Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/814 E. 2018/690 K. 04.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/814 Esas
KARAR NO : 2018/690

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2015
KARAR TARİHİ : 04/06/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bulunduğu şirketin davalı bankadan defalarca taşıt kredisi kullandığını,müvekkilinden bu kredileri kullanırken dosya masrafı , kredi kullanım masrafı ya da başka adlar altında hukuka aykırı şekilde kesintiler yapılmış olduğunu ve masraf alındığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 20. Maddesinde yer alan hükme göre genel işlem koşullarının; bir sözleşme yapılırken düzenleyenin ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanılmak amacı ile önceden tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu formüler sözleşme hükümleri olduğunu, bu koşulların sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şeklinin nitelendirmede önem taşımadığını, 21 maddede de karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının yazılmamış sayılır (hükmüne amir olduğunu, kişilerin zor durumda kalarak mecburen imzaladığı genel işlem koşulları içeren sözleşmelerin uygulanmasında kişilerin haklarının yasanın emredici hükümleri ile korunması gerektiği,bu (konuda Yargıtay 13. Hukuk dairesi’nin 29.04.2014 tarih 2014/13315 Esas ve 2014/13503 sayılı (kararlarının da bulunduğunu, sözleşmeye davalı banka tarafından konulan ve çeşitli isimlerle (adlandırılan masraf kalemlerinin davalı banka tarafından tahsil edilmiş bulunmasının TBK’nun 20. Maddesinde yer alan genel işlem şartlarına açıkça aykırı olması nedeniyle müvekkilinden haksız olarak (tahsil edilen masraf ve komisyonların şimdilik 1.000.- TL.lık bölümünün dava itibaren işleyecek değişen (oranlarda avans faizi ile birlikte müvekkiline iade edilmesi için alacak davası açıldığını belirterek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunulduğu görülmüştür.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan 21.05.2012 ve 22.08.2012 tarihli Kurumsal/Ticari nitelikli taşıt ve konut kredisi sözleşmeleri kapsamında 23.05.2012 ila 09.12.2013 tarihleri arasında 10 (On) adet taşıt kredisi kullandırılmış olduğunu, davacı firmanın iştigal sahasının genellikle oto kirama üzerine yoğunlaştığını, huzurdaki davanın kullanılan tüm araç kredilerinden tahsil edilmiş olan ücret, masraf ve komisyon kalemlerin iadesi istemi ile açıldığını, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde edimlerin ifasından sonra taraflar birinin kendi edimininden indirim talep edemeyeceğini, TTK 20. Maddesi gereğince bankanın tacir sıfatı bulunduğunu ve ücret isteme hakkının olduğunu, dava konusu işlemin niteliği ile birlikte davacı tarafında tüzel kişi olduğu beraberce değerlendirildiğinde sözleşmeye serbesti ilkesinin uygulanacağı hususunun kuşkusuz bulunduğunu, davacı tarafından ticari amaçla kullanılan krediden bankaca masraf alınmasının usul ve hukuka uygun bulunduğunu, davacı tarafından itirazı kayıt konulmaksızın ücret, masraf ve komisyon kalemlerin ödemesinin yapıldığını, her bir talep konusunun açıkça belirtilmesi halinde daha ayrıntılı beyanda bulunulabileceğini, davacının tüm iddialarının haksız ve gerçek dışı olduğunu “ifade ederek; öncelikle davacının taleplerini açıkça belirlemesi gerektiğini, belirtilen nedenlerle ( açılan davanın reddini .yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafın üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmektedir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacı şirketin davalı bankadan defalarca taşıt kredisi kullandığını, müvekkilinden bu kredileri kullanırken dosya masrafı, kredi kullanım masrafı ya da başka adlar altında hukuka aykırı şekilde yapılan kesintilerin davalı banka tarafından tahsil edilmiş bulunmasının TBK’nun 20. Maddesinde yer alan genel işlem şartlarına açıkça aykırı olması nedeniyle davacıdan haksız olarak (tahsil edilen masraf ve komisyonların şimdilik 1.000.- TL.lık bölümünün dava itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi talepli davadır.
Deliller; Dosya mevcudu, Genel Kredi sözleşmeleri
Mahkememiz tarafından 29/08/2017 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Kredi sözleşmelesinin vergi resim harç ve masraflarla ilgili 6. Maddesinde kredi kullandırımından kaynaklanan komisyon ücret ve masrafların kredi kullanan şirket hesabına borç yazılacağı hususunun tarafların serbest iradesi ile belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacı firmanın serbest iradesi ile imzaladığı bu koşullara ve kendisinden tahsil edilen kredi tahsis ve erken ödeme komisyonlarına itirazi kayıt koymaksızın ödemede bulunmasına rağmen bu davayı ikame ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı yan kredi sözleşmesini serbest iradesi ile imzalamış ve sözleşmenin 6. Maddesindeki komisyon oranı tespit etme serbestisini öngören maddeleri de kabul etmiştir. Dava konusu olayda davalı banka tarafından kredi tahsis dosya masrafı ortalama binde 5,2 oranında çok düşük bir oranda oranda alınmış olup, hiçbir kredi için alınan komisyon oranı Yüksek Yargıtay tarafından makul bir rakam olarak kabul edilen % 2’nin üzerinde değildir. Kredi tahsis komisyonlarının sözleşme hükümlerine uygun makul ölçülerde tahsil edildiği tespit edilmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesinin ve Bakanlar Kurulu’nun 16/10/2006 tarihli ve 2006/11188 sayılı Kararının verdiği yetki çerçevesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından çıkarılan 200611 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliği hükümleri uyarınca bankalar tarafından kullandırılan kredilerde uygulanacak faiz oranları, faiz dışında sağlanacak diğer menfaatler ve tahsil olunacak masrafların (dosya masrafı, istihbarat ücreti, tahsis komisyonu, ekspertiz ücreti, ipotek fek ücreti, rehin ve haciz kaldırma ücreti, erken kapama ücreti gibi) niteliklerinin ve sınırlarının serbestçe belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Merkez Bankası’nca bu yetki uyarınca çıkarılan ve 09 Aralık 2006 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 200611 sayılı Tebliğin “Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler” başlıklı 4 üncü maddesinde; “Bankalarca reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir, “
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Ücret isteme hakkı” başlıklı 20. maddesinde; “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Ayrıca tacir, verdiği avanslar ve yaptığı giderler için ödeme tarihinden itibaren faize hak kazanır.” şeklinde düzenleme yapılmış olup, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 22. maddesinde de benzer düzenleme bulunmaktadır.
Ayrıca bankaların mevduat kabulüne ilişkin işlemleri ile diğer bankacılık hizmetlerine ilişkin olarak müşterilerden hesap işletim ücreti, masraf komisyon ve sair adlar altında talep ettikleri ücretlere ilişkin sınırlama getiren tali bir düzenleme bulunmadığından, söz konusu ücretlerde, sözleşme serbestisi ilkesi geçerliliğini bulmaktadır. Ancak, gerek kredilerde faiz dışında sağlanacak diğer menfaatler ve tahsil olunacak masraflar, gerekse mevduat kabulüne ilişkin işlemler ile diğer bankacılık hizmetlerine ilişkin olarak hesap işletim ücreti, masraf komisyon ve sair adlar altında bankaların talep edebilecekleri ödemelerde sözleşme serbestisi ilkesinin geçerli olması, bu hususlarda hiçbir hukuki sınırlandırma olmayacağı anlamına gelmemektedir. Zira, bütün sözleşme ilişkilerinde olduğu gibi bu husustaki sözleşme hükümleri de, genel hukuk hükümlerine, emredici hukuk kurallarına, ahlaka ve adaba uygun olmak durumundadır. Faiz dışında alınacak söz konusu ücret ve komisyonlara ilişkin BDDK tarafından hazırlanan ve 03.10.2014 tarih/29138 sayılı resmi gazetede finansal tüketiciler için yayımlanan yönetmelik ve Türkiye Bankalar Birliği’nin 04.02.2015 tarihli duyurusu ve Yargıtay kararları da bulunmaktadır. Bu yönetmelik bankalara belirtilen 20 ücret kalemi dışında ücret almasını yasaklamıştır. Kredi tahsis ücreti ise bankalarca alınabilecek ücretler arasında yer almaktadır. Ancak; her bir ürün ve hizmet için finansal tüketicinin onayının alınması ve sözleşmenin ayrılmaz bir parçası konumunda bulunan bilgilendirme formunun hazırlanarak müşteriye imzalatılmasını zorunlu duruma getirilmiştir. Dava konusu olayımızda yönetmelik 2014 yılında çıktığından davacı firmaya kredi bilgilendirme formu imzalatılmadığı görülmektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesince verilen … tarihli ve E. … – K. … sayılı ilamında; özetle taraflar arasında mevcut genel kredi sözleşmesinde erken ödeme komisyonu için belirlenmiş bir oran olmadığı, ancak böyle bir oranın belirlenmemiş olmasının hakkın kötü niyetle kullanılmasına sebep olamayacağı, bankalar arası genel teamüllere göre yüzde İkilik bir komisyonun erken ödeme komisyonu olarak alınmasının hakkaniyete uygun olduğuna hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığından temyiz itirazlarının reddi gerekir. (4721S. K. m.2) (2004 S. K. m. 72)… ” Denilmektedir.
Yargıtay …Hukuk Dairesince verilen … tarihli ve E. … -K. … sayılı ilamında;özetle Mahkemece, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden, kredinin erken kapatılması halinde diğer bankaların da aynı tür kredi sözleşmeleri nedeniyle ücret/faiz/komisyon adı altında bir bedel alıp almadığı, bu konudaki uygulamanın ve yine bir bedel alınıyor ise buna ilişkin faiz-komisyon oranının ne olduğu ve somut olayda davalının almış olduğu miktarın yerinde bulunup bulunmadığı, banka kayıtları da incelenerek, bankanın, borçlunun ödemesi gereken faizin ne miktarından vazgeçtiği hususunu da gözetip değerlendirecek düzeyde bir rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.(818S.K. m. 80) (6098 S. K. m. 96) Şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.
Davalı bankanın kredi kullandırımı esnasında kullandırılan kredi tutarlarına nazaran makul ölçülerde almış bulunduğu kredi tahsis dosya ücreti komisyonunun taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümlerine uygun bulunduğu, ancak; Yüksek Mahkemenizce diğer bankaların komisyon uygulamalarının dava dosyasına celbinin sağlanarak fahiş tahsilat yapılıp yapılmadığının araştırılması gereği doğduğu, Emsal dava dosyalarında diğer bankaların komisyon oranları dava dosyalarına celp edilmiş olup, dava konusu olayda davalı banka tarafından kredi tahsis dosya masrafı ortalama binde 5,2 oranında çok düşük bir oranda alınmış olup sözleşme hükümlerine uygun makul ölçülerde tahsil edildiği görülmüştür.
Davacı … A.Ş. firmasının davalı bankadan kullanmış bulunduğu taksitli araç kredilerine ilişkin olarak davacının ticari mevduat hesabından alınmış bulunan toplam 11.852,56 TL kredi tahsis dosya masrafı komisyonu tutarlarının kullandırılan kredilere oranla makul ölçülerde ve BDDK tebliğine uygun mahiyette bulunduğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 27,70 TL ‘nin düşümü ile eksik kalan 8,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan (dava değeri) 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 39,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır