtları, dosya içindeki deliller ve tüm iddiaları değerlendirmişlerdir. Ehil ve tarafsız bilirkişi tarafların tüm iddialarını, elektrik satış sözleşmesi , elektrik harcama kayıtları tarafların delilleri ve dayanak belgeleri tüm kayıtları inceleyerek ticari alacağa ilişkin tüm itirazları değerlendirecek rapor ibraz etmiştir.
6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararında ; kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını.. kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk develitinin ayrılmaz parçası olduğu gerekçeliri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde hüküm vermiştir. Buna dayalı olarak yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/3055e. 2014/10723k, 2014/12810e. 2014/12352 k. Sayılı gibi kararlarında kayıp kaçak bedelinin tahsilinin hukuka aykırılığı yönünde kararları mevcuttur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. H.D. 2017/1 E. 2017/8 K. Sayılı kararında da belirtildiği şekilde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun muhtelif maddelerinde değişiklik ve bu Kanuna eklemeler getiren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 17.06.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesine göre 6446 sayılı Kanunun 17 ınci maddesinin birinci fıkrasının a,ç,d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye fıkralar eklenmiştir. Bu itibarla, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesinin ç bendi; ”Dağıtım tarifeleri; dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” 6719 sayılı Kanunun 21. maddesiyle 6446 sayılı Kanununun 17. maddesine 10. fıkra olarak; “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ”26. maddesiyle de 6446 sayılı Kanuna geçici madde olarak; geçici madde 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümleri eklenmiştir. Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. 6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihi gözetildiğinde yasanın yaklaşık 1 yıldır yürürlükte olduğu, bunun yanı sıra, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için 24.06.2016 tarihli iptal talebinin, Anayasa Mahkemesinin 2016/ 134 E. sayılı dosya üzerinde kaydı yapılsa da,bugüne kadar başvuru ile ilgili esastan karar verilmediği anlaşılmıştır. Halbuki, Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını vermeli ve açıklamalıdır.( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Anayasa Mahkemesi,bu süre içinde kararını veremezse, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır . Anayasa Mahkemesince, bir çok mahkeme başvurusunun yöntemine uygun olmadığından bahisle reddine dair verdiği kararlar ve yasanın yaklaşık 1 yıldır yürürlükte olduğu gözetildiğinde Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2 gereğince, mahkememizce somut olayı, Anayasa Mahkemesinin başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un hükümlerine göre sonuçlandırılması gerekmektedir. Kaldı ki; aynı konuda iptal başvurusu yapan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin başvurusu yasal süre geçtiği halde halen sonuçlandırılmamıştır. Böyle olunca, aynı konuda mevcut bir başvuru varken bu dava dosyası içinde ayrıca iptal başvurusu yapmanın dosyaya bir katkısı olmayacağı gibi, açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesinin vereceği karar beklenmeksizin, uyuşmazlığın mevcut mevzuat kapsamında çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine Keza 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen Geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile; Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17.maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile; mahkemece yapılacak incelemenin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen Geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de ;davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 31/05/2017 tarih, 2016/18154 Esas, 2017/8672 Karar sayılı ilamında “17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişede etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. ” denilmiştir.
Bu itibarla, davada; tahakkuk ettirilen ve dava konusu edilen bedellerin Kurum düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu ileri sürülmemiş, bu alacak kalemlerinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş olmakla, Kurum düzenleyici işlemlerine aykırılık bulunduğu yönünde bir iddia mevcut olmadığından, 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesi 10 fıkra hükmü ve Geçici 20. maddesi doğrultusunda davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Öte yandan, dava konusu taleplerin (anılan kanun değişikliği öncesinde) istenebilir nitelikte olmasına karşın, davanın açılmasından sonra yapılan kanun değişikliği ile istenmesi mümkün olmadığından, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklılık durumu ve davadan sonra yapılan ve yürürlüğe giren kanun değişikliği karşısında, davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılarak bu yönde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Aynı şekilde 6719 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrası dava tarihindeki hükümler ve yargıtay uygulaması dikkate alınarak
davacının dava açılmasına zorlandığı kanaatine varıldığından vekalet ücreti yönünden de davalı vekili hakkında karar verilmemiştir.
HÜKÜM :
1-Konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 49,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama aşamasında davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 131,00 posta masrafı olmak üzere toplam 796,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın açıldığı tarihten sonra 17/06/2016 tarih 29745 sayılı resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile yapılan değişiklik göz önüne alınarak davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-HMK 120. Madde gereği delil avansı ve gider avansının artan kısımlarının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Davalı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/03/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır