Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/828
KARAR NO : 2021/385
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/03/2012
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın , İspanya menşeili … firmasından ithalat yaptığını, talepler doğrultusunda satışlar gerçekleştirdiğini, dava konusu olayın, davacı firma ile … İnş.Tic.San. Ltd Şti arasında yapılan satım sözleşmesine istinaden davacı ile davalı şirket arasında akdedilen taşımacılık sözleşmesine ilişkin olarak,davacı firma tarafından haksız olarak ödenen bedelin iadesi talebi olduğunu, davacı firma ile … inşaat Tic.San.Ltd. Şti arasında 11.03.2010 tarihinde satım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin konusu olan … marka mobilyaların satışı için davacı şirkete mobilyaların temini ile nakliyeci … firması aracılığıyla, … Havalimanında alıcıya teslimini yüklendiğini, 11.03.2010 tarihli satış sözleşmesine istinaden davacı ve davalı şirket arasında yük senedi tanzimi suretiyle ”taşımacılık sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşme konusunun davalı şirket tarafından satım sözleşmesine de konu olan mobilyaların İspanya … Fabrikasından teslim alınıp Libya Sirte havalimanında eksiksiz ve kusursuz olarak satım sözleşmesinde alıcı taraf olan … mimarlığa 85.000 Euro bedel karşılığında teslim edilmesi olduğunu,kararlaştırılan tarihte, ürünlerin Libya Sirte havaalanından teslim alındığını, davalı şirketin akte aykırı olarak malların paketlerini ayırarak farklı parçaları yeniden paketlediğini, kontrol ederek farklı bir düzen içinde alıcı … Libya Şirketine ise Libya Sirte Hava limanında akde aykırı olarak teslim ettiğini, malların eksik teslim edildiğinin ortaya çıktığını, eksik teslimden de davalı şirketin sorumlu olduğunu, Varşova Konvansiyonuna göre malların eksik teslim edildiğinin ortaya çıktığını, eksik teslimde davalı şirketin sorumlu olduğunu,Varşova Konvansiyonuna göre, zarara neden olan olay hava taşıması esnasında meydana geldiyse, taşıyıcının kayıtlı bagaj veya eşyanın tahribi veya kaybı veya hasara uğraması halinde oluşan zarardan sorumlu olacağını, Konvansiyonun 19. maddesine göre de, taşıyıcının hava taşımasındaki yolcu ,bagaj veya eşyanın gecikmesinden doğan zarardan sorumlu olacağını, malların davalı şirket tarafından havaalanında eksik şekilde teslim edildiğini,eksik teslimden sadece davalının sorumlu olabileceğini belirterek 25.000 Euro’nun 05.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Nakliye sözleşmesi yapıldığını,sözleşme gereğince İberia hava yollarının 75129051 sayılı ve 12.03.2010 tarihli taşıma senedi ile Libya’ya yola çıkan Uçağın 14.03.2010 tarihinde Sirte Askeri Havalimanına indiğini ve malların tesliminin yapıldığını ,alıcı şirketin malları tam ve eksiksiz olarak aldığına dair teslim zaptının düzenlendiğini ve uçağın yükünü boşalttıktan sonra dönüş yaptığını, daha sonra yapılan teknik kontrolde uçağın arka alt depolarında boşaltılmayan malzeme olduğunun anlaşıldığını, durumun önce müvekkili şirkete sonrasında da davacı şirkete bildirildiğini, davacı tarafından uçakta unutulan ürünlerin nakliyesinin davalıdan talep edilmesi üzerine, 25.000 Euro ürünün ücreti karşılığında dava konusu malların nakliyesinin davalı firma tarafından gerçekleştirildiğini, müvekkili firmanın meydana gelen olayda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu olayın , Libya Sirte Askeri Havaalanında devletin yer hizmetleri boşaltma personellerinin uçağın arka alt depolarındaki malları unutmasından kaynaklandığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirketin sorumluluğunun Sirte Askeri Havaalanına inişte tam ve eksiksiz olarak sona erdiğini, uçağın havaalanına inmesi ile alandan çıkması arasında ürünlere kimsenin müdahale edemeyeceği belli bir sürenin ve alanın bulunduğunu, bu süre içerisinde oluşabilecek kayıp, hasar çalınma gibi durumlardan davalının sorumlu tutulamayacağını, uçağın havaalanına indirilmesinden sonra tüm sorumluluğun alıcı … şirketine geçtiğini,havaalanının askeri havaalanı olması nedeni ile inmesiyle alandan çıkması sürecinde kimsenin müdahalesine izin verilmediğini, taşıyıcının sorumluluğunun uçağın inişiyle sona erdiğini, bu nedenle havaalanından sonraki sorumluluğun alıcı … Ltd.ye ait olduğunu, TTK’nın 767.maddesine göre 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, husumetin …’na yönlendirilmesinin gerekli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki uluslararası taşıma sözleşmesi gereğince; taşıma konusu ürünlerin eksiksiz olarak yerine teslim edilmediği gerekçesine dayalı olarak açılan tazminat davası olup, uyuşmazlık ,taşıma sözleşmesine konu edilen ürünlerin eksiksiz olarak yerine ulaştırılıp ulaştırılmadığı,ürünlerin eksik teslimi söz konusuysa, bu durumda davalı şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı,sorumluluğun kime ait olduğu ve dava değeri 25.000 Euro’nun davalıdan istirdadı şartlarının oluşup oluşmadığı yönünde toplanmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; mahkememizin 03/02/2016 tarih, 2012/69 Esas, 2016/69 Karar sayılı kararı ile; Davanın kısmen kabulüne, 12.500,00 Euro nun 13/01/2011 temerrüt tarihinden itibaren Merkez Bankasınca dövize uygulanan değişen oranlarda mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiş olup, anılan kararın davalı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından temyiz edilmesi nedeni ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/11339 E., 2018/3658 K. 16/05/2018 tarihli ilamıyla ” … davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Dava, uluslararası hava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan edimin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasına dayalı olarak ödenen taşıma ücretinin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı taşıyıcının alıcıya teslimin eksiksiz bir şekilde yapıldığını kontrol etmesinde ihmali bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 2920 sayılı Kanunun atıf yaptığı Varşova Konvansiyonu ve 4 no’lu Montreal Protokolü uyarınca yük taşımasında taşıyıcının sorumluluğu sınırlıdır. Taşıyıcının sınırlı sorumlu olduğu halin istisnası ise Konvansiyonun 22/2-a maddesindeki hallerin bulunması durumudur. Konvansiyonun 22/2-a maddesi “Kayıtlı bagaj ve yük taşımasında, paket taşıyıcıya verilirken, gönderici, varış yerinde teslim anındaki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe, taşıyıcının sorumluluğu kilogram başına iki yüz elli frankla sınırlandırılmıştır. Özel bildirimde bulunulması halinde, taşıyıcı bildirilen meblağın göndericinin varış yerinde teslim anındaki gerçek menfaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan meblağa kadar ödeme yapmakla sorumludur.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak mahkemece, Varşova Konvansiyonu’nun 22/2-a maddesi ile düzenlenen sınırlı sorumluluk hali dikkate alınmadan karar verilmiştir. Buna göre, anılan hüküm çerçevesinde davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluğu değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozma kararı verilerek, dosya mahkememize iade edilmiş, yeniden esas defterine kaydı yapılarak, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılama sürdürülmüştür.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde Varşova Konvansiyon’un 22/2-a maddesiyle düzenlenen sınırlı sorumluluk hali dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapması için en son raporu düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 24/04/2019 tarihli ek raporda özetle; yerel mahkemece hükmedilen 12.500,00-Euro tazminatın hesaplanan 53.231,25- SDR sınırlı sorumluluk tavanının çok altında olduğunu, müterafik kusur ile hesaplanan istirdadı gereken tazminatın tamamının iadesi gerektiğini, kaldı ki, dava konusu talebin sınırlı sorumluluk hükümlerine tabi zayi-hasar-gecikme zararına ilişkin tazmin talebi olmadığı; navlun iade taleplerinde sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığı hususları rapor edilmiştir.
Dosyanın uluslararası taşımacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından sunulan 13/07/2020 tarihli raporda özetle; Yargıtay’ın Özel Dairesi işbu dosyadan verilen bozma kararı kapsamında, somut olaya Varşova Konvansiyonumun 22/2-a maddesindeki esasın uygulanacağını, o noktada mezkur Konvansiyonu tadil eden 4 no’lu Montreal Protokolünün gözetilmesi gerekeceğine işaret ettiğini, aynı kapsamda her ne Yargıtay’ın Özel Dairesi 250 Frank/ brüt kg esasına temas etmiş ise de, Montreal Protokolü’nün mezkur 22. maddeyi tadil eden 7, maddesinde Frank esasını kaldırıp yerine Özel Çekme Hakkı (SDR) esası getirdiğini, bu raporun yazıldığı gün itibariyle l SDR=1,38378 USD-9,4894 TL olarak T.C\ Merkez Bankası tarafından belirlendiğini, Montreal Protokolü mezkur tadilat ile taşıyıcının sorumluluğunu kg başına 17 SDR ile tahdit ettiğini, buna göre, dosyaya bozmadan önce sunulan 29.05.2014 tanzim tarihli bilirkişi raporu’nun 4. sayfasının 2. bendinde yer alıp, kendisinin de katıldığı hesaplamaya göre, taşınan ve ihtilafa konu olan brüt ağırlık 9.266 kg olduğuna göre, davalının sorumluluğunun 157.522 SDR’nin yine aynı raporda belirlenen gerekçelerle %50’si olarak hesaplandığında, ulaşılan rakamın 78.761- SDR olduğunu,78.761 SDR’nin Euro karşılığı da 98.049,57- Euro olduğunu, buna göre, Yargıtay’ın Özel Dairesi’nin işaret ettiği yöntemle bulunacak meblağın, mahkemenin 2012/69 E., 2016/69 K. numarası altında bu dosya için verdiği karardaki 12.500,- Euro’luk sorumluluk meblağını aştığından, azami sorumluluğun üst limiti olan Varşova Konvansiyonumun 22/2-a maddesindeki esasın uygulanacağını, o noktada mezkur Konvansiyonu tadil eden 4 no’lu Montreal Protokolünün 7. maddesinin getirdiği rakamın değerlendirilmesi sonucunda davalı sorumluluğu açısından -asli ve nihai takdirin mahkemeye ait kalmak kaydıyla 12.500- Euroluk sorumluluk esasının nazara alınması gerekeceğinin düşünülebileceği rapor edilmiştir.
Taraflar arasında 12.03.2010 tarihli taşıma sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre davalı, davacı tarafından gönderilen ürünlerin güvenli bir şekilde Libya havaalanında eksiksiz ve kusursuz olarak teslimini gerçekleştirecektir. Ürünlerin alıcısı dava dışı … İnş.Tic.San.Ltd.Şti dir. Ürünler … Ltd tarafından İspanya –İberia Havalimanında kargo uçağıyla yüklenmiş ve Libya havalimanına indirilmiştir. Bir kısım ürünlerin dava dışı … Ltd şirketine eksik teslim edildiği, aynı kargo uçağıyla İspanya –İberia havalimanına geri götürüldüğü konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. İspanya ‘ya geri götürülen ürünler, dava dışı ……Ltd’nin talebi üzerine 25.000 Euro karşılığında yeniden davacı şirket tarafından Libya’ya gönderilmiş olup, bu ürünlerin taşımacılığını 25.000 Euro bedel karşılığında davalı … Ltd. Gerçekleştirmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ürünlerin ilk taşınması sırasında eksik tesliminden davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ve sorumluluk miktarı yönünde toplanmıştır. Ülkemizin de katıldığı 1929 tarihli Varşova Konvansiyonunun 19. Maddesi gereğince ,’’Taşıyıcı’’ hava taşımasındaki yolcu, bagaj veya eşyanın gecikmesinden doğan zararlardan sorumlu olacaktır. Aynı Konvansiyonun 20.maddesine göre de;’’ taşıyıcı , kendisinin ve adamlarının zararı önlemek için gerekli bütün tedbirleri aldıklarını veya onlar için bu tedbirleri alma olanağı bulunmadığını ispatlarsa sorumlu olmayacaktır . Cenevre Konvansiyonunun 23. Maddesine göre , taşıyıcının sorumluluğunu kaldıran veya bu sözleşmede tespit edilenden daha düşük bir sınır getiren herhangi bir hüküm yoklukla maluldür, ancak böyle bir hükmün yilenden daha düşük bir sınır getiren herhangi bir hüküm yoklukla maluldür, ancak böyle bir hükmün yoklukla malul olması anlaşmanın tümünü geçersiz kılmaz , taraflar sözleşmenin hükümlerine bağlı kalır .Taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için kendisinin veya adamlarının zararı önlemeye yönelik bütün tedbirleri aldıklarını veya bu tedbirleri alma olanağının bulunmadığını ispat etmesi gerekir. Davalı taşıyıcı firma, ürünlerin havalimanında alıcıya eksik teslim edilmiş olması ihtimali de mevcuttur. Davalı taşıyıcının yükleme ve boşaltmadan sonra taşıttaki ürünleri kontrol etme, teslimin eksiksiz yapıldığını kontrol etme görevi bulunmaktadır. Gönderenin de ürünleri taşıyıcıya teslim ederken eksiksiz teslimin gerçekleştirildiğine dair belgeleri alması ve gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekliydi. Ürünlerin eksik teslim edilmesinde taraflar yarı yarıya kusurlu bulunduğundan, davalı tarafça ikinci kez ödenen 25.000 Euro taşıma bedelinin yarısı olan ve 2920 sayılı Kanunun atıf yaptığı Varşova Konvansiyonunun 22/2-a maddisi ile öngörülen sınırı aşmayan 12.500 Euro’nun davacıya iadesi gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile; 12.500,00-Euro’nun 13/01/2011 tarihinden itibaren Merkez Bankasınca dövize uygulanan değişen oranlarda mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş aşağıda belirtildiği şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 12.500Euro nun 13/01/2011 tarihinden itibaren Merkez Bankasınca dövize uygulanan değişen oranlarda mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.995,93-TL karar ilam harcından peşin alınan 878,05-TL nin mahsubu ile eksik kalan 1.117,88-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yatırmış olduğu 878,05-TL peşin harç davalı tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden bu miktarın 878,05-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında başvurma ve vekalet harcı 24,45 TL+ posta masrafı:603,50-TL ve 4.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.727,95-TL yargılama giderinden kabul/red oranı dikkate alınarak (% 50 kabul) üzerinden hesaplanan 2.363,975-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 4.376,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.376,25-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/05/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır