Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/45 E. 2018/160 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/45 Esas
KARAR NO : 2018/160
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/01/2015
KARAR TARİHİ: 21/02/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketin abonesi olduğunu, faaliyetini yürüttüğü …Eyüp/İstanbul adresindeki Haziran 2014 döneminden itibaren … abone numarası ile davalıdan elektrik hizmeti aldığını, müvkekilinin, adına düzenlenen faturalara ilişkin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve hizmet karşılığını ödediğini, davalı şirketin düzenlediği faturalarda kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmeti, sayaç okuma adı altında bedel tahsil ettiğini, bu bedellerin müvekkili şirketten haksız tahsil etmesi nedeni ile işbu davayı ikame ettiklerini, elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelen kaybın başka kişiler tarafından hırsızlanmak sureti ile kullanılan elektrik bedellerinin ( kaçak ) kurallara uyan dürüst tüketici olan müvekkili şirketten tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını, 21.5.2014 tarihli Hukuk Genel Kurulu kararının da bu doğrultuda olduğunu, davalı şirketin, müvekkili adına düzenlediği fatura kalemlerinde belirtilen bedelleri hukuka aykırı olarak tahsil ettiğini, EPDK’ya dağıtım şirketleri tarafından arz olunacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiğini, mevzuatın dayanağı olan 4628 ve 6446 sayılı kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenlene Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmediğini, dilekçede bahsi geçen Hukuk Genel Kurulu kararında, kayıp kaçak bedeli tanımlanarak, tüketiciden alınan bedelin haksız olduğunun ortaya konulduğunu, ayrıca kararda kayıp kaçak bedelini tahsil eden elektrik şirketlerinin kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyatcı duymayacağı gibi; Yargıtay’ın deyimi ile elektriği hırsızlamak sureti ile kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde bulunmayacağının altının çizildiğini, ayrıca; Yargıtay Genel Kurulununun 17.12.2014 tarih, 2014/7-11884 E., 2014/1045 K.sayılı, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 01/07/2014 tarihli kararlarından da bahsetmiş, sonuç olarak; davanın kabulüne, dilekçenin sonuç bölümünde belirtilen faturalara istinaden müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmet, sayaç okuma bedellerinin davalıdan tahsili ile ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki avans faizi ile birlikte müvekkili şirkete iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, söz konusu iddiasına dayanak olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.5.2014 tarih, 2013/7-24534 E., 2014/679 K. sayılı ilamına ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 29.5.2014 tarih ve 2014/5776 E.ve 2014/84884 K. sayılı bozma ilamını kullandığını, halbuki, davacının, elektrik hizmetinden faydalanan ticari şirket olduğu gibi, satın aldığı elektriği de işletmesinde ticari amaçla kullandığını, kaldı ki aleyhine dava açmış olduğu davalı şirkette elektriği üretim dağıtan bir şirket olmayıp, üretici şirketten satın aldığı elektriğin belli bir komisyon ile davacıya satan aracı kurum olan bir şirket olduğunu, bu olaylarda da yeni 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanamayacağı gibi kıyasen de örnek teşkil edemeyeceğini, bu nedenle sunulan Yargıtay içtihatlarının davamızda emsal olamayacağını, fatura bedelleri üretici ve dağıtıcı şirket olan… Dağıtım A.Ş, ye ödendiğinden, esasen husumet üretici ve dağıtıcı olan şirkete yöneltilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın … Elektrik Dağıtım A.Ş. ye ihbar edilmesi gerektiğini, davacı ile bu şirket arasında rücu ilişkisi mevcut olduğunu, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde detaylı olarak belirtildiği üzere, kayıp-kaçak bedeli Enerji piyasası Düzenleme Kurumu’nun, Kanun’un kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedel olduğunu, dağıtım şirketlerince söz konusu bedelin tahsil edilmesinin hukuka uygun olduğunu, taraflar arasında akdedilen 1.6.2014 tarihinde akdedilen Elektrik Satış Sözleşmesinin 5.2.maddesi gereğince, kamu kurum ve kuruluşları tarafından faturalandırmada kullanılacak her türlü bedellerin, müvekkili tedarikçi şirket tarafından davacının faturasına aynen yansıtılacağına ilişkin hüküm bulunduğunu belirterek, sonuç olarak, usule ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan kayıp-kaçak elektrik bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli , perakende satış hizmet bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin ticari faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi, ve abonelik boyunca tahakkuk ettirilen fatura suretleri ile fatura detaylarını gösterir tüketim ekstreleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekili; 18/07/2017 tarihli duruşmada, müvekkil kurumdan tahsil edilen kayıp kaçak bedellerin iadesi için davayı açtıklarını ancak yeni yasa düzenleme karşısında davaya konu faturaların EPDK düzenlemelerine uygun olup olmadığının denetlenmesini de talep etmiştir.
HMK 114/1-b maddesi uyarınca davalı yargı yolu itirazında bulunmuş, davanın Danıştay tarafından görülmesini gerektiğini ileri sürmüştür. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 27/02/2014 tarih 2013/18363 E, 2014/3041 Sayılı kararında da açıklandığı üzere, uyuşmazlık abonelik sözleşmesi ile kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında alınan ücrete ilişkin olduğundan uyuşmazlığa bakmaya adli yardım mercileri görevli olmakla davalının yargı yolu itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı şirketten kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli , perakende satış hizmet bedeli altında tahsil edilen tutarların hesabı yönünden Elektrik Mühendisi bilirkişisi Taşkın Ünal’dan alınan raporda özetle; 7 adet fatura tutarında gözüken toplam 141.664,41-TL kaçak elektrik bedeli hesaplandığı, kaçak elektrik bedelinin tüketiciye iadesinin gerektiğini bildirmiştir.
Davacı tarafça bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olması ve bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından, davacı şirketten kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli , perakende satış hizmet bedeli altında tahsil edilen tutarların hesabı ve düzenlenen faturaların EPDK düzenlemelerine uygun olup olmadığının tespiti noktasında Elektrik Mühendisinden oluşan 3’lü heyetten alınan kök ve ek raporda özetle; Davaya konu elektrik faturaların incelenmesinde, davacıya tahakkuk ettirilen kayıp kaçak ve diğer tarife bileşenlerinin toplam tutarının 295,214,14-TL olduğunu ve davalı tarafından davacıya yüklenen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, PSH bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’ nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğuna ilişkin görüş bildirmiştir.
6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/7-2454 ve karar 2014/679 sayılı 21.5.2014 tarihli kararında; kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını…kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ..şeffaflık hukuk devletinin ayrılmaz parçası olduğu gerekçesi ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde hüküm vermiştir. Buna dayalı olarak yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/3055e. 2014/10723k, 2014/12810 E.. 2014/12352 K. Sayılı gibi kararlarında kayıp kaçak bedelinin tahsilinin hukuka aykırılığı yönünde kararları mevcuttur.
Yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 29745 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanununda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. 6719 sayılı Kanunun 21. maddesine göre 6446 sayılı Kanunun 17 ınci maddesinin birinci fıkrasının a,ç,d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye fıkralar eklenmiştir. Bu itibarla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. H.D. 2017/1 E. 2017/8 K. Sayılı kararında da belirtildiği şekilde, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesinin ç bendi; ”Dağıtım tarifeleri; dağıtım şirketleri tarafından hazırlanacak olan dağıtım tarifeleri, elektrik enerjisinin dağıtım sistemi üzerinden naklinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişilere eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak hizmetlere ilişkin fiyatları, hükümleri ve şartları içerir. Dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyetinin yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerden oluşur. Dağıtım şirketlerinin tarifelerine esas alınacak teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlar bu kayıpları düşürmeyi teşvik edecek şekilde kurul tarafından belirlenir. Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından düzenlenir.” 6719 sayılı Kanunun 21. maddesiyle 6446 sayılı Kanununun 17. maddesine 10. fıkra olarak; “(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. ”26. maddesiyle de 6446 sayılı Kanuna geçici madde olarak; geçici madde 20 – (1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümleri eklenmiştir. Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır.
6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihi gözetildiğinde yasanın 1,5 yıldır yürürlükte olduğu, bunun yanı sıra, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için 24.06.2016 tarihli iptal talebinin, Anayasa Mahkemesinin 2016/ 134 E. sayılı dosya üzerinde kaydı yapılsa da, bugüne kadar başvuru ile ilgili esastan karar verilmediği anlaşılmıştır. Halbuki, Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını vermeli ve açıklamalıdır.( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Anayasa Mahkemesi,bu süre içinde kararını veremezse, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Anayasa Mahkemesince, bir çok mahkeme başvurusunun yöntemine uygun olmadığından bahisle reddine dair verdiği kararlar ve yasanın altı aydır yürürlükte olduğu gözetildiğinde Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2 gereğince, mahkememizce somut olayı, Anayasa Mahkemesinin başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un hükümlerine göre sonuçlandırılması gerekmektedir. Kaldı ki ; aynı konuda iptal başvurusu yapan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin başvurusu yasal süre geçtiği halde halen sonuçlandırılmamıştır. Böyle olunca, aynı konuda mevcut bir başvuru varken bu dava dosyası içinde ayrıca iptal başvurusu yapmanın dosyaya bir katkısı olmayacağı gibi, açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesinin vereceği karar beklenmeksizin, uyuşmazlığın mevcut mevzuat kapsamında çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine Keza 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen Geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile; Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17.maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile; mahkemece yapılacak incelemenin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen Geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de; davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır.
Bu itibarla, davada; tahakkuk ettirilen ve dava konusu edilen bedellerin Kurum düzenleyici işlemlerine uygun olduğu bilirkişi raporu ile anlaşılmakla 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesi 10 fıkra hükmü ve Geçici 20. maddesi doğrultusunda davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Öte yandan, dava konusu taleplerin (anılan kanun değişikliği öncesinde) istenebilir nitelikte olmasına karşın, davanın açılmasından sonra yapılan kanun değişikliği ile istenmesi mümkün olmadığından, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklılık durumu ve davadan sonra yapılan ve yürürlüğe giren kanun değişikliği karşısında, davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatine varılarak bu yönde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Aynı şekilde 6719 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrası dava tarihindeki hükümler ve yargıtay uygulaması dikkate alınarak davacının dava açılmasına zorlandığı kanaatine varıldığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90-TL red harcının peşin yatırılan 5.041,52-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 5.005,62-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen 67,70 -TL dava açılış gideri ( peşin harçtan arta kalan kısım iade edildikten sonra kalan ),173,25-TL davetiye ve posta gideri, 2.300,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam: 2.540,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
4-6719 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrası dava tarihindeki hükümler ve yargıtay uygulaması dikkate alınarak davacının dava açılmasına zorlandığı kanaatine varıldığından davalı yan yönünden ücreti vekaletin karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-HMK.120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yanlara İADESİNE,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır