Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/480 E. 2019/145 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/480 Esas
KARAR NO : 2019/145

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, tarım ve bahçe makinaları ile güç ürünlerinin satışı ve pazarlaması işi iştigal ettiğini, bu bağlamda davalı şirketle de bu konuda ticari iş ilişkisinin olduğunu, müvekkili şirketin takibe konu faturalarda belirtilen ürünleri sattığını, faturaları gönderdiğini ancak bahse konu fatura tutarlarının müvekkili şirkete ödenmediğini, bu sebeple davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak ne var ki davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak icra takibinr itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, söz konusu itiraz her ne kadar süresi içerisinde bulunulmuş ise de kötü niyetle yapılmış olan bir itiraz olduğunu, davalı şirketin borçlu olduğunu bildiğini, amacının itiraz ederek müvekkili şirketin alacağına ulaşmasını engellemek veya sürüncemede bırakmak olduğunu, davacı müvekkili şirketin haklılığı açık bir şekilde görülmekle beraber alacağı sürüncemede bırakma amacı taşıyan bu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davalının icra takibine yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına. davalı-borçlunun % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, her bir faturaya takip talebinde açıklandığı şekilde ticari faiz uygulanmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekâletinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile alacak miktarı, işlemiş faiz, faiz oranları, faiz başlangıç tarihleri hakkında mutabakata varılamadığını, dava konusu icra takibinde müvekkile şirket aleyhine icra takibine başlanmışsa da, takibe konu borca itiraz etmettiklerini, müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emrinde belirtilen tutarlar üzerinde mutabık kalınamadığı gibi müvekkilinin davacıya bu tutarda bir borcunun bulunmadığını, davacı her ne kadar müvekkile şirket adına düzenlenen bir kısım faturalar nedeniyle icra takibi başlatmışsa da, söz konusu faturalara ilişkin emtiaların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davacının, faturalara ilişkin emtiaları teslim ettiğine dair bir belgeyi mahkemeye sunmadığını, bu itibarla, müvekkili şirkete teslim edilmeyen emtialar sebebiyle başlatılan davaya konu icra takibine ve icra takibinin içeriği olan faturalara itiraz ettiklerini belirterek, sonuç olarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20′ sinden aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesin karar verilmesini savunmuştur.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemli açılmış, ardından davacı vekilinin sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile alacak talebine dönüştürülmüştür.
Dosyanın ve celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça 7 adet fatura alacağına dayalı 5.178,20-TL asıl alacak olmak üzere toplam 5.190,11-TL tutarında davalı-borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalı tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat mahkemesi aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, Mali Müşavir bilirkişiden alınan raporda özetle; davacı firmanın 19/11/2015 19/11/2015 20/11/2015 23/11/2015 24/11/2015 24/11/2015 27/11/2015 tarihli toplam 7 adet faturadan oluşan alacakları için icra takibi başlatıldığını, davacının 2015 yılı kasım sonuna kadar 7 adet fatura ile mal satışı yaptığını, yapılan defter incelemelerinde davalı firmaya Aralık ayında da 23 adet fatura ile yapılan mal satışlarında da toplamda 30 adet faturanın düzenlendiğini, fatura ekindeki irsaliyelerde karşı tarafın davalının malı teslim alırken irsaliyeleri imzaladığını, imzasız irsaliyelerin ise kargo ile gönderildiğini, fatura ekine kargo takip fiş numarasının eklendiğini, toplamda 23.692,57- TL’ lık mal satışı yapıldığını, bunun karşılığında her hangi bir ödemenin yapılmadığını, davacının incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacının davalı taraftan 23.692,57-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, yapılan satışlarla ilgi 30 adet ayrıntılı faturaların rapor içerisinde gösterildiği, davacı şirketin 2015 yılı yevmiye defterine göre davalı firmanın 120-alıcılar hesap bakiyesinin 23.692,57- TL olduğunun görüldüğünü, davacı şirketin 2015 yılı yevmiye defterine göre; davalıdan 23.692,57- TL olan alacak bakiyesinin 30.12.2015 tarih ve … no.lu kapanış fişine kayıtlı olduğunu, davacı şirketin 01.01. 2015 – 31.12.2015 tarihleri arasında yevmiye ve kebir defterlerini elektronik defter olarak kullanmaya başladığının ibraz edilen e- defter beratlarından anlaşıldığını, % 20 den az olmamak üzere istenen icra inkâr tazminatının takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekili, mahkememize sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde; itirazın iptali olarak ikame edilen davanın bilirkişi tespiti doğrultusunda alacak davası olarak ıslah ettiklerini, 5.190,11-TL nin takip tarihinden, 18.502,46-TL nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte toplam alacak bedeli olan 23.692,57-TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu ile birlikte ıslah dilekçesi davalı şirket vekiline tebliğe çıkartılmış, ancak davalı vekilince, vekillikten istifa ettiği gerekçesi ile tebligat iade edilmesi nedeni ile ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporu davalı şirkete tebliğe çıkartılmıştır.
Davacı ve davalı şirketin 2015-2016 dönemine ait BA-BS formları ilgili Vergi Dairelerinden celp edilmiş, ayrıca takibe ve dava konusu alacağa dayanak yapılan davalı şirketin kaşesi ve imzası bulunan 10 adet irsaliyeli fatura davalı şirkete tebliğ edilerek, sevk irsaliyesindeki imzaların kendilerine ait olmadığı iddiasında bulunmaları halinde iki haftalık kesin süre içerisinde beyanda bulunması, aksi takdirde sevk irsaliyelerindeki imzaların kendi el ürünü olduğunun kabul edileceği ihtar edilmiş, verilen kesin süre içerisinde sevk irsaliyelerine itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Bilirkişiden cari hesap alacağını oluşturan faturaların ne kadarının tarafların BA-BS forumlarında kayıtlı olup olmadığı ve kaşe ve imzası bulunan sevk irsaliyelerinin hangi faturalara ililşkin olduğu ve bu fatura miktarlarının tespiti noktasından bilirkişiden alınan ek raporda özetle; bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan ( KDV hariç ) 5.000,00- TL ve üzerindeki -mal ve/veya hizmet alımlarım Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu ( Form Ba ) -Mal ve/veya hizmet satışlarını ise Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu ( Form BS ) ile (KDV hariç tutarlar dikkate alınarak) bildirme yükümlülüğü bulunduğunu, davacı şirketin, Uluçınar Vergi Dairesinden gelen 2015/ dönemlerine ilişkin BS Formlarının örneklerinde 5.000,00 TL ve üzeri Satışlarının davalı şirket ile satışlarının 23 adet 15.690,00-TL ( KDV’li tutar 18.514,37-TL ) olduğu bildirimi yapıldığını, davalı şirketin … Vergi Dairesinden gelen 2015/Aralık dönemlerine ilişkin BA Formlarının örneklerinde 5.000,00-TL ve üzeri alışlarının davacı şirket ile alışlarının 23 adet 15.690,00- TL ( KDV’li tutar 18.514,37-TL ) olduğu bildirimi yapıldığını, davacı ve davalı tarafın incelenen BA/BS formlarında Aralık/2015 dönemine ait beyanlarının uyumlu olduğunu, 23 adet fatura ile KDV’siz 15.690- TL ‘lık bildirimin yapıldığını, davacı ve davalı tarafın BA/BS formlarının birbirleri lehine/aleyhine örtüştüğü hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında mal alış-verişine dayalı ticari ilişki bulunduğu, dosyaya ibraz edilen faturalar, sevk irsaliyeleri ve davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı şirketin, davalıdan dava tarihi itibariyle 23.692,57-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Takibe dayanak yapılan 7 adet faturanın 5.000,00-TL nin altında kaldığından, alınan mal ve hizmetlere ilişkin Vergi Dairesine bildirim yapılmamış ise de; ıslah ile arttırılan ve alacak davasına dönüştürülen 18.514,37-TL lik kısma yönelik mal ve hizmetin alındığını ispatlayan davalı tarafça BA formunun düzenlenmiş olduğu, davacı ve davalı şirketin BA/BS formlarının birbirleri ile örtüştüğü, davalı şirketin kaşesinin bulunduğu sevk irsaliyelerine itiraz edilmemiş olması nazara alındığında; alacak talebine dayanak yapılan 30 adet faturaya konu malın davalıya teslim edildiği kanaatine varılmakla, davacının alacak talebinin kabulü ile, alacağın 5.178,20-TL sinin temerrüt tarihi olan takip tarihinden, ıslah ile alacağa dönüştürülen ve alacak miktarı arttırılan 18.514,37-TL nin ıslah tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
23.692,57 TL’nin 5.178,20 TL’sinin takip tarihi olan 26/02/2016 tarihinden, 18.514,37 TL’sinin ıslah tarihi olan 11/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 1.618,44 -TL karar ilam harcından, peşin alınan 88,64-TL ve 316,00-TL ıslah harcının mahsubu ile noksan kalan 1.213,80,- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3-Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 122,14- TL, ıslah harcı: 316,00-TL davetiye, posta, talimat gideri: 343,50-TL, bilirkişi ücreti: 600,00-TL olmak üzere toplam: 1.381,64- TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.843,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır