Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/448 E. 2021/314 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/448 Esas
KARAR NO : 2021/314

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2015
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile … A.Ş arasında 03.12.2010 tarihinde ile beş yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, …AŞ,’rin Rekabet Kurulu nun 14,08.2008 tarihli …Sayılı devir işlemini onaylayan kararı ile davalı şirkete devredildiğini, Davalı şirket ile …A.Ş. ‘nin birleşmesinden sonra davalı şirket satış performansı yüksek olan istasyonlarda kurumsal kimlik yenileme çalışmaları yaptığını, 12.08.2012 tarihinde davacının faaliyet gösterdiği istasyona kurumsal kimlik çalışmaları yapılırken ariyet sözleşmesi ile birlikte 20.08.2012 tarihinde tekrar akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, Bayilik sözleşmesinin imzalanması ile birlikte Davacı, ürün alacaklarından kaynaklı borçlarının teminatını teşkil etmek üzere…Gaziantep Şubesi tarafından düzenlenmiş 200,000,00.-TL tutarında teminat mektubunu davalı şirkete teslim ettiğini, Davacı, faaliyette bulunduğu Gaziantep İli …l İlçesi …köyü … ada… parselde kayıtlı taşınmazını 2015 yılı Şubat ayı içinde sattığını, Satış işleminden soma, faaliyet gösterdiği istasyonu sattıklarından bahisle akaryakıt bayilik sözleşmesini feshettiklerini bildiren bir fesihrame keşide edildiğini, bayilik sözleşmesinin feshi ile birlikte davalı şirkete olan 28.009,00 TL tutarındaki ürün borcunu ise 19.02.2015 tarihinde ödendiğini, Davalı şirket, fesih işleminden sonra Davacının… A.Ş ‘ ye olan 8.927.00 TL borcunu gerekçe göstererek teminat mektubunun tamamını nakde çevirdiğini, Davalı şirket, 8,927,00-TL tutarındaki alacak için herhangi bir ihtarname keçide ederek Davacıyı temerrüde düşürmediği gibi Davacının söz konusu borcu ödemesine fırsat vermeden teminat mektubunu nakde çevirmiş olduğunu, Teminat mektubunun nakde çevirme işleminden sonra Davalı, 28,02.2015 tarihinde, 84.454,10.-TL tutarında cezai şart faturası düzenleyerek Davacıya gönderdiğini, Davacı, faturanın kendisine tebliğ edilmesinden sonra yasal süresi içinde Gaziantep … Noteri iği” nın 12.03.2015 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturaya ve fatura içeriğine itiraz etmiş olduğunu, Taraflar arasında kira, intifa ve benzeri etkiye sahip olan bir sözleşme imzalanmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde Davacının istasyonun mülkiyetini devretmesini engelleyen sözleşme hükmü ile bunu kapsayan yasal bir hüküm bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin ihlali gibi bir durum olmadığı gibi Davacının sözleşmelerden kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmadığını, Davacının herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen 200.000,00-TL tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmesi sözleşmeye aykırılık oluşturduğunu, Davacıya ait teminat mektubunun nakde çevrilmesi sebebiyle, Davacı ile … Şubesi arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanan kredi sözleşmesine göre 208*060.-TL tutarındaki kredi 6.427,62 TL taksitler ile 48 ay süreyle ödenmesi konusunda anlaşma sağlamışlardır. 48 aylık süre sonunda müvekkil şirketin bankaya ödemesi gereken toplam tutar 308.525,76 TL ‘ye yükseldiğini, Davacı, teminat mektubunun nakde çevrilmesi sebebiyle 308*525,76.-TL tutarında zararla karşılaş olduğunu, Netice olarak haklı davamızın kabulü ile fazla tahsil edilen 191.000.00 TL ‘nin 24.92.2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek Davacıya ödenmesine, teminat mektubunun nakde çevrilmesi sebebiyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla Davacı şirketin uğramış olduğu 9.000,00 TL maddi tazminatın davalı şirketten tahsili iie Davacıya ödenmesine ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; Esas Dava Yönünden: Dilekçe ekinde sunulan teminat mektubu dava dışı … A.S. adına düzenlenmiş olduğunu ve yine dava dışı … A.Ş tarafından tazmin edilmiş olduğundan Davalı açısından husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, Taraflar arasında 26.08.2012 tarihli Protokol ve yine aynı tarihli Bayilik Anlaşması akdedildiğini, söz konusu Protokol ve Bayilik Anlaşması uyarınca davacı şirket 26.08.2017 tarihine kadar Davalıyla bayiliğini yürüteceğini; yılda 1.266 ton ürün almayı, sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi halinde ayrıca 28.506,66 USD cezai şat ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, Davacı şirket bu taahhütlerine rağmen taraflar arasında akdedilmiş bayilik anlaşmasını keşide ettiği Gaziantep … Noterliğinin 18.02.2015 tarihli ihtarı ile “taşınmazın satış suretiyle devredildiği bu nedenle akaryakıt bayilik faaliyetini sürdürmeyeceği gerekçesi ile süresinden önce feshettiğini, Davacının akdettiği bayilik anlaşmasını süresinden önce haksız olarak feshi karşısında Davalının uğradığı kar kaybını, eksik alım nedeniyle oluşan kar kaybını ve protokolde kararlaştırılan cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, Davacı tarafın bayilik anlaşmasına konu taşınmazı devretmesi, davacının iddia ettiği üzere bayilik anlaşmasının feshi için haklı neden oluşturacak bir durum olmadığını, Bu kapsamda Davalının fesihle muaccel hale gelen cezai şart ve kar kaybı alacakları davacı tarafa fatura edilmiş ancak davacının bu bedelleri ödemekten haksız olarak imtina ettiğini, Davalının söz konusu alacaklarından 154.215,19.-TL’lık kısmını dava dışı …A.ş.’ne temlik ettiğini, Temlik edilen tutar dışında Davalının hali hazırda davacı şirketten fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla 260.082,40 TL alacağı bulunduğunu, Davacı taraf dava konusu teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiği iddiasıyla zarara uğradığını ve bu zararın da müvekkilden tazminini talep etmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere müvekkili tarafından dava konusu teminat mektubunun nakde çevrilmesi söz konusu olmadığını, Yine davacının zarar iddiasının da kabulü mümkün olmadığını, söz konusu tutar için kredi kullanılmış olması davacının kendi tercihi olduğunu, davacı bir yandan teminat mektubu bedelinin 191.600,00 TL’ sini faizi ile birlikte talep edip diğer yandan da bankaya ödeyeceği faizi talep etmesi mükerrer ve haksız tahsilat talebi oluşturacağını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Karşı dava yönünden; Açıklanan nedenlerden dolayı Davalı/Karşı Davacı müvekkilin Davacı-Karşı Davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi hali hazırda fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla davacı-karşı davalıdan 200.682,40.-TL alacağının olduğunu, Açıklanan nedenlerle müvekkil alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ettikleri, Netice olarak Davacının davasının reddi ile karşı davalarının kabulünü ve yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep ettikleri görülmektedir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Taraflar arasındaki 20.08.2012 tarihli Protokol ile aynı tarihli (20.08.2012 tarihli) bayilik sözleşmesi nedeni ile Davacı/Karşı Davalı … şirketinin 24.02.2015 tarihinde 200.000,08 TL tutarındaki teminat mektubunun davalı-karşı davacının nakde çevirmesinden dolayı 200.000,00 TL ‘nin 24/02/2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili talepli davadır.
Karşı dava;taraflar arasındaki 20.08.2012 tarihli Protokol ile aynı tarihli (20.08.2012 tarihli) bayilik sözleşmesi nedeni ile 200.682,40 TL alacağının olduğunu, bu nedenle alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsili talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi, Taraflar arasındaki 03/12/2010 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi.
Mahkememiz dosyasından 07/12/2017 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Dosyadaki mevcut belgelerin incelenmesi sonucunda; Taraflar arasında (Davacı ile davalı şirket arasında) bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden 20.08.2012 tarihli Protokol ile aynı tarihli (20.08.2012 tarihli) bayilik sözleşmesinin akdedildiği anlaşılmış ve işbu protokolün Tanımlar başlıklı kısmında;
…, “…A.S ve/veya grup şirketi olan …A.Ş dir”
Malik “Üstünde akaryakıt istasyonu kurulu olan taşınmazın sahibi … Ltd, Şti. dir.”
Bayi “Bu taşınmazın üstünde kurulu olan akaryakıt istasyonunu akdedilecek sözleşme şartlarında işletecek olan …Ltd. Şti. Dir.” şeklinde açıklamalara, bilgilendirmelere yer verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden 20.08.2012 tarihli işbu protokol gereğince, davacı (…Ltd Şti.) ile davalı (Lukoil) arasında 20.08.2012 tarihli, 5 yıl süreli yeni Bayilik Sözleşmesinin akdedildiği anlaşılmıştır.
İşbu Bayilik sözleşmesinin 27 / 1. Maddesinde; Bayiin (Davacı yanın) bu sözleşmede yaralan hususlardan herhangi birisine uymaması halinde … (Davalı yanın) zarar ziyan satış kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etmeye yetkilidir şeklinde hükmün yer aldığı görülmüştür. Ayrıca, dosyada mevcut olan Rekabet Kurulu’nun 14.08.2008 tarihli,… sayılı devir işlemini onaylayan kararından,…A,Ş ‘nin ( davalı)…Şirketine devredildiği, dolayısıyla davalı … ‘in … A.Ş tinin hakim hissedarı, ortağı olduğu, böylece davalı … ‘in grup şirketlerine dahil edildiği anlaşılmıştır.
Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarihinde almış olduğu kararları 12,03.2909 tarihinde resmi internet sitesinde yayınlamış ve işbu duyurusunda dikey anlaşmaların 2092/2 sayılı Grup Muafiyeti Tebliğdin 5/a maddesi uyarınca alıcıya (…, işleticiye) getirilen belirsiz süreli veya 5 yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğünü taşıyan (sözleşme süresi) dikey anlaşmaların tebliğ ile tanınan muafiyetten yararlanmayacağı, 5 yılı aşan süreler bakımından tebliğde belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, her iki tarafın rızası olmak kaydıyla mevcut sözleşmeler sonlandırılıp 5 yılı aşmayacak şekilde yeni bir bayilik sözleşmesinin yapılabileceği ve bununla uyumlu olarak intifa süresinin de 5 yılı aşmayacak şekilde yenilenmesinin söz konusu olabileceği açıkça belirtilmiştir.
Rekabet Kurulunun bu kararı, Taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden söz konusu protokolün 3. Maddesinde belirtilen,” dava konusu akaryakıt istasyonun kurulu olduğu taşınmazın üzerinde 19,96. 2907 tarihli İS yıl, 3 ay süreli intifa tesis edilmiştir ” şeklindeki hüküm ve Davacı yanın (…Ltd. Şti.) istasyonun kurulu olduğu taşınmazın maliki olduğu durumu ile birlikte dikkate alınıp değerlendirildiğinde; Rekabet Kurulunun işbu kararı uyarırca, taraflar (Malik/Bayi – Dağıtıcı ) arasındaki hukuki ve iktisadi ilişki bütünlüğü, diğer bir ifade ile dikey anlaşmalardan dolayı 4054 sayılı kanunun 56. maddesi gereğince söz konusu 19.06.2007 tarihli intifa hakkının 5 yılsonunda fiilen ve hukuken sona ereceği, geçersiz hale geleceği, dolayısıyla 03,12.2010 tarihli eski bayilik sözleşmesinin de sona ereceği ve bu durum karşısında, her iki tarafın (davacı ve davalı yanın) rızası ile Rekabet Kurulu’nun kararına uygun olarak dava konusu olan 20.08.2912 tarihli 5 yıl süreli yeni bayilik sözleşmesinin taraflarca akdedilip ticari ilişkinin devam ettirildiğinin kabul edilmesi gerekir görüş ve sonucuna varılmıştır.
Bu kapsamda; taraflar arasında bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden dava konusu protokol ve bayilik sözleşmesi ile Davacı (… Ltd* Şti.) şirketin; 20,08.2917 tarihine kadar ( 5 yıl süresince ) davalı (…) Şirketin bayiliğini maliki olduğu taşınmazın üstünde kurulu olan akaryakıt istasyonunda yürüteceğini, yılda 1200 ton akaryakıt alıp satmayı, yerine getiremez ise kar mahrumiyeti ödemeyi, süresinden önce işbu bayilik sözleşmesini feshetmesi halinde ayrıca cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, Davacı şirket, Gaziantep …. Noterliğinden keşide ettiği 18.02,2015 tarihli ihtarname ile “taşınmazın satış suretiyle devredildiği bu nedenle akaryakıt bayilik faaliyetini sürdüremeyeceği” gerekçesini ileri sürerek 20.08.2917 tarihine kadar (5 yıl süreli) süreli olan bayilik sözleşmesini süresinden önce 18.02.2615 tarihi itibariyle feshetmiştir.
Üstünde akaryakıt istasyonu kurulu taşınmazın sahibi (maliki) olan ve aynı zamanda bu taşınmazın üstünde kurulu akaryakıt istasyonunu davalı dağıtıcı şirketin bayisi olarak isleten davacı şirketin, işbu protokol ve bayilik sözleşmesine konu olan taşınmazı devretmesi, dava konusu olan bayilik sözleşmesinin devamına engel teşkil etmeyeceği gibi dava konusu olan bayilik sözleşmesini, yükümlü olduğu 5 yıl süresinden önce feshi için de haklı bir neden oluşturmayacağı kabul edilebilir görüş ve kanaatine varılmıştır. o nedenle; davacı şirketin, işbu protokolün 8. Maddesinde hüküm altına alınan cezai şartı ile 6. Maddesinde belirtilen kar mahrumiyetini ödemekle yükümlü olacağı kabul edilmelidir. Protokolün 8. Maddesinde yer alan ve Dava konusu edilen cezai şart bedeli, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davalı tarafından davacı yana 84.454,10.-TL tutarında fatura edilmiş olduğu dosyadaki 28.02.2015 tarihli ve …no.lu fatura suretinden; Söz konusu protokolün 6, Maddesinde belirtilen dava konusu olan kar kaybı bedeli, sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle davalı tarafından davacı yana 28.145,30 USD, 76,654,01 USD tutarında 2 adet fatura edilmiş olduğu dosyadaki 27.02.2015 tarihli, 28430 numaralı, 31.03.2015 tarihli, 28443 numaralı fatura suretlerinden görülmüştür.
Davalı/Karşı Davacı … ve … tarafından devir alınan … şirketinin Davacı/Karşı Davalı …ile gerçekleşen fiilen çalışma yılları olan 2012-2013-2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterleri incelenmiştir.
Davalı/Karşı Davacı… ile Dava Dışı … şirketinin 2012-2013-2014 ve 2615 yıllarına ait kanuni defterlerin Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre süresi içerisinde yetkili noterlikçe açılış tasdiklerinin yapıldığı, aynı şekilde ilgili defterlerin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirketin dava dışı … firması ile olan yukarıdaki cari hesap özetine göre; Davacı/Karşı Davalı … şirketinin 24.02.2015 tarihinde 200.000,08 TL tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmeden önceki toplam borcunun 16.509,92 TL olduğu, Teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve bir adet faturasının kayıtlara işlenmesi sonucunda Davacı alacağının 191.003,07.-TL olduğu, Söz konusu bakiyenin 154,215,19.-TL tutarındaki kısmı Davalı/Karşı Davacı … ile Dava dışı… firması arasındaki dosyada mevcut temlik sözleşmesi gereğince Davacı alacağının … firmasına virman edildiği, geri kalan kısmının ise Davacı alacağına… firmasının borcuna verilmek sureti ile kapatıldığı görülmüştür.
Davacı/Karşı Davalı … şirketinin Davalı/Karşı Davacı … firması ile olan cari hesap özetine göre; Davacı/Karşı Davalı …şirketinin 24.02.2015 tarihinde 260,000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmeden önceki toplam borcunun 28.674,54 TL olduğu, Teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve Davacı/Karşı Davalı şirketin cari hesabına işlem detayı tespit edilemeyen 7.512,99 TL tutarındaki borçlandırıcı işlem ile dava konusu edilen 28.02.2015 tarih ve … sayılı toplam 84.454,19-TL tutarlı “Cezai Şart Bedeli” açıklamalı faturası, 27.02.2015 tarih ve … Numaralı 28.145,36 USD karşılığı 69.761,09.-TL tutarındaki “Kar Hakkı Mahrumiyeti” bedeli açıklamalı faturasının kayıtlara işlenmesi sonucunda Davacı alacağının sıfırlandığı,
Akabinde Davalı/Karşı Davacı tarafından 31.03.2015 tarih ve … numaralı “Tonaj Taahhüdünü Doldurmadığından Kar Hakkı Mahrumiyet Bedeli” açıklamalı 76-654,05 USD karşılığı 200.082,40 TL fatura tanzim ederek Davacının borcuna kaydettiği,
Devamla 7.316,90 TL “Nakliye Ariyet Söküm Yansıtma Bedeli” açıklamalı, 8.999,42.-TL “… YANSITMA BEDELİ” açıklamalı ve 1.345,20.-TL “Eksik Düzenlenen Otomasyon ve İletişim Bedeli” açıklamalı fatura düzenleyerek davacının borcuna kaydettiği görülmüş olup bu işlemler sonucunda Davacı/Karşı Davalının borcunun 217.743,02 TL yükseldiği tespit edilmiştir.
Davalı/Karşı Davalı … ‘in sözleşem ve protokol hükümlerine göre alacaklı olduğunu iddia ettiği alacak kalemelerinin; Protokolün 8. maddesindeki 28.500,00.-USD cezai şart bedeli, Davacı/Karşı Davalının tonaj taahhüdünü tuturmamasından kaynaklanan kar mahrumiyeti alacağı, Sözleşmenin feshinden dolayı sözleşmenin uygulanmayan süreye isabet eden kar kaybı bedeli,
Kalemlerinden oluştuğu görülmüş olup her bir kalem alacakla ilgili yapılan değerlenedirme ve hesaplamalar ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
Taraflar Arasındaki Prtokolun Cezai Şartla İlgili Ceza Başlıklı 8. Maddesinde: “…Bayi, protokolün icrasından herhangi bir haklı ve yasal reden olmaksızın vazgeçer, 20.63,2012 tarihli yeni bayilik sözleşmesinin süresi sona ermeden sözleşmeyi tek taraflı fesheder”,. 20.08,2012 tarihli yeni bayilik sözleşmesinin süresinin sonuna kadar hesaplanacak yatırım bedelleri ile birlikte… 28.500 Amerikan Doları cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.”
Taraflar arasında bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden dava konusu protokol ve bayilik sözleşmesi ile Davacı (… Ltd. Şti.) şirketin,
20.08.2017 tarihine kadar ( 5 yıl süresince ) davalı (…) şirketin bayiliğini maliki olduğu taşınmazın üstünde kurulu olan akaryakıt istasyonunda yürüteceğini, yılda 1200 ton akaryakıt alıp satmayı, yerine getiremez ise kar mahrumiyeti ödemeyi, süresinden önce işbu bayilik sözleşmesini feshetmesi halinde ayrıca cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği açıkça ortaya çıkmaktadır.
Davacı şirket, Gaziantep … Noterliğinden keşide ettiği 18.02.2015 tarihli ihtarname ile “taşınmazın satış suretiyle devredildiği bu nedenle akaryakıt bayilik faaliyetini sürdüremeyeceği” gerekçesini ileri sürerek 20.08.2017 tarihine kadar (5 yıl süreli) süreli olan bayilik sözleşmesini süresinden önce 18.02.2015 tarihi itibariyle feshetmiştir.
Üstünde akaryakıt istasyonu kurulu taşınmazın sahibi (maliki) olan ve aynı zamanda bu taşınmazın üstünde kurulu akaryakıt istasyonunu davalı dağıtıcı şirketin bayisi olarak isleten davacı şirketin, işbu protokol ve bayilik sözleşmesine konu olan taşınmazı devretmesi, dava korusu olan bayilik sözleşmesinin devamına engel teşkil etmeyeceği gibi dava korusu olan bayilik sözleşmesini, yükümlü olduğu 5 yıl süresinden önce feshi içir de haklı bir neden oluşturmayacağı kabul edilebilir görüş ve kanaatine varılmıştır,
O nedenle; davacı şirketin, işbu protokolün 8. Maddesinde hüküm altına alınan cezai şartı ödemekle yükümlü olacağı kabul edilmedir.
Sayın Mahkemece de benimsendiği takdirde, bu değerlendirmeler uyarınca; İşbu protokolün 8. Maddesinde yer alan ve Dava konusu edilen cezai şart bedeli, sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle Devalı/Karşı Davacı … tarafından Davacı/Karşı Davalıya 84.454,10.-TL tutarında fatura edilmiş olduğu dosyadaki 28.62,2015 tarihli ve 84433 no ‘lu faturadan görülmüş olup söz konusu tutarın Davalı/Karşı Davacı …’in alacağı olarak dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı/karsı davacı … firmasının sözleşmenin uygulanmayan süreye isabet epen kar kaybı alacağının kdv hariç 147,432,77. TL %18 kdv dahil 174.088,67 TL olarak hesaplanmıştır.
Yapılan hesaplama ve değerlendirmeler ışığında tarafların birbirlerinden olan boeç alacak durumlarının ne olduğu yönündeki nihai değerlendirmeye göre;
Teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve bir adet faturasının kayıtlara işlenmesi sonucunda Davacı/Karşı Davalı alacağının 191,003,07,-TL olduğu, Protokolün 8. Maddesinde yer alan ve Dava konusu edilen cezai şart bedeli, sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle Davalı/Karşı Davacı … tarafından Davacı/Karşı Davalıya 84.454,10 TL fatura edilen tutarın bu alacaktan düşürülmesi gerektiği ve bu işlem sonucun Davacı Karşı Davalı alacağının (191,003,07 – 84.454,18) 106.548,97.-TL Olacağı,
Protokolün 6 maddesine göre Davalı/karşı davacı … firmasının sözleşmenin uygulanmayan süreye isabet eden kar kaybı alacağının Kdv dahil 174.088.67 TL olduğu ve bu tutarında Davacı/Karşı Davalı … firmasının bakiye alacağından düşülmesi durumunda (106.548,97-174.088,67) Davacı/Karşı Davalının alacaklı olduğundan 67.539.70.-TL borçlu duruma geçtiği,
Bir başka ifade ile yapılar tespitler neticesinde nihai olarak fesih tarihi itibariyle Davalı/karsı davacı … firmasının Davacı/karşı davalı …firmasından toplam 67.539,70 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
21/05/2018 tarihli duruşmada taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan ek rapor 10/10/2018 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
Davalı/Karşı Davacı … Kök Rapora İtirazlarının dayanağını olan sözleşemenin Bayi Yükümlülüğü ve Hakları Başlıklı 6.maddesinin f, bendine dayandırmakta olup f bendi aşağıdaki gibidir.
“Bayi, yıllık 300 tona kadar oton akaryakıt atımlarında toplam kar marjının %20 ‘si …, % 80 ‘i bayi lehine olacak şekilde,
300-800 ton arası alımlarda toplam kar marjın %10 ‘u…, % 96 ‘sı bayi lehine olacak şeklinde;
800 ton üzeri atımlarda toplam marjın %5 ‘i…, %95 ‘i bayi lehine olacak şekilde paylaşılacaktır.”
Ancak, yıllık 1.200 ton satın alma yükümlülüğünü yıllık dönemi sonunda yerine getirilmez ise kar mahrumiyeti şartı tahakkuk ettirilecek ve bayi tahakkuk ettirilen kar mahrumiyetini eksiksiz ve itirazsız Lukoil ’e ödeyecektir.”
Taraflar arasındaki prtokolün 6. Maddesinin son kısmında; “Ancak, yıllık 1200 ton satın alma yükümlülüğünü yıllık dönemi sonunda yerine getirilmez ise kar mahrumiyeti şartı tahakkuk ettirilecek ve bayi tahakkuk ettirilen kar mahrumiyetini eksiksiz ve itirazsız …’e ödeyecektir.” denilmekte olup Davalı/Karşı Davacı … ‘in eksik alınan miktarı nedeniyle kar mahrumiyeti talebi vardır.
Ancak Davacı/Karşı davalının mal alımlarına ilişkin İcmal tabloya göre sözleşmenin başından beri hiçbir yıl bu taahhüde uymadığı, buna rağmen gerek dava dışı …, gerekse Davalı/Karşı Davacı … ‘in herhangi bir ikazda bulunmadığı görülmektedir.
Yapılan inceleme sonuçlarından anlaşıldığı gibi, Davacı/Karşı Davalı sözleşmenin imzalanmasından itibaren asgari alım taahhüdünü yerine getirmemiş görünmektedir. Davacının bu süre içinde bu aykırılığı ileri sürerek sözleşmeyi, feshetmemesi ile davalıda bu alım taahhüdüne uyulmamasının önemli olmadığına daîr bir güven oluşmuştur. Sözleşmenin başından itibaren her yıl alım taahhüdü yerine getirilmemişken ve aradan uzun zaman geçtikten sonra buna ililin talepte bulunulması çelişkili bir davranış ya da uyandırılan güvene aykırı davranış olarak görülmek gerekir.
Hatta yazılı olan sözleşmeye rağmen uzun süren uygulama ile sözleşme değişikliği yapıldığı da kabul edilebilir. Gerçekten de sözleşme kanunen şekil şartına tabi olmadığından sözlü olarak değiştirilmesi mümkündür. Sözleşmenin başından beri uzun süre bu taahhüde uyulmamış ve davacı tarafından bunun gereğinin yerine getirilmesi talep edilmemiş ise birkaç yıl sonunda taraflar arasında zımni irade uyuşması ile sözleşme değişikliğine gidildiği kabul edilebilir. Davalı/Karşı Davacı … ve dava dışı …eksik kalan taahhüdün yerine getirilmemesi talebini zamanında İleri sürmeyerek Davacı/Karşı Davalının sözleşmenin uyarlanması talebinde bulunmasına de engel olmuştur.
Gerçekten de asgari alım taahhüdü sözleşme dengesini Davacı/Karşı Davalı aleyhine bozacak bir unsur ise Davacı/Karşı Davalının haklı sebeple fesih veya uyarlama isteminin yöneltitmesi mümkün olacakken, Davalı/Karşı Davalının zımni muvafakati ile bu haklar da kullanılmamış olmaktadır.
Diğer yandan tarafların karşılıklı beyan ve sundukları belgelerden gerek yapılan incelemelerden geçmişten bu yana söz konusu asgari alım taahhüdünün hiçbir dönemde tutturulamadığı buna rağmen Davalı/Karşı Davacı tarafından hiç bir yıllık dönemde söz konusu alacak talep edilmeksizin veyahut saklı tutulmaksızın sözleşmenin yeni dönemde ifasına devam edildiği ve Davacı/Karşı Davalı tarafından yapılan akaryakıt ödemelerinin kabul edildiği görülmüştür.
Dolayısıyla Davalı/karşı davacı hiçbir ihtirazı kayıt olmaksızın ve ödemeleri kabul ederek yeni yıllık dönemlerde de sözleşmeye devam etmiş ve sözleşmeden ticari yarar sağlamaya devam etmiştir.”
Davalı/karşı davacının kök rapordaki değerlendirmeye itiraz ettiği görülmekle birlikte sözleşmenin son dönemine ilişkin kar kaybı hesaplaması yapılmıştır.
Davalı/karşı davacı … firmasının sözleşmenin son dönemine ilişkin olarak tonaj taahhüdünden kaynaklanan kar kaybı alacağının toplam 30.698,99 TL olabileceği görülmüştür.
Gerek Kök Rapordaki ve gerekse bu defa yapılar hesaplamaya neticesinde nihai olarak; Teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve bir adet faturasının kayıtlara işlenmesi sonucunda Davacı/Karşı Davalı alacağının 191.003.07 TL olduğu, Kök Raporun 4.1 bölümünde açıklandığı üzere protokolün 8. Maddesinde yer alan ve dava konusu edilen cezai şart bedeli, sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle Davalı/Karşı Davacı … tarafından Davacı/Karşı Davalıya 84.454,10 TL fatura edilen tutarın bu alacaktan düşürülmesi gerektiği ve bu işlem sonucun Davacı Karşı Davalı alacağının (191.003,07 – 84.454,10) 106.548.97 TL olacağı,
Yine Kök Raporun 4.3 bölümünde açıklandığı üzere protokolün 6 maddesine göre Davalı/karşı davacı … firmasının sözleşmenin uygulanmayan süreye isabet eden kar kaybı alacağının kdv dahil 174,088,67 TL olduğu ve bu tutarında Davacı/Karşı Davalı … firmasının bakiye alacağından düşülmesi durumunda (106.548,97-174,088,67) Davacı/Karşı Davalının alacaklı durumdan 67.539,70.-TL borçlu duruma geçtiği,
Bir başka ifade ile yapılan tespitler neticesinde nihai olarak fesih tarihi itibariyle DAVALI/KARŞI DAVACI … firmasının DAVACI/KARŞI DAVALI … firmasından toplam 67,539.70 TL alacaklı olduğu,
Son kertede Davalı/Karşı Davacı … firmasının sözleşmenin son dönemine ilişkin olarak tonaj taahhüdünden kaynaklanan kar kaybı alacağı toplam 30.698,99 TL olarak hesaplanmıştır.
Mahkememizin 04/03/2019 tarihli duruşmasında, davalının aynı bölgede yeni bir istasyon kurup kurmadığı, yeni bir bayi ile sözleşme yapıp yapmadığı, yeni istasyon kurulmamış ve yeni bir bayilik sözleşmesi imzalanmamış ise aynı bölgede bunların yapılması için gerekli makul sürenin ne olacağı, sözleşmede kararlaştırılan ve bilirkişi raporunda hesap edilen cezai şartın davacının mafhına sebep olup olmayacağı hususlarının değerlendirilerek bilirkişiden ek rapor alınmasına, HMK 218 madde gereği bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan ikinci ek rapor 30/10/2019 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
Davalı/Karsı Davacı … Firmasının Avnı Bölgede Yeni Bir Bayilik ve İstasyon Açıp Açmadığı Yönünde Yapılan Tespitler; Sayın Mahkemenin talebi doğrultusunda Davalı/Karşı Davacı … firmasının Davacı/Karşı Davalı… firması ile bayiliğin faaliyet gösterildiği … Mahallesi Kahramanmaraş Caddesi No:.. … Mevkii Şehitkamil – Gaziantep adresinde veya Şehitkamil ilçesinde yeni bir bayilik ve istasyon açıp açmadığı yönünde EPDK resmi internet sitesinde yapılan sorgulamada ekran görüntüsüne göre iş bu dava kapsamında Mahkemenin talebi doğrultusunda Davalı/Karşı Davacı … firmasının aynı bölgede yeni bir bayilik vermediği tespit edilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarında kar mahrumiyeti talebinin değerlendirilmesinde., mahrum kalınan karın, davacı şirketin aynı bölgede yeniden bayilik kurulabilmesi için geçecek makul süre için talep edilebileceği kabul edilmektedir. Örneğin konuya ilişkin Y.HGK’nun 12.06.1996 tarih ve 1996/11-372 E, 1996/485 K.S.lı kararında; “…akdin feshinden sonra davacının aynı mıntıkada bayilik kurup kurmadığı…akaryakıt istasyonun işletmeye açılması için işletme ruhsatının ne kadar sürede alınabileceği hususları dikkate alınarak davacının bu şartları yerine getirmesi halinde ne kadar sürede yeni bir bayilik kurabileceğinin tespiti icap eder..” ifadeleri yer almaktadır.
Bu kapsamda, dava konusu kar mahrumiyeti hesabı için Aynı bölgede yeniden bayilik sözleşmesi yapabilmesi için geçecek makul sürenin ortalama 6 ay olabileceği, 5015 sayılı Petrol Piyasası ve 5307 sayıl… Piyasası kanunu ve bağlı yönetmeliklerinde belirtilmiş olan şehirlerarası yollarda akaryakıt ve… Otogaz istasyonları arası 10 km, mesafe, şehir içi yollarda en az 1 km. mesafe tahdidi ve ayrıca da istasyon ruhsatı alabilecek arsa bulma zorluğu söz konusu makul sürenin belirlenmesini, dolayısıyla ne kadar sürede yeni bir bayilik kurulabileceğinin tespitini güçleştirebilmektedir.
Kök raporda açıklandığı üzere protokolün 8. Maddesinde yer alan ve Dava konusu edilen cezai şart bedeli, sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle Davalı/Karşı Davacı … tarafından Davacı/Karşı Davalıya 84.454,10.-TL fatura edilen tutarın bu alacaktan düşürülmesi gerektiği ve bu işlem sonucun Davacı Karşı Davalı alacağının (191.003,07- 84.454,10) 106.548,97.-TL olacağı,
Gerek kök ve gerekse birinci ek raporda yapılan hesaplamalarda: Sözleşmenin uygulanmayan tüm süreye isabet eden kar kaybının kök raporda yapıldığı üzere 174.088.67 TL olduğu ve bu hesaplamanın tonaj taahhüdü esas alınarak yapıldığı,
Ek raporda yapılan tonaj taahhüdünden kaynaklanan kar kaybının ise, sözleşmenin son dönemine ilişkin olduğu ve bu tutarın ise 38.698.99 TL olarak hesaplandığı,
Davalı/Karşı Davacı … firmasının aynı bölgede yeni bir bayilik vermediği, Aynı bölgede yeniden bayilik sözleşmesi yapabilmesi için geçecek makul sürenin ortalama 6 ay olabileceği, Hesaplanan cezai şart ve kar mahrumiyeti zarlarının ödemek zorunda kalmasının davacının ekonomik mahvına sebebiyet verip vermeyeceği yönünde dava dosyası içeriğinde herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, Davacının … firmasının 2018 Yılına ait bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu Kurumlar Vergisi beyannamesi ve eklerinin celbi durumunda bu yönde bir hesaplama yapılabileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 27/01/2020 tarihli duruşmasında, Davacı… şirketinin 2015 yılından itibaren bilançolarının celbi için … Dairesi ‘ne müzekkere yazılmasına, Müzekkere cevabı geldikten sonra, Taraf vekillerinin ikinci ek rapora beyan ve itirazları göz önüne alınarak ve cezai şartın ödenmesinin davacı şirketin maffına sebep olup olmayacağı konusunda tespit yapılması için aynı bilirkişilerden üçüncü ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan üçüncü ek rapor 13/03/2020 tarihinde Mahkememize sunulmuştur.
Davalının bağlı bulunduğu…Vergi Dairesine vermiş olduğu 2014-2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamesindeki bu yıllarına ait bilanço ve gelir tabloları dava dosyasına derç edilmiş olup yıllar itibarı ile Davalı şirketin Ödenmiş sermayesi ve Öz varlık tutarları incelenmiştir.
Davalı şirketin yıllar itibarı ile öz arlığını tamamen yitirdiği, eksi öz varlığa sahip olduğu, bir başka ifadeyle borca batık durumda olduğu görülmektedir.
Hal böyle olduğundan; Sözleşmenin uygulanmayan tüm süreye isabet eden kar kaybı tutarı olan 174.088.67.-TL ile, Tonaj taahhüdünden kaynaklanan kar kaybının 39.698.99.-TL nin toplamının yada ayrı ayrı davalı tarafından hesaplanan eksi değerdeki özvarlığından ödenmesi durumunda zaten borca batık olan şirketin mahvına sebebiyet vereceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 07/12/2020 tarihli duruşmasında taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda dördüncü ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan dördüncü ek rapor 03/03/2021 tarihinde Mahkememize sunulmuştur.
Heyet olarak Kök ve 3 adet ek rapor sunulmuş olup gelinen aşamada taraf beyanları ve itirazlarına karşı dosya içeriğine yeni bir somut belge sunulmadığından öz itibariyle verilen kök ve ek raporlara göre;
Sözleşmenin uygulanmayan tüm süreye isabet eden kar kaybı tutarının 174.088.67 TL olduğu, Yapılan kar kaybı hesaplamasının ise sözleşmenin başından beri hiçbir yıl bu tonaj taahhüde uymadığı, buna rağmen gerek dava dışı …, gerekse Davalı/Karşı Davacı … herhangi bir ikazda bulunmadığından, Davalı/Karşı Davacı … bu süreç içinde bu aykırılığı ileri sürerek sözleşmeyi feshetmemesi ile davalıda bu alım taahhüdüne uyulmamasının önemli olmadığına dair bir güven oluştuğundan kar mahrumiyeti hesaplamasının Davacı/Karşı Davalının 18.02.2015 tarihinde sözleşmeyi haksız fesihten dolayı sözleşmenin uygulanamayan 2014 yılı ve sonrasıne tekabül eden süre için hesaplandığı, Tonaj taahhüdünden kaynaklanan kar kaybının 39.698.99.-TL olduğu, Hesaplanan bu tutarların toplamının yada ayrı ayrı Davalı/Karşı Davacı … firmasına Davacı/Karşı Davalı … firması tarafından ödenmesi durumunda zaten borca batık olan Davacı/Karşı Davalı… firması ekonomik mahvına sebebiyet vereceği yönündeki heyet görüşümüzde herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.Mahkememiz dosyası arasına alınan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Rekabet Kurulunun 05.03.2009 tarihinde almış olduğu kararları 12,03.2909 tarihinde resmi internet sitesinde yayınlamış ve işbu duyurusunda dikey anlaşmaların 2092/2 sayılı Grup Muafiyeti Tebliğdin 5/a maddesi uyarınca alıcıya (Bayie, işleticiye) getirilen belirsiz süreli veya 5 yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğünü taşıyan (sözleşme süresi) dikey anlaşmaların tebliğ ile tanınan muafiyetten yararlanmayacağı, 5 yılı aşan süreler bakımından tebliğde belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, her iki tarafın rızası olmak kaydıyla mevcut sözleşmeler sonlandırılıp 5 yılı aşmayacak şekilde yeni bir bayilik sözleşmesinin yapılabileceği ve bununla uyumlu olarak intifa süresinin de 5 yılı aşmayacak şekilde yenilenmesi kararı gereği 20.08.2017 tarihine kadar ( 5 yıl süresince ) davalı (Lukoil) şirketin bayiliğini maliki olduğu taşınmazın üstünde kurulu olan akaryakıt istasyonunda yürüteceğini, yılda 1200 ton akaryakıt alıp satmayı, yerine getiremez ise kar mahrumiyeti ödemeyi, süresinden önce işbu bayilik sözleşmesini feshetmesi halinde ayrıca cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, taraflar arasında bayilik ilişkisinin kurulmasına esas teşkil eden dava konusu protokol ve bayilik sözleşmesi ile Davacı (…Ltd* Şti.) şirketin; 20,08.2917 tarihine kadar ( 5 yıl süresince ) davalı (…) Şirketin bayiliğini maliki olduğu taşınmazın üstünde kurulu olan akaryakıt istasyonunda yürüteceğini, yılda 1200 ton akaryakıt alıp satmayı, yerine getiremez ise kar mahrumiyeti ödemeyi, süresinden önce işbu bayilik sözleşmesini feshetmesi halinde ayrıca cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, Davacı şirket, Gaziantep … Noterliğinden keşide ettiği 18.02,2015 tarihli ihtarname ile “taşınmazın satış suretiyle devredildiği bu nedenle akaryakıt bayilik faaliyetini sürdüremeyeceği” gerekçesini ileri sürerek 20.08.2917 tarihine kadar (5 yıl süreli) süreli olan bayilik sözleşmesini süresinden önce 18.02.2615 tarihi itibariyle feshettiği, üstünde akaryakıt istasyonu kurulu taşınmazın sahibi (maliki) olan ve aynı zamanda bu taşınmazın üstünde kurulu akaryakıt istasyonunu davalı dağıtıcı şirketin bayisi olarak isleten davacı şirketin, işbu protokol ve bayilik sözleşmesine konu olan taşınmazı devretmesi, dava konusu olan bayilik sözleşmesinin devamına engel teşkil etmeyeceği gibi dava konusu olan bayilik sözleşmesini, yükümlü olduğu 5 yıl süresinden önce feshi için de haklı bir neden oluşturmayacağı, taraflar arasındaki 20.08.2012 tarihli Protokol ile aynı tarihli (20.08.2012 tarihli) bayilik sözleşmesi nedeni ile Teminat mektubunun nakde çevrilmesi ve bir adet faturasının kayıtlara işlenmesi sonucunda Davacı/Karşı Davalı alacağının 191,003,07,-TL olduğu, taraflar arasındaki Prtokolun Cezai Şartla İlgili Ceza Başlıklı 8. Maddesinde: “…Bayi, protokolün icrasından herhangi bir haklı ve yasal reden olmaksızın vazgeçer, 20.63,2012 tarihli yeni bayilik sözleşmesinin süresi sona ermeden sözleşmeyi tek taraflı fesheder”,. 20.08,2012 tarihli yeni bayilik sözleşmesinin süresinin sonuna kadar hesaplanacak yatırım bedelleri ile birlikte … 28.500 Amerikan Doları cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.”, Taraflar arasındaki prtokolün 6. Maddesinin son kısmında; “Ancak, yıllık 1200 ton satın alma yükümlülüğünü yıllık dönemi sonunda yerine getirilmez ise kar mahrumiyeti şartı tahakkuk ettirilecek ve bayi tahakkuk ettirilen kar mahrumiyetini eksiksiz ve itirazsız …’e ödeyecektir.” denilmekte olup Davalı/Karşı Davacı … ‘in eksik alınan miktarı nedeniyle kar mahrumiyetini talebinin bulunduğu ancak Davacı/Karşı davalının mal alımlarına ilişkin İcmal tabloya göre sözleşmenin başından beri hiçbir yıl bu taahhüde uymadığı, buna rağmen gerek dava dışı …, gerekse Davalı/Karşı Davacı … ‘in herhangi bir ikazda bulunmadığı, bilirkişilerce yapılan inceleme sonuçlarından da anlaşıldığı gibi, Davacı/Karşı Davalı sözleşmenin imzalanmasından itibaren asgari alım taahhüdünü yerine getirmemiş olduğu, davacının bu süre içinde bu aykırılığı ileri sürerek sözleşmeyi, feshetmemesi ile davalıda bu alım taahhüdüne uyulmamasının önemli olmadığına daîr bir güven oluştuğu, sözleşmenin başından itibaren her yıl alım taahhüdü yerine getirilmemişken ve aradan uzun zaman geçtikten sonra buna ililin talepte bulunulması çelişkili bir davranış ya da uyandırılan güvene aykırı davranış olarak görüldüğü ve yazılı olan sözleşmeye rağmen uzun süren uygulama ile sözleşme değişikliği yapıldığı, sözleşme kanunen şekil şartına tabi olmadığından sözlü olarak değiştirilmesinin mümkün olduğu, sözleşmenin başından beri uzun süre bu taahhüde uyulmamış ve davacı tarafından bunun gereğinin yerine getirilmesi talep edilmemiş ise birkaç yıl sonunda taraflar arasında zımni irade uyuşması ile sözleşme değişikliğine gidildiğinin kabul edilebileceği, dava konusu kar mahrumiyeti hesabı için Aynı bölgede yeniden bayilik sözleşmesi yapabilmesi için geçecek makul sürenin ortalama 6 ay olabileceği, 5015 sayılı Petrol Piyasası ve 5307 sayılı LP6 Piyasası kanunu ve bağlı yönetmeliklerinde belirtilmiş olan şehirlerarası yollarda akaryakıt ve …Otogaz istasyonları arası 10 km, mesafe, şehir içi yollarda en az 1 km. mesafe tahdidi ve ayrıca da istasyon ruhsatı alabilecek arsa bulma zorluğu söz konusu makul sürenin belirlenmesini, dolayısıyla ne kadar sürede yeni bir bayilik kurulabileceğinin tespitini güçleştirebileceği, sözleşmenin uygulanmayan tüm süreye isabet eden kar kaybına ilişkin ise sözleşmenin başından beri hiçbir yıl bu tonaj taahhüde uymadığı, buna rağmen gerek dava dışı …, gerekse Davalı/Karşı Davacı … herhangi bir ikazda bulunmadığından, Davalı/Karşı Davacı …bu süreç içinde bu aykırılığı ileri sürerek sözleşmeyi feshetmemesi ile davalıda bu alım taahhüdüne uyulmamasının önemli olmadığına dair bir güven oluştuğundan kar mahrumiyeti hesaplamasının Davacı/Karşı Davalının 18.02.2015 tarihinde sözleşmeyi haksız fesihten dolayı sözleşmenin uygulanamayan 2014 yılı ve sonrasıne tekabül eden süre için ve Tonaj taahhüdünden kaynaklanan kar kaybına ilişkin taleplerin yerinde olmadığı, hesaplanan bu tutarların toplamının yada ayrı ayrı Davalı/Karşı Davacı … firmasına Davacı/Karşı Davalı … firması tarafından ödenmesi durumunda zaten borca batık olan Davacı/Karşı Davalı … firması ekonomik mahvına sebebiyet vereceği bilirkişikök ve dört ek heyet raporu ile tespit edildiğinden davacı karşı davalının davasının kısmen kabulü ile 191.003,07 TL ‘nin (teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı) 24/02/2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, Davalı karşı davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacı karşı davacının davasının kısmen kabulü ile 191.003,07 TL ‘nin (teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı) 24/02/2015 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
2-Davalı karşı davacının davasının reddine,
3-Asıl dava yönünden alınması gerekli 13.047,42 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.415,50 TL ‘nin düşümü ile eksik kalan 9.631,92 TL harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karşı dava yönünden alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.416,90 TL ‘den mahsubu ile artan 3.357,60 TL harcın davalı karşı davacıya iadesine,
5-Asıl dava yönünden Davacı karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.820,21 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine,
6-Asıl dava yönünden davalı karşı davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıdan ödenmesine,
7-Karşı dava yönünden Davacı karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine,
8-Davacı karşı davalı tarafından yapılan ( 31,80 TL ilk masraf + 300,00 TL posta masrafı + 1.200,00 TL bilirkişi ücreti =) 1.531,80 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %95,50 kabul ) nazaran 1.462,86 TL ‘sinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, kalan kısmın davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı karşı davalı tarafından yatırılan 3.415,50 TL peşin harcın davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır