Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1122 E. 2018/460 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1122
KARAR NO : 2018/460

DAVA : Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/11/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2018

DAVA : Davacılar vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile, müvekkillerinin ortağı olduğu davalı şirketin uzun yıllardır mutfak eşyası imalatı alım satım ithalat ihracat faaliyetlerinde bulunan bir limited şirketi olduğunu, davalı …’nun 19/02/2016 tarihli genel kurul kararı itibariyle davalı şirkette iki yıllığına münferit imzaya yetkili müdür olarak seçildiğini, aynı zamanda davalının şirket ortağı da olduğunu, müvekkillerinin satış mağazasında davalının ise üretimin yapıldığı yerde çalıştıklarını, davalının bir süredir şirketi zarara sokmaya yönelik kasti eylemlerde bulunduğunu, bu hususun ihtarname ile de davalıya bildirildiğini, müvekkilleri tarafından bildirilen siparişlere ilişkin herhangi bir üretim girişiminde bulunmadığını, bu sebeple satışların sekteye uğradığını şirketin zarar gördüğünü , davalı yöneticinin şirket adına herhangi bir kasa girişi yapmaksızın bir takım firmalara haricen satışlar yaptığını, müvekkilinin restoranda yemek yediği sırada şans eseri yemek yediği yere de satış yapıldığını tespit ettiğini davalı yöneticinin şirketin aylık stopaj ödemelerinde bir takım hatalar yaptığını bu surette şirketi zarara uğrattığını, şirketin keyfi şekilde işten çıkardığını, işten çıkardığı şahıslara “şirketi yakın zamanda feshedeceğim , seni şimdi işten çıkartıyorum, ama 20 gün sonra sende yanıma gel , ben bu şirketi batıracağım tüm amacım budur ” gibi ifadelerde bulunduğunu, müvekkilleri hakkında olumsuz konuştuğunu, şirketin müşterilerinden müvekkili … için ” … hırsızın önde gidenidir , ben onu nasıl alt edeceğimi iyi bilirim ” gibi ifadeler kullandığını, şirket adına 300.000 TL tutarında kredi çekildiğini, bu krediye karşılık müvekkillerinden …’in kendisine ait evi üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, bahsi geçen kredinin ödenmesi ve ipoteğin kaldırılması hususunda davalı ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, müvekkillerinin krediyi kendi imkanları ile ödeyerek ev üzerinde ipoteği kaldırmak durumunda kaldığını, diğer ortaklara danışmaksızın bir takım müşterilere keyfi biçimde indirimler uyguladığını, yapılan eylemlerin TTK nın 626 maddesine göre aykırılık taşıdığını, bu haklı sebeplerle müdürün temsil ve imza yetkisinin TTK 630.maddesi gereğince mahkemece kaldırılması gerektiğini, davalının TTK 629. Ve TTK 553, 555 maddesi uyarınca sorumluluğuna gidilmesini talep etme gereğinin doğduğunu, şimdilik 1.000 TL tazminatın şirket müdüründen alınarak şirkete ödenmesine, davalı şirket müdürünün temsil ve imza yetkisinin kaldırılmasına, şirket müdürünün görevden alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davanın şirkete yöneltilmesinde hukuki yarar olmadığından şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı …’in 22-23 seneden bu yanana 19/02/2016 tarihine kadar münferit ve sınırsız imza yetkisi ile şirketi yönettiğini, bu dönemde vergi, SGK, kredi borçlarını ödemeyerek davacının şirketi zarara uğrattığını, borç miktarlarının cevap dilekçesinde dökümünün verildiğini, buna rağmen müvekkilinin süresi içinde ancak sehven başka mükellefin hesabına ödenen bir adet stopaj ödemesinin dava konusu yapılmasının kötü niyet içerdiğini, davacı …’in yönetici olduğu dönemde şirket adına aldığı kredileri zamanında ödemediği gibi alınan kredilerin şirket için kullanılmadığını, davacı …’in kendi ihtiyaçları için kullandığı kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, davacı …’in müdürlük görevi bittikten sonra izinsiz olarak bir miktar çatal bıçak ve kaşığı kendi arabasına yüklediğini, bir kısım malların satış gelirlerini şirkete aktarmayarak şirketi zarara uğrattığını, müvekkili hakkında iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Deliller , sicil dosyası, SGK ve Vergi Kayıtları bankadan alınan kredi nedeniyle genel kredi sözleşmesi, ödeme belgeleri, bilirkişi incelemesi .
Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı başlıklı TTK 626 maddeye göre , (1) Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler. 202 ilâ 205 inci madde hükümleri saklıdır. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir. (3) Müdürler de ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabidir. ”
sınırlandırılması başlıklı TTK 630.maddesine göre, “(1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. (4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır. “
Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlıklı TTK 553 maddesine göre, ” (1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) (2) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (1)(2) (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz. “
Şirketin zararı başlıklı TTK 555 maddesine göre ” (1) Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler. (2) Pay sahibinin açtığı davayı hukuki ve maddi sebepler haklı gösterdiği takdirde, mahkeme, dava giderleriyle avukatlık ücretini, bu giderler davalıya yükletilemediği hâllerde, davacı pay sahibiyle şirket arasında, hakkaniyete göre paylaştırır. ” denilmektedir.
Davalı şirketi ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yetkisi de verilerek, davalı yöneticinin 6102 Sayılı TTK nın 644/a yollamasıyla TTK 553 maddesi uyarınca şirket müdürünün şirketi zarara uğratıp uğratmadığı uğratmışsa zarar miktarının tespiti için mali müşavir, finans uzmanı ve hukukçu öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyetine dosya tevdi edilerek alınan rapor dosyaya bırakılmıştır.
Davacılardan …’nun 2009 yılında 2016 tarihine kadar şirkette müdür olarak görev yaptığı istifası üzerine davalı …’tin 10/02/2016 tarihinden itibaren şirkete müdür olarak atandığı görülmektedir.
Davacıların davalı …’nun bazı müşterilere keyfi indirim ve iskonto yaptığı iddiaları ile ilgili olarak yapılan incelemede, bilirkişiler tarafından örnekleme olarak seçilen faturalarda, mal bedellerinin ilan edilen fiyat listesinde yer alan birim fiyatları üzerinden hesaplandığı, toplam mal bedeli üzerinden tüm müşterilere olmasa bile ağırlıklı olarak müşteri lehine çeşitli oranlarda iskontolar yapıldığı , davacıların yönetimde olduğu dönemde %44 -%46 iken davalının yönetimde olduğu dönemde %47 oranında gerçekleştiği , %1 lik bir artış olduğu bu artışında normal olduğu, davalının yüksek iskonto uygulayarak şirketi zarara uğrattığı iddiasının yerinde olmadığını, satış mağazası tarafından bildirilen siparişlerin davalı tarafından üretiminin yapılmadığı, davalının gönderilen ürünlerin bedellerinin satış mağazası tarafından ödenmediği iddialarına ilişkin inceleme neticesinde davacılar tarafından davalıya hangi siparişlerin verildiğine ilişkin dosyaya bilgi sunulmadığı , davalılar tarafından mağazaya gönderildiği iddia edilen ürünler için sunulan irsaliyeler incelendiğinde davalı şirketin ana faaliyetleri kapsamında ürettiği ve sattığı ürünler olduğunun görüldüğünü, sunulan irsaliyeler üzerinde inceleme yapıldığında teslim alan ve teslim eden kısımlarında herhangi bir bilginin yer almadığı, irsaliyelere konu ürünlerin satış mağazasına teslim edildiğine ilişkin başka herhangi bir bilginin dosya kapsamında yer almadığı, gönderilen ürünlerin teslim edildiğini ve satış bedellerinin ödenmediğine ilişkin davalı iddiaları ile davacıların verilen siparişleri üretilip gönderilmediğine ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, bundan dolayı şirketin zarara uğradığından bahsedilemeyeceğini, herhangi bir kasa girişi yapılmaksızın bir takım firmalara kayıt dışı satış yapıldığına ilişkin yapılan inceleme neticesinde dosyaya somut delil sunulmadığı bu iddia ile ilgili herhangi bir zarar durumundan bahsedilemeyeceğini, stopaj hesabında ve ödemelerde bir takım hatalar yapıldığına ilişkin yapılan incelemede davalının yönetim dönemini kapsayan 31/12/2016 mizamında gelir stopaj vergisi hesabının bakiyesinin 3.930,97 TL, stopaj damga vergisi hesabının bakiyesinin 99.04 TL olduğu, 3.930,97 TL ile eksik bildirim nedeniyle 16/06/2017 tarihinde düzeltme beyannamesi verilen 2016/12 dönem muhtasar beyannamesinde 3.045,82 TL olarak yer alan tutar arasında 885,15 TL fark olduğu, bu farkın mahsup edilemeyen AGİ değerinden oluştuğu, damga vergilerinin örtüştüğü, diğer bildirimlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacının bu konudaki zarar iddiasının doğru olmadığını, şirket çalışanlarının keyfi olarak işten çıkarıldığı iddiası ile ilgili inceleme neticesinde dosyaya sunulan herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı, yapılan defter incelemelerinde de şirket aleyhine zarar niteliğini taşıyan işe iade davası tazminatlarına rastlanmadığı , davacıların keyfi işten çıkartamadan kaynaklı üretim ve satış kaybı ve dolayısıyla zarar oluştuğuna ilişkin iddialarının ispata muhtaç olduğu, şirket adına çekilen 300.000 TL kredini n şirket tarafından ödenmediğine, ve davacı … tarafından ödendiğine ilişkin iddialarla ilgili inceleme neticesinde, söz konusu kredinin …’in şirket yöneticisi olduğu 03/7/2012 tarihinde alındığını, davalı …’in şahsi kefaleti bulunduğunu …’in kendi adına kayıtlı taşınmazı teminat olarak gösterdiğini, kredinin ödenmemesi nedeniyle banka tarafından şirkette davacı …’e ve davalı … ‘e ihtarname gönderildiğini, ihtarname tarihinde 299.511,01 TL nin nakit 21.180 TL de gayri nakit borç bulunduğunu bildirildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra Halk Bankası nezdindeki davalı şirket hesabına 26/4/2016 tarihinde 291.000 TL , 27/04/2014 tarihinde ise 2.300 TL nin davalı … tarafından yatırıldığı ve kredi borcunun kapatıldığı, … tarafından ödenen kredilerin ana para borçlarının şirkete zarara uğratıcı bir işlem olmadığı ödemelerin şirkette kayıt altına alınması halinde sözleşme şartlarına uygun ödenmesi gereken tutar ile fiilen ödenen tutar arasındaki farkın zarar olarak değerlendirilebileceği bu zararın sorumlusunun ise davalı olmayıp davacı … olacağı , davacının ödediği kredi borçlarından dolayı davalı şirketten alacaklı olduğu davacı tarafından diğer davalı müdüre yöneltilen sorumluluk davası bakımından kusur ve illiyet bağı unsurları gerçekleşmediğinden davalı müdürün sorumluluğuna gidilemeyeceği davalı şirket müdürünün azli için haklı sebep bulunmadığı yönünde rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Davacılar dava dilekçesinde , TTK 553 maddesi uyarınca şirket müdürünün yapmış olduğu işlem ve eylemler nedeniyle şirketi zarara uğrattığından bahisle şimdilik 1.000 TL nin şirket müdüründen alınarak şirkete ödenmesini talep etmişlerdir. Bu talebin yöneltilebileceği davalı şirket müdürü … olup, davalı şirketin bu davada pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır , bu nedenle davalı şirket hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekmektedir.
Davacılar TTK 553 ve 555 maddesine göre, şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin nedenleri dava dilekçesinde sıralamışlar. Yukarıda özetlenen bilirkişi raporunda belirtildiği üzere , her bir iddia bilirkişilerce tek tek değerlendirilmiş ve şirket
müdürünün şirketi zarara uğrattığı iddiasının ispatlanamadığı raporda gerekçeleri ile açıklanmıştır. Bu nedenle , davalı … hakkında açılan davanın reddi gerektedir. Bilirkişiler raporlarında davacı …’in yönetici olduğu dönemde şirket hesabına alınan genel kredi borcunun davacı … tarafından ödendiği belirtilerek ,davalı …’nun sorumluluğu gerektiren bir durum olmadığını, davacının şirketten alacaklı olduğu belirtilmiş ise de dava dilekçesi incelendiğinde davacının talebinin , davalı …’nun şirketi zarara uğratan eylemlerinden dolayı …’ndan zararın tazmin edilerek şirkete ödenmesine ilişkin olup, davacının yöneticiliği sırasında şirket lehine alınan kredi borçlarının davacı … tarafından ödenmesine dayalı şirketten alacak talep edilmediğinden bu hususun işbu dava kapsamında olmaması nedeniyle bu konuda karar verilemeyeceği açık olup, sonuç itibariyle davalı şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … hakkında açılan tazminat davasının ve müdürlükten azline ilişkin davanın aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-Davacının davalı şirket hakkında açmış olduğu davasının ,davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davacının davalı … hakkında açtığı davanın reddine,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden davacılardan 2.180,00 TL alınarak davalı şirkete , 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’na verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 116,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
7-Bu dava sebebiyle alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL nin mahsubu bakiye 6,70 TL nin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/04/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

¸