Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/278 E. 2022/684 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/210 Esas
KARAR NO : 2022/665
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/07/2014
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/02/2010 tarihinde, … sevk ve idaresinde bulunan, …’a ait olan … plakalı hususi otosu ile D-300 Karayolu Ankara asfaltı, … kavşağında, kavşaktan bir aracın çıkması nedeniyle sürücü … yavaşlamak isterken havanın da yağışlı olması nedeniyle kayganlaşan yolda araç hakimiyetini yitirmesi sonucu meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkili ve eşinin yaralandığı, … Hastanesinde 1 haftalık tedavi neticesinden sonra hayatını kaybettiği, müvekkil …’ın …’ın sağladığı maddi destekten yoksun kaldığı, …’ın sevk ve idaresindeki, …’a ait olan … plaka sayılı aracın ZMS Sigortasının … A.Ş. tarafından yapıldığı, zararın tazmini açısından sigorta şirketi bünyesinde açılan hasar dosyası neticesinde ödeme yapıldığı ancak zararın tam olarak tazmin edilemediği, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik müvekkili için, eşinin ölümüyle mahrum kaldığı destek nedeniyle 5.000.00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ve müvekkilin işgücü kaybı nedeniyle uğradığı sürekli kazanç kaybı için 5.000,00-TL sigorta şiketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, bu talebin kabul edilmediği taktirde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı sigorta şirketinden, sigorta limitleri dahilinde, alınarak davacıya verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde 07/02/2010 tarihinde trafik kazasına karıştığını belirttiği … plakalı aracın, 24/04/2009/2010 bitim tarihli ve … numaralı ZMS (Trafik) Sigorta Poliçesi ile … adına ölüm ve maluliyet için kaza tarihi itibarıyla şahıs başına 150.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, davacı vekili her ne kadar kendisine destekten yoksun kalma maddi tazminat ödendiğini beyan etmişse de, beyanının hatalı olduğunu, davacının müvekkili sigorta şirketinden destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinde bulunmadığını, müvekkili şirketin davacının eşinin ölümünden haberi olmadığını, davacının kendi maluliyeti ile ilgili olarak müvekkili sigorta şirketine müracaatta bulunduğunu, tazminat miktarının 13.086,97 TL olarak hesaplandığını, 26.05.2011 tarihinde davacıya ödendiğini, davacı vekilinin maluliyetten kaynaklı maddi tazminat talebi için; kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartı ile bir an için müvekkili sigorta şirketinin dava konusu maddi tazminat talebi ile sorumlu olduğu düşünülse bile; müvekkili sigorta şirketinin işbu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu ve tazminat hesaplamasının müvekkili sigorta şirketince davacıya ödeme yapılan tarih (26.05.2011) dikkate alınarak yapılması ve yapılan 13.086,97 TL’lik ödemenin güncellenerek belirlenen tazminat miktarından düşülmesi gerektiğini, davacı vekilinin, müvekkilinin eşinin ölümü ile ilgili destekten yoksun kalma maddi tazminat talebi yönünden de kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için müvekkili sigorta şirketinin dava konusu talep ile sorumlu olduğu düşünülse dahi müvekkili sigorta şirketinin bu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, bu nedenlerle; davanın reddine, aksi halde davaya konu edilen talepler yönünden hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER
Davacıya ve müteveffa eşine ilişkin tedavi evrakları, …’a ait ölüm formu örneği, adli tıp kurumu raporu, bilirkişi raporu, kazaya ilişkin evraklar, sigorta poliçesi.
GEREKÇE
Dava, davacının trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve iş gücü sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
… Sigorta A.Ş.’ye ait … nolu poliçeden … plakalı aracın 24/04/2009-24/04/2010 tarihleri arasındaki dönem için ZMSS ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Poliçede ölüm ve sakatlık zararının kişi başına 150.000,00 TL ye, 750.000,00 TL ye kadar teminat altına alındığı görülmüştür.
Kaza 07/02/2010 tarihinde poliçenin yürürlükte olduğu zaman diliminde meydana gelmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından davacıya 26/05/2011 tarihinde 13.086,97TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacının varsa maluliyet ve iş gücü kaybının tespiti için dosyanın ATK ‘ya gönderilmesine karar verilmiş olup Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 03/11/2017 tarih ve … sayılı raporunda özetle; davacı …’ın 07/02/2010 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak, E cetveline göre %41,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği hususlarının rapor edildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile, kazanın oluşumunda kazaya karışan tarafların kusur oranları ile, davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanmasına ilişkin bir trafik bir aktüerya bilirkişisinden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyetinin 16/02/2018 tarihli raporda özetle; dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu kapsamında trafik kazası olduğu, meydana gelen kazanın “önlenebilir bir kaza” niteliğinde olduğu, kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, … plakalı aracın sürücüsü …’ın kazada % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının yoksun kaldığı destek tutarının 102.866,99TL olarak hesaplandığı, beden gücü kaybına bağlı tazminini isteyebileceği miktarın 89.504,88TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin davadan önce 13.086,97TL beden gücü kaybına bağlı tazminat ödediği dosya mündrecatından anlaşılmış olmakla davacının 89.504,88 TL -13.086,97 TL = 76.417,92TL bakiye beden gücü kaybına bağlı tazminat alacağı olabileceği, davacının belirlenen destekten yoksun kalma tazminatına ve beden gücü kaybı tazminatına hasar ihbar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceği, hasar ihbar tarihine ilişkiti dosyaya mübrez bilgi ve belge olmadığından bu aşamada dava tarihine kadar olan işlemiş yasal faiz hesabına gidilemediğinin rapor edildiği anlaşılmıştır.
Davacının müteveffa eşi …’ın kaza neticesinde tedavi görmüş olduğu hastanelerden tedavi evrakları celp edilmiş, akabinde dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek …’ın vefatı ile 07/02/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti için rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 28/07/2021 tarih ve … sayılı raporu ile ” 01/04/2010 tarihinde hastanede öldüğü bildirilen … hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde, tıbbi belgelerinde zehirlenme bulguları tanımlanmadığı dikkate alındığında, kişinin zehirlenerek öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı, tıbbi belgelerinde; trafik kazasına bağlı ekstremite ve omur kırıkları olduğu, ameliyat edilip tedavi sonrasında taburcu edildiği, tespit edilen lezyonların lokalizasyonu, özellikleri ve ağırlıkları itibari ile ölüm meydana getirebilecek nitelikte olmadığı, kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti, iç organ ve büyük damar yaralanması tarif edilmediği dikkate alındığında, kişide tespit edilen travmatik değişimlerin tek başına ölüm meydana getirecek nitelikte olmadığı, kişide tespit edilen travmatik değişimlerin 5237 sayılı TCK’nın 89. Maddesi kapsamınca yapılan değerlendirilmesinde, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında ve birden fazla kırık saptandığından; şahısta saptanan kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını Ağır (5) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, adli dosyada kayıtlı bilgilerde; kişinin 07/02/2010 tarihinde araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanma ifadesiyle götürüldüğü hastanede yapılan muayene ve tetkiklerinde; Humerus distal spiral kırık, L1 omur korpus, L2 transvers proçes kırıkları tespit edildiği, ameliyat edildiği, 22/02/2010 tarihinde taburcu edildiği, 30/03/2010 tarihinde bayılma, karın ağrısı, iştahsızlık nedeniyle hastaneye götürüldüğü, muayene-tetkiklerinde “aort odağında 3/6 sistolik üfürüm-romatizmal aort yetmezliği, hipertansiyon, ciddi pulmoner darlık, kor pulmonale, dilate sağ kalp tanılarının olduğu, toraks bt’de; vena kava sup-inf da trombüs görüldüğü, tedavisinin başlandığı, ancak 01/04/2010 tarihinde hastanede öldüğü dikkate alındığında, kişinin ölümünün kalp-damar hastalığı ve gelişen komplikasyonları (kalp kapak darlığı, buna bağlı kalp yetmezliği ve masif pulmoner emboli) sonucu meydana gelmiş olduğu, kişinin 07/02/2010 tarihinde araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında tıbben illiyet bağının bulunmadığının rapor edildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi ile güncel asgari ücrete göre yeniden hesaplama yapılarak ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiş olup bilirkişinin 10/03/2022 tarihli ek raporunda dava konusu davacının yoksun kaldığı destek tutarının 586.769,50 TL olarak hesaplandığı, beden gücü kaybına bağlı tazminini isteyebileceği miktarın422.148,12 TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin davadan önce 13.086,97TL beden gücü kaybına bağlı tazminat ödediği dosya mündrecatından anlaşılmış olmakla davacının 422.148,12 TL – 13.086,97 TL =
409.061,15 TL bakiye beden gücü kaybına bağlı tazminat alacağı olabileceği hususlarını rapor ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 28/06/2022 tarihinde mahkememize vermiş olduğu dava değeri arttırım dilekçesi ile sürekli kazanç kaybı taleplerini 150.000,00 TL ye arttırdıklarını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; 07/02/2010 tarihinde meydana gelen ve davacının maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre tespit edilen davacının maluliyet oranının %41,2 olduğu, bu maluliyet oranı tespitine göre yapılan hesaplamada davacının kaza nedeniyle meydana gelen sürekli iş göremezlik zararının 422.148,12 TL olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, davalının sorumluluğu 150.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğundan, 150.000,00 TL poliçe limitinden davalı tarafından davacıya yapılan 13.086,97 TL’nin, ödeme tarihi olan 26/05/2011 tarihinden bilirkişi hesap raporunun alındığı 10/03/2022 tarihine kadar yıllık %9 oranında faiz oranı üzerinden yapılan hesaplama ile tespit edilen rapor tarihindeki güncel değeri olan (13.086,97 TL + 11.699,75 TL = ) 24.786,72 TL’nin mahsubu ile davalının zorunlu mali sigorta poliçesi kapsamında bakiye sorumluluk bedelinin 125.213,28 TL olacağı değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile 125.213,28 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kısmi ödeme tarihi olan 26/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça, kaza tarihinde davacının eşi olan …’ın ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş ise de dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 28/07/2021 tarih ve … sayılı raporu ile …’ın ölümünün kalp-damar hastalığı ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana gelmiş olduğu, kişinin 07/02/2010 tarihinde araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanması ile ölümü arasında tıbben illiyet bağının bulunmadığının rapor edilmiş olmakla davacının müteveffanın desteğinden yoksun kalması ile trafik kazası arasında da illiyet bağı bulunmadığından davacının bu sebeple davalıdan tazminat talebinde bulunamayacağı değerlendirilerek bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
HÜKÜM:
1 – Davanın KISMEN KABULÜ ile
125.213,28 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine,
2 – Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 8.553,32 TL harçtan peşin alınan 530,16 TL harcın (34,16 TL dava açılırken + 496,00 TL ıslah harcı olmak üzere ) mahsubu ile bakiye 8.023,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına.
3 – Davacı tarafından yatırılan 530,16 TL harcın (34,16 TL dava açılırken + 496,00 TL ıslah harcı olmak üzere ) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4 – Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 18.529,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5 – Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6 – Davacı tarafça yapılan 543,75 TL müzekkere ve tebligat gideri, 1.375,00 TL Adli Tıp Kurumu faturası ile 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.718,75 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları (%80,78 kabul, %19,22 red) üzerinden hesaplanan 3.004,11 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 714,64 TL sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7 – Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8 – Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)