Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/722 E. 2018/1339 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1439 Esas
KARAR NO : 2018/1427

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 25/12/2014
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdolunan 15/06/2012 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin, davacı şirketten temin ettiği polikarbonat damacana ve pet doğal mineralli kaynak suyunun her tip ve ürününün nihayi tüketiciye satış ve dağıtımını üstlendiğini, bu itibarla davalının , müvekkil şirketten temin ettiği “…” su marka ürünlerin satış ve dağıtımını yapmaya başladığını belirterek, sözleşmenin 4.3, 14.1, 16.4 maddelerinden bahsetmiş, 18. maddesinde ise; ” davalının, … Su markasına zarar verecek hertürlü eylemden kaçınacağı, sipariş aldığı telefonları davacı dışında üçüncü kişilere devretmeyeceği veya sözleşmedeki amaç dışında kullanmayacağı, kendisi, eşi, ortakları ve bunların birinci derece yakınları vasıtalarıyla başka bir şirket ürünü dağıtmayacağı, aksi takdirde davacıya 50.000.00-TL ceza-i şart ödeyeceğinin sözleşmesel olarak hükme bağlandığını, sözleşme devam ederken, davalının … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İŞ sayılı tespit dosyasırda delil tespiti amacı ile yapılan keşif sırasında müvekkiline rakip olan … ve … marka 19 litrelik damacanalarının bulunduğu ve bu ürünlerin de satışını gerçekleştirdiğinin ortaya çıktığını, bu durumun taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğni ve talep ettikleri 50.000,00-TL lik tazminatın temelini oluşturduğunu, bunun üzerine, müvekkili şirket tarafından … Noterliğinden sadır 03 Temmuz 2014 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile, davaya konu sözleşmede ki akde aykırı davranışlara son verilmesi ve sözleşmeye aykırı davranışlar nedeni ile uğranılan zararlar ve tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00- TL cezai şartın ihtarın tebliği ile 3 gün içerisinde ödenmesini aksi halde sözleşmenin bu süre sonunda ayrıca bir bildirime gerek kalmadan feshedileceğinin ihtar edildiğini, davalı yanın bu ihtarı 07.07.2014 tarihinde tebliğ aldığını, ihtarda bahsi geçen tazminatı ödemediği gibi akade aykırılıklarını da gidermediğini, Bu sebeple de müvekkili şirketin akdi fesh ettiğini belirterek, sonuç olarak; davalının, müvekkil şirket ile imzalanan 15.06.2012 Tarihli bayilik sözleşmesindeki maddelere aykırı davranışları ve sözleşmeyi ihlali nedeni ile anılan sözleşmenin 18. maddesi gereği öngörülen 50.000,00- TL (Ellibin Türk Lirası) tutarında ki cezai şartın 3.7.2014 tarih ve … Yevmiyeli ihtaratı gereği 07.07.2014 Tarihinden … Sulh Hukuk Mahkemesinin … DİŞ sayılı Delil Tespiti davası için yapılan dava harç ve masraiları toplamı 627,50 TL nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihi itibari ve yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacı firma ile yapmış olduğu sözleşmeye riayet ederek yüklenmiş olduğu hizmeti hakkı ile yerine getirdiğini, asla rakip bir firma malını satmadığını, davacının iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin çevresinde saygın ve dürüst bir insan olarak bilindiğini, davacının bu haksız iddiaları nedeni ile de itibarının fazlasıyla zedelendiğini, davacının iddiasının aksine davalı müvekkilinin hiçbir rakip firmaya ait ürünlerin dağıtım ve pazarlamasını yapmadığı gibi iddia edilen telefon numaraları ile rakip şirket ürünlerini de pazarlamadığını, davacının iş bu iddialarına dayanak olan hiçbir somut delil bulunmadığını, müvekkilinin elinde olmayan nedenlerle söz konusu tespit dosyasındaki bilirkişi raporuna itiraz süresini kaçırdığı için bazı hususlar netleştirilemediğini, davacı şirketin, davalı müvekkili ile yapmış olduğu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, bu fesih haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tespit sırasında bulunduğu iddia edilen … ve … sularının davalı müvekkilinin işyerinin yanında bulunan başka bir dükkan sahibine ait olduğunu, belirtilen alana Yaşar Türk adlı şahsa ait suların emaneten konulduğunu, müvekkili ile hiçbir alakasının bulunmadığını, tespit sırasında görüldüğü iddia edilen … ve … marka suların kesinlikle müvekkiline ait olmadığını, davacı firmanın müvekkili ile yapmış olduğu 15.06.2012 tarihli bayilik sözleşmesinin bir örneğinin davacı şirket tarafından müvekkiline verilmediğini, davacının dosyaya sunduğu sözleşme suretinin imza kısımlarında davacı firmanın ne kaşesi ne de imzasının bulunduğunu, sözleşmede davacı şirketin kaşe ve imzasının bulunmaması sözleşmenin bir nüshasının kötüniyetle müvekkile verilmediğinin kanıtı olduğunu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin cezai şart maddesinin batıl olduğunu ve iptalinin gerektiğini, Yargıtayca, tacirin sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğundan bahisle tenkis talep hakkı yoksa da taraflar arasında kararlaştırılan cezai şartın tacirin mahvına sebep olacaksa cezai şartın iptalinin ya da makul düzeyde tenkisinin mümkün olduğunu kabul ettiğini, ekonomik anlamda güçlü konumundaki davacı tarafından tamamen kendi lehine tek taraflı olarak düzenlenen ve de müvekkilinin ekonomik anlamda özgürlüğünü yok eden, ihlal eden, ekonomik geleceğini tehlikeye düşüren sözleşmenin ilgili maddesinin batıl olduğunu ve iptalinin gerektiğini, tespit dosyasının yargılama masraflarının bu davada müvekkilinden istenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddedilmesini, yargılama harç, masraf ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesine aykırılık nedeni ile ceza-i şart istemine ilişkindir.
Tarafların dayanmış olduğu deliller dosyaya ibraz edilmiş, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı tespit dosyası celp edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalının sözleşmeye aykırı eylemi bulunup bulunmadığı davacının ceza-i şart alacağının tespiti noktasında bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı ticari bir ilişki olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı yanın bayisi olan davalı yana, “…” marka polikarbon damacana vc pet doğal mineralli kaynak suyunun her tip ve ürünlerin satışını yaptığını, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından alınan 18.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davalı işyerinde yapılan tespite göre, 5 litre, pet şişeli … Su ürünlerinin bulunduğu ve satışının yapıldığını, bununla birlikte … ve … markalı 19 It.’lik damacanaların bulunduğu ve satış-dağıtımının yapıldığı hususlarının tespit edildiğini, bu bağlamda, inceleme sırasında davacı yanın, 2012 yılında dava dışı …ve Tic. A Ş. ile birleştiği beyan edilmiş ve dava dışı … A.Ş.’nin ticari defterinde, dava dışı … A.Ş.’nin ticari deflerinde, davalı yandan 31.12.2015 tarihi itibarı ile kaydi olarak, 688,43 TL alacaklı göründüğünü, davalı yana ait işletme defleri üzerinden olası alacağının kaydi anlamda tespitinin muhasebesel olarak yapılamayacağını, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye dayanarak talep ettiği “sözleşmeye dayalı” cczai şart alacağının davacı tarafından davalı yana faturalandırılmadığını ve ticari defterlerinde alacak olarak görülmediğini, bununla birlikte davacının olası cezai şart alacağını sözleşmeye dayalı alacak olarak talep edebileceği hususu, bu konunun sözleşmede düzenlenmiş olması itibariyle açık ise de, sözleşmedeki şartlara bakıldığında, sözleşmenin daha çok davacı tarafından hazırlanmış bir sözleşmenin davalı tarafça onaylanması çerçevesinde özellikler gösterdiğin, bu açıdan ağırlıklı olarak davalıyı yükümlü kılan yapıtla olduğu; cezai şarta ilişkin olarak her ne kadar her iki taraf için de bu öngörülmüş ise de tutarlar itibariyle bir paralellik bulunmadığı; ayrıca davalının cezai şarta sebep olan eylemlerinin davacıya oranla çok daha kapsamlı olduğunu, bütün bu nedenlerle tacirler arasında olsa dahi bu tür cezai şartlarda yapılan ihlalinin özellikleri, kapsamı, sonuçları ve ilgilisinin ekonomik durumuna yapacağı etkinin yoğunluğu dikkate alınarak bir indirime gidilmesinin mümkün olduğunu, takdirin bu konuda mahkemeye ait olduğunu, davacının 2013 yılında 262.469,16 TL ciro yaptığı, 3.177,58 TL net kâr ettiği, maliyetleri dikkate alındığında davacının davalıdan lalep ettiği 50.000 TL alacağın tahsili halinde davalının kaydi anlamda ekonomik olarak mahvına neden olabileceği kanaatine varıldığını ancak takdirin mahkemeye ait olduğu hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları noktasında ve dosyaya sunulan vergi kayıtları da dikkate alınarak cezai şartın davalının ekonomik mahfına sebebiye verip vermeyeceği hususunda bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle; dosyaya sunulan davalı yanın Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yanın belirtilen yıllar itibarı ile ticari kârının 2013 yılı itibarıyla 3.177,58 TL olduğunun görüldüğünü, davacı yanın itirazında; 2013 yılında 262.469,16- TL ciroya karşılık olarak 3.177,58- TL net kâr ettiği, dolayısı ile davalı kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını beyan ettiğini, davalı yanın 2. sınıf tacir olduğunu ve işletme defteri tutmakla mükellef olduğunu, işletme defterinin gelir-gider hesabının takip edildiği basit bir defter olduğunu, sistem gereği işletme defterinde dönem sonu Finansal Tabloları olmadığından davalının yıl içerisindeki faaliyetlerinin birbirleri ile orantılanamadığını, davalı yanın yıllık gelir beyannamesine güre, 2013 yılı kârlılık oranının (262.469.16 TL / 3.177,58 TL)- % 1,21 olduğunun tespit edildiğini, davalının gelirine göre kâr oranının düşük miktarda gerçekleştiğini, bunun nedeninin ise giderlerinin de yüksek olmasından kaynaklandığını, somut olayda davacı yanın, davalı işletmenin hasılatı ile net kârı arasında orantısızlık olduğunu iddia etmişse de, bu konuda ek bir yorum yapmaya yeterli ilave belge mevcut olmadığından, kök rapordaki görüşlerini değiştirecek bir husus da bulunmadığını, dosyadaki mevcut belgeler ve kök rapordaki dercedilen hususlar çerçevesinde; davalı yanın 262.469,16 TL hasılatının sonucunda elde ettiği 3.177,58 TL tutarındaki kâr ile kendisine tahakkuk edecek 50.000,00- TL ceza-i şartı ödemesinin kaydi anlamda ekonomik olarak mahvına neden olabileceği, ancak bu hususun hukuki yorum ve takdiri ile mevcut ciro ve hasılat karşısında olası tahakkuk edilecek ceza-i şartın takdirinin mahkemenin takdirinde olduğu hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında 15/06/2012 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözleşme uyarınca davacı yanın bayisi olan davalı yana “…” marka polikarbon damacana ve pet doğal mineralli kaynak suyunun her tip ve ürünlerin satışını yaptığı anlaşılmıştır. … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı tespit dosyasında davalının işlettiği bayide sözleşmeye konu … markalı ürünler dışında farklı markanın ürünlerinin satış ve dağıtımının yapılıp yapılmadığı, dükkân ve dopoda farklı marka ürünlerin bulunup bulunmadığının tespiti noktasında mahallinde keşif yapılmış olup, tespit yapılan iş yerinde çok sayıda boş ve dolu … ve … markalı 5 litrelik ve 19 litrelik damacanaların bulunduğu, satış ve dağıtımının yapıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 14.1 maddesinde ” davalının, işyeri, depo, araç ve personellerinin üzerinde 3. kişiye veya başka ürüne ait hiçbir emtia bulundurmayacağı, satmayacağı ve pazarlamayacağı”, ayrıca sözleşmenin 18. maddesinde ise, “… Kendisi, eşi, ortakları ve bunların birinci derece yakınları vasıtası ile başka bir şirket ürünü dağıtmayacağı, aksi takdirde davacıya 50.000,00-TL ceza-i şart ödeyeceği ” kararlaştırılmıştır. Bu itibarla tespit dosyasından da anlaşıldığı üzere, davalının, davacının bayiliğini yaptığı iş yerinde sözleşmeye konu ” … ” su marka ürünleri dışında başka şirket ürünlerinin de dağıtım ve pazarlamasını yaptığı, taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal ettiği, davacının cezai şart talep etme hakkı bulunduğundan, davanın kabulüne karar verilmiştir. …. Noterliğinin 03/07/2014 tarih, … yevmiye no.lu ihtarı ile davalı temerrüde düşürüldüğünden, 07/07/2014 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir. Davacı taraf sözleşmede kararlaştırılan 50.000,00- TL tutar üzerinden dava açmış olup, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 9/6/2015 tarih ve 2015/3909 Esas, 2015/8537 Karar nolu ilamında da belirtildiği üzere, kural olarak tacir olan borçlunun cezai şart borcundan indirim yapılamayacağı, ancak ekonomik yönden mahvına sebep olabilecek derecede yüksek bir cezai şart kararlaştırılan hallerde istisnaen indirim yapılması yargıtay uygulaması ile kabul edilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere kararlaştırılan ceza-i şart davalının ekonomik mahvına neden olacağından, talep edilen ceza-i şarttan % 50 oranında indirim yapılmasına karar verilmiştir. Davacının dava açarken cezai şarttan indirim yapılıp yapılamayacağı hususunu bilmesi mümkün olmadığından indirim sebebi ile reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmeyeceğinden, ret edilen kısımla ilgili olarak davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle
25.000,00- TL ceza-i şartın 07/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Tespit dosyasında yapılan masrafların yargılama giderlerine dahil edilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.707,75-TL karar ilam harcından peşin alınan 864,60- TL nin mahsubu ile eksik kalan 843,15- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 893,60- TL davetiye, posta gideri: 145,00- TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL, tespit dosya masrafı: 609,00-TL olmak üzere toplam: 2.847,60- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 3.000,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır