Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/310 E. 2019/300 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/310 Esas
KARAR NO : 2019/300
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/03/2016
KARAR TARİHİ : 03/04/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.01.2010 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile Ankara istikametinden İstanbul istikametine seyri esnasında bahse konu km ye geldiğinde havanın kar yağışlı, zeminin karlı olması nedeniyle bir anlık dalgınlık sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek orta şeritte dönmeye başladığını, otobüsün sol arka kısmını orta refüjünde bulunan otomobil korkuluklarına çarpıp sağ yan tarafına doğru devrilerek 30 metre yol üzerinde sürüklenmesi sonucu tek taraflı ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada … plakalı otobüste yolcu olarak bulunan müvekkili … ‘in yaralandığını, kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı K.T.K.’ nın; madde 52/b bendinde belirtilen; “sürücüler: hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” kuralını ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’ nın …sayılı raporu’nda sürücü …’ nın asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, vuku bulan bu olay neticesinde; sürücü … hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile “Taksirle Bir Kişinin Ölümüne Birden Çok Kişinin Yaralanmasın Sebebiyet Vermek” suçundan dava açıldığını ve sürücü …’nın “Taksirle Bir Kişinin Ölümüne Birden Çok Kişinin Yaralanmasına Sebebiyet Vermek Suçu” nun sabit bulunduğunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/2 ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek, sonuç olarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 1.000,00- TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı …; aracını uzun süreli kiralama ile … Org, Ve Tic. A.Ş.’ye kiraladığını, uzun süreli kiralama halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğini, … Org. Ve Tic. A.Ş ile … arasında, … Noterliği’nde 09.20.2009 tarih ve … yevmiye numaralı Taşıt Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre; …’a ait … plakalı yolcu otobüsünün, … markasıyla … Turizm adına işletildiğini, işleten sıfatının … Org. Ve Tic A.Ş. firmasın da olduğunu, … plakalı aracın işletenin değişmesi sebebi ile, poliçenin kendiliğiden sona erdiğini, sigortalı …’un işleten sıfatının bulunmaması sebebi ile; müvekkili şirketin zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesinden doğan sorumluluğunun bulunmadığını, poliçe konusu aracın işleteninin değişmesi sebebiyle, müvekkili şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun; sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının sosyal kurumdan tazminat veya aylık bağlanması halinde bu ödemelerin sakatlık tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, özel yasaları gereği SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı kurumunun yaptıkları ödemeler sebebiyle rücu hakkı bulunduğunu, belirtilen kurum tarafından davacıya gelir bağlanmamış ise bu durum davacının hakkını doğrudan etkileyeceğinden, davacı tarafa ilgili kuruma karşı dava açması için süre verilmesini, bu davanın sonuna kadar, işbu davanın da bekletici mesele yapılması gerektiğini, taraflarınca tazmin edilecek olan gerçek zararın, davacının vücut bütünlüğünün kaybı oranı değil, “meslekte kazanma gücünün daimi kaybı” oranındaki gerçek maddi zarar olduğunu, davacının, öncelikle genel şart hükümlerine uygun olarak tüm ilgili hasar ve ödeme evrakları ile birlikte usulüne uygun hasar başvurusunda bulunması gerektiğini, davacının, müvekkili şirkete müracaat etmediğini, dolayısıyla da müvekkili şirketi temerrüde düşürmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, davaya konu uyuşmazlığın tamamen “haksız fiiliden kaynaklandığını, haksız filden kaynaklanan taleplerde de kanuni faiz uygulanacağını, kabul anlamına gelmemek üzere; mevcut kazada başkaca zarar görenlerin de mevcut olduğunu, KTK. 96 gereği poliçe teminatının tüm zarar görenler arasında paylaştırılması gerektiğini, limit aşımı durumunda oranlama yoluyla hesap yapılmasını belirterek, sonuç olarak; poliçe konusu aracın işleteninin değişmesi sebebiyle, müvekkil şirket hakkındaki davanin reddine, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş gücü kaybına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların sosyal ekonomik durumu araştırılmış, tedavi, trafik, sigorta ve nüfus kayıtları ve soruşturma dosyası celp edilmiş, maluliyet hesabı yönünden Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulundan, kusur oranı ve tazminat miktarı konusunda yerel bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Davalı … şirketinin sigortalısı … plâkalı aracın davalı …Ş’ye 05/02/2009-05/02/2010 tarihleri arasında sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza, 21/01/2010 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana gelmiştir.
Teminat limitleri kaza tarihi itibari ile ölüm ve sakatlık şahıs başına 150.000,00-TL ile sınırlıdır.
Davacının maluliyet oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan alınan 27/10/2017 tarihli raporda; davacının E cetveline göre % 2,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 haftaya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
UYAP üzerinden celbedilen … Ağır Ceza Mahkemesinin … E., … K. sayılı dosyasının tetkikinde; davalı sigortalı araç sürücüsü … ‘nın davaya konu kaza nedeni ile bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçunu işlediği sabit görülmekle; hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, verilen kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği görülmüştür. Ceza dosyası kapsamında alınan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 16/03/2010 tarihli raporunda; sürücü …’nın, sevk ve idaresindeki ticari yolcu otobüsü ile gece vakti aydınlatmanın bulunmadığı meskun mahal dışında otoyolda karlı havada ve buzlu zeminde Ankara istikametinden İstanbul istikametine doğru orta şeritte seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, aracın hızını, aracın yük ve teknik özellikleri ile yol, zemin, hava, görüş, mahal durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamadığı, mahal şartlarına uygun hızla seyretmediği, bu hali ile seyredip karlı zeminde aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile mevcut şartlarda meydana gelen olaya sebebiyet verdiği, direksiyon hakimiyetine gerek önem ve özeni göstermediği, sevk ve idare hatası gösterdiği bu nedenle davaya konu kazada asli kusurlu olduğu, mevcut şartlarda meydana gelen olayın oluşu üzerine etken başkaca kişi ve kuruluşa atfolunacak atfı kabil kusur olmadığı rapor edilmiştir.
Kusur ve tazminat hesabı yönünden, 1 trafik, 1 aktüerya bilirkişisinden alınan raporda özetle; … plakalı araç sürücüsü …’nın, sevk ve idaresindeki yolcu otobüsü ile Ankara istikametinden, İstanbul istikametine seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, hava kar yağışlı ve zemin karlı olduğu halde mahal şartlarını dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi özensiz davranışı nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybederek, orta şeritte dönmeye başladığı ve aracın sol arka kısmın orta refüjdeki korkuluklara çarptıktan sonra yan tarafına doğru devrildiği, yol üzerinde 30 mt. sürüklenmesi sonucu dava konusu kazaya sebebiyet verdiği anlaşıldığından; kazada % 100 oranında asli kusurlu olduğu, kaza esnasında yolcu konumunda bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun olmadığı, trafik kazası neticesinde E cetveline göre % 2.1 oranında meslekten kazanma gücü kaybına uğrayan davacının sürekli iş görmezlik zararının 225.609,66-TL olduğu rapor edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi raporunda maddi tazminat hesabında davacının maluliyet oranı % 2.1 oranı yerine sehven % 21 oranı esas alınarak hesaplama yapıldığından, ATK raporunda belirtilen % 2.1 oranı üzerinden hesaplama yapmak üzere alınan ek raporda özetle; davacının sürekli iş gücü kaybı tazminatının 22.560,97-TL olarak hesaplandığı rapor edilmiştir.
Üst paragrafta belirtilen maluliyet, kusur ve tazminat raporu, olayın oluşu ve dosya kapsamıyla uyumlu ve yeterli olduğu değerlendirildiğinden rapora itibar olunmuş ve mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili, hesap bilirkişisinin 06/06/2018 tarihli ek raporuna göre değer arttırım dilekçesi sunmuş, tazminat talebini 21.560.97,-TL arttırarak toplamda 22.560,97-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ve eksik harcı tamamlamıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; olay günü … plakalı sigortalı araç sürücüsü …’nın, sevk ve idaresindeki yolcu otobüsü ile Ankara istikametinden, İstanbul istikametine seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, hava kar yağışlı ve zemin karlı olduğu halde mahal şartlarını dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde seyrine özen göstermediği, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi özensiz davranışı nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybederek dava konusu kazaya sebebiyet verdiği, mevcut şartlarda meydana gelen olayın oluşu üzerine etken başkaca kişi ve kuruluşa atfolunacak atfı kabil kusur olmadığından, meydana gelen kazada davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında tam kusurlu olduğu, davacının kaza neticesinde % 2.1 oranında sürekli iş gücü kaybına uğradığı ve tarafların kusur durumu ile maluliyet oranına göre davacının 22.560,97- TL maddi zararın oluştuğu, hesaplanan zararın kaza tarihinde cari poliçe limitini aşmadığı ve davalı … şirketinin poliçe kapsamında davacının uğradığı zararı ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş.
Sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcı (Temerrüt) tarihini hiçbir duraksamaya sebebiyet vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 89,99 ve 108.maddeleri ile 3.5.1997 gün ve 22978 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Garanti fonu Yönetmenliğinin 12,13, ve 14.maddelerinde yazılı şekilde sigorta şirketine başvurulduğu halde gerekli ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinde sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Bu durumda faiz başlangıcının; sigorta şirketi aleyhine icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul ve tespiti gerekir ancak, davacı vekili dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş olmakla, talebi doğrultusunda dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle
22.560,97 TL sürekli iş görmezlik tazminatının dava tarihi olan 24/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 1.541,13-TL karar ilam harcından, peşin alınan 29,20-TL ile 73,64- TL ıslah harcının mahsubu ile noksan kalan 1.438,29- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3- Davacılar tarafından yapılan dava açılış gideri: 62,70- TL, ıslah harcı: 73,64-TL davetiye posta gideri: 242,35-TL, ATK fatura bedeli: 687,75-TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL olmak üzere toplam: 2.266,44-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine
4-Davalı tarafça yapılan davetiye, posta giderinden oluşan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır