Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1235 E. 2020/244 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1235 Esas
KARAR NO : 2020/244

DAVA : Tazminat
(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 09/06/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.7.2016 tarihli trafik kazası tespit tutanağında da görüleceği üzere, sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Mahabad Bulvarı’nda Şanlıurfa yolu istikametine seyir halinde iken Mahabad Bulvarı-Nazım Hikmet cadde dönel kavşağına girip orta ada bitiş noktasına geldiğinde aracının sağ ön kısımları ile Nazım Hikmet Caddesinden Mahabad Bulvarına dönel kavşağa giriş yapan…idaresindeki …plakalı aracın sol ön çamurluk kısımlarına çarpması neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili …’in ağır bir şekilde yaralandığını, müvekkilinin kazada yolcu olduğunu ve hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketinden, müvekkilinin tamamen kusursuz olduğu dikkate alınarak ZMMS’ dan maddi tazminat ve tedavi giderlerinin istendiğini, 03/11/2016 tarihinde… Sigorta A.Ş. ye müracaat edildiğini, olumlu ya da olumsuz bir cevap alınamadığını belirterek, sonuç olarak; davanın kabulü ile, müvekkilinin zararının ( sürekli ve geçici iş gözemezlik ) değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 200,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığından dava şartının gerçekleşmediğini, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi ile maluliyet halinde kaza tarihi itibariyle şahıs başına azami 330.000,00-TL poliçe limiti ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, davacının talebinin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, geçici iş göremezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca müvkekili şirketin tedavi giderleri nedeni ile herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun, KTK’ nun 85/1 ve Trafik poliçesi genel şartlarının 1. maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorunmluluk olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirketin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek, sonuç olarak; davanın reddine, aksi takdirde sürekli iş göremezlik ile ilgili maddi tazminat talepleri bakımından belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, geçici iş göremezlik maddi tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini savunmuştur.
Davalı vekili UYAP’dan gönderdiği 25/12/2019 tarihli dilekçe ile; davacı vekili ile akdedilen 09.12.2019 tarihli protokol çerçevesinde tarafların sulh olunduğunu, davacı tarafın dilekçe ekinde sunduğu 09/12/2019 tarihli sulh protokolünde belirlenen ödemenin yapılması ile birlikte davadan feragat ve müvekkilini, dava konusu ihtilaf bakımından ibra ettiklerini, davacı vekilinin ekli sulh protokolü kapsamında davadan feragat etmesi halinde kendilerinin de hiçbir vekâlet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmayacağını, sulh sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, dilekçesinin ekinde “Sulh Protokolü, İbraname, Feragatname ve Makbuz başlıklı Av. … tarafından imzalanan sulh protokolu örneğini sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili de UYAP’dan gönderdiği 07/04/2020 tarihli dilekçe ile; davalı taraf ile haricen anlaşıldığını ve davadan feragat ettiklerini, karşılıklı olarak, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği, davalı vekilinin 25/12/2019 tarihli dilekçesi ile davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını, davacı mirasçılarına ait davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı H.M.K’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı,feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacının feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 29,20-TL nin düşümü ile eksik kalan 25,20-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekilleri karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını bildirdiklerinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olarak verilen karar açıkça okundu.09/06/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır