Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1174 E. 2019/33 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1174 Esas
KARAR NO : 2019/33
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR TARİHİ : 16/01/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.10.2011 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı … kavşağına geldiğin de, müvekkilinin de içinde yolcu olarak bulunduğu sürücü … sevk ve idaresinde ki … plakalı araç ile Antalya istikametinden Konya istikametine seyir halinde iken kaza yerine geldiğinde, … plakalı araç sürücüsü … aracının ön kısımları ile; müvekkilinde içinde bulunduğu … plakalı aracın sol ön ve arka kapılarına çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin yaralandığını, … Plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, sorumlu sigorta şirketine müvekkilinin kaza nedeni ile uğramış olduğu zararın tazmininin talep edildiğini ancak taraflarına bir ödeme yapılmadığını belirterek, davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan şimdilik 1.000.00- TL daimi sakatlık tazminatının davalı şirketten dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karıştığı belirtilen … plakalı aracın, 04.05.2011 – 04.05.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile kaza tarihi itibarıyla maluliyet için şahıs başına 200.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, işbu teminat miktarının kişiye ödenecek miktarı değil, davalı müvekkil sigorta şirketinin şahıs başına AZAMİ teminat miktarını teşkil ettiğini, davacı tarafın avans faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, kazaya karışan aracın özel araç olduğunu, olayın ise haksız fiilden kaynaklandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde müvekkili şirketin dava tarihinden, olmazsa temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini belirterek, sonuç olarak; davanın reddine, avans faiz talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili, UYAP’dan gönderdiği 12/10/2018 tarihli dilekçe ile; tarafların işbu dava konusu ile ilgili birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığını, aynı şekilde vekillerin de işbu davadan ötürü vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili, UYAP’dan gönderdiği 10/08/2018 tarihli dilekçe ile; davacı vekili . Av. … ile akdedilen 24.07.2018 tarihli Sulh Protokolü-İbraname-Feragatname-Makbuz çerçevesinde sulh olunduğunu, Sulh Protokolü-İbraname-Feragatname-Makbuz kapsamında yapılan ödeme ile birlikte taraflar, birbirlerini dava konusu olay sebebi ile ibra ettiklerini, davacı vekilinin, ekli Sulh Protokolü-İbraname-Feragatname-Makbuz gereğince davadan feragat etmesi halinde kendilerinin de hiçbir vekâlet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunulmayacağını bildirdiği, dilekçesinin ekinde 14/07/2018 tarihli Sulh Protokolü-İbraname-Feragatname Ve Makbuz başlıklı davacı vekilince imzalanmış sulh protokolünün sunulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı, feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir, yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacının feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar ilam harcından peşin alınan 35,90-TL nin düşümü ile eksik kalan 8,50-TL bakiye ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 16/08/2018 tarihli, … no.lu 566,50-TL ATK fatura bedeli davacı tarafça kurum hesabına yatırıldığına dair dekont dosyaya sunulmadığı ve dosyada yeteri kadar gider avansı bulunmadığından, 566,50-TL ATK fatura bedeli davacıdan tahsili ile ATK kurum hesabına yatırılmasına, kararın ifası için Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılmasına,
4-Taraflar karşılıklı yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır