Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/163 E. 2019/143 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/163 Esas
KARAR NO : 2019/143

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 10/04/2015 tarihinde saat 18.00-19.00 sularında kullanmış olduğu … plakalı motorsiklet ile Alan sokaktan Lale sokağa doğru ilerlerken iki sokağın kesişim noktasında, davalı …’nin , sevk ve idaresindeki … 2011 model … marka araçla müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin motorsiklet üzerinden düşmesine, sürüklenmesine ve neticede yol kenarındaki boşluğa düşmesine sebep olduğunu, bu kazada, müvekkilinin kemiklerinin kırılmasına ve ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, … plakalı aracın … tarafından sigorta ettirildiğini, müvekkilinin, boya – badana sıva ustası olarak hayatını idame ettirdiği sırada bu kazaya uğradığını, müvekkilinin geçimini bedeni efor sarfederek sağlamaya çalıştığını, kaza sonucu müvekkilinin kolundan ciddi bir operasyon geçirdiğini ve koluna platin takıldığını ve 12 gün hastanede yattığını, hasar gören kolun, müvekkilinin aktif olarak kullandığı sağ kolu olduğunu ve 45 günlük isitrahat verildiğini, verilen raporun müvekkilin hayati tehlike yaşamadığını, fakat durumunun basit bir tıbbi müdahale ile de geçiştirilemeyeceğini gösterdiğini, müvekkilin maluliyeti de hali hazırda devam ettiğini, müvekkilinin, halen kazanın şokundan kurtulamadığını, her ne kadar kaza sonrası kolluk görevlilerince tutulan tutanakta müvekkili kusurlu olarak gösterilmişse de; kaza tespit tutunağının davalı …’nin beyanları doğrultusunda düzenlendiğini, kaza anında müvekkilinin yaralandığını ve kendinde olmadığını, müvekkilinin, davalının çarpması sonucu yerde sürüklenerek yol kenarından yaklaşık beş metre aşağıya düştüğünü, kazada asli kusurlu olan keskin virajda hızını azaltmayan ve müvekkiline geçiş önceliğini vermeyen davalının olduğunu, müvekkilinin kaza sebebiyle birden fazla kez ameliyat geçirdiğini ve koluna platin takıldığını, vücut bütünlüğünün düzeltilemeyecek şekilde bozulduğunu, tedavi harcamalarının bir kısmının devletçe karşılandığını, bir kısım masrafların ise SGK tarafından karşılanamadığı için kendisinin yaptığını, tedavi masraflarının tamamının makbuza bağlanması gerekmediğini, tedavinin gayesine uygun olması şartı ile bu hususta yapılacak doktor bilirkişi incelemesinin yeterli olacağını, maddi zararların yanında müvekkilinin kaza nedeni ile acı, elem ve ıstırap duyduğunu sosyal yaşamı ve hayat düzeninin alt üst olduğunu, genç yaşta çok ağır bir travma geçirdiğini, evli ve bir çocuk babası olan müvekkilinin mesleğini icra edememekten dolayı adeta başkalarına muhtaç hale geldiğini, karısı ve çocuğu önünde mahçup duruma düştüğünü, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; müvekkili adına olay tarihinden itibaren işleyecek ticari veya yasal faizi ile birlikte (belirsiz alacak davası) tedavi giderleri için 100,00-TL, çalışamadığı dönemlerdeki kazanç kaybı için 100,00-TL, çalışma gücünün azalmasından doğan daimi iş gücü kaybı için 100,00-TL, ekonomik geleceğinin sarsılmadan doğan zararlarına ilişkin 100,00-TL ve bakım giderleri için 100,00-TL olmak üzere toplamda 500,00-TL maddi tazminata hükmedilmesine ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine müvekkili adına sadece davalı … ‘e yönelik olarak 50.000,00-TL manevi tazminata karar verilerek olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimekullerin tespit edilmesi suretiyle karar kesinleşinceye kadar üzerlerine ihtiyati tedbir konulmasına,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan müşterekenve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın, mezkur kazanın gerçekleşmesinde müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun iddia edildiğini, davacının bu iddiasını kanıtlar nitelikte herhangi bir somut delil taraflarına tebliğ edilmediğini, davaya konu kazanın yaralanmalı trafik kazası olduğunu, o halde kazaya karışan sürücülerin ilgili karakolda ifadesinin de alınmış olmasının gerektiğini, davacının kusur oranının öğrenilmesinden sonra, sürekli sakatlık iddialarının da araştırılması gerektiğini, davacı da gerçekten kısmi işgücü kaybı oldu mu, davaya konu trafik kazası ile davacının işgücü kaybı arasında illiyet bağının olup olmadığı ve davacının sürekli sakatlık oranın tespit edilmesi gerektiğini, Borçlar Kanunun 52.maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir”. denilmek suretiyle, tazminatın indirilebileceği hallerin gösterildiğini, söz konusu kanun maddesiyle aynı doğrultuda verilmiş olan pek çok Yargıtay kararının bulunduğunu belirterek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E:2012/7104 K:2013/6433 08.04.2013 tarihli karardan bahsetmiş, davacı yolcunun, yolculuk esnasında emniyet kemeri takıp takmadığının da araştırılmasını, davacı emniyet kemeri kullanmıyorsa, davacıya ödenecek tazminatta hakkaniyete uygun bir şekilde indirim yapılması gerektiğini, yasal zorunluluğa rağmen emniyet kemerini kullanmayan ve kazanın sonunda bu sebeple sakat kalan davacı lehine hükmedilecek tazminatta hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın, huzurda görülmekte olan davanın açılmasından önce müvekkili kooperatife herhangi bir başvuru yapmadığını, müvekkilini ihbar etmediğini, kazayla ilgili hiçbir bilgi/belgeyi müvekkiline iletmediğini, dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı HMK 327. maddede de bu husus öngörüldüğünü, bu sebeple karar ve ilam harcı dışında kalan tüm yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesi gerekmektiğini, davacının faiz talebinin ön koşulunun, davacının muaccel hale gelen bir alacağa sahip olması ve bu alacak nedeniyle davalı şirketi BK. Md. 101 ve devamı uyarınca temerrüde düşürmesi olduğunu, müvekkili kooperatif bakımından olay tarihinden itibaren faiz talebinin yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, hükmolunacak tazminat tutarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E: 2005/14182 K: 2007/809 25.01.2007 tarihli kararı) belirterek, sonuç olarak, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu sebebi ile davanın reddinin gerektiğini, davacının, dava öncesi yazılı başvuru şartını yerine getirmediğini, müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile davacı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen 10.04.2015 tarihli kaza sonucunda motosiklet sürücüsü …’ in yaralanması nedeniyle işbu davanın ikame edildiğini, -resmi kaza tespit tutanağı ile davacının tam kusurlu olduğu, müvekkilinin ise kusurunun olmadığının tespit edildiğini, ifade tutanakları gereği davacının kusurlu olmasını kabul ile şikayetçi olmadığını, kazadan sonra taraflarca verilen ifade tutanaklarına bakıldığında da beyanların tutanakta belirtilen tespitlerle örtüştüğünün görüldüğünü, davacı … tarafından soruşturma aşamasında alınan ifadede “göremediği bir anda … plakalı aracın çıktığı” belirtildiğini, işbu ifadeden …’ in motosikletini hızlı olarak kullandığı ve kavşağa girerken hızını azaltmadığı dikkatsiz şekilde sevk ve idare ederek kazaya sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, savcılık soruşturması ile de izah edildiği üzere kusur ve sorumluluk olmadığının açık olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla maluliyet oranının ispatlanmasının gerektiğini, davacının maluliyetinin dava konusu trafik kazasından kaynaklandığının ispatlanmasını, aksi takdirde davanın reddinin gerektiğini, davacı yanın kazadan kaynaklanan bir zararının tespit edilmesi halinde müvekkile ait aracın zorunlu mali sorumluluk poliçesi mevcut olduğundan mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin, davacı yanın bakıcı gideri, tedavi gideri ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumluluğnun bulunmadığını, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2013/15028 Esas ve 2013/17258 Karar sayılı kararından ve … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen 2013/610 Karar sayılı kararlarından bahsetmiş, ” 6111 Sayılı Kanunun 59. Maddesi gereğince bakım giderlerinin sigorta şirketlerinden talep edilemeyeceği, bu giderlerin SGK’dan talep edilmesi gerektiği kanaatine varılarak bakım giderlerinin SGKndan tahsiline” karar verildiğini, kolunda basit bir yaralanma meydana gelen davacının manevi tazminat talebinin hukuki bir dayanağının olmadığını, davacı kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğundan manevi tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin manevi tazminat ödemesi yönünde bir karar verilmesi halinde hakkaniyete aykırı olacağını, davacıya sgk tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödeme ve bağlanan gelir tespiti halinde davanın reddinin gerektiğini, müvekkiline ait aracın diğer davalı nezdinde ZMMS Poliçesinin mevcut olması nedeniyle davacının olası bir zararının, iş bu poliçe teminatı ile karşılanacağını belirterek, davanın tedbir talebinin ve davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını savunmuştur.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ye ait … plakalı aracın, müvekkili şirketin 22.12.2014 başlangıç tarihli ve 157.53 poliçe no.lu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, ancak davada kusur durumu net olarak tespil edilmediğini, müvekkili şirketin sorumlu olabilmesi için öncelikle mahkeme tarafından hasar ve kusur durumunun belirlenmesinin gerektiğini, ayrıca davacının hasarı, teminat limitleri dahilinde öncelikle trafik sigortasından karşılanmak zorunda olduğunu, trafik poliçesinin, teminat limitini aşan bir bedel olması halinde müvekkil şirketin sorumluluğunun sözkonusu olabileceğini, tedavi giderleri yönünden, trafik kazalarından kaynaklanan sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılandığını, davacının maddi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, müvekkil şirketin bu aşamada herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
KTK.’nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Davacının sosyal ekonomik durumu araştırılmış, tedavi, trafik, sigorta kayıtları ve soruşturma dosyası UYAP’dan celp edilmiş, kusur durumu tespiti yönünden mahallinde keşif yapılmış, yerel bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Davalı … şirketinin sigortalısı … plâkalı aracın davalı … Kooperatifine 22/12/2014-22/12/2015 tarihleri arasında sigortalandığı anlaşılmıştır.
Kaza, 10/04/2015 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana gelmiştir.
Teminat limitleri kaza tarihi itibari ile ölüm ve sakatlık şahıs başına 268.000,00-TL ile sınırlıdır.
Kusur durumunun tespiti yönünde mahalinde refakata alınan trafik bilirkişisi ile birlikte keşif icra edilmiş olup, davacı tanıkları keşif mahallinde dinlenmiştir. Davacı tanığı … , kazanın olduğu sırada evin önünde olduğunu, kazayı görmediğini, sesi duyunca davacının yanına gittiğini, davacının yoldan aşağı düştüğünü, motorda yerde yatar vaziyette olduğunu beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı … ise, davacının eşi olduğunu, olay günü eşinin kendisini motosiklet ile evin önüne bıraktığını, yaklaşık 20-30 metre kadar … sokağa giriş yapmadan önüne çıkan aracın eşine çarptığını gördüğünü, daha doğrusu çarpan aracın ön kısmını gördüğünü, daha sonra eşinin yoldan aşağı düştüğünü beyan etmiş, çarpmanın olduğu noktayı keşif mahallinde bilirkişiye göstermiştir. Davalı asilin kaza anına ilişkin cep telefonuna kaydettiği fotoğraf dosyamız arasına alınarak, tanık beyanları, dosyaya ibraz edilen fotoğraf ve keşif mahallinde yapılan inceleme neticesinde trafik bilirkişisinden alınan raporda özetle; kazanın meydana geliş şekli itibariyle, sürücü …’in, meskun mahalde seyir halinde olduğu, … Sk., 3 metre genişliğinde olup, araçların karşılıklı geçişleri için dar bir sokak olduğu, bu yüzden kavşağa doğru seyir halinde iken, … Sokak istikametine dönüş yapmak ve doğrultu değiştirmek istendiğinde çok dikkatli ve tedbirli olunması ve hızının azaltılması gerektiği, dosyaya ibraz edilen fotoğraftan da anlaşılacağı üzere, kaza esnasında sürücü davalı …’nin sevk ve idaresinde olan … plakalı araçta çarpışma izinin bulunmadığı, davacının dönemeçli olan yolda ve aynı zamanda kavşağa doğru ilerlemesine rağmen, hızını azaltmadığı ve yavaşlamadığı, gereken dikkatini yola vermediği, dikkatsizlik ve tedbirsizlik davranışı nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve motorsikletin üstünden düşerek yolun sol tarafındaki boşluğa düşmesiyle dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşıldığından, kazada % 100 (yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğunu, sürücü …’in yönetimindeki … plakalı motosiklet ile sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı aracın çarpıştığ iddiasına göre ise; sürücü … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile … Sokak istikametinden dönemeçti yolda … sokak kavşağına doğru ilerlerken, kavşağa girdiğinde, sürücü …’ nin yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışmış olması halinde, … plakalı aracın ön tarafında mutlaka çarpışma izlerinin olması gerektiği, fotoğrafta da görüldüğü üzere, ancak çarpışma izinin olmadığı, kaza sonrasında tanzim edilen Trafik Kazası Tespit Raporunda da belirtildiği gibi, sürücü …’in … plakalı aracı karşısında görünce direksiyon hakimiyetini kaybedip düştükten sonra, kontrolsüz kalan motosikletin aracın önüne kadar gelmesinin yada sürücü …’in … plakalı aracıyla direksiyon hakimiyetini kaybettikten sonra gelerek araca çarpmasının kazada ki kusur oranına etkisinin olmadığını … plakalı aracın sürücüsü …’nin: trafik kuralı olarak uymak zorunda iken ihlal ettiği Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddelerinin bulunmadığı anlaşıldığından kazada kusurunun bulunmadığı hususları rapor edilmiştir.
Davalı vekilice keşif mahalinde ibraz ettiği fotoğraf aslında oynama yapılıp yapılmadığı, fotoğrafın orijinal olup olmadığı hususunda, Fotoğraf uzmanından alınan raporda özetle; dava konusu fotoğraf bilgisayar ortamında açılarak incelendiğini, raporun 2. Sayfasındaki resim-1 ve resim-2 deki tabloda fotoğrafın … bilgileri yer aldığını, fotoğrafın 10.04.2015 tarihinde saat 19:27:27’de … marka cep telefonu ile çekildiğinin tespit edildiğini, bir dijital fotoğraf üzerinde değişiklik yapıldığı zaman fotoğrafın … bilgisine fotoğrafta değişiklik yapılan programın adı kaydedilmekte olup, dava konusu fotoğrafta böyle bir durumun söz konusu olmadığını, ayrıca fotoğraf üzerinde fotoğrafçılık mesleği kapsamında yaptığı görsel incelemede renk geçişlerinde, objelerinin gölge, yansıma, doku ve kenar konturları gibi görsel unsurların orijinal olduğu, araçlar üzerinde dekupe edilerek oynama, kaydırma ve yer değişikliği işleminin yapılmamış olduğunu, anılan sebeple fotoğraf üzerinde herhangi bir oynama yahut değişikliğin yapılmamış olduğunu, fotoğraf üzerinde GPS Lokasyon verisi de mevcut olup, fotoğrafın dosyada mübrez tutanaklarda belirtilen olay mahallinde çekildiğinin Resim-3 ve Resim-4’den tespit edildiği hususları rapor edilmiştir.
Davalı … vekili, vekillikten istifa dilekçesi sunmuş ise de; dilekçenin tebliği için masrafı yatırmadığı, dosyada da delil avansı bulunmadığı ve davalı … vekili istifa dilekçesini sunduktan sonraki duruşmaya katılmadığından, istifa dilekçesi davalı asile tebliğe çıkartılamamış olup, davalı … vekilinin yokluğunda duruşmaya devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; 10/04/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalının kusurlu olduğu iddiası ile uğranılan maddi zararın tazmini talep edilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporu ve kaza anına ilişkin dosyaya ibraz edilen fotoğraftan anlaşıldığı üzere; davacının sevk ve idaresindeki motosikleti ile dar bir sokaktan kavşağa doğru seyir halinde iken, … sokak istikamet sokağına dönüş yapmak ve doğrultu değiştirmek istediği sırada hızını azaltmadığı ve yavaşlamadığı, gerekli dikkati yola vermediği, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi direksiyon hakimiyetini kaybederek motosikletin üstünden düşmesi neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği ve kazada asli ve tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davalı tanığı … ‘in, davalı araç sürücüsünün, eşinin kullandığı motosiklete çarptığını beyan etmiş ise de; dosyaya ibraz edilen ve orjinal olduğu tespit edilen kaza anına ilişkin fotoğrafta, davalıya ait aracın ön tarafında çarpışma izinin olmadığı ve tanığın davacının eşi olması nedeni ile beyanına itibar edilmemiş, diğer tanık kaza anını görmediğini belirtmiştir. Bu itibarla meydana gelen kazada, davalının kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Maddi ve Manevi Tazminat Davasının REDDİNE
2-Alınması gereken 44,40-TL red harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Dava adli yardım talepli açıldığında, ileride haksız çıkacak taraftan karşılanmak üzere, kamu ödeneğinden karşılanan; bilirkişi ücreti: 1.000,00-TL, araç ücreti: 80,00-TL, keşif harcı: 206,30-TL , olmak üzere toplam: 1.286,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı … tarafından sarf edilen posta giderinden oluşan 32,85-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ nin 13/2. Maddesi uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 500,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine
7-Manevi tazminat talebi yönünden davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ye verilmesine
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı, davalı … ve ihbar olunan vekillerinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır