Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1110 E. 2020/68 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1110 Esas
KARAR NO:2020/68

DAVA:Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/11/2016
KARAR TARİHİ:29/01/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin …. Ltd. Şti. ile maliki bulunduğu gayrimenkulun kiralanması konusunda 24.09.2014 tarihinde kira sözleşmesi imzaladığını, başlangıçta söz konusu gayrimenkulün %60 hissesine sahip olan müvekkilinin sonradan gayrimenkulün tamamını aldığını ve durumu kiracısına bildirdiğini, ayrıca kira süresi içerisinde kiracı şirketin ünvanının değiştiğini, ve yeni Unvanının … Ltd. Şti. Olduğunu, söz konusu kira sözleşmesi doğrultusunda, kiracı şirketin müvekkili şirkete oluşabilecek kira borçları ve diğer borçlarının teminatını teşkil etmek üzere … … Ticari Şubesine ait 30.10.2014 tarihli… seri numaralı 53.100 USD lik delil listesi ekinde sundukları kesin teminat mektubu verdiğini, kiracı şirketin kira borçlarını ödememesi üzerine icra takibi başlatıldığını, ancak söz konusu kira borçlarının ödememesi üzerine kiracının verdiği teminat mektubunu paraya çevrilmek üzere müvekkili şirketin, mektubun garantörü olan davalıya müracaat ettiğini, müvekkili şirketin 11,10.2016 tarihinde … … Şubesine yazılı olarak mektubun paraya çevrilmesi için müracaat ettiğini, yine 12.10.2016 tarihinde yazılı olarak TL hesap numarasını bankaya bildirdiklerini, ancak bu müracaatlara rağmen davalı şirket kesin teminat mektubunu nakden ve derhal ödemesi gerektiği halde müvekkilini nedensiz olarak beklettiğini ve ödeme yapmadığını, 17.10.2016 tarihinde tekrar bankaya müracaat edildiğini ve teminat mektubunun paraya çevrilmesi taleplerinin devam ettiğinin bildirildiğini, aynı zamanda …. Noterliğinden davalı bankaya çekilen ihtarnamelerle de teminat mektubunun derhal paraya çevrilmesi talebinin yinelendiğini, davalı bankanın derhal muhatap olarak kendisinin ödemekle yükümlü olduğu teminat mektubunu paraya çevirmesi ve yine kendisinin ödeme yapması gerektiği halde yapmadığını, davalı banka müvekkil şirkete 18.10.2016 tarihinde verdiği cevapta, mektup bedelinin müvekkili şirket hesabına gönderildiğini, bu nedenle teminat mektubunun tazmin edilemeyeceğini bildirdiğini ve ödeme dekontu sunduğunu, söz konusu ödemenin mektubun muhatabı ve garantörü olan davalı banka tarafından yapılmadığını, kiracı … Ltd. Sti tarafından yapıldığını ve müvekkili şirkete olan kira borçlarından mahsup edildiğini, 20.10.2016 tarihinde noterden gönderilen ihtarnamelerle söz konusu ödemenin banka tarafından yapılmadığı ve kira borçları devam ettiği için teminat mektubunun paraya çevrilmesi taleplerinin devam ettiğinin davalıya bildirildiğini, yine aynı taleple yazılı olarak 21.10.2016 tarihînde de bankaya müracaat edildiğini, ancak davalı banka tarafından teminat mektubunun nakde çevrilmediğini ve ödeme yapılmadığını, ayrıca bankanın, müvekkili şirkete verdiği yazılı cevapta; ödemenin kiracı tarafından yapıldığının kabul edildiğini ve kendileri tarafından mektubun nakde çevrilmeyeceğini beyan ettiğini, davalı banka tarafından müvekkili şirkete verilen kesin teminat mektubu … sözleşmesi niteliğinde olduğunu, kiracının yaptığı ödemenin, teminat mektubuna karşılık kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu ödemenin müvekkili şirkete olan kira borçlarına sayıdığını ve kira borçları tamamlanmadığı için de mektubun paraya çevrilmesinin bankadan tekrar talep edildiğini, ancak bankanın kendisinin yapması gereken ödemeyi yapmadığını ve kiracının yaptığı ödemeyi ileriye sürdüğünü, bankanın bu savunmasının TTK. ilgili hükümleri ve kesin teminat mektubunun … sözleşmesi niteliğine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davalı bankaya teminat mektubunun nakde çevrilmesi için ilk müracaat tarihi olan 11.10.2016 tarihinde mektup bedeli olan 53.100- USD’ nin … satış kuru karşılığı olan 163.887,84-TL’nin, söz konusu bedelin ödenmesi gereken ilk yazılı müracaat tarihinden itibaren işleyen en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … (…) Kahvecilik lehine, davacı … A.Ş’ye hitaben 30.10.2014 tarihinde 53,100 USD’lik teminat mektubu düzenlendiğini, banka teminat mektuplarıın, müvekkili bankanın müşterisi olan gerçek veya tüzel kişilerin üçüncü kişilere karşı yüklenmiş olduğu taahhütlerini yerine getirmemesi halinde, bankanın üçüncü kişiye belli bir tutarı ödemeyi taahhüt ettiği … sözleşmeleri olduğunu, davaya konu teminat mektubunun 30.10.2015’de dolan vadesinin 1 yıl uzatıldığını, dolayısıyla 30.10.2016’da sona ereceğini, davacı …, 11.10.2016 ve 12.10.2016 tarihli iki adet yazılı talimatla, bu mektup bedelinin tazminini talep ettiğini ve mektup aslını teslim ettiğini, firmanın hesabında yeterli bakiye bulunması nedeniyle 53,100 USD’nin 14.10.2016 tarihli döviz kurundan karşılığı olan 162.220.50- TL’nin …’ün … Bankası’ndaki hesabına EFT ile gönderildiğini, EFT açıklamasında mektup bedeli, mektup numarası ve tarihinin belirtildiğini, mektubun aslının alınarak sistemsel çıkışının yapıldığını ve tazmin işleminin tamamlandığını, müvekkili banka uygulamasında, tazmini talep edilen mektup bedelleri lehdar (borçlu) firmanın mevduat hesabından ya da hesapta kısıtlama (bloke, tahsil edilmemiş masraf komisyon vb) olması durumunda kasadan muhataba (alacaklıya) ödenebilmekte olduğunu, davaya konu tazmin bedeli, lehdarın mevduat hesabından EFT ile transfer edildiğini, lehdar (borçlu) hesabından muhataba EFT/havale yapılması durumunda, gönderen ismi … T.A.Ş değil, lehdarın (borçlunun) ismi olarak görüldüğünü, operasyonel sebeplerle ve ticari hayatın alışılagelmiş bir usulü olarak nakden ödeme yerine EFT/havale yoluyla tazmin bedelinin ödenmesi işleminin sıkça yapılan bir uygulama olduğunu, nitekim davacı …’ün 11.10.2016 ve 12.10.2016 tarihli yazılı tazmin talebinde, tutarın EFT ile gönderilmesini talep ettiğini ve talep yazısına teminat mektubunun aslını ilave ettiğini, EFT işlem açıklamasında mektup bedeli, numarası ve tarihinin belirtilmesi, söz konusu para transferinin teminat mektubunun tazmininden başka bir amaçla yapılmadığını gösteren kesin delil niteliğinde olduğunu, gönderen kısmında … ya da … T.A.Ş yazması söz konusu mektup tazmin işleminin mahiyetini değiştirecek bir husus olmadığını, her iki şekilde de, teminat mektubunun nakde tahvil olmuş sayılacağını, ödemenin teminat mektubu karşılığı yapıldığını, tazmin bedelinin davacının hesabına aktarılmasıyla müvekkil bankanın taahhüdü yerine getirdiğini, mektup bedelinin haricinde taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisine müvekkili bankanın taraf olmadığını, davacı firmanın, para transferinin lehdarın hesabından gelmesini gerekçe göstererek aynı teminat mektubunun ikinci kez tazmin talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; kesin teminat mektubu bedelinin ödenmesinin davalı bankaca taahhüt edildiğini, bankanın kabulünde olan ve ödeme dekontundan da anlaşıldığı üzere kiracının yaptığı ödemenin teminat mektubuna karşılık olduğunun kabul edilemeyeceğini, mektup bedelini nakte çevirerek ödeme yapması gerekenin banka olduğundan bahisle davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER :
Teminat mektubu sureti, banka müracaat yazıları Noter ihtarnameleri, ödemeye ilişkin dekont, hesap ekstresi, …, İcra Müdürlüğünün …, … İcra Müdürlüğünün …, …. İcra Müdürlüğünün …, … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyaları, bilirkişi incelemesi, kur tablosu, Ticaret sicil gazetesi ve bildirim yazısı, uzman görüşü, bilirkişi raporu.
GEREKÇE :
Dava, kira borcunun teminatı amacıyla verilen banka teminat mektubunun tahsili istemine ilişkin olup, teminat bedelinin davacı şirkete ödenip ödenmediği, 14/10/2016 tarihinde davalı banka vasıtasıyla davacı şirkete yapılan 162.220,50 TL tutarlı EFT nin teminat mektubunun tahsiline mi, yoksa dava dışı kiracı şirket tarafından kira borcuna istinaden gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmları doğrultusunda teminat bedelinin ödenip ödenmediği, 14/10/2016 tarihinde davalı banka vasıtasıyla yapılan EFT nin neye istinaden ( teminat mektubu bedelinin ifası mı yoksa dava dışı kiracı şirket tarafından kira borcunun ifası mı ) yapıldığı hususunda bankacılık alanında uzman bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; davaya konu edilen … seri numaralı, … muhaberat numaralı ve … bandrol numaralı 30.10.2014 tarihli Kesin Teminat Mektubunda davalı bankanın dava dışı … (sonradan …) Kahvecilik Ltd. Şti. unvanlı müşterisi muhatabının taahhütlerini yerine getirmemesi riski için davacı … A.Ş. ye lehine bir yıl süreyle 53.100,00 USD tutarında … verdiğinin görüldüğünü, belgenin süresinin sona erdiği 30.10.2015 tarihinden itibaren bir yıl süreyle 30.10.2016 tarihine kadar uzatıldığını, dolayısıyla davacının davalıdan teminat mektubunun nakde çevrilmesini ilk talep ettiği tarih olan 11.10.2016’da teminat mektubunun geçerli olduğunu, teminat mektuplarının bir özelliğinin de, muhatabın yükümlülüklerini kısmen ya da tamamen yerine getirmemesi durumunda, bu halin lehdar tarafından yazılı olarak bildirildiği ilk taleple protesto çekmeden, hüküm ve muhatabın izini almaya gerek kalmaksızın lehdarla muhatap arasında çıkacak her hangi bir uyuşmazlığı, dava ve takibi dikkate almadan yazılı tutarı nakden, derhal, tamamen ödenmesini gerektirmesi olduğunu, somut olayda lehdar davacının, dava dışı şirketin muhatabı olduğu teminat mektubunun nakde çevrilmesini garantiyi veren davalı bankadan 11.10.2016, 17.10.2016, 20.10.2016 ve 21.10.2016 tarihlerinde yazılı/noter kanalıyla ihtarname ve sözlü olarak talep ettiği dosya kapsamına sunulan belgelerden anlaşılabildiğini, bu durumda, davalı bankanın teamül gereği ve teminat mektubu metninde vadettiği üzere bahis konusu tutarı lehdar davacıya ödemesinin gerektiğinin değerlendirilebildiğini, dosya kapsamında davacı şirketin … Bankasındaki … numaralı hesabına, dava dışı muhatap şirketin davalı bankanın … Şubesindeki … numaralı hesabına 14.10.2016 tarihinde 162.220,50 TL tutarlı bir EFT işlemini tefrik eden dekontun görüldüğünü, dekont açıklamasında “30.10.2014 tarih … … 53100 USD Mektup Bed” ibaresinin görüldüğünü, bu ibarenin “30.10.2014 tarihli … numaralı … 53.100,00 USD Mektup Bedeli” olarak yorumlanabileceğinin açık olduğunu, bu durumda teminat mektubunun bandrol numarasıyla da örtüşen bu ödemenin, asıl borçlu lehdar dava dışı şirketin hesabından yapılmış olsa dahi, sözkonusu teminat mektubu bedelini ödemek için yapıldığı kanaatinin oluştuğunu, davacının dava dışı asıl borçlu şirket aleyhine Mart 2016 ve Nisan 2016 aylarına ait KDV dahil iki adet 23.600,00- USD tutarlı kirayı ödemediği gerekçesiyle 25.04.2016 tarihinde …. İcra Müdürlüğü nezdinde … E. sayıyla icra takibi başlattığını, takibin, işlemiş faiz alacağıyla birlikte 134.856,95- TL değeriyle açıldığını, bu takip talebine istinaden dava dışı asıl borçlu lehdar şirkete gönderilen Ödeme Emrinin iptali için adı geçen şirketin …. İcra Hukuk Mahkemesinde … E. sayıyla dava açtığını, ancak ödeme emrinin İptali isteminiN MAhkemece reddedildiğini, bilindiği üzere ülkemizde işyeri ve konut kira ödemelerinin bankalar kanalıyla yapılması zorunluluğu bulunduğunu, olağan koşullarda, banka transferi yoluyla kira ödemeleri yapılırken, ödenen kiranın hangi aya ait olduğunun transfer açıklamasında yazıldığını, ancak dosyaya sunulan EFT dekontunda, böyle bir açıklamanın bulunmadığını, onun yerine teminat mektubu bedeli olduğu konusunda açıklama yer aldığını, netice olarak bu değerlendirmelerin ışığında dosya kapsamında davacı şirketin hesabına, dava dışı lehdar şirketin hesabından yapılan 162.220,50 TL tutarlı EFT nin, asıl borçlunun kira borcunun ifası anlamına gelebilecek bir bulguya rastlanamadığını, diğer yandan, EFT kanalıyla dava dışı lehdar şirketin hesabından yapılan 162.220,50- TL tutarlı ödemenin dava dışı şirket tarafından yapılıp yapılmadığının tespitinin mahkemenin taktirlerine bağlı olarak, bir mali müşavire dava dışı … Ltd. Şti. nin mali defter ve kayıtlarının inceletilmesiyle de yapılabileceği hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekilince dosyaya ibraz edilen Prof. Dr … den alınan hukuki mütalaadan özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasını Banka tarafından verilen teminat mektubundan doğan borcun İfa edilmiş sayılıp sayılamayacağının oluşturduğunu, banka teminat mektuplarının, 6098 sayılı TBK md.128 hükmünde düzenlenmiş olan üçüncü kişinin fiilini taahhüt bağlamında açıklanabildiğini, hatta üçüncü kişinin fiilini üstlenme (taahhüt) kurumu, hukukta en çok banka teminat mektupları ile ilgili olarak gündeme geldiğini, bu durumda, bir banka, müşterisinin talebi üzerine (çok kere ondan bir karşı … de alarak), onun doğmuş veya doğacak bir borcunu ihlal etmesi karşısında zarara uğrayacak bir başka kişiye, ilk talebi üzerine bu zararı gidereceğini taahhüt ettiğini, davaya konu uyuşmazlıkta Davalı Banka’nın verdiği teminat mektubunun bu kayıtsız şartsız borç doğuran niteliğine de mektuptaki rizikonun gerçekleştiği ve bedeli ödeme yükümünün doğduğu ve muaccel olduğuna itirazının bulunmadığını ve bu hususların tartışma dışında kaldığını, uyuşmazlığın sadece, davalı bankanın bu borcunun ödendiği savunması üzerinde toplandığını, davacı taraf bu borcun ödenmediği ileri sürerken; davalı tarafça ödendiğinin kanısında olunduğunu, burada ilk önce saptanması gereken hususun ispat yükünün hangi tarafa ait olduğunun tespitinin gerektiğini, bir borcun ifa edilip edilmediğinin alacaklı ve borçlu arasında anlaşmazlık konusu ise, borçlunun ifada bulunduğunu ispatla yükümlülüğünün olduğunu, bu kuralın kaynağı ve niteliği ne olursa olsun her türlü borç için geçerli olduğunu, davalı bankanın bu ispat yükümünü yerine getirmek için dayandığı tek belgenin, davacı muhatabın banka hesabına yapılan bir havaleyi gösteren 14.10.2016 tarihli bir banka dekontu olduğunu,bu dekonta göre davacıya para havale eden tarafın davalı bankanın olmadığını, davacının kiracısının olduğunu, kiracının bu havaleyi yaparken dekonta açıklayıcı bilgi olarak, davalı bankanın teminat mektubu bedeli olduğunu yazdığını, davalının borcu şahsen ifa ettiğini ileri süremeyeceğini, davalı bankanın elinde borcunu ifa ettiğine dair başkaca bir belge bulunmadığı gibi; beyanlarına göre kendisi tarafından bir ödeme yapılmadığını inkâr etmediğini, sadece, kiracının (üçüncü kişinin) yaptığı bu ödeme ile kendi teminat mektubu borcunun ödenmiş sayılacağını ileri sürdüğünü, şu halde, borçlu=davalı bankanın alacaklısı davacıya ödeme yapmamış olduğunun da anlaşıldığını; hukukî sorunun, üçüncü kişinin para havalesinin borçlu bankanın borcunu sona erdirmiş sayılıp sayılmayacağına indirgendiğini, somut bir ilişkide para borcunun üçüncü kişi yerine borçlu tarafından ifasında alacaklının meşru bir menfaati varsa, bu istisnai durumda alacaklı para borcunun üçüncü kişi tarafından ifasını TBK m.83 uyarınca reddetme hakkına sahip olacağını, dava konusu istisnaî durumda, davacı şirketin, bankanın teminat mektubundan doğan para borcunu şahsen ödemesini istemekte ve üçüncü kişi kiracının bankanın borcunu ifasını reddetmekte haklı ve açık bir menfaati olduğunu, bu meşru menfaat karşısında, artık bu uyuşmazlıkta davacı şirketin TBK m.83 uyarınca bankanın borcunu kiracının ödemesini reddedemeyeceğinin söylenemeyeceğini, buna rağmen, üçüncü kişi kiracının bankanın teminat mektubu borcu için olduğunu havale dekontuna yazdırarak davacı şirketin hesabına para havalesi yaptığının anlaşıldığını, yapılan havalenin tek yanlı bir banka havalesi olduğunu, başkasının borcunun ifa edilmiş sayılması için borcu ifa edenin sübjektif maksadı sonuç doğurmaya yetmediğini, ifanın kabulü sırasında alacaklının da bu kazandırmayı başkasının ona olan borcunun ifası olarak kabul etmiş olmasının gerektiğini, her üç şirketin de birbirine olan borçları, araya bir de sebepsiz zenginleşmeden doğan iade borcu eklenerek, devam ettiğini, bunları davalı bankanın davacı şirkete (muhataba) olan teminat mektubu bedelini ödeme borcu; kiracının davacı şirket’e kira sözleşmesinden doğan kira bedellerini ödeme borcu; davacı şirketin kiracıya karşı, anlaşma olmaksızın hesabına yatan parayı sebepsiz zenginleşme olarak iade borcu şeklinde sıralandığını, bu üç borçtan ikisinin, aynı
kişilerin birbirine karşı (karşılıklı) borçları olduğunu, bunların, “Kiracı’nın kira bedeli ödeme borcu” ve “Davacı Şirket’in Kiracı’ya hesabına yatırdığı parayı iade borcu” olduğunu, her ikisinin de aynı türde (para borcu) olan ve aynı kişiler arasında bulunan bu borçların takas edilmelerinin mümkün olduğunu belirterek sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde yaptığı inceleme sonucunda, davacı şirketin davalı bankaya karşı teminat mektubundan kaynaklanan alacağının geçerli şekilde doğduğunu ve muaccel olduğunu, dava dışı kiracının davacı şirket hesabına tek yanlı olarak yaptığı para havalesinin, havale dekontundaki beyanına rağmen davacı tarafından davalı bankanın borcunun ifası olarak hiçbir zaman kabul edilmediğini, burada davacı şirketin davalı bankanın borcunun üçüncü kişi kiracı tarafından ifasını reddetmesinde TBK m.83 uyarınca haklı sebebinin bulunduğunu; zira aksi takdirde bankadan olan alacağın ödenmiş sayılacağı gibi kiracıdan kira alacağının tahsil edebileceği bir para ve mal da bulamayacağı; bu durumda, dava dışı kiracının yaptığı havalenin “üzerinde anlaşma bulunmayan sebebe dayanan zenginleşme” sayılarak, TBK m.77 uyarınca, davacının bu havale tutarı kadar kiracıya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan iade borcu doğduğu, karşılıklı borçlular haline gelen kiracı ve davacı şirketin bu borçlarının TBK m. 139 uyarınca takas yoluyla ortadan kalkmış sayılacağı; buna karşılık, ifa edilmemiş sayılan davalı bankanın teminat mektubundan doğan borcunun her halükârda devam ettiği şeklinde görüşü ifade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça, 11/10/2016 tarihinde, dava dışı … (sonradan …) Kahvecilik Ltd. Şti’nin borcunu vadesinde ödemediği bildirilmek suretiyle kesin teminat mektubunun paraya çevrilmesi talebiyle … veren davalı bankaya başvurulduğu, davacının … Bankası’ndaki hesabına, dava dışı lehtar şirketin davalı bankanın … Şubesindeki hesabından 14.10.2016 tarihinde 162.220,50 TL tutarlı bir EFT yapıldığı, dekont açıklamasında “30.10.2014 tarih … … 53100 USD Mektup Bed” ibaresinin bulunduğu, dekont açıklamasında yer alan ibareden davacıya, davalının garantörü olduğu 30.10.2014 tarihli … numaralı … 53.100,00 USD Mektup Bedelinin ödendiği anlaşılmıştır.6098 sayılı TBK’nın 83. maddesine göre, borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir. Üçüncü kişi tarafından yapılan ifa, borçlunun ifası halindeki gibi borcu sona erdirir. Kesin teminat mektubunun borçlusu olan davalı, … (sonradan …) Kahvecilik Ltd. Şti’nin davacıya karşı olan sözleşme yükümlülüklerini kısmen ya da tamamen yerine getirmemesi halinde teminat bedelini nakden ödemeyi üstlenmiştir. Davalının borcu para borcu olup, borcun bizzat davacı tarafından ödenmesinde davacının menfaati bulunmadığından ve yapılan 14/10/2016 tarihli ödeme ile borç sona erdiğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40- TL red harcın peşin alınan 2.798,80TL nin düşümü ile arta kalan 2.744,40-TL harcın karar kesinletiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; AAÜT uyarınca takdir olunan 19.519,34 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır