Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/82 E. 2022/343 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/82 Esas
KARAR NO : 2022/343
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 30/01/2012 tarihinde bayilik sözleşmesi ve ek protokol imzalandığını, davalının 5 yıl süreyle müvekkilinin bayisi olmayı üstlendiğini, davalı şirket tarafından 10/11/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini, feshin haksız olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin sonuna kadar kazançtan mahrum kaldığını, davalı şirketin 2014 yılı aylık satış ortalamasının aylık 20 ton olduğunun, müvekkilinin 520 tonun karından mahrum kaldığını, otogazın … ton alım fiyatının 3.385,85TL olduğu, satış fiyatının ise 3.840,00TL olduğu, müvekkilinin toplamda 236.158,00TL kar mahrumiyetine uğradığını beyan ederek, şimdilik 10.000,00TL’nin sözleşmenin 22.maddesi uyarınca 28/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek aylık %4 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve ayrıca sözleşmenin 3.2.maddesi ve 25.maddesi ile kararlaştırılan ve ton başına 100USD cezai şartın ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin 52.000,00USD karşılığı 116.209,00TL cezai şart ödeneği taahhüt ettiğini, şimdilik 10.000,00TL cezai şartın 28/11/2014 tarihinde itibaren işleyecek aylık %4 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine ve ayrıca ariyet senedi ile tevdi edilen ariyetlerin demontaj bedeli olan 2.000,00USD karşılığı 4.487,80TL’nin 28/11/2014 tarihinden itibaren aylık %4 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin taraflar arasındaki edimlerde dengesizlik olduğunu, müvekkilinin iradesinin fesata uğratıldığını, bu nedenle tek taraflı müvekkili aleyhine olan düzenlemelerin geçersiz olduğu, sözleşmenin süresinin 5 yıl olmadığını, sözleşmenin 27.maddesine göre sözleşme süresinin 4 yıl olduğunu, taraflar arasındaki ek protokolün şirket kaşesini taşımadığını ve bu nedenle geçerli olmadığını, müvekkilinde bulunan nüshada sözleşme süresinin 4 yıl olarak yazılı olduğunu, müvekkili tarafından sözleşmenin … Noterliğine ait 10/11/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bayilik sözleşmesinin 20/11/2014 günü mesai bitiminde sona erecek şekilde haklı nedenle feshedildiğini, davacı tarafça pazarlama destek unsurlarına gerektiği gibi ve yeterince önem verilmemesi nedeniyle müvekkilinin satışlarını geliştirme maksatlı yaptığı yatırım ve işlemlerin beklenilen getiriyi sağlamadığını, bu nedenle Antalya bölgesindeki LPG otogaz dağıtıcısı şirketlerin otogaz satışlarının, reklam tanırım giderlerinin ve maliyetlerinin karşılaştırılması gerektiği, davacının ürün kalitesini geliştirmemesi nedeniyle müşteri şikayetlerinin ve sıkıntılarının yaşanması nedeniyle müşteri kayıplarına uğradığını, davacının bayileri ile iletişime önem vermediğini ve piyasadaki bayilerini tek başına mücadele etmek zorunda bıraktığını, fiyatlandırma ile ilgili soru ve taleplerin zamanında karşılanmaması ve geri dönüşlerin yapılamaması nedeniyle toplu satış imkanlarının kaçırıldığını, müvekkilinin davacı firma yetkililerine ulaşamadığını, ek protokolün 4.1.maddesinde yazılı olduğu üzere, müvekkiline sözleşmede kararlaştırılan toptan fiyatın uygulanmadığını ve giderek daha az olan iskontoların uygulandığını, bu konu ile ilgili müvekkilinin görüşecek muhatap bulamadığını, müvekkilinin bu nedenle kar kaybına uğradığını ve bunun yaklaşık 150.000,00TL değerinde olduğunu, müvekkilinin bu nedenle zarar ettiğini, davacının diğer firmalar ile rekabet şartlarını dikkate almadığını, müvekkilinin satışlarını arttırmak için fiyat kırmak zorunda kaldığını ve bu nedenle zarara uğradığını, müvekkilince satış istasyonuna davacı tarafından ariyet olarak verilip geri alınmış olan malzeme dışında davacı tarafça yapılan herhangi bir yatırım yardımı ve desteğin olmadığını, müvekkilinin zararın önüne geçmek için sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle davacının kar mahrumiyeti ve cezai şart talep edemeyeceğini, kar kaybı talebini kabul etmemekle birlikte müvekkilinin 2014 yılı aylık satış ortalamasının 18,26ton olduğunu ve sözleşmenin süresinin 5 yıl olduğunu, davacının demontaj bedeli talebinin haksız ve fahiş olduğunu, davacının talep edebileceği alacağı olmamakla birlikte davacı tarafından uygulanan yüksek fiyatlar ile sözleşmeye göre uygulanması gereken fiyatlar arasındaki farklardan kaynaklanan hak ve alacakların davacının muhtemel hak ve alacaklarından takas ile mahsup edilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …’a müzekkere yazılarak, 30/11/2012 tarihi itibariyle 1 ton LPG’nin KDV dahil satıcı firmalara satış fiyatı sorulmuş, verilen cevabi yazının incelenmesi sonucunda, İzmit Rafinerisi satış fiyatlarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizce EPDK Strateji Geliştirme Daire Başkanlığına müzekkere yazılarak, davacının ve diğer LPG dağıtıcı lisansına sahip kişilerin Antalya ilinde otogaz satışları ile reklam ve tanıtım gider ve faaliyetlerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, verilen cevabi yazının incelenmesi sonucunda, reklam tanıtım faaliyetlerine ve giderlerine ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı bilgisinin verildiği ve Ocak 2011-2016 Şubat dönemlerine ait Antalya ilinde yapılmış aylık otogaz satış miktarlarının tablo halinde mahkememize gönderildiği görülmüş ve incelenerek dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce tarafların gerektiğinde defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller bir arada değerlendirilmek suretiyle; sözleşmenin haksız olarak feshedilip edilmediği haksız fesih halinin kabulü halinde davacının kazanç kaybı ve cezai şart istemlerinin yerinde olup olmadığı ve varsa miktarı, yine davacının talep emiş olduğu demontaj miktarının tespiti ve miktarı aynı zamanda davalı yanın takas mahsup talebine konu alacağının yerinde olup olmadığı, varsa miktarı konularında rapor alınmasına karar verilmiş ve bu doğrultuda … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Talimat vasıtasıyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafın 2011-2014 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğunu, taraflar arasında 30/01/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, ek protokolün ise 03/05/2011 tarihinde düzenlendiği, asıl protokolde sözleşme süresinin 4 yıl olduğu kararlaştırıldığı, ek protokolde ise 5 yıl olarak kararlaştırıldığını, ek protokolün asıl protokolden önce düzenlenmesi ve düzenleme tarihine göre önce 5 yıl sonra 4 yıl yazılı olduğunu, ek protokolün daha sonra düzenlenmesi gerekirken asıl protokolden önce düzenlendiği, taraflar arasındaki ariyet senedidir başlıklı senette altı başlıktan oluşan toplam 49.250,00TL tutarlı senet ariyet alan davalı şirket tarafından imzalandığını, senedin birinci paragrafında, sözleşmenin sona ermesi veya davacı tarafından feshedilmesi halinde tesisatın ve malzemelerin söküm, nakliye ve diğer giderler için davacıya 2.000,00USD karşılığı TL tutarında ödemede bulunulacağının davalı tarafça taahhüt edildiği, sözleşmenin davalı tarafından davacıya gönderilen 10/11/2014 tarihli … Noterliğine ait … yevmiye numaralı ihtarname ile feshedildiğini ve bu ihtarnamede ariyet olarak bırakılan mal ve ekipmanların 20/11/2014 mesai bitimine kadar sökülmesinin talep edildiği, davacı tarafından davalıya gönderilen … Noterliğine ait … yevmiye numaralı ihtarnamenin fesih ihbarının haksız olduğu belirtildiği, kar mahrumiyeti, cezai şart alacağı ve ariyet senedi ile ödenilmesi taahhüt edilen 2.000,00USD karşılığı TL ödenmesi için davalıya üç gün süre verildiği, davacının defterlerine göre 2014 yılı alış cirosunun KDV hariç 744.983,65TL olduğu, stok hariç satış cirosunun 776.594,04TL olduğu, 12/11/2014 tarihi itibariyle brüt karın 31.610,39TL olduğu ve ortalama kar haddinin ise yaklaşık %4 olduğu, davalının 2014 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin incelenmesinde 321.523,30TL zararının hesaplandığı, sözleşme süresinin 4 yıl olarak kabul edilmesi halinde davacının ortalama aylık satışının 18,26ton olduğu, sözleşmede devam etmesi gereken sürenin 13 ay 10 gün olduğu ve tüketilmesi gereken toplam miktarın 243,46ton olduğu, davacının …’dan ton alış fiyatının 3.385,85TL olduğu ve davalı şirketin alış fiyatının 3.387,10TL olduğu, buna göre davacının ton başı 452,90TL kar ettiği ve talep edebileceği kar mahrumiyetinin 210.263,04TL olduğu, cezai şart alacağının ise 24.346,00USD olduğu, demontaj söküm bedeli içinse taahhüt edilen 2.000,00USD’nin talep edebileceğini, sözleşme süresinin 5 yıl olarak kabul edilmesi halinde kar kaybının 209.502,48TL cezai şart alacağının ise 103.233,98TL olarak hesaplandığını, davalının 2012 yılında toplam satış cirosunun 4.120.726,52TL olduğu ve bu satışın içerisinde 566.238,23TL’nin LPG otogaz satış tutarının olduğu, 2013 yılında toplam satış cirosunun 5.156.135,87TL olduğu ve bu satışın içerisinde 800.630,68TL’nin LPG otogaz satış tutarı olarak yer aldığı, 2014 yılında toplam satış cirosunun 4.350.795,82TL olduğu ve bu satışın içerisinde LPG satışının 756.594,04TL olarak kaldığı, sözleşmenin 27.maddesinde, davalının bir yıldaki en yüksek satışı gerçekleştirdiği ay sonunun esas alınması kabul edilmiş ise de, davacı tarafından aylık satış için 20ton olarak belirlendiği, ancak davalının defterlerine göre aylık alımın 18.26ton olarak hesaplandığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafa ait 2012, 2014, 2015 yıllarına ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının beyanına göre … alış fiyatının KDV dahil 3.385,85TL olduğu, KDV hariç tutarın ise 2.869,36TL/ton olduğu, davacının 2014 Kasım döneminde davalıya ton başına ortalama satış fiyatının KDV dahil 3.840,00TL olduğu, bu tutarın davacı faturaları ile parelellik gösterdiği, en yüksek mal alışının Ağustos 2010 ayında toplam 28,49ton olduğu, bakiye süresinin ise 27 ay olduğu, buna göre sözleşmenin 25.maddesinde 769,23ton için kar mahrumiyeti talep edebileceği, ton başına karın 384,88TL olduğu, toplam kar kaybının ise 296.061,24TL olduğu, Yargıtay İçtihatlarına göre kar kaybının sözleşme sonuna kadar değil davacının aynı bölgede kuracağı yeni bir bayilik için gerekli olan makul süre üzerinden hesaplanması gerektiği, bu sürenin 6 ay olduğu, buna göre davacının talep edebileceği kar kaybının 65.791,39TL olduğu, davacının sözleşmenin 3.2.maddesinde göre talep edebileceği cezai şartın ise 76.923,00USD olduğu, davacının talep edebileceği demontaj bedelinin ise 2.000,00USD olduğu, taraflar arasındaki ek protokolün 4.1.maddesinde davacının davalıya %14,30 kar bırakacak şekilde toptan fiyatı uygulanacağının kararlaştırıldığı, talimat yoluyla bu husustan kaynaklı olarak davacının alacak hakkının olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Mahkememizce taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için rapor alınan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan ek raporda, kök rapordaki görüşlerin değiştirilmesine gerek olacak bir hususun olmadığı bilirkişi heyetince ifade edilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu, rapora karşı sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri gözününde bulundurularak gerektiğinde tarafların defter ve kayıtları incelenerek dosyaya sunulan delillerde bir arada değerlendirilerek sözleşmenin haksız olarak fest edilip edilmediği, takdiri mahkemeye ait olmak üzere haksız fesih halinin kabulü halinde davacının kazanç kaybı ve cezai şart istemlerinin yerinde olup olmadığının ve varsa miktarı yine davacının talep etmiş olduğu demontaj miktarının tespiti miktarı aynı zamanda davalı yanın takas mahsup talebine konu alacağının yerinde olup olmadığı ve miktarlarının belirlenmesi hususunda bir hukukçu bir sektör birde mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; 30/01/2012 tarihinde akdedilen bayilik sözleşmesinin 27.maddesinde, sözleşme geçerlilik süresinin ilk LPG otogaz ikmal fatura tarihinden itibaren 4 yıl olduğunun kararlaştırıldığını, davalı tarafından sunulan ek protokolün 5.maddesinde sözleşme süresinin, bayilik sözleşmesinin imzalanmasından sonraki 4 yıl olarak düzenlendiği, davacı tarafından sunulan ek protokolün 5.maddesinde ise, sözleşme süresinin bayilik sözleşmesinin imza tarihinden itibaren 5 yıl olduğunun kararlaştırıldığını, her iki protokolde de iş bu ön protokol çerçevesinde denilmek suretiyle anlaşmanın bir ön protokol niteliğinde olduğunun ifade edildiği, buna göre sözleşmenin ek protokolden sonra düzenlendiği ve sözleşme süresinin 4 yıl olduğu, düşük karlılık içerisinde çalışmanın davalı için haklı nedenle fesih niteliğinde olduğu, sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinde bulunulamayacağı davacının 2.000,00USD demontaj bedeli talep edebileceği ifade edilmiştir. İş bu bilirkişi raporunda, bilirkişi heyetinde yer alan sektör bilirkişisi tarafından ayrık görüş ibraz edilmiştir. Ayrık görüşte özetle; davalının feshinin haksız fesih olduğu, davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti ile demontaj bedeli talep edebileceğini ifade etmiştir.
Mahkememizce daha önce yapılan görevlendirme kapsamında yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; sözleşme süresinin 4 yıl olduğu, bayilik sözleşmesinin 25.maddesine göre bakiye sözleşme süresi için aylık asgari satış tutarı olarak bayinin geçen bir yılda en yüksek satışı gerçekleştirdiği, ay tonajının esas alınmasının davalı tarafça kabul edildiği, davalı tarafından 20/11/2014 tarihinde sözleşmenin feshedilmiş olduğu, 2013 Aralık ayında 2014 Kasım sonuna kadar satışların en yükseğinin Ağustos 2014 ayında satış miktarının gerçekleştiği ve bu miktarın 28,49ton olduğu, …’ın 16/01/2016 tarihli yazısında İzmir Rafinerisi satış fiyatı ton başına KDV dahil 4.131,56TL olduğu, ancak davacı tarafından alış fiyatının KDV dahil 3.385,85TL olarak beyan edildiği ve bu fiyat itibari ile hesaplama yapılacağı, buna göre davacının Kasım ayında davalıya ton olarak KDV hariç 3.254,20TL olduğu, buna göre sözleşmenin bitiş tarihi olan 07/02/2016 tarihine kadar 14,80 ay için aylık 28,49ton üzerinden hesaplanan 421,65ton için davacının 162.267,79TL kar kaybı talep edebileceği ve yine 42.165,20USD cezai şart talep edebileceği ve davacının 2.000,00USD cezai şart talep edebileceği ifade edilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafından davacıya gönderilen … Noterliğine ait 10 Kasım 2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesi sonucunda davalının davacı ile aralarındaki sözleşmeyi, davacının piyasa değerini yükseltici reklam yapmadığı, ürün kalitesini geliştirmediği, pazarlama gibi destek unsurlarına önem vermediği, fiyatlandırma ile ilgili sorun ve taleplerin zamanında karşılanmadığı, müvekkili firmaya vaat edilen indirimlerin yapılmadığından bahisle sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir.
Mahkememizce davacı tarafından davalıya gönderilen … Noterliğine ait 20/11/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesi sonucunda, davacının 20 tonluk satış ortalaması üzerinden 236.158,00TL kar mahrumiyeti ve 52.000,00USD karşılığı, 116.209,00TL cezai şart ve 2.000,00USD karşılığı Türk Lirası demontaj bedelini 3 gün içerisinde ödemelerini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı tarafça sunulan sözleşme ve taraf vekillerince sunulan ek protokollerin incelenmesi sonucunda, 30/01/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin geçerliliğine ilişkin taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, taraflarca sunulan ek protokollerin hükümlerin aynı nitelikte olduğu, davacı tarafça sunulan ek protokoller sözleşme süresinin 5 yıl olarak ifade edildiği, davalı tarafça sunulan protokolde ise sözleşme süresinin 4 yıl olarak ifade edildiği görülmüştür. Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda, taraflar arasındaki sözleşme tarihinin 30/01/2012 olduğu, ek protokol tarihinin ise 03/05/2011 olduğu, ek protokolün 5.maddesinde iş bu ön protokol şartları çerçevesinde ifadelerine yer verildiği görülerek tarafların ek protokolü sözleşme öncesi yapılan bir ön protokol şeklinde kararlaştırıldığı görülmektedir. Nitekim ek protokolün tarihi bayilik sözleşmesinin imza tarihi olan 30/01/2012 tarihinden önceki tarihe ait olması da bu hususu doğrulamaktadır. Taraflar arasında ek protokollerde sözleşme süresinin kararlaştırılmasına ilişkin olarak bir ihtilaf bulunsa da bayilik sözleşmesinde bir ihtilaf bulunmadığı ve bu sözleşmenin 27.maddesinde sözleşme süresinin 4 yıl olarak belirlenmesinde tarafların iradelerinin mutabık olduğuna kanaat edinilerek, sözleşme süresinin 4 yıl olduğuna mahkememizce karar verilmiştir. Davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ileri sürülmüş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesi sonucunda davacının sözleşme ile yükümlülükleri ve ek protokol ile yükümlülüklerin belirlenmiş olup, davacı taraf taraflar arasındaki sözleşme kapsamının reklam yapma yükümlüğünün, ürün geliştirme gibi yükümlülükler altına girmemiştir ve ayrıca davalı tarafça fiyatlandırma problemleri ile ilgili zamanında gerekli desteği görmedikleri ve muhatap bulamadıkları ileri sürülmüş ise de, bu iddianın ispatına ilişkin olarak dosyaya hiçbir delil sunulmamış ve bu durumun tutanak altına alındığı hiçbir delilde ileri sürülmediğinden davalı tarafın bu iddialarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Taraflar arasındaki ek protokolün 4.1.maddesinde EPDK nezdinde bildireceği, … ili LPG otogaz perakende satış fiyatı üzerinden hesaplanmak üzere beher ton başına KDV dahil %14,3 kar bırakılacak şekilde davacı tarafın davalı tarafa toptan fiyat uygulanacağının kararlaştırıldığı görülmüştür. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi 30/01/2012 tarihinde yapılmış olup, davalı tarafça sözleşmenin kuruluşundan fesih tarihi anına kadar alımlar yapıldığı, alınan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Mahkememizce alınan tüm bilirkişi raporlarındaki alımların birbiri ile uyumlu olduğu görülerek sözleşmenin başından feshedildiği tarihe kadar davacı tarafça davalı tarafa %14,3’ten daha az indirimler yaptığı, yapılan incelemeler sonucunda anlaşılmıştır. Davalı tarafça ise taraflar arasındaki süre gelen bu uygulamaya dair herhangi bir ihtirazı kayıt konulmadan davacı tarafın ilk ediminden son edimine kadar bütün edimleri kabul edilmiş ve taraflar arasında ek protokolün 4.1.maddesindeki hükmün ortadan kalkmasına yol açan fiili bir uygulama meydana gelmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafça fiili uygulamaya aykırı olarak ve sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre de dikkate alınarak bu hususun fesih nedeni olarak ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğuna karar verilerek ve yukarıda açıklanan nedenlerde dikkate alınarak davalı tarafın sözleşmeyi feshinin haksız fesih niteliğinde olduğuna mahkememizce karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 25.maddesinde kar mahrumiyeti kararlaştırılmış olup, kar mahrumiyetinin sözleşmenin erken son bulması halinde davalının en yüksek alım yaptığı aylık alımın …’ın fesih tarihinde uygulamakta olduğu beher ton otogaz satış bedeli ile Eragaz’ın davalıya uyguladığı satış bedeli arasındaki farka göre hesaplanacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin 3.maddesinde ise eksik alım miktarının sözleşme süresi sonuna kadar satması gereken LPG miktarının 100,00USD ile çarpılması ile tespit edilecek cezai şart bedelinin ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, davalı tarafça feshin gerçekleştiği 2014 yılında en çok satış Ağustos ayında 28,49ton üzerinden yapılmış ise de, davacı tarafça davalıya gönderilen … Noterliğinin 20/11/2014 tarihli ihtarnamesinde kar mahrumiyeti 2014 yılı aylık satış ortalaması üzerinden talep edilmiş ve bu durum davalı tarafın lehine olduğundan ve davacı taraf ihtarnamede belirtmiş olduğu bu kıstas ile kendisini bağladığından ve davalının 2014 yılı aylık satış ortalamasının 18,26ton olduğu görülerek mahkememizce bu oran üzerinden hesaplama yapılmıştır. Mahkememizce davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun kabulünden sonra, davacı tarafın kar kaybı ve cezai şart alacağını talep edebileceğine karar verilmiştir. Yargıtay’ın ve Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin müstekar olmuş kararlarında da ifade edildiği üzere davacı tarafa zarar azaltma yükümlülüğü bulunduğundan kar kaybı talebinin sözleşmenin son bulma tarihine kadar değil, yeni bir bayilik tesisi için gerekli olan makul süre için kısıtlanması gerekmektedir.(Yargıtay 19.HD’nin 04.04.2018 tarih, 2017/4479 Esas- 2018/1825 Karar sayılı ilamı) Bu süre bilirkişi raporunda Yargıtay kararlarına uygun olarak 6 ay olarak belirlenmiş ve mahkememizce davacının yeni bir bayilik tesis etmesi için gerekli olan kabul süresinin 6 ay olduğuna karar verilmiş ve bu parametreler kapsamında sözleşmenin 25.maddesine göre yapılan değerlendirme sonucunda davacının 109,56tonluk otogaz LPG satışından dolayı kar mahrumiyeti talep edebileceğine karar verilmiş ve davacının ton başına karı … tarafından verilen cevabi yazıda dikkate alınarak 384,88TL olduğu görülerek yapılan hesaplama sonucunda 42.167,45TL talep edebileceği görülmüş ise de, davacı tarafından 10.000,00TL kar mahrumiyeti talep edildiğinden HMK’nın 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının davalıdan 10.000,00TL kar mahrumiyeti talep edebileceğine karar verilmiştir.
Mahkememizce cezai şart alacağı yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise; Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur. Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir.
TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
Örneğin; beş yıl süreli bir “akaryakıt bayilik sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, TBK’nun 179/II. md. uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayie mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayie noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır.
Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
Mahkememizce tüm bu kapsamda yapılan değerlendirmeler sonucunda davalı tarafından sözleşmenin 20/11/2014 tarihinde feshedildiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin 4 yıl olduğunun kabulü ile sözleşmenin 20/11/2014 tarihinde feshedildiği ve sözleşme bitiş tarihi 07/02/2016 tarihi olduğu görülerek, davacının aylık ortalama tüketim üzerinden cezai şart talep edebileceğine karar verilmiş ve yapılan hesaplama sonucunda davacının satması gereken tonun 100,00USD ile çarpılması sonucunda 21.912,00USD karşılığı TL talep edebileceği görülmüş ise de, HMK 26.maddesi de göz önünde bulundurularak davacının davalıdan 10.000,00TL cezai şart alacağı olduğuna karar verilmiştir. Taraflar arasındaki düzenlenen ariyet senedinde tarafların sözleşmenin son bulması halinde ürünlerin sökülüp taşınması için davalının 2.000,00USD ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedildiği de dikkate alınarak davacının 2.000,00USD’nin talep tarihindeki karşılığı olan 4.437,80TL demontaj bedelini talep edebileceği görülmüş ise de, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan 2.000,00TL talep edebileceğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin 24/11/2014 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafa kar kaybı ve cezai şart alacağının ödenmesi için 3 gün süre verildiği, bu nedenle davalının 28/11/2014 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilerek, kabul edilen dava değerine taraflar arasındaki sözleşmenin 22.maddesi dikkate alınarak sözleşme hükmüne göre belirtilenden daha az faiz oranı üzerinden faiz talep edildiğinden aylık %4 faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
Öte yandan davalı tarafça takas mahsup talep edilmiş ise de, davalı tarafça iskonto indirim oranlarının uygulanmaması nedeniyle herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürülmeden sonraki edimler kabul edildiğinden davalı tarafın bu kalemden kaynaklanan herhangi bir alacağının olmadığına ve başkaca sair alacaklarının da olmadığı görülerek, takas mahsup talebi mahkememizce kabul edilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE
2.000,00TL demontaj bedeli, 10.000,00TL cezai şart ve 10.000,00TL kar mahrumiyeti olmak üzere 22.000,00TL nin 28/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek aylık %4 faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 1.502,82-TL karar ilam harcından peşin alınan 375,71-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.127,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 407,51-TL ( başvurma, vekalet harcı ve peşin harç) davetiye, posta gideri: 467,15-TL, bilirkişi ücreti: 4.550,00TL olmak üzere toplam: 5.424,66-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansın arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır