Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/985 E. 2019/517 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/985 Esas
KARAR NO : 2019/517
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 29/05/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş. tarafından … numaralı poliçe ile rizikosu üstlenilen … plakalı aracın 19/06/2015 tarihinde tam ve asli kusurlu olarak karışmış olduğu trafik kazası nedeniyle müvekkillerinin desteği … Kocaman’ın vefat ettiğini, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında tehlike sorumluluğu nedeniyle zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğunu, davalıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, aynı zamanda destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarını, davalıların sorumluluğunun kusur sorumluluğu olmayıp, tehlike sorumluluğu olduğunu, müvekkiline kusur İzafe edilemediğinden davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğunu belirterek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2012 tarihli 2012/17-215 E. – K:2012/413 kararından bahsetmiş, müvekkilinin emekli öğretmen, trafik kazasında ölen annesinin ise olay tarihinde 60 yaşında dul maaşıyla geçimini sağlayan bir kimse olduğunu, desteğin yaşı itibariyle bir ev kadını olarak elde edebileceği gelirinin belirlenmemesi gerektiğini, bunun mümkün olmaması halinde ise desteğin asgari ücret düzeyinde geliri olabileceği benimsenerek bu miktar üzerinden destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, cenaze defin işlemi için 1000,00- TL, defin gideri talep ettiklerini, Türk Borçlar Kanunu 53. maddesi’nin 1. Fıkrasına göre, cenaze giderlerinin, haksız fiil nedeniyle destekten yoksun kalanın uğradığı zararlar arasında olup, davalının bu giderlerden sorumlu olduğunu, diğer yandan, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkillerinin eşini kaybetmiş olması nedeniyle yaşamış oldukları çektiği acıların, ızdırabın ve sıkıntıların ve ağır ekonomik sıkıntıların yaşaması nedeniyle müvekkilinin bir nebze de olsa giderilebilmesi için manevi tazminat talep etme gereği de doğduğunu belirterek, sonuç olarak, davalılar adına kayıtlı … plakalı araç ile başkaca taşınır ve taşınmaz mal olup olmadığının araştırılarak, varsa davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine tedbtr konulmasına, müvekkilinin destek yoksun kalan 3. kişi konumunda bulunduğundan davalının tam ve asli kusurlu olması nedeniyle kusur durumunda ihtilaf bulunmaması nedeniyle dosyanın tazminat bilirkişisine gönderilmesine, Borçlar Kanunu 76.Maddesi uyarınca yada TİK. 1427/2 uyarınca avans ödemesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak 1.000,00- TL. defin gideri, yine müvekkilinin desteğinden yoksun kalmış olması fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplamda 2.300,00- TL destek tazminat olmak üzere 3.300,00- TL maddi tazminatın, 20.000- TL manevi tazminatın (Davalı Sigorta Şirketi eğer manevi tazminat klozu işaretlenmemişse maddi tazminat ve poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla ) yapılan başvuru neticesi eksik ödeme yapıldığından kaza tarihinden itibaren ticari avans faiziyle yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında, davacının gerçek zararının tespiti için aktüer incelemesi yaptırıldığını, aktüer raporunda davacının zararı 57.617,00- TL olarak hesaplandığını, müvekkili şirket tarafından tazminattan hiçbir indirim yapılmayarak, davacıya 57.617,00- TL ödeme yapıldığını, ancak davacı gerçek zararı ödenmesine rağmen işbu davayı açtığını, davacının tüm zararları karşılandığından davanın reddinin gerektiğini, davacının, müvekkili şirket sigortalısının asli kusurlu olduğunu iddia etse de, kaza tutanağından da anlaşılacağı üzere kazanın oluşumunda müteveffanın asli kusurlu olduğunu, davacı, defin giderlerini talep etmişse de, defin giderlerine ilişkin herhangi bir delil sunmadığından ve defin giderleri sigorta teminatı dışında kaldığından davacının defin giderleri talebinin reddedilmesi gerektiğini, KTK’nın 92/f maddesine göre manevi tazminat talebi zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğundan, manevi tazminat yönünden davanın reddinin gerektiğini, KZMSS poliçesinde manevi tazminata yönelik teminat bulunmadığından davacıların manevi tazminat talebi müvekkili şirket yönünden reddedilmelimesi gerektiğini, müvekkili şirketin maddi tazminattan sorumlu tutulacaksa, poliçede manevi tazminat ile ilgili teminat vermeyen müvekkil sigorta şirketi yönünden, davacının manevi tazminat talep ve davası ile ilgili yargılama giderleri ayrılarak sırf, müvekkili şirketin sorumlu olduğu maddi tazminat miktarı ile orantılı olarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, davacının, tazminata kaza tarihinden itibaren faiz işlemesini talep ettiğini müvekkili şirketin temerrüdünün başlangıcı KTK’nın 98. ve 99. maddesine göre belirleneceğinden, davacının bu talebinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüdü için davacı tarafından müvekkili şirkete gerekli belgelerle birlikte başvuruda bulunulması, bu başvurudan sonraki 8 gün içinde müvekkil şirket tarafından ödeme yapılmaması gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren tazminat talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, temerrüt faizi olarak ticari avans faizi uygulanmasını talep ettiğini ancak temerrüt faizinin yasal faiz olması gerektiğini, davacının tacir olmadığını, bu durum karşısında, sigorta ettirenin davacıya karşı tazminat sebebiyle oluşan temerrüt faizi sorumluluğu ticari temerrüt faizi olmayıp, adi işlere ilişkin temerrüt faizi niteliğinde olduğunu, davacının ticari avans faizi talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, sonuç olarak, davanın reddine, Yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, davalı vekili 29/05/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; alınan raporlar doğrultusunda davacının maddi zararının karşılandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların sosyal-ekonomik durumları araştırılmış, tedavi evrakları, sigorta ve trafik kayıtları, poliçe ve hasar dosyası ve ceza dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Kusur ve tazminat hesabı yönünden 2 trafik 1 Aktüer bilirkişisinden oluşan heyetten alınan raporda özetle;
Yaya … ‘ın meydana gelen trafik kazasında %75 oranında kusurlu olduğunu, … plaka no’lu motosiklet sürücüsü davalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğunu, maddi tazminat talepleri yönünden; anılan kazada …’ın ölümü sebebiyle eşi …’ın 39.314,14- TL destekten yoksun kalma zararının oluştuğunu, kusura isabet eden defin ve cenaze giderinin 625,00- TL olduğunu, davalı sigorta şirketinin davacıya anılan ölüm olayına bağlı olarak 01.09.2015 günü 57.617,00- TL ödediğini; hesapladıkları tutarlar ödemeden az olmakla, mahsubu sonrasında davacının karşılanmamış maddi zararının kalmadığını, sigorta şirketi’nin fazla ödeme sebebinin sigortalısının kusur oranı % 50, işbu raporda ise sigortalının % 25 kusurlu kabul edilmesinden kaynaklandığını, manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacınn 818 sayılı T.B.K.’ nun 56. maddesi uyarınca davaya konu trafik kazasından kaynaklanan yaralanması nedeni ile manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporunun kusur oranına yönelik itirazının değerlendirilmesi noktasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış olup, ATK Trafik İhtisas dairesinin 19/02/2019 tarihli raporunda da olay anını gösterir kamera görüntüsü, CD inceleme tutanağı, olayın oluş şekli, konumu ve beyanlar incelendiğinde kazanın trafik bilirkişisi raporunda belirtildiği şekilde gerçekleştiği ve trafik bilirkişisinin kusur oranlarına riayet edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; olay günü davacının desteği yaya … ‘ın taşıt yolunda karşıdan karşıya geçmek isterken Karayolları Trafik Kanunun madde 68’de belirtilen kurullara uymayarak, yolda dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak yaklaşık 50-60 metre ileride trafik ışıklı yaya geçidi olmasına rağmen, yoğun araçların geçtiği yolun solundan sağına geçerken kontrolsüz ve koşarak geçmesi neticesinde kazanın meydana gelişinde 1. Derecede %75 oranında kusurlu olduğu , … plakalı motorsiklet sürücüsü davalı …’ın meskul mahalde yol ve trafik uyumunun göz önüne almayarak aracını hızlı sürmesi ve yolun solundan sağına doğru araçlar arasında aniden koşarak yola giren yayayı gördüğünde de zamanında direksiyon ve fren tedbiri almaması nedeniyle kazanın meydana gelişinde ikinci derecede %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Tarafların kusur oranı dikkate alındığında davacının desteği …’ın ölümü sebebiyle davacı eş …’ın 39.314,14 TL destekten yoksun kalma zararı ve 625,00 TL defin
ve cenaze gideri alacağı oluştuğu, davalı sigorta şirketinin davacıya söz konusu ölüm olayına bağlı olarak 01/09/2015 günü 57.617,00 TL ödeme yapıldığı, bu sebeple davacının karşılanmamış maddi zararı bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden davacının 818 Sayılı T.B.K.’ nun 56. maddesi uyarınca müteveffanın ölümünden dolayı manevi tazminat talep etme hakları da bulunmaktadır. Davacının manevi tazminat taleplerinden davalı …’ın haksız fiil hükümleri uyarınca sorumludur.
Bu noktada hüküm altına alınacak manevi tazminatın miktarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Yargısal içtihatlarda, anılan yasa maddesi hükmüne göre özel haller göz önünde tutularak hükmolunacak manevi zarar tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu tazminatın bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği,takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği,manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği belirtilmektedir.
Buna göre, üst paragraftaki ilkeler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, davacının desteğinin ölümüne neden olan olayın oluş şekli, kazanın meydana gelmesinde kusur durumu, davacının müteveffa ile yakınlık derecesi (eşi olması) itibarıyla duymuş oldukları elem ve ızdırabın ağırlığı ile tarafların ve müteveffanın sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında mahkememizce takdir edilen manevi tazminat miktarlarının uğranılan zararla/zararlarla orantılı olduğu, bu miktarın davacılar için zenginleşme aracı olmayacağı gibi davalılar yönünden de ekonomik yıkıma neden olmayacağı değerlendirildiğinden hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat miktarı belirlenmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Maddi Tazminat Davasının REDDİNE,
2-Manevi Tazminat Davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden, alınması gerekli olan 44,40-TL red harcının peşin alınan 79,59-TL den düşümü ile arta kalan 35,19-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan 478,17-TL karar ilam harcının davalı …’tan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça karşılanan 31,80- TL ilk dava gideri (başvurma ve vekalet harcı) ile manevi tazminat talebi yönünden yapılan 174,00-TL davetiye ve posta gideri ile 1.200,00 TL (sadece trafik bilirkişileri için ödenen ücret) bilirkişi ücretinden oluşan toplam: 1.405,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı %35 üzerinden hesaplanan 492,00- TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden,
AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısım karar kesinleştiğinden davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır