Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/532 E. 2019/136 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2015
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın …/Sarıyer şubesi arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında davalı borçlu cari hesap kredisi, kredili ticari mevduat hesabı ve şirket kredi kartları kullandırıldığı, ancak bu krediden kaynaklanan alacaklarının borçlu ve borçlunun kefilleri … ve …’a ….Noterliği’nin 01/08/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek borcun ödenmesinin talep edildiği, buna karşın herhangi bir ödeme yapılmadığı ve bunun üzerine takip başlatıklarını, bu takibe davalılarca itiraz edilmesi nedeniyle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, itirazın iptaline ve takibin devamı ile %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerini talep ve beyan etmiştir.
Davalılardan … Ltd. Şti.ye Tebligat Kanunu 35. Madde hükmüne göre, davalı …’ya Tebligat Kanunu 21/2 hükmüne göre ve davalı …’a Tebligat Kanunu madde 16 hükmüne göre dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkememizce bankacılık işlemleri ve bankacılık konularında uzman bilirkişiden takibe ve davaya dayanak yapılan kredi sözleşmesinden dolayı davasının borçlu olup olmadığı borç miktarı takip öncesi işlemiş akdi ve temerrüt faiz miktarının belirlenmesi yönünden rapor alınmasına karar verilmiştir. Alınan raporda davacının, davalılardan toplam 156.505,99TL alacaklı olduğuna ve bu borçlu kefillerin sorumlu tutulabileceği yönünde değerlendirme yapılmıştır. Alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından taraf vekillerinin ve TTK 8.madde de göz önünde bulundurularak ek rapor alınmasına mahkememizce karar verilmiştir.
Davacının kök rapora itiraz dilekçesinde özetle; kök raporda faiz hesaplamasında bir hata yapıldığını, uygulanması gereken %54 lük temerrüt faizi uygulandığında kök raporla 12.856,25TL fark olduğunu, ticari işlerde faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceğinin Yargıtay’ın bir kararında hükme bağlandığını, Kanunun 9.maddesinde de ticari işlerde kanuni anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanması gerektiğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 144.maddesi ve bu madde uyarınca çıkartılan 2016/11188 sayılı Bankalar Kurulu Karar ve bu karara göre yayımlanan TCMB tebliğine göre, temerrüt faizinin taraflarca serbest bir şekilde belirlenebileceğini, taraflar arasındaki sözleşmelere göre, borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilerde temerrüt faizinin en yüksek cari faiz oranının iki katı oranında belirleneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilince yayımlanan 73085 sayılı genel mektuba göre de bu faiz oranının %54 olduğunu ve hesaplamanında bu oran üzerinden yapılmasını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin kök rapora karşı itiraz dilekçesinde özetle; çekilen hesap kat ihtarının müvekkilerine tebellüğ edildiğini, tebliğ etmemiş bir ihtarname üzerinden temerrüde ilişkin sürenin başlamayacağını, tebliğin yapılmadığına ilişkin herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığını, bu nedenle müvekkillerine gereken ödeme süresinin verilmediğini, ticari kredili mevduat için akdi %24,24 temerrüt içinde %30,24 faiz oranını uygulaması gerektiğini, borçlu cari hesap kredisi faiz oranının %19 ve temerrüt faiz oranının ise 6495 sayılı kanunun madde 35 gereği %24,24 olması gerektiğini ve yine yasa gereği temerrüt faiz oranının %18 olması gerektiğini, icra takibinde belirlenen toplam tutara itirazlarının da haklı olduğunu beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporunda; akdi ve temerrüt faiz oranlarının taraflar arasında serbestçe belirlenebileceği, davacı bankanın 20/09/2012 tarih ve 73085 numaralı Genel Mektubu ile bu tür kredilerde akdi faiz oranının %27 ve temerrüt oranının %54 olarak belirlendiği ve bu oranların davacı bankanın borçlu cari hesap kredisinde uygulanabileceği, bu oranlara göre borçlu cari hesap kredisinden ötürü davacı bankanın davalılardan toplamda 151.971,62TL alacağı olduğu, ticari kredili mevduat hesabı ile ticari kredi kartlarından kaynaklanan alacaklara tarafların itiraz etmediklerinden netice olarak üç alacak kalemi için davacı bankanın, davalılarda icra takip tarihi itibari ile toplam 164.830,40TL alacağı bulunduğu hususları ifade edilmiştir.
Mahkememizce kredi sözleşmesinin tebligata ilişkin hükümleri de incelenmek suretiyle ve takdiri de mahkemeye ait olmak üzere kat ihtarının davalı şirkete tebliğ edilmediği ihtamile de göz önüne alınarak bilirkişiden alacak hesabı yapması yönünde 2.ek rapor alınmıştır.
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu m.8 hükmünde ticari işlerde faize ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu madde hükmünde;
“(1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir
(2) Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, sözleşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kanunun belirlenen maddesinde de ifade edildiği üzere, taraflardan her ilişkinin de tacir olması durumunda, aralarındaki kredi ilişkilerinde ve sözleşmelerde uygulanacak faiz oranını serbestçe belirleme imkanına sahip oldukları anlaşılmaktadır.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144.maddesinde “Bankalar Kurulu, bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azami faiz oranlarını, katılma hesaplarında kar ve zarara katılma oranlarını, özel seri hesaplar dahil bu maddede belirtilen işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bankalar Kurulu bu yetkilerini Merkez Bankasına devredebilir.” hükmünü içermektedir.
Kanun m.144 uyarınca Bankalar Kurulu’nun konuyla ilgili olarak 16/10/2006 tarih ve 2016/11188 sayılı kararı 22/11/2006 tarihli 26354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu kararın ” faiz oranları ile kar ve zarara katılma oranları” başlıklı kısımlarında şu düzenlemelere yer verilmiştir.
Madde 3 -(1) Bankaların mevduata ve kredilere uygulayacakları faiz oranları ile katılma hesaplarına uygulayacakları kar ve zarara katılma oranları ve bu oranların kısmen veya tamamen serbest bırakılması Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca yayımlanacak tebliğlerle düzenlenir. Bankalar mevduata peşin faiz veremezler.
“Diğer Menfaatler” başlıklı kısmında ise şu düzenlemeye yer verilmiştir. Madde 4 – (2) Bankaların kredi işlemlerinde sağlayacakları faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ile azami miktar ya da oranları ve bunların kısmen veya tamamen serbest bırakılması T.C. Merkez Bankasınca yayımlanacak tebliğlerle düzenlenir.
Bu karar uyarınca TCMB 09/12/2006 tarihli 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/1 sayılı tebliğinden şu düzenlemeye yer verilmiştir.
“Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler” madde 4 – (1) Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikli ve sınırları serbestçe belirlenir.” denilmektedir.
Bu düzenlemelere göre, bankalar müşterilerine açtıkları kredilerde gerek faiz oranları gerek diğer menfaatler konusunda oran, nitelik ve sınır açısından serbest bırakılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; borçlu cari hesap kredisine ilişkin olduğu görülmekle, taraflar arasındaki sözleşme irdelenmiştir. İlgili sözleşmenin 3.5.1.maddesine göre krediye uygulanacak faiz oranı bankaca serbestçe belirlenebilecek ve yine aynı sözleşmenin 10.5.maddesine göre de temerrüt faiz oranı da kredi kullanım faiz oranının iki katı olarak saptanabilecektir.
Yukarıda da izah edildiği üzere, gerek 6102 sayılı TTK madde 8 ve TCMB’nın 09/12/2006 tarihli 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4.maddesi ve taraflar arasındaki Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinin 3.5.1. Maddesi ve 10.5.maddesine göre, akdi faiz oranının %27 ve temerrüt faizinin ise %54 olarak kabul edilerek hesaplama yapılmasına mahkememizce karar verilmiştir.
Bu oranlara göre borçlu cari hesap kredisinden ötürü davacı bankanın davalılardan 125.519,83TL asıl alacak, 24.239,81TL faiz ve 1.211,98TL BSMV olmak üzere 151.971,62TL alacaklı olduğuna karar verilmiştir.
Ticari Kredili Mevduat Hesabı eklerinde yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu sonucunda icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan 4.664,55TL alacaklı olduğu ve temerrüt faizi oranının %30,24 olduğuna karar verilmiştir.
Kredi kartları ekstrelerinde yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporuna göre davacı bankanın icra takip tarihi itibari ile davalılardan 8.194,23TL alacaklı olduğuna ve temerrüt faizi oranının %30,24 olduğuna karar verilmiştir.
Taraflar arasında 20/05/2013 tarihli Bankacılık Hizmetleri sözleşmesi 20/05/2013 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi ile 20/08/2013 tarihli … Üyelik Sözleşmesi olmak üzere toplamda üç sözleşme akdedilmiş olduğu dosyaya sunulan belge ve alınan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.
Dava tarihi itibariyle davalı kefillerin 20/05/2013 tarihli sözleşmesinde 305.000,00TL tutara kefil oldukları, 28/08/2013 tarihli sözleşmede ise 11.000,00TL tutarına kadar kefil oldukları tespit edilmiş ve 6098 sayılı TBK’nın ilgili hükümlerine göre müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin 04/07/2014 tarihli … Noterliği … yevmiye sayılı ihtarnamenin müvekkillere ulaşamadığına, ilişkin itirazlarına yönelik yapılan değerlendirmelere göre, taraflar arasında akdedilen 20/05/2013 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinin “Kanuni ikametgah ve yetkili imzalarda meydana gelecek değişiklikler” başlıklı 12.maddesinde şu düzenlemeye yer verilmiştir.
“Müşteri, sözleşmede yer alan adresini, kanuni ikametgah edindiği beyan ve sözü geçen yere yapılacak tebliğlerin iş bu sözleşme çerçevesinde geçerli bir tebligatın tüm hüküm ve sonuçlarını doğuracağını, bu adrese tebligat yapılamaması halinde, adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine yapılacak tebliğlerin şahsına yapılmış sayılacağını, o yerde bulunmasa bile, tebliğ iade edilmeyip Tebligat Kanununun 21.maddesinin uygulanmasını kabul eder.”
Sözleşmenin 12.3.maddesinde ise; “müşteri bu ikametgahını değiştirse bile derhal yeni ikametgah göstermeyi taahhüt eder. Ancak bu surette yeni ikametgahını müşteri ticaret siciline tescil ettirip, ayrıca bankaya Noterlik eliyle tebliğ etmediği takdirde yukarıda sözü edilen ilk ikametgaha yapılacak tebliğlere müşterinin itiraz hakkı olmayacaktır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Sözleşmenin kefillere tebliği hakkındaki 12.5.maddesinde ise; “kefil, kefalet taahhüdün tamamen yerine getirebilmesi için kefalet beyanında belirttiği adresi ikametgah edindiği ve sözü geçen adrese yapılacak tebliğlerin şahsına yapılmış sayılmasına, iş bu ikametgahı değiştirdiği takdirde derhal yeni ikametgah göstermeyi kabul ve taahhüt eder. Ancak bu surette yeni ikametgahını ticaret siciline tescil ettirip ayrıca bankaya noterlik eliyle tebliğ ettirmediği takdirde, yukarıda sözü geçen ilk ikametgaha yapılacak tebliğlere itiraz hakkı olmayacaktır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 28/08/2013 tarihli … üyelik sözleşmesinin 26.maddesinde de yukarıda yer verilen düzenlemeye benzer nitelikte düzenlemeye yer verilmiştir.
Taraflar arasında yukarıda izah edilenlerden de anlaşılacağı üzere tebligatların sözleşmede belirtilen ve kanuni ikametgah adresi olacağı kabul edilen adreslere yapılacağı kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamında yer alan ilgili ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmede beyan ettiği ve dosya kapsamında belirtilen bu adresin ticaret kaydındaki iş adresi olduğu anlaşılmış ve davalı şirketin kanuni ikametgahı olduğu görülmüş ve ilgili ihtarnamenin bu adrese tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca tebligata ilişkin hükümler Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 1998/7140 Esas ve 1998/7768 karar sayılı ilamı uyarınca da mahkememizce geçerli kabul edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi ve Tebligat Kanunu’nun uygulamasına dair yönetmeliğin 31. Ve 32.maddeleri uyarınca davalı kefillere de yapılan tebliğin usulüne uygun yapıldığına mahkememizce karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden, alacağın likit olması, itirazın haksız olması ve diğer şartlarda oluştuğundan icra inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İle
Davalıların …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 4500… 0019 ve 4500…0027 kredi kartları için asıl alacak 7.455,77TL, 703,20TL temerrüt faizi ve 35,16TL BSMV olmak üzere toplam 8.194,23TL KMH kredisi için 4.244,19TL asıl alacak 400,35TL temerrüt faizi, 20,01TL BSMV toplam 4.664,55TL, cari hesap kredisi için 126.519,83TL asıl alacak 24.239,81TL temerrüt faizi ve 1.211,98TL BSMV olmak üzere toplam 151.971,62TL olmak üzere takibin 164.830,40TL üzerinden devamına,
Takip tarihinden itibaren asıl alacak tamamen ödeninceye kadar kredi kartları ve KMH kredisi için yıllık %30,24 temerrüt faizi uygulanmasına, cari hesap kredisi için asıl alacak tamamen ödeninceye kadar takip tarihinden itibaren %54 temerrüt faizi uygulanmasına,
Asıl alacak miktarının %20 olan 27.643,95TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 11.259,56-TL karar ilam harcından, peşin alınan 2.892,29-TL nin mahsubu ile noksan kalan 8.367,27- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 2.924,09- TL, davetiye posta gideri: 224,75-TL, bilirkişi ücreti: 500,00-TL olmak üzere toplam: 3.648,84-TL. yargılama giderinin kabul/red oranı (%97) üzerinden hesaplanan 3.539,37TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 15.839,82-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken veya müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
5- Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT madde 3/2 ve 13 uyarınca 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verimesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır