Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/72 E. 2019/73 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/72 Esas
KARAR NO : 2019/73
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2015
KARAR TARİHİ : 23/01/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın … Ltd. Şti. Nin mevcut durumda tek ortağı olduğunu, davalının bu ortaklığı sona erdirmesinden sonra davacı şirket ile aynı faaliyet konu ve alanında davalı …’ın davacı şirkette senelerdir çalışan diğer davalılar … ve …’i de yanına alarak 3 ortaklı şirket yapısı şeklinde diğer davalı … Ltd. Şti.’yi kurduğunu, bu şirketin aynı faaliyet alanı olan Beşiktaş semtinde, davacı şirkete çok yakın bir yerde konumlandığını, davalılardan …’ın davalı şirketi, ortaklık ilişkisi devam ederken kurduğu, diğer davalı gerçek kişilerin ise davacı şirket ile iş sözleşmesi devam ederken davalı şirkete ortak olduklarını, davalı …’ın davacı şirkete ait müşterileri kendi şirketine bağladığını, bunlara örnek olarak davacı şirketin müşterisi olan … A.Ş., … Ltd. Şti., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Teks. San. Ve Tic. A.Ş.’nin davalının ortaklık ilişkisine son verdikten sonra davalı şirkete bağlandığını, bu şekilde davalıların haksız eylemleri neticesinde davalıların haksız menfaat temin ettiğini, kendilerinin ise kardan yoksun kaldıklarını, bunun için şimdilik 10.000,00TL maddi tazminat talep ettiklerini, davacı şirket adına 20.000,00TL manevi tazminat ve davacı … adına 10.000,00TL manevi tazminat talebi ile birlikte, haksız rekabetin tespiti ile davalı şirket ve davalı gerçek kişilerinin hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasını ve ayrıca davalı …’ın … plakalı aracına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ün aktif dava ehliyeti olmadığı için dava ehliyeti bulunmadığının, davalı şirketin ise pasif husumeti olmadığından, açolan davanın sadece davalı gerçek kişi …’a karşı açılabileceğini, davalı gerçek kişiler … ve …’in ise davacı şirkete iş akdi ile bağlı olduğu gerekçesi ile TTK 613 ve 626 uyarınca bu kişilere karşı husumet yokluğu nedeni ile dava açılamayacağını, davanın TTK 231/2 maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını beyan etmiştir. Davalılar vekili dilekçesinin devamında davacı … 14/01/2014 tarihinde davalı …’a bağırarak şirketten çıkıp gitmesini, diğer davalı gerçek kişilere ise kendisi ile mi davalı … ile mi çalışmak istediklerini bağırarak sorduğunu, davalı gerçek kişiler ise … ile çalışmak istediklerini söylediğini, bunun üzerine davacının “defolup buradan çıkın gidin siz de” dediğini bu yaşananlardan sonra …’ın işyerinin kendisine de ait olduğunu ve çalışanlarında kendisinin de çalışmaya devam edeceğini söylemesi üzerine davacı …’ün ve kardeşi …’ın davalı …’ı darp ettiğini, kavgayı ayırmaya çalışan diğer davalıların da tartaklanarak iş yerinden zorla çıkrıladığını, bu olaya ilişkin olarak … Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. Sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, davalı gerçek kişiler … ve …’in ise davacı şirkete karşı açmış olduğu işçi alacaklarına ilişkin davaların derdest olduğunui davacı şirketin yetkilisi olan davacı …’in 14/01/2014 gecesi müşterilerine davalı gerçek kişiler ile davacı şirketinin bağlantısının kesildiğini, bu kişilerin görevlerine son verildiğini ilişkin mail attığını, davalı …’ın davacı şirketin sorumlu müdürü olmadığını, davacı şirkete ait ana sözleşmede davalı …’ın yönünden rekabet yasağı öngürülmedini, diğer davalı gerçek kişilerin eyleminin ise çalışma hürriyeti kapsamında kaldığını, davacının dilekçesinde bahsetmiş olduğu müşretilerin kendi istekleri ile davalı ile çalıştığını, manevi tazminat talebinin ise yersiz ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın çeşitli nedenlerle reddini savunmuştur.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller dosyaya ibraz edildikten sonra tarafların ticari defter ve dosyaya sunulan belgeler üzerinde bir finans uzmanı bilirkişi, bir reklam tanıtım halkla ilişkiler alanında uzman sektör bilirkişisi ve haksız rekabet alanında uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak; davalıların davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirketi kurarak davacı şirket ile aynı konuda faaliyette bulunup bulunmadığı, davalıların davacının ticari sırlarını ve öüşteri portföyünü kullanarak davalı şirket adına marka oluşturup oluşturmadığı, davalının ayrı bir şirket kurması haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı, haksız rekabet içerisinde bulunup bulunmadğı, haksız rekabetin oluşması halinde davacının ticari anlamda zarar görüp görmediği ve uğranılan zararın hesaplanması
noktalarında rapor alınmıştır. Alınan raporda özetle; davacı şirketin 2013, 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin sahini lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirketin ticari defterleri sunmadığını, davacı şirket ile davalı şirketin ana faaliyet konularının aynı olduğunu, davalı şirketin, davacı şirket vekili tarafından iddia edildiği gibi dava dilekçesinde yer verilen müşterilerinle, davalı şirketin ticari faaliyette bulunduğunun, ancak davacı tarafın, davalıların bahsi geçen şirketlerle iletişime geçip, kendi taraflarına çekmeye çalıştığını ispatlayacak bir delili dava dosyasına sunmadığını, bu türde bir delilin dava dosyasında yer almadığını, ifadelerine yer verilmiştir. Söz konusu bilirkişi raporunda, davalı gerçek kişilerin sırf rekabet olsun diye veya kendi istekleri doğrultusunda davalı şirketi kurmadıklarını, yaşanan olaylar ve davacı şirketin eski çalışanı olan davalıların, davacı tarafından kovuldukları için davalı şirketi kurduklarını, davalı şirketin Beşiktaş’ta kurulmasının doğal olduğunu, zira tanıtım, halkla ilişkiler ve PR hizmetleri veren şirketlerin Beşiktaş ve Mecidiyeköy de konumlandıklarını, söz konu semtlerin sektörün kalbi olduğu hususune da yer verilmiştir. Yine ilgili raporda; davacı ve davalı şirketin faaliyet alanında hizmet alanların, şirketten ziyade birlikte çalıştıkları kişilerle çalışmaya devam edeceklerini, bunun sektörün bir gereği olduğunu ifadeleri yer verilmiştir. Yine ilgili raporda, taraflar arasında rekabet yasagına ilişkin dosyada bir sözleşme olmadığını ve davalının kendi şirketini kurmasının başlı başına haksız rekabet olmadığı hususuna yer verilmiştir.
Dosyaya sunulan deliller değerlendirildiğinde, … Asliy Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar numaralı dosyada davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği olay nedeni ile davacı …’in beratına, sanık … hakkında ise HAGB verildiği görülmektedir.
Davalı şirketin 28/01/2014 tarihinde davalı gerçek kişiler tarafından … Ticaret Odasına tescil ettirilmiş, 03/02/2014 tarihinde ise … numaralı Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmıştır.
Davacı tanıkların beyanlarında ve davalı tanıklarının beyanlarında özetle; tarafların aralarında husumet olduğunu, davalı şirket ile davacının müşterileri arasındaki ticari ilişkinin nasıl geliştiğini bilmediklerini, bununla birlikte bir kısım davacı tanıklarının davalı …’ın kavgadan sonra bir şirket kuracağını ve davacının müşterilerini alacağını beyan ettiğini duyduğunu, bir kısım davalılar tanığının ise davacı şirketin müşterilerinin davalılar ile çalışmak istediğine ilişkin mailler atıldığını gördüğünü beyan etmiştir.
Tün dosya kapsamına göre davacı şirketin eski çalışanları olan davalı … ve …’in davacı şirketten ayrılarak davalı şirkette çalışmalarının ve ortak olmalarının başlı başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği, aksinin kabulünün Anayasanın 48. Maddesi ile güvence altına alınmış olan çalışma hürriyetinin ihlali anlamına geleceğini, davacının davalı şirkete geçen çalışanlarının, davacı şirket ile iş sözleşmeleri devam ederken, davacı şirketin ticari sır ve müşteri portföyünü kullanarak yeni bir şirkete ortak olmalarının haksız eylem teşkil ettiğini iddia etmiş ise de, bu iddialarını ispat edemediğini, işten ayrılan çalışanların davalı şirketi kurmuş olmaları haksız rekabet teşkil etmeyecektir.
Yine davalıların, kullanmış olduğu ticari sırların neler olduğu ve davacı tarafın müşteri portföyündeki müşterilerle ticari ilişki kurulması sırasında bunların nasıl ve ne şekilde kullanıldığının ispat edilmesi gerektiği, salt davacı tarafın müşterileri ile ticari ilişki kurması haksız rekabete sebep olmayacaktır.
Ayrıca davalı gerçek kişilerin davacı şirketin faaliyetlerini bilmesi ve faaliyet alanında bilgi sahibi olması, bu konuda çevre edinmesi, davalı gerçek kişilerin edindiği bu bilgi, tecrübelerini kullanmasınında kendi geleceği açısından gerekli olduğu, davalıların kendilerine iş kurması ve bu alanda faaliyet göstermesi de haksız rekabet olarak değerlendirilemeyecektir.
Yine davalılardan …’ın davacı şirkette 5.000,00TL değerinde hisselerinin olduğu tespit edilmiş, davacının iddia ettiği haksız rekabet iddialarının sübut olmadığı, ayrıca davalının rekabet yasağına tabi olduğunu gösterir bir belgenin veya delilin dosyaya sunulmadığı görülmüştür.
Davacı gerçek kişinin manevi tazminat talebi yönünden ise; davacı gerçek kişinin şirket ortağı olup tazminatın kendisine ödenmesini istediğinden, açılan davada aktif husumet ehliyetinin bulunmamasından dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhameleri Kanunu’nun 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın bu yönden usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketin manevi tazminat talebi yönünden ise TTK madde 56 ve TBK madde 58’de aranan şartlar gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın davacı şirketin 20.000,00TL manevi tazminat talebi yönünden açılan davanın esastan reddine, davacı şirketin 10.000,00TL maddi tazminat talebi yönünden açılan davanın esastan reddine, davacı …’ün manevi tazminat talebi yönünden, davacı …’ün aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeni ile usulden reddine aşağıdaki şekikde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-A)Davacı şirketin 20.000,00TL manevi tazminat yönünden açılan davanın esastan REDDİNE,
B)Davacı şirketin10.000,00TL maddi tazminat yönünden açılan davanın esastan REDDİNE,
C) Davacı …’ün 10,000,00TL manevi tazminat talebi yönünden davacı …’ün aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle, aktif husumet yokluğundan usulen REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 4.750,00-TL karar ilam harcından peşin alınan 683,10-TL harcın mahsubu ile noksan kalan 4.066,90- TL bakiye ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen dava açılış gideri: 4.374,90- TL, davetiye posta gideri: 387,85- TL, bilirkişi ücreti: 3.000,00- TL olmak üzere toplam: 3.387,85-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı şirketin maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle, davalı taraflar kendilerini vekil ile temsil etttirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Madde 3 Gereğince 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davacı şirketten alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davalı şirketin manevi talebinin reddi nedeniyle, davalı taraflar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Madde 3 ve madde 10 gereğince 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davacı şirketten alınarak davalılara ödenmesine,
6-Davalı …’ün manevi tazminat talebini yönünden aktif husumet ehliyeti olmadığından davanın HMK 114 ve 115/2 gereği usulden reddine,
7-Davacı …’ün manevi tazminat talebinin usulden reddi nedeniyle, davalı taraflar kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Madde 3 ve madde 6 gereğince 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davacı …’den alınarak davalılara ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır