Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/556 E. 2021/134 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/556
KARAR NO:2021/134

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/01/2015
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisi olan …’un 23.11.2014 tarihinde … … Karayolu, … Komutanlığı önünde meydana gelen trafik kazası neticesinde olay mahallinde hayatını kaybettiğini, …’un ölümüne sebebiyet veren kazanın, … kontrolünde seyreden … ¸plakalı … marka aracın, yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan …’a, aracın sol ön ve yan kısımları ile sol şerit üzerinde çarparak soluna doğru savurması, savrulan yayanın orta refüjü aşarak karşı yönden gelen araçların kullandığı yol bölümünün sol şeridi üzerine düşerek hayatını kaybetmesi ile gerçekleştiğini, sürücü …’ın 2918 Sayılı Trafik Kanunu 52/1. Maddesi (a) fıkrası gereğince Meskun mahal içerisinde kavşaklara ve köprü giriş çıkışlarına yaklaşırken aracının hızını her an duruş yapabilecek şekilde azaltması gerekirken yüksek hızla seyrederek beliren tehlike karşısında tedbir alamadan yayaya çarptığını, davalı … %100 kusurlu olarak murisin ölümüne sebebiyet verdiğini, … plakalı … kontrolündeki aracın aşırı hız sebebi ile kontrollü geçiş yapmaması neticesinde meydana gelen kaza müvekkillerin maddi ve manevi olarak yıkımına neden olduğunu, ancak bugüne kadar müvekkillerin maddi – manevi zararları giderilmediğini, müvekkillerinin yapmış olduğu cenaze ve defin giderlerinin tümü ile murisinin eşinin mahrum kaldığı desteğin davacı yanca tazmin edilmesi gerektiğini, ayrıca murisin eşi ve çocukları olan müvekkiller babalarını/eşini böyle trajik bir biçimde ve aniden kaybetmenin acı ve kederiyle yıkılmış vaziyette olduklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, murisin eşi …lehine destekten mahrum kalma tazminatının şimdilik 5.000.-TL’sinin sürücü ve sigortacı (sigorta limitini aşmamak üzere)’dan olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte tahsiline, trafik kazası neticesinde hayatını kaybeden murisin yakınları olan davacılar lehine toplam 50.000-TL manevi tazminatın sürücüden, olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte tahsil edilmesine,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 23.11.2014 tarihinde … plakalı otomobili ile … üzerinde seyir halinde iken, olay yeri … Komutanlığı önünden geçerken, yaya …’un aniden önüne çıktığını, müvekkilinin ise hemen frene basarak direksiyonu sağa kırdığını, ancak bütün bunlara rağmen kazaya engel olamadığını, davacı yanın ise, dava dilekçesinde müvekkilinin açık görüş alanında yayayı görmüş olmasına rağmen hızını düşürmediğini, frene basmadığını beyan ettiğini, öncelikle müvekkilinin seyir halinde iken önünde başka bir araç bulunmadığını, önündeki aracın şerit değiştirmesiyle yola çıkmış olan yayayı ancak görebildiğini, bu nedenle kaza anından önce müvekkilinin açık bir görüş alanına sahip olmadığını, yaya …’u da bu nedenle daha önceden görebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin, yaya …’u gördüğü andan itibaren frene bastığını ancak fren mesafesini en kısa mesafeye indirebilmişse de, kazaya engel olamadığını, kazaya ilişkin …. Asliye Ceza Mahkemesi ….e. nolu dosyası ile dava açıldığını, anılan mahkemece alınan … Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının raporunda; “ Sürücü … yönetimindeki otomobille seyrederek olay terine geldiğinde, sağından kapılamaya girerek sağ ön ilerisindeki aracın önünden geçmek suretiyle seyir şeridine giren yayaya aracının sol ön kısmı çarptığı olayda herhangi bir kural ihlali görülmediğinden sonuçta atfı kabil kusuru yoktur. Yaya … can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde yoğun araç trafiği bulunan, yayaların geçişi için hiç de uygun olmayan, orta refüjünde fiziksel engeller bulunan mahalden karşıya geçmek için kontrolsüzce yola girip bu yol üzerinde seyir halinde olan otomobilin çarpmasına maruz kaldığı olayda ; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı davranışları nedeniyle asli kusurludur.” kazada; sürücü …’ın kusursuz, yaya …’un ise asli kusurlu, olduğuna oy birliğiyle karar verildiğini ve müvekkilinin beraatine karar verildiğini, müvekkilinin kusursuzluğu ispatlanmış olduğundan, davacı yanın dilekçesinde dayanak olarak gösterdiği Borçlar Kanunu md.53-55-56 ancak ve ancak kusurun varlığı halinde uygulanabilecek kanun maddeleri, olduğunu, müvekkilinin meydana gelen kazada bir kusurunun olmadığının açıkça tespit edildiğini, kaldı ki davacı yan tarafından talep edilen maddi tazminata ilişkin taleplerin diğer davalı tarafından karşılandığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. Vekili, cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın, müvekkili şirkete, 16.06.2014 – 2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Matl Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi İle sigortalı olduğunu, Sigortacının sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında destekten yoksun kalanlara tazminat ile yükümlü olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin 269.000,00.-TL’ olduğunu, manevi tazminat talebinin poliçe teminatına dahil olmadığını, talep edilen tazminatın ödenebilmesi için, davacıların ölen kişi ile ilişkileri, yaşları, ölüm olayı dolayısıyla destekten yoksun kalıp kalmadıkları, medeni durumlarının belirlenmesini, destekten yoksun kalmışlarsa bu zararları uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilerek hesap sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatına İlişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla, aktüer sıfatına sahip bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, kaza ile ilgili, davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, bu sebeple müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, müvekkili aleyhine karar verilmesi halinde, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddine, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, manevi tazminat taleplerinin reddine, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak davacıların eşi ve babası olan …’un vefatı nedeniyle, murisin eşi davacı …yönünden destekten mahrum kalma tazminatı ve tüm davacılar yönünden 50.000-TL manevi tazminat talebine ilişkindir.
İşbu dosya, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/01/2015 tarih ve … E., … K. Sayılı görevsizlik kararına istinaden mahkememize gönderilmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekilinin UYAP’dan gönderdiği 25/01/2021 tarihli dilekçe ile; davacı taraflarca sulh protokolü yapılarak anlaşmaya varıldığını, davacı vekilinin yapılan protokole istinaden davadan feragat ettiğini, davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragat nedeniyle müvekkili şirket açısından davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekilinin ise 08/02/2021 tarihli dilekçe ile; davadan feragat ettiklerini
bildirdiği, davacılar vekilinin vekaletnamelerinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı H.M.K’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı,feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacılar vekilinin feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın feragat nedeni ile reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 939,27-TL den düşümü ile arta kalan 877,97-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … A.Ş. vekili yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerini bildirdiğinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan maddi tazminat yönünden 4.080,00-TL, manevi tazminat yönünden 4.080,00-TL olmak üzere ayrı ayrı vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avasından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda verilen karar açıkça okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır