Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1143 E. 2018/444 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1143
KARAR NO : 2018/444

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/11/2016
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile , müvekkili şirketin şehirler arası yolcu taşımacılığı yapan köklü bir şirket olduğunu, 15 Temmuz 2016 tarihinde , … Terör örgütü tarafından gerçekleştirilen devlet ve millet birlikteliği ile darbe araştırılması ve aydınlatılması maksadıyla Türkiye Büyük millet Meclisi tarafından kurulan “… Terör Örgünün 15/temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştirilip Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amaciyla Kurulan Meclis Araştirmasi Komisyonu ” sürdürdüğü araştırma kapsamında terör örgütünün finans kaynakları bakımından medyaya ve kamuoyuna intikal eden bazı davalarda ismi geçen … Şirketler Grubu sahibi …’ü dinlemek istediğini ve nitekim 08/11/2016 tarihli komisyon toplantısında dinlediğini, müvekkili ile aynı iş alınında faaliyet gösterir … Turizm Şirketler Grubu Sahibi …’ün yürütülen soruşturma kapsamında ve gerekse de … Haber kanalında yaptığı röportajlarında gerekse de Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonu tarafından başvurulan ifadesinde konusu ile hiç ilgisi olmayan şekilde müvekkili şirketin ticari itibarini zedeleyecek ve böylece faaliyet alanında haksız rekabet yaratacak haksız şekilde kazanç elde edecek bazı beyanlarda bulunduğunu, …’e komisyonda yöneltilen sorunun ” örgüt kendisine yardım eden firmaların desteklenmesi konusunda kendi müritlerine bir talimat veriyor mu mesela sizin otobüs firmasının seyahat sırasında kullanmak gibi -bunu çoğaltabilirsiniz böyle bir talimatları var mı ” şeklinde olduğunu …’ün ise verdiği cevapta ” şirketi kurduğum yıllardan sonraki dönemlerdeki bu yapının öğretmenlerinin , imamlarının bizim seyahat şirketimiz yoğun kullandıklarını biliyordum, çünkü yardım eden birisiyim sektörde kendilerine bağlı bir şirket yoktu… …. ama bu örneği bir örnekle anlatmak istiyorum, şimdi yine o konuda çalışmalarımıza aşlattık , … Emniyet Müdürlüğünün yazılı not olarak gönderttim arkadaşlara geldiğinde , sektörde bir ay önce …’den otobüs alan bir arkadaşın … Bayisinde-bir ay sonra … olmayacak – diyen şahsı arıyorum . …’ın Ceosu geldi ona sordum, …’na , -Bayimiz biliyor ismini abiy bende biliyorum ama kim olduğu belli değil. O isimde birini arıyorum , uşakta çıkıyor- diyor . 155 tane otobüs satın almış . Sonra , şimdi … ‘dan da baya yüksek bir miktarda otobüs almış , 15 Temmuz öncesinden bahsediyorum, yakın dönemde bir ay sürmez … Turizm olmayacak sektörde yerimizi almamız gerekir diye … ‘ye 155 tane otobüs satın aldıklarını tespit ettim. Kişinin kim olduğunu hem polisimiz hemde biz araştırıyoruz, sizin kayıtlarınızda bulunursa iyi olur diye düşünüyorum ” dediğini, komisyonundaki beyanında ve … Haber Kanalında yayınlanan röportajında konu ile ilgisi olmadığı halde bambaşka bir konunun ortasında birden bire müvekkili şirket ile ilgili zeminsiz beyanlarda bulunduğunu , bu şekilde müvekkili şirketin ticari itibarini zedelediğini belirterek TTK 55,56 ve 62 maddeleri gereğince 1.000.000 TL maddi tazminatın ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesi ile, davacının açmış olduğu davada esas aldığı TBMM Komisyon Tutanaklarının kamu oyu ile paylaşılmayan sadece devleti … terör örgütü kapsamında bildiklerini ve yaşadıkları ve duyduklarını anlatması için müvekkilinin bilgisine başvurulan bir komisyon olduklarını TBMM komisyonu tarafından gönderilen davet üzerine beyanda bulunduğunu, tutanakların salt yetkili mercilerce saklanan bilgilerin kamu oyu ile paylaşılamadığı bir yerde herhangi bir zarardan söz etmenin mümkün olmadığını, verilen ifadede davacı şirketin adını lekelemek kastı ile herhangi bir ifade kullanılmadığını, İstanbul C Başsavcılığının … Sor no ile tespit edilmeye çalışılan kişi hakkında beyanda bulunmak ve bu kişiyi anlatabilmek maksadıyla ilgili kişilerin ve davacının adının geçtiğini, davacının olayın faali yahut içerisinde yer aldığı konusunda herhangi bir ifade yahut ima dahi olmadığını, haber kanalında verilen röportajlardan bahsedilmesine rağmen davacı tarafça buna ilişkin herhangi bir CD yada delil sunulmadığını, TTK 55 ve devamındaki haksız rekabet kriterlerinin bu davada oluşmadığını, iddiayı kabul etmemekle birlikte uğranıldığı iddia edilen zararın somut olarak ispatlanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK 55, 56.maddelerine göre haksız rekabet iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Deliller, TBMM komisyon tutanakları, davalının katıldığı televizyon programlarına ilişkin CD’ler ve bilirkişi incelemesi .
Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar başlıklı TTK 55.maddesine göre, ” (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,
3. Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,
4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,
6. Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının, aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur,
7. Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak,
8. Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak,
9. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak,
10. Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
11. Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine, efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
12. İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi, müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme formülleri kullanmak.
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle;
1. Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,
2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak,
3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,
4. Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine yöneltmek.
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak.
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur. ” denilmektedir.
Hukuki sorumluluk ,çeşitli davalar başlıklı TTK 56.maddesinde , “
1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.
2) Ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek müşteriler de birinci fıkradaki davaları açabilirler, ancak araçların ve malların imhasını isteyemezler.
3) Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal nitelikteki kurumlar da birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davaları açabilirler.
4) Bir kimse aleyhine birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri gereğince verilmiş olan hüküm, haksız rekabete konu malları, doğrudan veya dolaylı bir şekilde ondan ticari amaçla elde etmiş olan kişiler hakkında da icra olunur. ” denilmektedir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen 2 nolu delilli kapsamında davalının katıldığı iddia edilen TV programları ile ilgili açıklama yapılarak ilgili CD ler sunulmuş, bunun üzerine CD ‘lerin çözümünün yaptırılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilgisayar Mühendisi Bilirkişi … tarafından düzenlenen 31/01/2018 tarihli rapor incelendiğinde, …’ün katıldığı televizyon programlarına ilişkin videoların çözümlemesi yapılmış, …’ün 05/05/2014 tarihinde … Haber ‘de konuk olduğu televizyon programında 03/03/2016 tarihindeki televizyon programında davalı tarafından öne sürülen herhangi bir içerik bulunmadığı 30/11/2016 tarihindeki programda ise davalının “15 Temmuz öncesi hep beraber …’nun ne kadar karalanmaya çalışıldığını, ne kadar milli idarenin yanında duran bir otobüs şirketi olduğunu hep beraber gördük ismini burada söyleyemeyeceğim neticenin polislerimiz çalışıyordur yine Türkiye’nin şu an ayakta kalan 3-4 büyük firması ile bir 50-100 tane otobüs alan bir yatırımcı diyor ki – 15 Temmuz’dan bir ay önce … bir ay sonra yok daha fazla otobüs siparişi vermemiş lazım – yani artık buna zaten sektörde otobüs şirketin desteklemeye ve …’nun yok oluşuna alt yapıyı hazırlamaya başlamışlar çoktan ” şeklinde ifadesinin bulunduğu bildirilmiştir.
15 Temmuz 2016 darbe girişimi nedeniyle, darbe kalkışmasının araştırılması ve aydınlatılması maksadıyla Türkiye Büyük millet Meclisi tarafından kurulan “… Terör Örgünün 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılıp Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu tarafından terör örgütünün finans kaynaklarının araştırılması maksadıyla … şirketler grubu …’ün dinlenmek üzere davet edildiği ve sorulan soru üzerinde dava dilekçesinde yazılı olduğu şekilde … tarafından beyanda bulunulduğu, verilen beyan incelendiğinde haksız rekabet oluşturacak şekilde TTK 55.maddesinin ihlal edilmediği, davacı firmadan değil ağırlıklı olarak ismi bilinmeyen bir şahıstan bahsedildiği, … ‘ün bildiklerini ve duyduklarını komisyona aktardığı , komisyon tutanaklarını yetki mercilerle saklanan kamu oyuyla paylaşılmayan tutanaklar olduğu ayrıca davalının katıldığı televizyon programlarında da ,aynı şekilde haksız rekabet oluşturacak şekilde beyanda bulunmadığı görülmekle davacının davasını aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı vekille temsil edildiğinden 53.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,.
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 35,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 17.077,50 TL den mahsubu ile fazla alınan 17.041,60 TL nin davacı tarafa karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/04/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır