Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/496 E. 2018/344 K. 02.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/496 Esas
KARAR NO: 2018/344
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/05/2016
KARAR TARİHİ: 02/04/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1994 yılından bu yana elektronik ekipman ve sistemleri tedariki ve satışı atanında faaliyet gösteren saygın bir kuruluş olduğunu, bu nedenle müvekkil şirket ile davalı taraflar arasında, yurtdışından müvekkil tarafında ithal edilen ürünlerin taşıma işleri hususunda davalı taraf ile ticari münasebet doğduğunu, davalı firma, müvekkil firmanın talebi üzerine dava konusu taşıma işini üstlenmiş olup bu taşıma işinin karşılığında müvekkil şirkete 16/11/2015 tarihli “ordino bedeli” adı altında 265,50-TL bedelli faturayı göndermiş ve bu bedelin ödenmesi halinde ürünlerin depolarından teslim alınabileceğini beyan ettiğini, bunun üzerine anılan bedel 16/11/2015 tarihinde ihtirazı kayıt ile ödenmiş ve ürün ancak bu şekilde teslim alındığını, davalı/borçlu şirkete Beyoğlu 41. Noterliği 19/02/2016 tarihli ve … Yevmiye Notu ihtarname keşide edilmiş olup, davalı tarafından hukuka aykırı olarak tahsil edilen ve taraflarından ihtirazı kayıt ile ödenen bu bedeli iadesi talep edildiğini, İhtarnamenin tebliğini takiben müvekkile, talep edilen bedele ilişkin herhangi bir sorumluluk taşımadıklarını ifade eden bir yazı gönderildiğini, bu doğrultuda davalı/borçlu şirket aleyhine İstanbul 29. İcra Müdürlüğü …Esas No ile 03/03/2016 tarihinde icra takibine geçilmiş ve borçluya ödeme emri gönderilmiş olup işbu ödeme emrine borçlu şirket tarafından 08/03/2016 tarihinde itiraz edildiğini, dolayısıyla işbu haksız itirazın aşağıda açıklanan nedenlerle iptalinin gerektiğini, müvekkil alıcı, ticari ilişki içerisinde olduğu dava dışı satıcı ile yapmış olduğu anlaşma gereği müvekkil tarafından satın alınan ürünün taşınmasına ilişkin tüm taşıma bedellerinin satıcı tarafından karşılanması konusunda mutabık kalındığını, bu kapsamda satıcı taşıma bedelinin tamamını ödediğini, taşıyıcı davalı ile müvekkil alıcı firma arasında bu konuda hiçbir ihtilaf bulunmadığını, ancak taşıma bedelinin tamamı ödenmiş olmasına rağmen müvekkili firmadan “ordino bedeli” altında bedel talep edilip ve bu bedel ödenmeden (taşıma ücretinin tamamının ücreti ödenmiş olduğu halde) satın alınan eşyanın teslim alınamayacağının müvekkiline bildirildiğini, belirtilen nedenle müvekkil hukuken hiçbir dayanağı olmadığı halde, malı teslim alabilmek için bu bedeli ihtirazı kayıtla ödemek zorunda kalındığını, yapılan araştırmalar neticesinde, farklı kargo firmalarının bu tip durumlarda gerek “ordino bedeli”, “konşimento bedeli”, “terminal ücreti”, “parsiyel servis ücreti”, “tahliye ücreti” ve son dönemlerde daha sık olarak “özet beyan işlem ücreti” adı altına birtakım bedeller talep ettiği anlaşıldığını, ancak bu bedelin taşıyan şirket tarafından tahsil edilmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkil firma ile taşıyıcı firma arasında akdedilmiş hiçbir hukuki sözleşme de bulunmadığını, taşıma ücreti ülkemize mal satışı yapan yabancı dava dışı satıcı tarafından karşılandığı halde, müvekkilden ordino bedeli adı altında hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir bedel talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kelime itibariyle “ordino”, yurtdışından gelen malların gümrük işlemlerine başlanabilmesi için gerekli olan belgeye verilen isim olduğunu, Gümrük işlemlerinde “özet beyan” olarak da adlandırıldığını, yakın bir döneme kadar bir belge olarak düzenlenen ordino, günümüz uygulamalarında acenteye ibraz edilen konşimentonun arkasına yapıştırılan bir etiket halini aldığını, ordino uygulaması sadece ülkemize özgü olup yurtdışında bu tip bir uygulama bulunmadığını, fakat ülkemizde uluslararası kargo taşımacılığı alanında faaliyet gösteren kuruluşların haksız olarak ordino ücreti adı altında bir ücreti alıcılardan talep ettiği ve malını bir an önce teslim almak isteyen alıcıların da bu bedeli haksız olarak ödemek zorunda bırakıldığını, ordino ücreti adı altına taşıma acenteleri tarafından talep edilen bu bedellerin hiçbir şekilde gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, gerekse de 4458 sayılı Gümrük Kanunu nezdinde herhangi bir karşılığı bulunmadığını, ürün alıcının bulunduğu gümrüğe ulaştığında ürünler bu konşimento ile birlikte teslim alınabilmekteyken, ülkemizde davalı ve davalı gibi faaliyet gösteren taşıma firmaları bu uygulamayı bir gelir kapısına dönüştürmüş ve sadece konşimento ile teslim alınabilecek bir ürün için ordino veya başka bir ad altında bedel talep etmekte olduklarını, taşıma işi için lojistik firmaları tarafından belirlenen meblağlar, ürünün göndericiden teslim alınıp alıcıya teslim edilmesini kapsayan süre zarfındaki tüm masrafları kapsadığını, navlun ücretine ek olarak aynı iş için başkaca alacak kalemleri altında ödeme talep edilmesi, ürünün teslim alınması için bu bedellerin ödenmesinin şart koşulması hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ordino, işlemlerin bir aşamadan diğer bir aşamaya geçerken, önceki aşamaların tamamlanıp tamamlanmadığının kontrolünü sağlamak amacıyla yürürlüğe konulmuş bir belge iken, zaman içinde bu belgeye davalı/borçlu tarafından farklı fonksiyonlar yüklendiğini, hukuki açıdan eşyanın mülkiyetinin devri, yani teslimi için Konşimentonun gümrük idaresine ibrazının yeterli olduğunu, Konşimentoda eşyanın göndereni ve gönderileni bellidir, konşimento ile eşyanın alıcıya teslim edileceği …altına alındığını, gümrüklerde de eşya teslim edilirken ordinoyla değil, konşimentonun alıcı nüshası ile teslim edilmekte olduğunu, bu konuda gerek Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında ortaklık yaratan 12 Eylül 1963 tarihli Ankara Anlaşması ve Türkiye -AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 tarihli kararı ve Gümrük Yönetmeliği uyarınca ordino veya muadili bir evrakın gümrük işlemleri için gereken belgeler arasında olmaması, Avrupa Birliği uyum sürecinde bir kısım belgelerin kaldırıldığı bir kısmının da topluluk standartlarına uygun hale getirildiği ve beyanname ekleri, taşıma belgeleri ile de işlem yapılabileceğinden dolayı ordino veya konşimento arkasına yapıştırılan bir etiket için bedel talep etmeksizin mevcut yasada öngörülmüş belgeler ile eşyanın hak sahibine tesliminin vurgulandığını, özellikle Türkiye -AB Ortaklık Konseyi’nin 1/95 tarihli kararında, “Bu Kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Topluluk ve Türkiye arasında ithalat ve ihracattaki gümrük vergileri ile eş etkili vergi ve resimler tamamen kaldırılır. Topluluk ve Türkiye, bu tarihten itibaren ithalat ve ihracata yeni gümrük vergileri ve eş etkili vergi ve resimler koymaktan kaçınır. Bu hükümler mali nitelikli gümrük vergileri için de geçerlidir.” denildiğini, Taşınan eşyanın ne şekilde gümrükten çıkartılacağı belirlenmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere Gümrük İşlemlerinde ordino ve buna benzer belgelerin ürünlerin teslimi esnasında hukuki bir nitelikte olmadığı hüküm altına alındığını, bu doğrultuda, asıl olanın müvekkil davacı tarafından ithal edilen bir ürün Gümrük Müdürlüğü tarafından onaylandıktan sonra müvekkil davacı hiçbir ek yükümlülük olmaksızın elinde mevcut konşimentoyla birlikte ürünü teslim alabilmesinin gerektiğini, 07/10/2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Gümrük Yönetmeliği’nin 94. Maddesinde kimlerin hukuken ürünleri Gümrük nezdînde teslim alabileceğini belirtildiğini, Anılan maddelere göre: “Kesin çıkış işlemleri MADDE 94 – (1) Gümrük işlemlerinin sistem üzerinde tamamlandığının anlaşılması üzerine I bilgisayar sisteminde çıkış onayı verilerek eşya sahibi veya temsilcisine, eşyayı geçici depolama I yerinden çıkarmasına izin verilir.” Denilmektedir. Yönetmelikte yer alan “eşya sahibi” sıfatının karşılığı somut olayda müvekkil olup hukuki düzemde bu ürünleri müvekkil teslim alabilecek iken davalı firma buna müsaade etmemekle beraber bu teslim işleminin gerçekleşebilmesi için müvekkilden bedel talep etmekte ve bu bedel yukarıda açıklandığı üzere hiçbir Kanun, Yönetmelik ve uygulamada karşılığı bulunmayan bir bedel olduğunu, Yine aynı Yönetmeliğin 130. Maddesinde “MADDE 130 – (1) Eşya, boşaltma yerinde konşimentoda teslim edileceği gösterilen ve bir nüshasını taşıyan kimseye ve eğer konşimento emre muharrer ise ciro ile devralmış şahsa teslim olunur. Bu kimseler eşyayı almak için lazım gelen vasıfları haiz sayılır.” İfadesi yer aldığını, Yukarıda açıklandığı üzere beyanname eki belgeler ve bunlardan taşımanın esaslı bilgilerini içerir konşimentoda hak sahibi gözüken tüzel kişiye gümrük tarafından eşyanın tesliminin esas olduğunu, Davalı/borçlu firma tarafından konşimentonun arkasına eklenecek bir etiket ile ürünlerin teslimini sağlamakla yükümlüyse de, uygulamada davalı/borçlu firma bu işlem için hukuka aykırı olarak ayrıca ücret talep ettiğini, iş bu nedenlerden dolayı davalı/borçlunun yapmış olduğu itiraz ile kendisince de bilinen ve miktarı tartışmasız olan alacağın müvekkilce tahsilini geciktirmek ve müvekkili itiraz yolu ile oyalamak sureti ile kötü niyetli davrandığını, demek sureti ile 29. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, davanın devamını ve davalı tarafın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ordino ücreti ve ihtarname gideri alacaklarının tahsili talebi ile İstanbul 29.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takip başlatmış, müvekkil şirketin icra dosyasına sunduğu 08.03.2016 tarihli itiraz neticesinde huzurdaki dava açıldığını, davacı yan, dava dilekçesinde müvekkil tarafından yapılan taşıma işi karşılığı düzenlenen ordino bedelinin yasal bir dayanağının bulunmadığı, ordino belgesinin malın teslim alınması yönünde mecburi bir belge niteliğini taşımadığı, ordino ücretinin bir kısım şirketler tarafından bir gelir \kapısı olarak ve teamülen oluşturulmuş bir talep niteliğinin taşıdığı, düzenlenen ordino belgesi ıkapsamında talep edilen bedelin malın teslimini gerçekleştirmek için zorunlu olarak ve ihtirazi kayıtla ödendiği ve geri iadesinin gerektiği yönünde iddiada bulunduğunu, davacı yanın bu beyan ve iddiaları gerçek dışıdır huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, Müvekkil şirket, dava konusu taşıma işini üstlenmiş ve gerçekleştirilen taşıma işi karşılığında l6.11.2015 tarihli ve 265,50 TL. bedelli ordino faturasını düzenlediğini, davacı yanın iddia ettiğinin aksine, taşıma işi gerçekleştirilmeden önce, davacı şirket ile ordino ücreti ile ilgili olarak görüşülmüş; ” taşımaya konu malzemelerin gönderici tarafından prepaid ( önceden ödenmiş ) olarak organize edildiği, bu sebeple navlun faturası düzenlenemeyeceği, sadece ordino ücretinin fatura edilebileceği, gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için evrakların havayollarından teslim alınıp ödemenin havayolları şirketine yapıldığı dolayısı ile bu ödemelere istinaden de ordino ücretinin kesilmesinin mecburi olduğu bildirildiğini, davacı şirketle sağlanan mutabakat neticesinde ordino ücreti 225 TL+KDV olarak belirlendiğini ve bu mutabakata istinaden ordino ücreti davacıya fatura edildiğini, düzenlenen ordino faturası e-fatura olduğundan davacı şirket faturayı kendi portalında görerek kabul etmiş olup banka havalesi ile müvekkil şirkete ödendiğini, ancak davacı şirket ödeme tarihinden sonra, Beyoğlu 41 .Noterliğinin 19.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek; ” ordino ücretine ilişkin 16.11.2015 tarih …nolu ve 265,50 TL.lık faturanın ihtirazi kayıtla ödendiği ve hukuki bir dayanağının olmadığı gerekçesi ile fatura bedelinin iade edilmesi hususunu ” müvekkil şirkete ihtar edildiğini, bunun neticesinde müvekkil şirket tarafından düzenlenen ihtarname ile davacı şirkete ordino faturasının kendi onayları ile kesildiği bu sebeple müvekkil şirkete herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği ve dolayısı ile fatura bedelinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağı bildirildiğini, ordino faturası davacı şirketin bilgi ve onayı ile düzenlendiğini, Taraflar kendi aralarında ordino bedeli hususunda da anlaşmaya varıldığını, bu konuda taraflar arasında mutabakat sağlanmış ve bir nevi şifahi sözleşme hükümleri kapsamında işlemler gerçekleştirildiğini, düzenlenen faturanın davacının bilgi ve onayında olduğu tüm resmi kayıt ve yazışmalar ile dahi sabit olduğunu, bu aşamalardan sonra davacı yanın bedel iadesi talep etmesinin yasal bir dayanağı yapılmadığı gibi basiretli bir tacirin uyması gereken ilkelere de aykırı hareket edildiğini, davacı şirketin kendi verdiği onay doğrultusunda ve baştan bilgilendirilmiş olmasına rağmen bu aşamada kendisinden haksız kazanç elde edildiği iddialarına dayalı olarak ödemenin geri iadesini isteme hakkı bulunmadığını, diyerek davacı yanın haksız davasının reddini % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava;davacı ile davalı arasında, yurtdışından davacı tarafında ithal edilen ürünlerin taşıma işleri hususunda anlaşıldığı,davalının taşıma işini üstlendiği, karşılığında davacıya 16/11/2015 tarihli “ordino bedeli” adı altında 265,50-TL bedelli faturayı gönderdiği ve bu bedelin ödenmesi halinde ürünlerin depolarından teslim alınabileceğinin beyan edilmesi üzerine anılan bedelin 16/11/2015 tarihinde ihtirazı kayıt ile ödendiği ve ürünlerin ancak bu şekilde teslim alındığı, davalı/borçlu şirkete Beyoğlu 41. Noterliğinin 19/02/2016 tarihli ve … Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile davalı tarafından hukuka aykırı olarak tahsil edilen ve davacının ihtirazı kayıt ile ödediği bu bedelin iadesinin istendiği, ancak ödenmemesi nedeniyle davalı/borçlu şirket aleyhine İstanbul 29. İcra Müdürlüğü …Esas No ile 03/03/2016 tarihinde başlatılan icra takibine davalının itirazı nedeniyle İİK.’nun 67. Maddesi gereği açılan itirazın iptali ve davalı borçlunun %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesi talepli davadır.
Mahkememiz dosyası arasına alınan bilgi, belgeler,davacı ve davalı taraf ticari defterleri, İstanbul 29. İcra Müdürlüğü …E sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan Sözleşme, ihtarnameler üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış; 06/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ödediği ordino bedeli açıklamalı fatura bedeli ve bunu almak için katlandığı ihtar masrafından oluşturduğu, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin lehine delil teşkil edeceği, takip tarihi olan tarihi itibari ile davacı ve davalı taraf kayıtlarında bakiye bulunmadığı, davalının, taşıma sözleşmesi veya sair şekilde davacının yükümlülüğü olarak belirlenmeyen ordino bedeli bakımından; kendisinin freight forvvarder-taşıma işleri organizatörü olduğu taşımada, dava dışı … Havayolları firmasına ödemediği ordino bedelini davacı yük ilgilisinden talep edemeyeceği, dosyada mevcut ödeme dekontu-ihtirazi kayıt, atıfta bulunulan taşıma gözetildiğinde, davacının malı çekebilmek için ödemek durumunda kaldığı ordino bedelini davalıdan iade talep ettiği, bu talebinin somut olaya uygun olduğu, davalının ancak katlandığı ordino bedelini ispat etmesi halinde bunu davacıdan talep edebilecek iken; davalının doğrudan bir hizmet gibi ordino bedeli faturası tanziminin somut olaya uygun olmadığı, davacının gerek ödemesini iade, gerekse bunun için sarf ettiği noter ihtar masrafının toplamını tazmin talebinin yerinde olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyasının tetkikinde;davacı … Entegrasyon A.Ş 03/03/2016 tarihinde davalı … A.Ş. Aleyhine; 253.31 TL ihtar gideri alacağı 265.50 TL Ordino ücreti alacağı olmak üzere Toplam 518.81 TL için takip talebinde bulunduğu, ödeme emri davalı tarafa 07/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, Davalı taraf 08/03/2017 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, tebliğ alındı parçasının dosyaya döndüğü görülmüştür.
Davacı … firması, 16.11.2015 tarihli 265,50 TL ödemesini (…numaralı hava yük senedine istinaden) iade-istirdat amaçlı dava ve talep etmiş; bu talebi ile ilettiği noter ihtar masrafını dava konusu ettiği, davacının 16.11.2015 tarihli …Bankası ödeme dekontunda “itirazi kayıtla ödeme” ifadelerinin yer aldığı, davalı …firması ticari faaliyet olarak uluslararası taşıma işi organize etmiş, davacıya ait yükün AWB … numaralı hava yük senedi ile taşınmasını sağladığı, davalı taşıma işleri organizatörü sıfatı ile organize ettiği taşıma kaynaklı navlun-taşıma bedeli alacağına ek olarak kendi katlanmak zorunda kaldığı masrafları da gönderenden talep ettiği, davalının 16.11.2015 tarihli … numaralı fatura konusu alacağı incelendiğinde… numaralı MAWB- ana hava yük senedi ile … Havayolları firması tarafından fiili taşımanın gerçekleştirildiği,… numaralı Organizatör hava yük senedi ile taşıma yapıldığı, talep edilen bedel navlun alacağı olmadığı, ordino bedeli adı altında fatura konusu edildiği, bunun için alacaklı olarak …firması gözüktüğü anlaşılmıştır.
Ordino hukuki niteliği itibariyle varma yerinde malı uluslararası taşıyan firma özet beyan ile gümrüğe sunar ve mal bu aşamada geçici depolama yerinde ya da antrepoda bekler. İşte buradan malı çekebilmek için uluslararası taşımada görev alan taşıyıcının malın bulunduğu bu yerden çekilebilmesi için söz konusu depolama yerine emir vermesi ordino-order formu vermesi gerekir. Böylece taşıyıcı-taşıyan, malın üzerinde hapis hakkı iddia etmediğini, geçici depolama yeri veya antreponun malı, haklı kişiye yani ordino lehtarına teslim edebileceğini gösterir. Ordino, taşıyıcı tarafından malın ilgilisine verilmedikçe malı elinde bulunduran geçici depolama yerinin malı ordino alana kadar taşıyıcı için elinde bulundurduğu söylenebilir. Davalı gibi freight forwarder firmalarının görev aldığı taşımalarda ordino lehtarı organizatör-forvvarder firması olmaktadır. Ordinoyu düzenleyen de fiili taşımayı yapan dava dışı … firması olmak gerekir. Malı gümrüğe sunan ve hava alanı yer işletmesine tevdi eden dava dışı … Havayolları firması olmakla; artık ordino ile malın çekilmesi süreci de onun emri ve talimatı ile yönetileceği, davacı fatura bedelini ödemek durumunda kaldığından iadesini istediği, davalıya bunu ödemek durumunda kalan davacının ödeme sebebi hapis hakkı iddiasında bulunan davalının düzenlediği fatura ile ödeme tarihinin aynı olduğu, bu nedenle, davacının ihtirazi kayıt koyma hususundaki banka dekontu yazısı ile uyumlu değerlendirildiği, davalı …firması, freight forvvarder-organizatör şirket olduğu, ancak katlandığı masrafları dava ve talep edebileceği, düzenlediği faturayı davacıdan tahsil etmesi için; kendisi tarafından … firmasına bu bedelin masraf olarak ödenmiş olması gerektiği. Kendisinin katlanmadığı bu masrafı sanki bir hizmet görmüş gibi fatura konusu edemeyeceği, Ordinonun, bir hizmet türü olmadığı, yasal hak sahibinin malı çekebilmesi için fiili taşıyıcıların malı tevdi ettiği yerden malı çekmeye izin vermesine dair belge olması nedeniyle taşıma hukukunda hususi bir yerinin bulunmadığı ancak, ticari teamül ve yerleşik uluslararası ticaret uygulamasında Ordino özel önemi haiz ve hukuki değeri olan bir belge olduğundan bu yönüyle bir bedel alınacak bile olsa ancak fiili taşıyıcının talep etmesinin esas olduğu, Organizatör katlanmadığı sürece bunu davacıya yansıtamayacağı, eğer davalı ordino bedeli tahsiline yetkili değilse ve bunu tahsil etmiş ise, temerrüt ihtarı için davacının katlandığı masraf kabilinden ihtar masrafını da ödemek durumunda kalacağından davanın kabulü ile davalının İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 253,31 TL ihtar masrafı, 265,50 TL ordino gideri üzerinden icra takibinin aynı şartlar ile devamına, alacak likit olduğundan 103,76 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile davalının İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 253,31 TL ihtar masrafı, 265,50 TL ordino gideri üzerinden icra takibinin aynı şartlar ile devamına,
2-103,76 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 35,44 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın düşümü ile eksik kalan 6,24 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 518,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ( 29,20 TL peşin harç + ilk masraf 33,50 TL + bilirkişi ücreti 2.100,00 TL + 141,25 TL posta masrafı ) toplam 2.303,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır