Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1162 E. 2020/209 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1162 Esas
KARAR NO : 2020/209
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 80 yılı aşkın kültürel ve tarihi değeri olan Rus lokantası …’ın sahibi olduğunu, bu kullanımı tescilli ve tanınmış markalar üzerinden gerçekleştirdiğini, restoranın mülk sahibi ile yaşanan sıkıntılar nedeniyle, müvekkilinin … Restaurant’ı 2011 yılında … adına yaraşır bir taşınmaz bulana kadar kapatmak durumunda kaldığını, şirketin TPE nezdinde tescilli … tescil numaralı, “… restaurant … tescil numaralı “regence” tanınmış markaların hak sahibi olduğunu, markaların restoran işletmeciliği, yiyecek içecek hizmetlerinin sağlanması, restoran hizmetleri, blokta hizmetleri vb. Sağladığı 42,43 ve başkaca sınıflara tescilli olduğunu, restaurantın, Rus lokantası denilince akla gelen ilk restaurant olduğu, … Ticaret Odasına 13/04/1946 yılında kayıt olduğunu, davalı yanın … restoranın yeniden açılacağı yönünde algı oluşturduğunu, aynı mekanda, aynı isimde bir restaurant açtığını, müvekkilinin ihbarına rağmen davalının kullanımına devam ettiğini, davalının davranışlarının haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının … markası yanına “…” ibaresi getirmek suretiyle marka benzerliğini ortadan kaldırmaya çalıştığını, davalının “… …” başlığı marka benzerliğini ortadan kaldırmaya çalıştığını, davalının “… …” başlığı altında “…” ifadesine yer vererek, müşteri çevresini yanıltıcı faaliyetlere başladığını, davalının menülerinde “Efsane Yeniden” ifadelerini kullandığını, davalı şirketin “www … com” internet sitesi üzerinden hukuka aykırı ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerine devam ettiğini, müvekkilinin tescilli tanınmış markalarının iltibas yaratacak biçimde çeşitli internet sitelerinde izinsiz ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığını … Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tespit dosyası ile tespit edildiği, bu dosyada (… D. İş ) alınan raporda 360….com, …. com, … com adlı internet sitelerinin tümünün sahibinin … olduğunun tespit edildiğini, davalının başka sitelerde de … markası kullandığının tespit edildiğini, beyan ederek, müvekkilinin tescilli markalarına dayanarak kullandığı “… Restaurant” markasının, davalı şirketçe kullanılıyor olması nedeniyle, haksız rekabetin önlenmesi ve men’ine, davalı tarafa ait internet sitesinin kalıcı olarak kapatılmasına, her türlü tanıtım vasıtalarına el konularak imhasına, davalı aleyhine verilecek kararın kesinleşmesi halinde masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle kararın ulusal gazetede ilanına, belirsiz alacak davası olarak, şimdilik 10.000,00TL fiili zarar ile 10.000,00TL yoksun kılınan karın toplamı olan, 20.000,00TL nin tespit tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, ayrıca 100.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının marka olarak tescil ettirmiş olduğu “…” isminin, restaurant işletmeciliği faaliyetinin gerçekleştirildiği tarihi binaya ait bir isim olduğunu, söz konusu binanın T.C. Kültür Ve Turizm Bakanlığı, … Numaralı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Tarafından 10.05.2004 tarihinde verilen karar ile koruma altına alındığını ve kültür varlığı statüsünde olduğunu, … isminin, restaurant olarak işletilen tarihi binaya ait olduğunu ve hiçbir şekilde davacıya sıkı sıkıya bağlı hale gelmiş, davacı ile özdeşleşmiş bir marka özelliği ve ayrıca tanınmış marka ölçütlerini de taşımadığını, davacının tanınmış marka olma yolunda TPE ve yargı mercileri nezdinde herhangi bir başvurusu ve bu konuda verilmiş, kesinleşmiş bir kararın bulunmadığını, müvekkili şirketin iltibas yaratacak herhangi bir ifade ve eylemi, bununla birlikte haksız rekabete esas teşkil edecek şekilde kötü niyetli bir tutum ve davranışının bulunmadığını, “…” isimli binada gerçekleştirilen restaurant işletmeciliği faaliyetine ilişkin kamuoyunda ve basında, algının karışıklığa neden olduğu iddiası, “…” isminin binanın ismi olmasından ve bina ile özdeşleşmiş olmasından kaynaklandığını, … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında hazırlanan rapora taraflarınca itiraz edildiğini, davacının, 5 yılı aşkın süredir “…- …” markaları ile restaurant işletmeciliği faaliyetinde bulunmadığını, davacının, “…” markasını amir kanun hükümlerinde bahsedilen “markanın 5 yıllık süre için kesintisiz kullanma” yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve markayı fiilen kullanmadığını, kullanılmayan bir marka için haksız rekabet iddiası ile tazminat talep edilemeyeceğini, davacının, dava konusu ettiği markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi için de, huzurdaki davanın açılmasından daha önce, taraflarınca … Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 52 ve 59. Maddeleri uyarınca tescilli olduğu iddia olunan … markasının, davalı tarafından haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanılması iddiası nedeniyle açılan; haksız rekabetin önlenmesi ve men’i, ilanı ile haksız rekabet sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ticaret Mahkemelerinin hangi davalara bakacağı TTK 4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede yer verilen “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” düzenlemeye göre Ticaret Mahkemelerinin baktığı davalar ya iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olacak yada TTK da düzenlenen hususlar ile TTK 4. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ki davalar olacaktır.
6102 sayılı TTK 56.maddesinde; “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. (2) Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de birinci fıkradaki davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler. (3) Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler. (4) Bir kimse aleyhine birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri gereğince verilmiş olan hüküm, haksız rekabete konu malları, doğrudan veya dolaylı bir şekilde ondan ticari amaçla elde etmiş olan kişiler hakkında da icra olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
556 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 5194 sayılı kanunla değişik 71.maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler. Enstitünün bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve Enstitünün kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin Enstitü aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerden Ankara ihtisas mahkemeleridir.” hükümüne yer verilmiştir..
Somut olayda; davacı tarafından, kendisine ait olduğu ve tescilli olduğu iddia edilen markaların, davalı tarafından haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullanıldığı iddiasına dayanılarak açılan ve haksız rekabetin önlenmesi ve men’i, ilanı ile haksız rekabet sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemli dava olduğu, davalının da cevap dilekçesinde markanın davacıya ait olmadığı, davacının tescil ettirdiğini beyan ettiği markaların hükümsüz kaldığı gibi savunmalara yer verdiği görülerek; 6100 sayılı HMK 1-20. Maddeleri ve TTK 56-57.maddeleri, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 71. Maddesi uyarınca davanın özel yetkili ve görevli mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü ile dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine, görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde dosyanın özel yetkili ve görevli Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE,
2-İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır