Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/288 Esas
KARAR NO : 2021/315
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 20/03/2015
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili şirkette %40 hissedar olduğunu, ancak kuruluşundan bu güne kadar şirketin hiçbir faaliyetine, toplantısına katılmadığını, sorumluluk almadığını, davalının kayın biraderi …’in şirketin müdürü olduğunu ve şirketi yönettiğini, davalının sadece kaydi ortak olduğunu, …’in, şirketin yönetimi konusunda diğer ortaklarla anlaşmazlığa düştüğünü 2008 ve sonrasında şirketin faaliyetlerinde düşüşler olduğunu, markaların kullanımında hukuki ihtilaflar olduğunu, AVM mağaza kiralarını ödeyemez duruma geldiğini, 20 olan mağaza sayısının 4’e düştüğünü, bu durumların davalı ile diğer şirket ortakları arasında güven bunalımına yol açtığını ve …’in …ile iş akdinin 01.08,2013 tarihinde sonlandırıldığını, yaşanan sıkıntılı süreçte şirketin diğer ortaklarından … tarafından şirkete 6.500.000 TL ödeme yapıldığını ve şirketin ayakta tutulmaya çalışıldığını beyan ederek, davalının müvekkili şirketten TTK 640/3 maddesi gereğince haklı sebeplere istinaden çıkarılmasına, tüm yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortaklıktan çıkarılabilmesi için haklı sebeplerin varlığı ve bu sebepler nedeniyle şirketin zarara uğradığının kanıtlanması gerektiğini, müvekkilinin davacı şirketin suretten değil, gerçek ortağı olduğunu, şirket müdürü … ile ilgili iddialar ve kötü yönetim sorumluğunun müvekkiline yüklenemeyeceğini, müvekkilinin şirketi zarara uğratıcı hiçbir faaliyette bulunmadığını, şirketin diğer ortaklarının, müvekkilinin onayı olmadan şirketi ve şirketin mağazalarını başka bir şirkete geçirdiklerini, şirket ortaklarından …’ın şirket üzerinden şahsına ve şahsına ait diğer şirketler lehine kredi kullandığını, şirket yöneticilerinin, müvekkilini şirket yönetiminden haberdar etmediklerini, şirketten uzaklaştırmak istediklerini, müvekkilinin, TTK.630 maddesi kapsamında şirket müdürünün azli ve şirket ile ilgili gerekli tedbirlerin alınması istemiyle dava açtığını beyan ederek, hukuksuz ve basiretsiz davranışları nedeniyle, şirket yöneticileri hakkında açmış oldukları marka devrinin iptali ve şirket müdürünün aziî davaları da dikkate alınarak, haksız ve yersiz davanın reddine, dava masraf ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davalının ortağı olduğu davacı şirketten TTK.640/3 maddesi gereğince haklı sebeplere istinaden çıkartılması talepli Ortaklıktan çıkarılma davasıdır.
Deliller; Dosya Mevcudu, Bilirkişi İncelemesi.
Mahkememiz dosyasından 08/05/2018 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan inceleme davacı şirket özelinde, tüm dosya kapsamı ve davacı şirketin 2012-2016 yılları yasal ticari defterleri üzerinde yapılmış olup davacı şirketin …Ticaret Sicil Müdürlüğünde …sicil numarası ile işlem gördüğü 31.10.2005 tarihinde tescilinin yapıldığı, … Vergi Dairesi nezdinde… vergi sicil numarası ile işlem gördüğü, sermayesinin 100.000 TL olduğu ortaklık yapısının; Davacı şirkette temsil ve ilzam yetkisinin, 16.05.2012 tarihinde tescil olunan 07.10.2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile; şirket müdürlüğüne getirilen şirket ortaklarından… ile …ve şirket ortakları dışından …’e, şirket kaşesi altında atacakları müşterek imza ile verildiği, Şirket ortaklarından…ve…’ın katılımı ile (… katılmamıştır)23.09.2013 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararı ile, şirket müdürlerinden …’in müdürlük görevine son verildiği ve temsil yetkisinin kaldırıldığı, şirkete yeni müdür atanmadığı, şirketi temsil ilzama şirket ortağı ve müdürü …ın tek başına yetkili kılındığı,
İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında yapılan güncel sorgulamada ise, Şirket yetkilileri olarak … ile…’ın gözüktüğü, …’ın görev süresinin, 31.10.2015 tarihinde sona erdiği, Şirket Ortaklarından davalı …’nin kuruluşundan bu yana davacı şirket yetkilisi olmadığı, sadece ortak olarak kaldığı,sonuçta davacı şirketin, 2012 ve 23.09.2013 tarihleri arasında …, …ve…tarafından yönetildiği, 24.09.2013 tarihinden 31.10.2015 tarihine kadar… ve … tarafından yönetildiği, 01.11.2015 tarihinden bu güne kadar … tarafından yönetildiği, Tarafların ortağı olduğu … Ltd, Şti. tarafından sunulan kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde yapılan incelemede; 2012-2016 yılları gerçekleşen işletme sonuçlarının aşağıda sunulan tabloda yer alan değerlerden oluştuğu görülmüştür.
Davacı şirketin, davalı …’nin dışındaki ortaklar ve ortaklar dışından atanan yetkililer tarafından yönetildiği, 2012-2016 dönemlerinde şirketin net satışlarında sürekli artışlar olduğu, buna bağlı olarak satışların maliyetinde de artışlar olduğu, İşletmenin faaliyet giderlerinin, net satışlara oranının oldukça yüksek seyrettiği, buna bağlı olarak bazı dönemlerde faaliyet zararlarının oluştuğu, finansman giderlerinde, faaliyet giderleri ve satışların maliyetine bağlı olarak artış ve azalışlar olduğu, özellikle 2016 yılında faaliyet karında ve önceki döneme göre dönem karında yaklaşık %300’lük artış olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık davacı şirketin 2015 yılı aktif toplamı 4453,571,80 TL iken 2016 yılında aktif toplamı bîr önceki yıla göre 2.829322,71 TL azalarak 1.624.249,09 TL olarak gerçekleşmiştir. Aktif toplamında meydana gelen azalışın, ticari alacaklarda, ticari mallarda, demirbaşlarda, özel maliyet hesaplarında meydana geldiği görülmüştür.
Davacının TTK 640/3 maddesindeki “Şirketin istemi üzerine ortaötn mahkeme karanvîa haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli sakildir.” hükmüne göre ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olarak yapılan incelemede; Dosya kapsamına sunulan belgelerden, davalı ortağın taahhüt ettiği sermaye borcunu ödediği ve sermaye taahhüt borcunun bulunmadığı, yine dosya kapsamına davalı ortağın, şirkete bağlılık yükümlüğünü ihlal ettiğine ve şirketle rekabet yasağını ihlal ettiğine ilişkin bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında yer almadığı, davacı şirketin ana sözleşmesinde davalı ortağın veya diğer ortakların ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin herhangi bir hükmün yer almadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede; Davacı şirketin, davalı … dışındaki ortaklar ve ortaklar dışından atanan müdürler tarafından yönetildiği, davalının hiçbir dönemde şirkette yönetici olmadığı, davalı …’nin şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığı. Sermaye taahhüt borcunu yerine getirdiği, dosya kapsamında, davalı …’nin şirketle rekabet yasağını ihlal eden bilgi ve belgelerin yer almadığı, şirket ana sözleşmesinde ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin olarak herhangi bir hükmün yer almadığı, davalının şirketi zarara uğrattığı iddiaları kapsamında dosyada bilgi ve belgelerin yer almadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 21/05/2018 tarihli duruşmasında davacı vekilinin talebi bankacı, ticaret hukukunda uzman bilirkişi ve mali müşavirden oluşacak bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan rapor 15/10/2018 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
Davacı …Ltd. Şti.nİn 31.10.2005 tarihinde …sicil no ile tescilinin yapılarak kurulmuş olduğu, …Vergi Dairesi mükellefi olduğu, Şirketin temsil yetkisinin 07.10.2011 tarihinden bu yana …ve…’te olduğu, Davacı şirket ile … arasında ihtilafın 2013 yılında başladığı 23.09.2013 tarihli Ortaklar Kurulu karan ile …’in müdürlük görevine son verildiği, Davacı tarafın 2013 yılına kadar işlerin bir sorun olmadan yürütüldüğünü 2013 yılından sonra …’in işleri yürümez hale getirdiğini iddia ettiği için dosyada mübrez kurumlar vergisi beyannamesi 2012-2013 yılı öz varlık karşılaştırmasında; 2012 Özvarlık Toplamı: 6.004,76 TL, 2013 Özvarlık Toplamı: 190.746.00 TL olduğu, bu durumda ile …’in müdürlük döneminde Şirketin karlılık oranının yüksek derecede arttığı hususları tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez belgelerden, dava dışı …’in davalıya, bankaya gittiği günler için para gönderdiği (15.05.2012 tarihli), 26.11.2012 tarihli emailler ve davalı adına … tarafından … vasıtasıyla gönderilen 100.300 TL tutarlı 21.03.2011, 12.12.2011 tarihli banka dekontları, davacı şirketin …A.Ş. ile imzalamış olduğu 2.000.000 USD tutarlı Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak dava dışı…ile …’nin 16.11.2011 tarihinde imzalamış oldukları, yine …A.Ş. ile olan 08.12.2012 tarih ve 1.700.000 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak göründüğü, davacı şirket ve … arasında 13.10.2008 tarihinde akdedilen 1.500.000 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak davalı ve …’ın göründüğü, …Bankası ile akdedilen 29.03.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde davalı ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, … ile davacı şirket arasında imzalanan 22.08.2007 tarihli 43.000 USD bedelli Genel Kredi Sözleşmesini, 140.000 Euro tutarlı Genel Kredi Sözleşmesini davalı ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamış bulunduğu, davacı ile …arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinde … ile davalının müşterek ve müteselsil kefil oldukları, …’na 17.12.2013 tarihinde …’ın 13.750 USD, …’ya
19.12.2013 tarihinde 137.650 TL, …Bankası’na 20.12.2013 tarihinde 4603 Euro, 20.12.2013 tarihinde …’ya 440 Euro, …’ya 1130 TL, …’a 31.12.2013 tarihinde 11.300 TL, …’e 31.01.2014 tarihinde 5900 Euro, …’na 17.01.2014 tarihinde 13.800 USD, …’e 31,12.2013 tarihinde 5900 Euro tutan müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla ödemiş bulunduğu (dava dışı …’ın yaklaşık 23 adet müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla yapmış olduğu ödemelerin belgeleri ayrıca dosyada mevcuttur), davacı şirket ortağı …’ın davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin …-…-… esas sayılı dosyaları İle takip başlattığı, 01.09.2013-31.12.2014 dönemine ilişkin davacı şirkette …’ın alacağının 6.154.998,47 TL olduğuna dair hesap ekstresi sunulduğu, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde davacını …, davalının da…Ltd. Şti. olduğu … esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğu, Sayın Mahkemenin 06.02.2017 tarihli duruşmasında davalı vekilinin şirket müdürünün azli ve şirketin kayyıma devri ile ilgili dava açtıklarını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, TTKnun 640/3. maddesi uyarınca şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması istenebilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 13.04.1989 tarih ve 74/2237 sayılı kararında “bir ortağın davranışları şirket faaliyetlerine sekte vuracak ve ızrar edecek ve karşılıklı güveni ortadan kaldıracak nitelikte ise bu ortağın meydana gelen huzursuzlukta kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın objektif iyi niyet kurallarına göre ortaklıktan çıkarılması gereklidir” sonucuna varmıştır (Moroğlu E./Kendigelen A., İçtihatlı-Notlu Türk Ticaret Kanunu, 10. Basım, İstanbul, 2014, s. 493).
Dosyada mevcut belgelerden davacı şirketin kayyıma devri için davalı tarafından dava ikame edilmiş olduğu, davacı şirketin Genel Kredi Sözleşmesinde davalının ve diğer ortağın müşterek ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunmasına rağmen banka ödemelerinin dava dışı ortak tarafından yapılmış olduğu, davalıya dava dışı şirket müdürü tarafından (müdür sıfatı mevcut iken) herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen ödemeler yapılmış olduğu, davacı şirket ortağı …’ın davalıya icra takiplerinde bulunduğu bu halin karşılıklı güveni ortadan kaldıracağı, diğer bir anlatımla, davacı şirket ile davalı arasında güven ilişkisinin bulunmadığı, davalının davacı şirket ile ortaklığının şirket bakımından huzursuzluğa neden olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda açıklanan nedenlerle, TTK ‘nun 640. maddesi çerçevesinde davalının davacı şirketten çıkarılması şartlarının gerçekleşmiş olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 13/11/2018 tarihli ara kararı ile taraf vekillerinin beyan ve itirazlarının irdelenmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan ek rapor 01/03/2019 tarihinde mahkememize sunulmuştur.
Tarafların dosyaya sunduğu deliller değerlendirilerek; Mali değerlendirme ve öz varlık hesapları dosyada mübrez … Ltd. Şti nin bağlı bulunduğu vergi dairesine verdiği Kurumlar Vergisi beyannamesi ve eklerindeki Gelir tablosu incelenerek kanaat oluşturulmuş, … Ltd. Şti nin bağlı bulunduğu vergi dairesine verdiği Kurumlar Vergisi beyannamesi ve eklerinde öz sermaye tutarı kök raporda belirtildiği üzere 2013 yılı 190.746.00 TL iken, 2014 sonu itibari ile (-) 167.637.74 TL dir.
Bu durumda kaydi değerlere bakarak çıkma payının hesap edilmesi mümkün değildir ancak çıkarılan ortağın kaydi bilanço değilde raiç bilanço değerlendirmesi ile çıkma payı talep etme hakkı olduğu hususları tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası arasına alınan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı şirketin Genel Kredi Sözleşmesinde davalının ve diğer ortağın müşterek ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunmasına rağmen banka ödemelerinin dava dışı ortak tarafından yapılmış olduğu, davalıya dava dışı şirket müdürü tarafından (müdür sıfatı mevcut iken) herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen ödemeler yapılmış olduğu, davacı şirket ortağı …’ın davalıya icra takiplerinde bulunduğu bu halin karşılıklı güveni ortadan kaldıracağı, davalının davacı şirket ile ortaklığının şirket bakımından huzursuzluğa neden olduğu anlaşıldığı, Davacı vekilinin son celsedeki “şirketin değer ifade edebilecek çıkmaya esas payın değeri ile ilgili kaydi hiçbir mal varlığı yoktur, şirket faal olmasına rağmen zarardadır, davamızın kabulünü talep ediyoruz” beyanı ile dosya üzerinde bilirkşilerce yapılan incelemeler neticesinde 15/10/2018 tarihli kök ve 01/03/2019 tarihli ek rapor mahkememizce hüküm kurmaya elverişli kabul edilerek TTK ‘nun 640. maddesi çerçevesinde davalının davacı şirketten çıkarılması şartlarının gerçekleşmiş olduğu hususları tespit edildiğinden, davanın kabulü ile davalının davacı şirketten TTK 640/3. Maddesi gereği haklı sebeplere istinaden çıkarılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın kabulü ile davalının davacı şirketten TTK 640/3. Maddesi gereği haklı sebeplere istinaden çıkarılmasına,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70 TL harcın düşümü ile eksik kalan 31,60 TL harcın davalıdan tahsili ile maliyeye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan ( ilk masraf 31,80 TL + 27,70 TL peşin harç + 153,25 TL posta masrafı + 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ) toplam 2.612,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/04/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır