Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/174 E. 2021/277 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/174 Esas
KARAR NO : 2021/277
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2015
KARAR TARİHİ : 08/04/2021

DAVA : Davacılar vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde, müvekkillerinin, … Ve Tic. A.Ş’nin ortak ve yönetim kurulu üyeleri olduğunu, … …’in bu şirketin müdürü olduğu 28/10/2002 tarihinde şirket adına … yetkilileri ile anlaşarak 1.300.000 USD tutarında sahte bono tanzim ederek aynı miktarda teminat mektubu niteliğinde gayrinakdi kredi kullandığını, o dönemde uzun süreli bir iş nedeniyle Libya’da bulunan müvekkillerinin aynı sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak gösterilen düzenleme borçlusu … A.Ş, müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri …, …, … …, miktarı 1.300.000 USD alacaklısı … A.Ş , vadesi 26/10/2005 olan bonoda adlarına atfen sahte imza atılarak borç altına sokulduklarını, müvekkilleri yönünden sahte olup bağlayıcılığı bulunmayan bono ile ilgili davalı bankanın …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyasında müvekkillerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil göstererek sahte bonoya dayalı olarak icra takibi yapıldığını, takibin derdest olduğunu, müvekkillerine sahte bono ve kredi sözleşmesini imzalanması sırasında banka yetkililerinin önünde değil iken ve imza sirküleri karşılaştırılarak kimlik tespitleri yapılıp imzaları banka yetkilileri önünde alınmamış iken, bir bankanın hukuken var olmayan, vekalet ilişkisi de bulunmayan başkası adına atılan imzaların kabul ederek müvekkillerine borçlandırmasının mümkün olmadığını, danışıklı olarak verilen ve müvekkillerinden gizlenen kredinin vadesinde ödenmemesi üzerine 3.kişilerin mallarını haczettirerek sattırmanın kötüniyetli hareket olduğunu banka ve yetkililerinin ayrıca bu eylemlerinin suç teşkil ettiğini, bonodaki müvekkillerine ait imzanın sahte olduğunu, banka yetkilileri ile … A.Ş müdürü … … hakkında şikayetçi olduklarını, bunların … Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyasında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılandıklarını, bu nedenle hem ceza hem de tazminat zamanaşımı sürelerinin dolmadığını bu senede dayalı olarak davacı …’ya ait … Köyü … Mevki … Parsel sayılı taşınmazda … arsa paylı … giriş … . Kat No: … …’daki taşınmaz ile Kocaeli … Mah. … Ada … Parsel C blok Zemin kat 5 nolu gayrimenkulün, …’ya ait Muğla … İlçesi … Köyü … Mevkii … ada 1 parsel … nolu bağımsız bölüme ve Muğla … İlçesi … Köyü … Mevki … parsel bağımsız bölüm … olarak kayıtlı dublex meskenin değerlerinden çok düşük fiyatta satılarak bedelinin alacaklıya ödendiğini, taşınmazların haksız ve hukuka aykırı olarak satıldığı gibi rayiç bedellerinin altında oldukça düşük bir bedelle satılması nedeniyle büyük bir zarar oluştuğunu, müvekkillerinin oluşan zararları kapsamında her bir müvekkili için 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL maddi tazminatın belirsiz alacak kapsamında davalılardan tahsiline ayrıca müvekkillerinin ticaretle uğraşan saygın insanlar olmaları, sahte senede dayalı olarak haksız haciz ve icra işlemlerinden dolayı kişilik haklarına ağır şekilde sarsılarak ticari itibarlarının örselendiğinde her bir müvekkili için 150.000 TL’den toplam 300.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan zincirleme olarak tahsil edilerek müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılardan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde, haksız fiil iddiasına dayanan bu davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, ticaret mahkemesinin görevsiz olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, iddia edilen senedin tanzim tarihinin 28/10/2002 , takip tarihinin 31/10/2005 , icra takip dosyasından gönderilen ödeme emirlerinin tebliğ tarihlerinin 25/11/2015 , aynı olay nedeniyle savcılığa şikayet tarihlerinin 22/09/2011 olduğu dikkate alındığında 17/02/2015 tarihinde açılanan davanın zamanaşımının dolduğunu, TBK’nın 72 maddesine göre “tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yılı ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılı geçmesiyle zamanaşımına uğrar ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşamı ön gördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zamanaşımı uygulanır ” denildiğini buna göre zamanaşımının dolduğunu, … Ağır Ceza mahkemesinin 2014/ … Esas sayılı dosyası ile “sanıkların dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla 5237 sayılı TCK 158/1 ve 204/1 maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesini talep edildiğini, suç tarihi olan 28/10/2002 tarihi ile şikayet tarihi olan 22/09/2011 tarihi arasında 765 sayılı TCK’nın …maddelerinde yazılı zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine” karar verildiğini, senet tanzim tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin de geçtiğini bu nedenle zamanaşımından davanın reddi gerektiğini, davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığını, 25/11/2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, imzaya itiraz ederek takibi iptal ettirme hakları var iken yine menfi tespit ve istirdat davası açma hakları var iken 10 yıl sonra iş bu davanın açılmasında hukuki yararlarının bulunmadığını, davacıların ortağı olduğu … firmasıyla banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden senet miktarının çok üzerinde kredi kullandırıldığını davacıların genel kredi sözleşmesinde imzalara itiraz etmedikleri, genel kredi sözlemesi nedeniyle firma hesabının 01/06/2006 tarihinde kat edildiğini, kat tarihi itibariyle banka alacağının 2.177.151 TL olduğunu, davacılar ile … … arasındaki anlaşmazlıklar sonucu haksız kazanç temini için bu davanın açıldığını, söz konusu senedin imzaları inkar edilmeyen genel kredi sözleşmesine istinaden verildiğini, senedin takibe konulduğu …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı icra dosyasının kesinleştiğini, bankanın senedin tanziminde hiç bir dahili bulunmadığını, … Firması tarafından kredi borcuna karşılık olmak üzere banka dışında tanzim edilerek senedin bankaya getirdiğini ancak bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkabilecek derecede ustalıkla yapılan sahteciliklerin bankanın elindeki imkanlarla tespit etmesinin mümkün olmadığını, bankanın kendisine sunulan belgelerdeki imzaları daha önce banka tarafından alınan bu kişilere ait imzalarla karşılaştırabileceğini takip konusu alacağın gerçek bir alacak olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın 2012 yılında … A.Ş’ne devir ve temlik edildiğini, bankanın iyi niyetli olduğunu, takip dosyası nedeniyle davacıların gerçek bir zararının olmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, yasanın aradığı şartları taşımadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … … vekili cevap dilekçesinde, müvekkillinin diğer davalılardan … a.ş bünyesinde görev yaptığını, icra takiplerinin tarafı olmadığını, bonoların düzenlenmesinde de müvekkilinin bir dahili ya da sorumluluğunun bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek … A.Ş vekilince cevap dilekçesinde yapılan savunmaların aynen tekrar edildiği görülmüştür.
Davalılardan … … vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin … çalışanı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların … C. Savcılığındaki şikayetlerinde davacı …’nın 16/07/2012 tarihli ifadesinde …’tan alınan teminat mektubunun ortağı olduğu şirket tarafından … Yapı Koop.’ne teminat olarak verildiğini, şirketin taahhüt ettiği işin zamanında yapamaması nedeniyle 1.300.000 USD bedelli teminat mektubunun …’tan nakde çevrildiğini ve … ile … A.Ş arasında tanzim edilen 10/10/2002 tarihli 1.268.000 USD bedelli , 06/05/2003 tarih 40.000 USD bedelli ve 17/09/2002 tarih 50.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla atmış oldukları imzaların kendisine ait olduğunu beyan ettiğini , maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkin şartların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … … cevap dilekçesinde, davacı …’nın … …’in dayısı aynı zamanda davalının babasının ortağı, diğer davacı …’nın ise …’nın kızı olduğunu, … …’in … A.Ş’nin %50 ortağı olduğunu, şirketin diğer %50 payının ise …, …, … ve … ‘ya ait olduğunu, …’nın yapmış olduğu işlerin dökümünü cevap dilekçesinin 2. Sayfasında sıralandığını, …’nın bu işleri ihalelerle kati teminat mektupları ve avans teminat mektupları karşılığında aldığını, davaya konu … Koop.’dan alınmış ihlale için bizzat …’nın şartlarının daha iyi olması nedeniyle teminat mektubunun …’tan alınmasını istediğini, … Şubesi yetkililerinin … …A.Ş’nin İzmit Köseköy’de bulunan ofisine geldiklerini, sözleşmeyi kendisinin banka yetkilileri önünde imzalandığını , … ise babası …’nın imza esnasında olmadığını, onlara gidip imzalattıracağını belirttiğini, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, sahte olduğu iddia edilen bonoya dayalı olarak başlatılan takibin kesinleşmesi nedeniyle davacılara ait gayrimenkullerin haksız olarak ayrıca rayiç değerinin çok altında satılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı icra dosyası, kredi sözleşmesi, kredi dosyası, banka kayıtları, takibe dayanak yapılan bono, grafolog bilirkişi incelemesi, …. İcra Müdürlüğüne ait 2005/… Esas nolu icra dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesine ait 2009/ … Esas sayılı dosya, … Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/ … Esas sayılı dosyası, taşınmazların tapu kayıtları, … A.Ş’ne ait sicil kayıtları, bilirkişi raporu, …. İcra Hukuk Mahkemesine ait 2005/ … Esas 2006/ … Karar , 2005/ … E. 2006/ … Karar, 2005/ … E 2005/ … Karar, … İcra Hukuk mahkemesine ait 2006/ … Esas 2007/ … Karar sayılı dosya, … İcra Hukuk Mahkemesine ait 2007/… Esas 2007/… Karar nolu dosya.
… İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı icra dosyası (Yeni numarası 2015/… E.) alınıp incelendiğinde, düzenleme tarihi 28/10/2002 keşidecisi … A.Ş avalistleri …, …, … …, lehtarı … olan 1.300.000 USD bedelli 26/10/2005 ödeme tarihli bono nedeniyle davacılar hakkında kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği suretiyle kesinleşmesi nedeniyle haciz ve satış aşamalarına geçildiği, bu dosya içerisinde bulunan icra mahkemelerine ait tüm evraklar incelenerek taşınmazların bulunduğu yer itibariyle satış için yazılan talimat dosyaları olan … İcra Müdürlüğüne ait 2006/… Talimat, … İcra Müdürlüğüne ait 2006/… Talimat ve söz konusu icra dosyasıyla ilgili şikayet dosyaları olan …. İcra Hukuk Mahkemesine ait 2005/… Esas 2006/… Karar , 2005/… E. 2006/… Karar, 2005/… E 2005/ … Karar, … İcra Hukuk mahkemesine ait 2006/… Esas 2007/… Karar nolu dosya, … İcra Hukuk Mahkemesine ait 2007/… Esas 2007/… Karar nolu dosyalar alınarak dosyamız içerisinde bırakılmıştır.
Davacılar vekilince dava dilekçesi ekine uzman mütalaası kapsamında imza incelemesiyle ilgili rapor sundukları incelendiğinde, davaya konu edilen düzenleme tarihi 28/10/2002 keşidecisi … A.Ş avalistleri …, …, … …, lehtarı … olan 1.300.000 USD bedelli 26/10/2005 ödeme tarihli bonodaki imzaların davacıların eli ürünü olmadıkları yönünde rapor verildiği görülmüştür.
… … tarafından 06/01/2016 tarihinde dosyaya sunulan dilekçe incelendiğinde, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın bu nedenle reddi gerektiği yönünde beyanda bulunmuş, davacılar vekili tarafından 04/02/2016 tarihinde verilen dilekçede ise davalı … … vekilinin 06/01/2016 tarihli dilekçesinin kendilerine 25/01/2016 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek … … vekilinin savunmasını genişletmesine muvafakatları olmadığını, dilekçenin giriş kısmında esasa girmeden beyan ettikleri görülmüş, davalı … … tarafından zamanaşımı defi esasa cevap süresinin içinde değil 06/01/2016 tarihinde yapıldığı, davacılar vekilinin ise savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini derhal bildirmeleri nedeniyle davalı … … tarafından yapılan zamanaşımı definin HMK kapsamında usulüne uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. … … vekili 04/10/2018 tarihli dilekçesinde, … A.Ş … Şubesinin olayda müterafik kusurlu olduğunu, imzaların bankada ilgililerin huzurunda ve kimliklerinin alınarak yapılması gerektiğini, bankanın görevini layıkıyla yapması halinde bu işlemlere gerek olmayacağını bildirdiği tespit edilmiştir.
… A.Ş’ne ait sicil kayıtları incelendiğinde, 18 Kasım 2002 tarihli ticaret sicil gazetesine göre, şirketin 26/08/2002 tarihinde aldığı karar ile 3 yıl süre ile yönetim kurulu başkanlığına …, başkan yardımcılığına … …, yönetim kurulu üyeliğine …’nın seçildiği, temsille ilgili olarak ise yönetim kurulu üyelerinden …, … … veya …’nın herhangi birinin atacağı imzası ile tek başına münferiden yetkili kılındığı görülmüştür.
Davacılar vekili 20/09/2018 tarihli dilekçesinde 29/05/2002 tarihli 30.000 USD, 14/03/2003 tarihli 400.000 USD, 06/05/2003 tarihli 40.000 USD, 05/07/2002 tarihli 50.000 (000.000) TL , 17/09/2002 tarihli 50.000 (000.000) TL , 10/10/2002 tarihli 1.268.000 USD bedelli kredi sözleşmelerindeki müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla müvekkilleri adına atılan imzaların müvekkillerine ait olduğunu, 240.000 (000.000 ) TL bedelli 10/04/2002 tarihli kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefil imzalarının ve 28/10/2002 tarihli 1.300.000 USD tutarlı bonodaki imzalarının müvekkillerine ait olmadığını bildirmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesine ait 2014/… Esas 2015/ … Karar nolu gerekçeli karar incelendiğinde, katılanların …, …, … , sanıkların … … , … … ve … … olduğu, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan yargılandıkları ve 02/04/2015 tarihinde; sanıkların dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla 5237 sayılı TCK 158/1 ve 204/1 maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesini talep edildiğini, suç tarihi olan 28/10/2002 tarihi ile şikayet tarihi olan 22/09/2011 tarihi arasında 765 sayılı TCK’nın …maddelerinde yazılı zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine denilerek kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı dürüşülmesine karar verildi, kararın temyizi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 18/04/2018 tarih 2018/1670 Esas 2018/2769 Karar nolu ilamı ile “Yargılama konusu 1.300.000 US’lik senedin dayanağı olan kredi sözleşmesinin dosya içinde ve emanette bulunmadığını, sözleşmede eklerinin, senede istinaden verilen teminat mektubunun onaylı örnekleri ile , senedin bankaya verildiği tarihin araştırılarak buna ilişkin belgelerin dosyaya eklenerek suç tarihinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespitinden sonra sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği” belirtilerek kararın bozulduğu görülmüştür. Bozma üzerine dosya … Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/ … nolu esasına kaydedilmiş yapılan yargılama sonunda 30/09/2020 tarih 2020/ … Karar no ile bozma ilamına konu 28/10/2002 düzenleme tarihli 1.300.000 USD bedelli senedin dayanağı olan kredi sözleşmesinin sair yazışmaya rağmen temin edilemediği, dosya içerisinde mevcut 1.268,000 USD lik kredi sözleşmesine istinaden senedin verildiğini kabulü halinde dahi söz konusu kredi sözleşmesi tarihinin 10/10/2002 tarihi olması karşısında hali hazırda yine suç tarihi olan 10/10/2002 tarihi ile şikayet tarihi 22/09/2011 tarihi arasında 765 sayılı TCK’nın 341/1 , 504/1, 102/4 maddesinde yazılı olağan zamanaşımı süresi olan 5 yıllık zamanaşımı süresi ile 5237 sayılı TCK’nın 204/1 , 158/1-j ve 66/1-e maddelerinde yazılı 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesine karar verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların tapu kayıtları ile akit tabloları istenmiş, yapılan incelemede … köyü … ada 1 nolu parselde bulunan zemin kat 1 kat 59 nolu konutun tamamının … adına kayıtlı iken … İcra Müdürlüğünün 14/10/2008 tarih 2006/ … talimat sayılı icra müdürlüğünün satış yazısı gereğince … adına tescil edildiği, … Köyü … parsel zemin 1 kat 120 nolu dublex’in … adına kayıtlı iken … İcra Müdürlüğünün 2006/821 Talimat sayılı yazısı gereğince … adına 17/07/2008 tarihinde tescil edildiği, … Tapu Müdürlüğü 03/07/2015 tarihli yazısı cevabında, … bağlı … … parselde kayıtlı … nolu meskenin 30/07/1988 tarih … yevmiye nolu işlem ile … adına kaydedildiği halen de … adına kayıtlı olduğu bildirilmiş ilgi tapu kaydı gönderilmiş, incelendiğinde, …. İcra Müdürlüğüne ait 2005/… Esas nolu dosyada haciz şerhi bulunduğu görülmüştür. Derince Tapu Müdürlüğü tarafından gönderilen 09/10/2017 tarihli yazı cevabı incelendiğinde … Mah. 1… Ada 3 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün … adına kayıtlı iken …. İcra Müdürlüğünün 15/04/2008 tarih 2005/… Esas sayılı yazısına istinaden … adına tescil edildiğinin bildirildiği görülmüştür. … İcra Müdürlüğüne ait 2006/… Talimat nolu dosya ile ilgili belgeler alınıp incelendiğinde dayanağının …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Nolu dosya olduğu, yapılan açık arttırma neticesinde …’ya ait … parsel nolu bağımsız bölümün açık arttırma neticesinde 25/09/2008 tarihinde …’a satıldığı ve tescil edildiği görülmüştür. Davacılar vekili 10/06/2019 tarihli dilekçesinde … Mah. 1… Ada 3 parsel 5 nolu bağımsız bölümünün devir nedeninin … icra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyası gösterildiğini, sözü edilen taşınmaza hem …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas hem de …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyasından…nca haciz konulduğunu,… tarafından talep edilmesi üzerine sıra cetveli yaptırıldığını, başka alacaklıların da bulunması nedeniyle satış bedelinin bir kısmının söz konusu bonoya bağlı olarak …’a da ödendiğini, Kılıçköyü … nolu parsel … nolu taşınmazın ise … İcra Müdürlüğünün 2006/… Talimat sayılı dosyasından satıldığını bildirmiş bunun üzerine … İcra Müdürlüğü’ne yazı yazılmış, … icra dairesi 21/10/2019 tarihli yazı cevabında 2006/… Talimat sayılı dosyanın 2011 yılında yenilendiğini 2011/… Talimat numarası aldığını, 2013 yılında takipsizlik neticesinde kapatıldığı belirterek talimat dosyası içinde bulunan bütün evrakların suretlerini mahkememize göndermiştir.
… A.Ş ile … A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri incelendiğinde, 29/05/2002 tarihli 30.000 USD , 05/07/2002 tarihli 50.000.000.000 Eski TL , 10/10/2002 tarihli 1.268.000 USD bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, bu sözleşmelerde … ve … ve … …’in müşterek ve müteselsil borçlu olarak imzalarının bulunduğu , …’a ait 09/07/2012 tarihli … C.Savcılığına hitaben yazılan yazıda bahse konu sözleşmelerinin İzmit Şube Müdürü olarak görev yapan … …, operasyon müdürü … tarafından düzenlendiğinin bildirildiği görülmüştür. … tarafından dosyamıza gönderilen 10/04/2018 tarihli yazıda söz konusu senedin genel kredi sözleşmelerinin teminatı olarak alınmadığı, tahsilinde ve tahsil edildiği oranda kredi borcuna mahsuben alındığının bildirildiği görülmüştür.
Davacılar tarafından bonodaki avalist imzalarının sahte olduğunun iddia edilmesi nedeniyle, imza örnekleri alınmış, resmi kurumlardaki imzalı evrak asılları toplanmış ve grafolog bilirkişiye tevdi edilerek alınan 01/06/2017 tarihli raporda bonodaki imzaların … ve …’nın eli ürünü olmadığının bildirildiği görülmüştür. Davalılar tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 09/08/2018 tarihli raporunda bulgular ve sonuç kısmının 6.1 nolu bendinde imzaların …’nın eli ürünü olmadığı, 6.2 bendinde ise inceleme konusu senette … adına atılı imzaların, teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin ve bu kapsamda … ve …’nın eli ürünü olduğunun tespit edilmediği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Adli Tıp Raporundaki sonuç kısmındaki 6.1 ve 6.2 bentlerinin kendi arasında çelişkili olması nedeniyle bu hususta adli tıp kurumundan ek rapor istenilmiş, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi 08/10/2020 tarihli raporunda 10/08/2018 tarih ve sayılı rapora eklenecek bir husus bulunmadığını bildirmiştir.
… … dışındaki davalılar tarafından süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulmuştur.
Senet tanzim tanzim tarihi ve ödeme tarihi dikkate alındığında 818 sayılı Borçlar Kanununa göre zamanaşamı definin değerlendirilmesi gerekmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunun 60. Maddesine göre “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle bir meblağ tediyesine mütealik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren 1 sene ve her halde zararın müstelzim fiilin vukundan itibaren 10 sene mürurundan sonra istima olunamaz şu kadar ki zarar ve ziyan davası ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun mürür zamana tabi cezayi müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa davaya da o mürür zaman tatbik olunur denilmektedir. 6098 sayılı Borçlar Kanunun 72. Maddesinde ise zamanaşımı öğrenmeden itibaren 2 yıl, fiilin işlenmesinden itibaren 10 yıl olarak belirlenmiş, uzamış ceza zamanaşımıyla ilgili de maddede hüküm bulunduğu görülmüştür. Haksız fiil için ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalı , fiili işleyenin kusuru olmalı, kusurlu şeklide işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı, zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik olmalıdır. Haksız fiil ve haksız iktisapta zamanaşımı başlangıcı yönünden alacaklının belirli olguları öğrenmesi gereklidir. 6098 sayılı borçlar kanunun yürürlük tarihi 01/07/2012 olup zamanaşımı 818 sayılı borçlar kanunun 60. Maddesine göre değerlendirilecektir. 1 yıllık süre zararın varlığını ve zarar verenin öğrenmeden başlayacaktır. Zararın varlığını öğrenme için zararın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Hukuka aykırı bir fiil işlenmesine rağmen henüz zarar meydana gelmemiş ise zamanaşımı da işlemeye başlamaz. 10 yıllık zamanaşımı açısından da başlangıç tarihi zararın doğduğu tarihtir. Uzamış ceza zamaşımı açısından değerlendirme yapıldığında ise Kocaeli 3. Ağır ceza Mahkemesince zaman aşımı açısından hem dolandırıcılık (5 yıl), hemde resmi belgede sahtecilik (8 yıl ) olarak değerlendirme yapıldığı görülmüştür.
… köyü … ada … nolu parseldeki … nolu konut … adına kayıtlı iken 14/10/2008 tarih 2006/… Talimat nolu dosyadan … icra Müdürlüğünce satışı yapılmış olup işlemiş oluşturulduğu tarih 15/10/2008 tarihidir.
… Köyü … nolu parsel zemin 1 kat 120 nolu mesken … Adına kayıtlı iken … İCra Müdürlüğünün 08/10/2008 tarih 2006/ … Talimat sayılı dosyasında 09/10/2008 tarihinde satışın yapıldığı tespit edilmiştir.
…köy … parselde kayıtlı … nolu parsel halen … adına kayıtlıdır. Taşınmaz en son … ada … nolu parsele dönüşmüş olup … İcra Müdürlüğünün 2006/ … Talimat sayılı dosyası takipsizlik nedeniyle kapatılmıştır.
… Mahallesinde kain 1… ada 3 nolu parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm … adına kayıtlı iken …. İcra Müdürlüğünün 15/10/2008 tarih 2005/… Esas sayılı yazısına istinaden 14/08/2008 tarihinde satışı gerçekleşmiştir.
… icra Müdürlüğünün 2005/… Esas nolu dosyası alınıp incelendiğinde … A.Ş adına münferiden temsille … tarafından verilen vekaletnameye istinaden … A.Ş tarafından … A.Ş aleyhine dava açıldığı, …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyasını 24/11/2005 tarihinde tebellüğ edilen ödeme emrine itiraz ve şikayet edildiği ve dilekçe içeriğinde takibe konu edilen bononun müvekkili tarafından teminat amaçlı boş olarak verilen senet olduğunun bildirildiği davalı …’ın cevabına karşı bu defa … A.Ş ve … Adına verilen cevaba cevap dilekçesinde yine söz konusu bononun teminat amaçlı boş olarak verildiğini bildirildiği mahkemece itiraz ve şikayetin reddine karar verildiği, yapılan temyiz neticesinde verilen kararın onandığı görülmüştür.
…. İcra Müdürlüğüne ait 2005/1831 Esas nolu dosya alınıp incelendiğinde, … tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin 24/11/2005 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, bononun teminat amaçlı boş olarak verildiğini , banka tarafından iyiniyeti aykırı olarak doldurulduğunu, imzalandığında üzerinde tanzim tarihi bulunmadığı belirterek takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece iş bu dosyanın …. İcra Hukuk Mahkemesine ait 2005/… Esas nolu dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür. …. İcra Hukuk mahkemesine ait 2005/… Esas 2006/…2 Karar nolu dosya incelendiğinde davacısının … olduğu 29/11/2005 tarihli dilekçede …. İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyasından ödeme emrinin 24/11/2005 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, takibe konu edilen bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, söz konusu bononun bankaya teminat amaçlı boş olarak verildiğini, banka tarafından iyiniyete aykırı olarak doldurulduğunu, imzalandığında üzerinde tanzim tarihinin de bulunmadığını bildirerek takibin iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacılar … ve … tarafından imza inkarında bulunulduğu , imza inkarında bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için davacı asillerin imzalarının alınması gerektiği bu konuda davacılar vekiline 01/03/2006 tarihli oturumda müvekkillerine duruşmada hazır bulundurması, hazır bulunmadıklarında ya da hazır bulunmaları için gerekli gideri karşılamadıklarında imza inkarından vazgeçmiş sayılacaklarına dair ihtarat yapılmasına rağmen davacıların duruşmaya gelmediği belirtilerek itiraz ve şikayetin reddine karar verildiği bu karar karşı … ve … tarafından temyiz yoluna gidildiği, verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 20/07/2006 tarih 2006/… E. , 2006/… Karar nolu ilam ile onandığı görülmüştür.
… icra hukuk mahkemesine ait 2006/… Esas , 2007/… Karar nolu dosya alınıp incelendiğinde, şikayet edenin … karşı tarafın … olduğu, … İcra Müdürlüğünün 2005/… Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiği, borçlu adına kayıtlı bulunan … köyü … parselde kain 120 nolu bağımsız bölüm , … köyünde bulunan … ada 1 parseldeki … nolu bağımsız bölüme kıymet takdiri yapıldığı, belirlenen miktarın düşük olması nedeniyle kıymet takdirine itiraz edildiği, dosyaya kendi adına asaleten , … Ltd Şti’ni temsilen … tarafından vekalet verildiği ,mahkemece taşınmaz başında keşif yapıldığı, 13/02/2007 tarihli keşifte … vekilinin de hazır olduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilerek satış değerinin keşif neticesinde alınan raporda belirtilen miktar kadar olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
… icra hukuk mahkemesine ait 2007/… Esas 2007/… Karar nolu dosya alınıp incelendiğinde, … A.Ş tarafından … hakkında … parseldeki taşınmazla ilgili kıymet takdiri raporuna itiraz edildiği, … vekilince dosyaya vekaletname sunulduğu, taşınmaz başında davalı vekilinin katılımıyla keşif yapıldığı, yapılan yargılama sonunda kıymet takdirine itiraz davasının reddedildiği görülmüştür.
Yukarıda özetlenen dosyalardan anlaşıldığı üzere … ve … vekilince …. İcra Müdürlüğüne ait 2005/… Esas nolu dosyadan çıkartılan ödeme emrinin müvekkillerince tebliğ alındığını belirtildiği , taşınmazlarla ilgili kıymet takdirinden, kıymet takdirine yapılan itirazdan haberdar oldukları kıymet takdirine itiraz davalarında vekillerin keşfe katıldıkları, …. İcra Hukuk Mahkemesine ait yukarıda özetlenen dosyalarda … ve … vekilince dilekçelerde çelişkili beyanlarda bulunulduğu, imzaya itiraz edildiği hemen akabinde aynı dilekçede imzalandığında teminat amaçlı boş olarak senedin verildiğini ileri sürdükleri mahkemece de imza incelemesi yapılması amacıyla davacıların imza örneklerini vermesi için kesin meşruhatlı tebliğe rağmen imza örneklerinin verilmemesi nedeniyle davaların reddedildiği ve Yargıtay … Hukuk Dairesince kararların onandığı görülmüştür.
Davacılar tarafından senetteki imzalar inkar edilmiş ise de alınan adli tıp kurumu raporuna göre teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imzalar olması nedeniyle imzaların davacıların eli ürünü olup olmadığı tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Yukarıda özetlenen icra hukuk dosyaları değerlendirildiğinde davacıların ödeme emrini aldıkları, icra dosyasından haberdar oldukları, taşınmaz satışıyla ilgili yapılan kıymet takdirinden bizzat keşfe katılmak suretiyle haberdar oldukları, taşınmazların satıldığı 15/10/2008 , 09/10/2008 , 18/04/2008 tarihi itibariyle zararı ve faali öğrendikleri, dava tarihi olan 17/02/2015 tarihi itibariyle zamaaşımı süresinin dolduğu görülmüştür. 818 sayılı Borçlar Kanunun 60. Maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 72. Maddesine göre “…..Her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılı geçmesiyle zamanaşımına uğrar ancak tazminat ceza kanunların daha uzun bir zamanaşımı ön gördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zamanaşımı uygulanır” denilmektedir. Senedin tanzim tarihi 28/10/2002 olup sahte olduğu iddia edilen senet nedeniyle fiilin işlendiği tarihte 28/10/2002’dir . Uzun zamanaşımı süresi Borçlar Kanuna göre 10 yıldır. Resmi evrakta sahtecilik nedeniyle zamanaşımı süresi … Ağır Ceza Mahkemesince 8 yıl olarak hesaplanmıştır.818 sayılı Borçlar Kanunun 60. Maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 72. Maddesine göre ceza zamanaşımı süresi daha uzunsa bu sürenin uygulanması gerekir. Görüldüğü gibi Borçlar Kanunundaki uzun zamanaşımı süresi ceza kanunlarında tespit edilen 8 yıllık zamanaşımı süresinden daha fazladır. Bu nedenle her halükarda fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zamanaşımı dolmaktadır. Fiilin işlendiği tarih 26/10/2002 , davanın açıldığı tarih 17/02/2015 olup arada 10 yıldan fazla zaman geçtiğinden zamanaşımı dolmuştur. Bu nedenle davalılardan … A.Ş, … … ve … … hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davalılardan … … zamanaşımı defini geç ileri sürmüş, davacı taraf ise savunmanın genişletilmesine muvafakat etmemiştir. Bu nedenle … … tarafından yapılan zamanaşımı definin değerlendirilmesi mümkün değildir. Yukarıda da anlatıldığı üzere imzaların davacıların eli ürün olup olmadığı tespit edilememiş olup, söz konusu sahte olduğu iddia edilen imzaların daha doğrusu iddia edilen sahtelik işleminin … … tarafından yapıldığına ilişkin hiçbir delil
bulunmamaktadır. Kaldı ki davacılar tarafından açılan icra hukuk dosyalarında “imzalandığında boş olarak teminat amacıyla verildi” denilmesi nedeniyle … … hakkında açılan davanın ise esastan reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar tarafından, … Aş, … … , … … hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının zaman aşımı nedeni ile reddine,
2-Davacılar tarafından davalı … … hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine,
3-Maddi tazminat davasının reddi nedeniyle, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 ve 13. Maddesinin 4.fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Aş, … … , … …’na verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2, 13/4 gereğince (farklı nedenle redden dolayı) 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … …’e verilmesine,
4-Manevi tazminat davasının reddi nedeniyle, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 ve 10. Maddesinin 3.fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Aş, … … , … …’na verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2, 10/2 gereğince (farklı nedenle redden dolayı) 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … …’e verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … A.Ş tarafından yapılan Adli Tıp Kurumuna senet aslının PTT vasıtasıyla gönderilmesi için ödenen sigorta bedeli 25.500,00 TL’nin davacılardan alınarak davalı … A.Ş’ne verilmesine,
7-Davalı … … tarafından yapılan 191,00 TL tebligat ve tezkere yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı … …’e verilmesine,
8-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen ilgilisine iadesine,
9-Bu dava sebebiyle 59,30 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 5.464,80 TL’den mahsubu ile fazla alınan 5.405,50 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/04/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır