Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/763 E. 2022/550 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/763 Esas
KARAR NO : 2022/550
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2015
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, Likit Petrol Gazı (LPG) dağıtım firması olup; davalı … Malz.san. Ve Tic. Ltd.şti 15.11.2007 tarihli “Otogaz LPG Bayi Sözleşmesi” gereğince 31.12.2009 tarihine kadar … Beldesi … Yolu 20. km. … adresinde müvekkilinin LPG Otogaz bayiliğini üstlenmiş olduğunu, diğer davalı …, bayinin bu sözleşmeden doğmuş ve doğabilecek tüm yükümlülükleri için … Merkez/2 ilçesi, Köyü, … Mevki, 1 pafta, 4305 parselde 962 m2 tarla üzerine 1. Dereceden 30.000,00 TL bedelli ipotek vermiş olduğunu, ayrıca davalı …’ın, davalı şirketin borçlarının 20.000 Amerikan Dolarına kadar kısmına müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, dava tarihi itibarıyla sorumluluğu 55.600,00 TL olduğunu davalı şirket, sözleşmenin ekinde imzaladığı satış taahhütnamesi ile sözleşme süresince müvekkilinden aylık 5 ton LPG almayı taahhüt ettiğini, ancak sözleşmenin başından beri hiç LPG almamış olduğunu, sözleşme ve satış taahhütnamesine aykırı davranarak tonaj taahhüdünü yerine getirmeyen davalının, satış taahhütnamesinin 2. maddesi gereği müvekkiline verdiği 30.000,00 TL teminatın beş katı olan 150.000,00 TL tazminatı müvekkile ödemekle yükümlü olduğunu, davalıya, … Noterliği’nin 17.04.2009 tarih 05129 yeymiyesi ile 150.000,00 TL tazminatın 15 gün içinde ödenmesinin ihtar edilmiş olduğunu, ihtarnamenin davalı şirkete 21.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği halde, davalı şirketin verilen sürede müvekkilinin alacağını ödememiş olduğunu, davalının sözleşme sona ermesine rağmen ariyetleri de müvekkiline teslim etmediğini beyanla davaya konu malzemelerin müvekkiline aynen iadesine, ariyet konusu malların aynen bulunamaması ve /veya eksik teslimi halinde İİK. 24/4 maddesi gereğince ariyetlerin icra müdürlüğünce haczin yapıldığı tarihte belirlenecek rayiç değerlerinin ödenmesine karar verilmesine, müvekkilinin tazminat, cezai şart ve ariyetlerle ilgili talepleri konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve bilirkişi tarafından hesabı yapılan bu alacak kalemlerinden dolayı fazlaya dair haklarımız saklı kalmak talep ve şartıyla şimdilik 10.000,00 TL. nın ( bu miktarın kefilin sorumluluğunun kefalet sınırları içinde kaldığı hususu göz önüne alınarak) temerrüdün oluştuğu 07.05.2009 tarihinden Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de sorumlulukları nispetinde davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Verilen ipotek teminat ipoteği olarak 17.04.2005 tarihli sözleşmeye istinaden verildiği, ilgi sözleşme fesih edildiği, taraflar arasında bir borç alacak ilişkisi olmadığı, cari hesap kesilmediği, davalıya gönderilen bir ihtamamenin bulunmadığı, verilen tapu kaydında ipotek 17.04.2003 tarihinde verildiği ve süresiz oldğu, süre bölümünde fekki bildireni kadar ibaresi bulunduğu, açılan davanın usulsüz açıldığı, iddia edilen alacağın zaman aşımına uğradığı, iş bu sözleşme taraflar arasında 15.11.2007 tarihinde sözleşmenin akdedilmesiyle sona erdiği, sözleşme istinaden verilen bir ipotek bulunmadığı, EPDK dan yasal şartlar nedeniyle lisans alınmadığı, borç doğmadığı, bu nedenle davacı şirkete cezai şart ve tazminat talebi de doğmadığı, davalı şirket cevabi ihtamame çekerek çekilen ihtarnamedeki hususlara itiraz edildiği, davalı şirket LPG istasyonunu 08.04.2010 tarihinde davacı şirketin onayı ile teminat konusu bütün malzemeler ile birlitte … …a devredildiği bu devir taahhütnamesi davacı şirket ile birlikte … ile 08.04.2010 tarihinde aralarında bayilik sözleşmesi imza edildiği, davalı, ile aralarında bir ticari ilişki kalmadığı, davacı şirketin bir alacağı olmadığı gibi herhangi bir zararı da doğmadığı, iş bu dava haksız ve mesnetsiz açıldığı, açılan davanın reddi ife yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresinin B.K 146. Md. Gereği 10 yıl olduğunu, davalının zamanaşımı iddiasının yerinde olmadığını, müvekkili ile davalı arasında ilk defa 17/04/2003 tarihinde otogaz bayilik sözleşmesi imzalandığını, bayiliğin devam ettiğini ve 17/11/2007 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesi ile yenilendiğini, ipoteğin 17/04/2003 tarihli sözleşme için verildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında imzalanan imzalanacak tüm sözleşmeler için geçerli olduğunun ipotek metninde açıkça belirtildiğini, davalının 30.000-TL ipotek vereceği 15/11/2007 tarihli sözleşmenin 8. Maddesinde belirtildiğini, davalı … ın davalı şirketin mahkemece tespit edilecek borçlarından hem ipotek bedeli kadar hem de kefalet taahhüt bedeli kadar davalı şirket ile birlikte sorumlu olduğunu, sözleşmenin 12.10. Maddesine göre davalı şirketin devlet daireleri ve kuruluşların aradığı gerekli izin ve ruhsatlardan sorumlu olduğunu, sorumluluğun davacıya yüklenemeyeceğini, hukuki fiili imkansızlık bulunmadığını, sözleşme yenilendikten sonra lisansın yenilenmemesinin davalının kusurundan kaynaklandığını, davalının iddiasının aksine davalının bayiliği devredilmediğini, bu hususta müvekkilinin onayının olmadığını, devraldığı iddia olunan … … ile arasında bayilik sözleşmesi imzalanmadığını bu kişiye ariyetlerin devredilmediğini, davalı tarafın sunduğu devir taahhütnamesi ve protokol isimli yazıların ise müvekkilini temsile yetkili kişilerce imzalanmadığından bağlayıcılığının bulunmadığını ileri sürmüştür.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle: Davacı vekilince dosyaya sunulan delil listesi eki belgelerin taraflarına tebliğ edilmediğini, müvekkilinin 27.04.2016 tarihli celsede dosyadaki belgeleri görme şansı olduğunu, davacı vekilinin delil listesinin 3 nolu bendinde yer alan müşterek borçlu ve müteselsil kefalet taahhütmamesi isimli belge altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu belgede müvekkilim isminin dahi yanlış yazıldığını, ayrıca fotokopilerden anlaşılabildiği kadarıyla sunulmuş olan diğer belgeler de 2003 yılında imzalanan belgeler kullanılmak suretiyle tahrip edildiğini, 2003 yılında imzalan belgelerden tarih silinmek suretiyle yazıcı ile yeni tarih yazılmış gözüktüğünü, davacı tarafın sunmuş olduğu tüm belgelerde … kaşesi altına atılmış imzalar bulunduğunu, kişilerin isimleri yazmadığı gibi imza atan kişilerin yetkili kişiler olup olmadığınn da belli olmadığını, müvekkilinin 2007 tarihli sözleşme ile davacı şirkete ipotek yada teminat vermediğini, 2003 yılında imzalanan ipotek akit belgesini imzalayan vekil … 2007 tarihinde öldüğünü, 2003 tarihinde verilen ipoteğin fek edilmemiş olması o sözleşmeden bağımsız diğer sözleşmeler için de geçerli olacağı anlamı taşımadığını, her ne kadar 2007 yılında bayilik sözleşmesi imzalanmış olsa da EPDK dan yasal şartlar nedeniyle lisans alınamadığını, Lisans alınamamasının sebebi hukuki ve fiili İmkansızlıklar ile mücbir sebepler olduğunu, müvekkilinin 2007 yılında sözleşme imzalandığı sırada lisansı bulunmadığını, … ili … ilçesi … yolu 20. Km de kurulu LPG Otogaz İstasyonunun lisansı … Turizm İnşaat Sanayi ve Limited Şirketinde olduğunu, müvekkilinin bu şirketi bulamadığını ve bu şirketten lisansı devralamadığını, ayrıca … Belediyesi kapanmış ve ruhsat verme yetkisinin … Belediyesine geçmiş olması ve imar sebebiyle Büyükşehir belediyesinden ruhsat alma imkanı da kalmadığını, bir sözleşmede tek tarafa yüklenen orantısız cezai şartların geçersiz olduğunu, davacının cevaba cevap dilekçesinde dosyaya sunmuş olduğu devir taahhütnamesi ve protokol isimli yazıların davacıyı temsile yetkili kişiler tarafından imzalanmadığını ve bağlayıcılığı bulunmadığını iddia ettiği belgelerin 08.04.2010 tarihinde davacı şirketin … Bölge Müdürlüğünde imzalandığını, Ariyetleri … … adına … devraldığını, Davacı şirket adına imza … Bölge Müdürlüğünde atıldığını, … … ile bayilik sözleşmesi imzalanıp imzalanmaması ve … …’ın lisansının olup olmamasının müvekkilin sorumluluğunda olmadığını, kaldı ki Müvekkili şirket ile de sözleşme imzalanır iken müvekkili şirketin de lisansı bulunmadığını, davacının müvekkilin kusuru ile meydana gelmiş herhangi bir zarara ilişkin dosyaya belge sunulmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia ettikleri alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
DELİLLER
Bayilik Sözleşmesi, 08/04/2010 tarihli Devir Taahhütnamesi, Ariyet Sözleşmesi, Satış Taahhütnamesi, … Noterliği 17/04/2009 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi, … Noterliği’nin 27/04/2009 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, Bilirkişi raporu, İtsm nin cevabi yazısı.
GEREKÇE
Dava; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesh edilmesi nedeniyle teslim edilen ariyet konusu malzemelerin iadesi olmadığı takdirde bedeli ile uğranılan zararın ve cezai şartın tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tarafların ticari defterleri ve dosyaya sunulan belgeler üzerinde incelemesi yaptırılarak; sözleşmenin haklı olarak fesh edilip edilmediği, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının tazminat, cezai şartı alacağı olup olmadığ, sözleşme uyarınca ariyet konusu malların iade edilip edilmediği, iade edilmediği takdirde bedeli ve kullanma karşılığı bedeli noktasında bir mali müşavir ve bir akaryakıt alanında uzman sektör bilirkişisinden rapor alınmasına, karar verilmiş olup 17/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı tarafından ariyet olarak verilen malzemelerin sözleşmenin her ne sebeple olursa olsun sona ermesi halinde ariyet veren olan Davacı’ya iadesi gerektiği, davalı tarafından sunulan Devir Taahhütnamesi başlıklı belge uyarınca istasyondaki malzemelerin Davacının rızası ile dava dışı … …’a devredildiğinin iddia edildiği, belgedeki imzanın şirketin yetkili kişileri tarafından atılmadığı yönünden itiraz edildiği anlaşılmakla heyetce bu konuda bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, bu konudaki takdirin mahkemeye ait olduğu ve Sayın Mahkeme tarafından ilgili belgenin delil olarak değerlendirilmesi halinde davacının muvafakatı ile üçüncü bir kişiye devredildiği nazara alındığında davalının sorumluluğu bulunmayacağı aksi durumda sorumlu bulunduğu ayrıca ilgili belge geçerli olsa dahi davacının malzemeler üzerinde mülkiyet hakkı devam ettiğinden elinde bulundurandan ( davalı da dahil olmak üzere) malzemeleri talep edebileceği, Kar Mahrumiyeti talebi ile ilgili olarak, davalının ilgili yasal yeterlilikleri kusuru ya da ihmali neticesinde sağlayamaması halinde davacının haklı feshi karşısında kar mahrumiyetinden sorumlu olunacağı, davalının bu durumun kusurundan ya da ihmalinden kaynaklanmadığının ispat mükellefiyetinin davalıda olduğu fakat dosyada kesin bir bilgiye rastlanılmadığı, aksi ispatlanmadığı sürece davacının kar mahrumiyeti talep edebileceği, bu tutarın fesih tarihinden sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar ki (17.04.2009 – 31.12.2009) dönem için mali bilirkişi tarafından 15.851,70 TL olarak hesaplandığı, Satış Taahhütnamesi ile ilgili olarak, sunulan belgenin artı eksi tolerans içermesi nedeniyle kat’i bir miktar olarak düzenlenmediği, teminatın 5 katı tutarında tazminat miktarı içermesinin tutarının kesir miktarı kararlaştırmadığı zira teminatı sözleşme süresi içerisinde artıp azalabileceği ve likit olmaması sonucunu doğurduğu ayrıca ilgili tutarın cezai şart olarak değil de tazminat olarak kararlaştırılması nedeniyle bu miktarda bir zararın ispatı gerektiği, bu nedenlerle talep edilemeyeceği fakat son takdirin Sayın Mahkemeye ait olması nedeniyle talep edilebileceği sonucuna varılması halinde hiç satış yapılmaması nedeniyle satışın yerine getirilmediği ve ipotek olarak verilen teminatın halihazırdaki tutarının 30.000 TL olması nedeniyle ve zararın ayrıca ispatı aranmaması halinde 30.000 TL olarak davacıya tazminat ödenmesine karar verilebileceği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
İTSM ye müzekkere yazılarak davacı şirketin yetkililerinin imza sirküleri asılları celp edilmiş, ayrıca davacı vekiline davacı şirket yetkilileri … , … , … ı’nın imzasının bulunduğu mukayese belge asıllarını sunması ya da ilgili kurumlardan getirtilebilmesi için beyanda bulunması için 2 haftalık süre verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin beyanı doğrultusunda … A.ş. Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup bankaca gönderilen imzaların bulunduğu evrakın imzası inkar edilen 08/04/2010 tarihli Devir Taahhütnamesinden sonra 02/03/2016 tarihinde düzenlenmiş olduğundan tarih itibariyle imza incelemesinde dikkate alınamayacağı değerlendirilmiştir.
06/11/2019 tarihli duruşmada Davacı vekili 08/04/2010 tarihinde şirkete yetkili kişilerin imza örneklerinin alınmak üzere gelecek celse duruşmada hazır etmesi için son kez süre verilmesine, gelecek celse şirket yetkililerine hazır edilmemesi halinde 08/04/2010 tarihli devir taahhütnamesi başlıklı protokolün davacı şirket yetkililerince imzalandığı hususunun kabul edileceğinin ihtar edilmiş olup davacı vekilince protokol tarihinde şirketi temsile yetkile kişiler imza örnekleri alınmak üzere mahkemede hazır edilmemiş ve davacı vekilince 07/10/2020 tarihli celse de ” … şirketindeki yöneticiler , genel müdür, mali işler müdürü, hukuk müşaviri , üst düzey tüm yöneticiler 2018 yılında işten ayrılmıştır, bu kişilerin imza örneklerinin alınması ve mahkemeye getirilmesi tarafımızca mümkün değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyada 08/04/2010 tarihli protokolde bulunan imzanın davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığının tespiti için protokol tarihinden önce düzenlenmiş yeteri kadar imzalı evrak aslı bulunmadığından ve davacı tarafça şirket yetkilileri imza örnekleri alınmak üzere mahkemede hazır edilmediğinden protokoldeki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Bilirkişi heyetine, sözleşme hukuku alanında uzman nitelikli hesaplama uzmanı eklenmek suretiyle tarafların rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup bilirkişi 21/10/2021 tarihli ek raporunda özetle: “Protokol ve Devir Taahhütnamesi” başlıklı belgelerdeki imzanın davacı … San. ve Tic. A.Ş. yetkilisine ait olduğunun kabulü hâlinde davacının davalıdan tazminat, cezai şart ve ariyet verilenlerin iadesini talep edemeyeceği, aksi hâlde davacı şirketin ariyet verilenlerin iadesiyle birlikte 15.851,70 Türk Lirası kâr mahrumiyeti ve cezai şart talep edebileceği kabulünün Sayın Mahkeme’nin takdirinde bulunduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dava bayilik sözleşmesinden kaynaklanan teslim edilen ariyetlerin iadesi, ürün alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle tazminat cezai şart bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 15/11/2007 tarihli Otogaz Lpg Bayi Sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmenin konusunun ” … kendi mülkü olan “Teslim Teşellüm Tutanağı’nda yazılı malzemeleri, bayiinin yukarıdaki adresteki tesisine ariyet olarak vermesi ve baylinin sadece …’tan satın alıp stok tarıkında bulundurduğu LPG’ yi … standariları, 5307 Sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu, Yönetmelikler ve iştigal konusu ile ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun şekilde yalnızca ihtiyaç sahibi kara nakil vasıtalarının tarıklarına dolum yapma işi” olduğu anlaşılmıştır.
15/11/2007 tarihli teslim tesellüm tutanağından davacının yazılı olan malzemeleri davalıya teslim etmiş olduğu anlaşılmıştır.
15/11/2007 tarihli Ariyet Taahhütnamesi ile davalının malzemeleri … yazılı olarak iadesi istendiği zaman 3 gün içinde teslim etmeyi, bahse konu olan malzemenin sökümü ile … tayin olunacak muhale nakil işlemlerinin her türlü gidere tarafına ait olmak üzere süresinde ikmal edileceğini, taahhüt ettiği anlaşılmıştır.
… Noterliği 17/04/2009 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacının satış taahhüdüne rağmen sözleşmenin başından beri hiç lpg alınmaması ve sözleşme ile taahhüt edilen edimler yerine getirilmeyerek sözleşmenin ihlal edilmesi nedeni ile sözleşmenin fesih edildiğini bildirerek ariyetlerin 3 gün içinde teslim edilmesi aksi halde geciken her gün için 200-USD ödemek durumunda kalınacağını, satış taahhütnamesinin 2. Maddesi gereği teminat tutarı olan 30.000-TL nin 5 katı olan 150.000-TL yi ihtarnamenin tebliğine müteakip 15 gün içinde cezai şart olarak ödenmesini ihtar ettiği görülmüştür.
Davalı tarafça … Noterliği’nin 27/04/2009 tarih … yevmiye nolu cevabi ihtarname ile ariyet olarak verilen malzemeleri teslime hazır oldukları, söz konusu malzemelerin sökümü teknik bilgi gerektirdiğinden ayrıca tehlikeli işlerden olduğundan dolayı sözleşme kapsamında masrafları da davalıya ait olmak üzere teknik ekibin gönderilmesi halinde iade edileceği, 15/11/2007 tarihli sözleşmeye istinaden ipotek verilmediği, lisans alınamadığı için gaz alımı yapılamadığı, hukuki ve fiili imkansızlıklar nedeniyle borç doğmadığından buna bağlı olarak cezai şart ve tazminat taleplerinin doğmadığı sözleşmenin feshinin usulüne uygun olmadığı bildirilmiştir.
Dosyaya sunulan 08/04/2010 tarihli Devir Taahhütnamesi ve 08/04/2010 tarihli Protokol başlıklı evrakların incelenmesinde istasyonun dava dışı … …’a devredilmesi nedeniyle davalı şirkette kurulu bulunan bütün malzemelerin … …’a devir ve tam, eksiksiz ve çalışır vaziyette teslim edildiğinin ve davacı ile davalı şirket arasında yapılan bayilik sözleşmesinin herhangi bir hükmünün bulunmayacağının, iki tarafında herhangi bir hak talebinde bulunmayacak olduğunun taraflarca kabul edilmiş olması nedeniyle davacının bayilik sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle cezai şart ve tazminat talep edemeyeceği, malzemeler davacının bilgisi ve onayı dahilinde dava dışı … …’a devir ve teslim edilmiş olduğundan malzemelerin iadesinin istenemeyeceği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 90,08-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
5-Davalılar kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
Dair davacı vekili ile davalı asıl ve şirket yetkilisi …’ın yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı30/06/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)