Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/148 E. 2018/158 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/148 Esas
KARAR NO : 2018/158
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/02/2015
KARAR TARİHİ: 21/02/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca cari hesaptan müvekkili şirketin bir miktar fatura alacağı kaldığını, davalıdan bu alacağın istenmesine rağmen borcunu ödemekten kaçındığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğinden takibin durduğunu, icra takibine dayanak olan cari hesap ekstresi incelendiğinde, müvekkili şirketin davalıdan 60.000,00-TL alacağı bulunduğu, çeşitli tarihlerde yapılan kısmi ödemeler sonucunda 25.494,03-TL fatura alacağı kaldığını, takipte ise bu alacaklarını talep etmelerine rağmen borçlunun kötü niyetle takibe itiraz ettiğini, davalının zaman kazanmak ve maddi menfaat temin etmek amacı ile hareket ettiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz olarak yapılan davalı itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafta yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
taraflar arasında 22.3.2014 tarihli sözleşme ile kurulmuş ticari ilişki bulunduğunu, işbu davaya ve takibe konu edilen miktarın gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ticari ilişkinin, yurt dışından gelen hastaların konaklamaları ile ilgili olduğunu, hastaların hastane dışı zamanlarda konaklama koşularının davalı şirket ile davacı şirket arasında yapılan sözleşme gereği belirlendiğini, çeşitli tarihlerde davacı şirkete bağlı “.. “ otelinde kalan hastalar olduğunu, davacı tarafça, cari hesabın yanlış tutulduğu için toplam hesaplamanın da yanlış yapıldığını, dilekçe ekinde sunduğu davacı tarafından gönderilen elektronik postalar neticesinde hazırlanmış olup, tarafların mutabık olduğu bir liste olduğunu, bu listede kaç kişinin hangi tarihlerde, hangi miktar üzerinden davacı şirkete bağlı otelde kaldığını gösterdiğini, hesaplamanın bu liste üzerinden yapılması gerektiğini, davacı şirkete 30.7.2014,30.8.2014 tarihli çeklerle 30.000,00-ar TL, 30.9.2014 tarihli çekle ise 60.000,00-TL ödeme yapıldığını, ek 2 de sundukları liste üzerinden yapılacak hesaplama ve davalı tarafından yapılan ödemeler dikkate alındığında, davacının müvekkiline 3.516,66-TL borcunun bulunduğunun görüldüğünü, davacı şirketçe ücretsiz odaların mahsup edilmediğini, 7.7.2014 tarihli elektronik postada yer alan geceleme sayısının 1045 hastalı olduğunu, bu hatanın davacı yanca düzeltilmemesi nedeni ile 11.7.2014 tarihinden itibaren davacıya bağlı otelde hasta konaklamadığını, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, sözleşme gereği davacı şirkete 200.000,00-TL teminat çeki verildiğini ve halen taraflarına iade edilmediğini, buna ilişkin dava haklarının saklı olduğunu belirterek, haksız davanın reddi ile davacının % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafta yükletilmesini savunmuştur.
Dava, davacının, sözleşmeden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1-2. maddesi “[1] Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. [2] Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü amirdir.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı tarafça davalı aleyhine taraflar arasındaki sözleşmeye ve cari hesap bakiyesine istinaden 25.494,03-TL asıl alacak tutarlı başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki Acente Satış Sözleşmesi, konaklamaya ilişkin otel kayıtları, cari hesap alacağını oluşturan faturalar ve e-mail kayıtları dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde Mali Müşavir bilirkişiden inceleme yaptırılmış, bilirkişi Mali Müşavir Oral Öktü tarafından sunulan 12.5.2016 tarihli raporda özetle; taraflar arasında yazılı bir Acente Satış Sözleşmesi ve buna bağlı fiili bir ticari ilişkinin mevcut ve bunun her iki yanın da kabulünde olduğunu, taraf defterlerinin ihtilaf konusu en son faturadan önce davalının davacıya 2.754,03-TL borclu olduğunun örtüştüğünü, ancak esas ihtilafın bundan sonra, davacının düzenlediği 11.7.2014 tarih ve 309371 no.lu 22.740,00-TL lik faturanın davalı tarafından kabul edilmemesinden kaynaklandığı, bu faturanın davalı defterlerinde kaydına rastlanmadığını, davalının, konaklama sayıları ve hesabının hatalı olduğunu, ayrıca davacının her 30 gecelik konaklama için 1 sng odanın ücretsiz verileceği taahhüdüne uymadığı, bunların düzeltilmesi halinde, borçlu değil aksine alacaklı olacakları yönündeki iddaalarına ilişkin değerlendirmenin uzmanlık alanına girmediğine ilişkin görüş bildirmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan belgeler üzerinde gerektiğinde yerinde inceleme yapılmak sureti ile konaklayan kişi sayısı ve hesabın tespiti yönünden otelcilik alanında uzman sektör bilirkişisi Burcu Tanyeri tarafından sunulan 16.2.2017 tarihli raporda özetle; konuk kayıt işlemlerinin temelini konaklama belgesi oluşturduğu, ilgili mevzuat gereği konaklama tesislerinde konaklayan her konuk için konaklama belgesi tanzim edilmesi zorunluluğu bulunduğu, tüm otellerde bu kural ön büro departmanı tarafından yerine getirildiği, konaklama belgesi satış sonrası çıkabilecek her hangi bir anlaşmazlık halinde heri iki taraf açısından temel hukuksal dayanak olma özelliği taşıdığı, bu nedenle ilgili bölümlerin konuk tarafından kendi el yazısı ile doldurulması ve konuk tarafından imzalanması her iki taraf için de büyük önem taşıdığı, bu itibarla taraflar arasındaki ihtilafa konu konaklama sayılarının tespitinin davacı şirket tarafından tutulan ilgili evrakların yetersiz olması ve genel otelcilik işleyişine aykırı olarak her türlü yoruma açık şekilde misafir konaklamaların listelenmesini e-meail yolu ile gerçekleştirilmesi nedeni ile doğru bir sonuca ulaşmanın otelcilik adına mümkün olmadığı, grup listesinde belirtilen her misafirin otel konaklama formunun misafirin imzalı şekilde sunulması gerektiği, bunun dışında gerçekleşen her e-mail ve yazışma, tespit konusunda imkansızlık doğurduğu, dava dosyasında yer alan ilgili misafir kayıtları, pasaport bilgileri, yazışmalar ve resmi misafir kayıtları ile borçlu ya da alacaklı tespiti sektörel açıdan belirsizliğini devam ettirdiği, 30 geceleme vaad edilen 1 single odanın ücretsiz verileceğine yönelik yazılı taahhüt konusu ile ilgili olarak, genel itibari ile otellerde uygulanan bir süreç olduğunu, otel ve acenta ilişkilerinde kullanılan bir uygulama /yöntem olduğunu, sözleşmede belirtilmesi her zaman için otellerde tercih edilse de zaman zaman e-mail ile de bu süreci otelcilerin yönetebileceklerine ilişkin görüş bildirmiştir.
Davacı vekili tarafından sektör bilirkişisinin raporuna itiraz edilmesi nedeni ile, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve önceki rapora yönelik itirazlar da değerlendirilmek suretiyle, Ticaret Üni. Turizm İşl..Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nüzhet Kahraman, Turizm Otelcilik Acenteler Konaklama İşl. Işıl Çiloğlu ve Muhasebe-Finans uzmanı Nükhet Bağdatoğlu’ndan oluşan 3’lü bilirkişi heyetinden alınan 19.1.2018 havale tarihli raporda özetle; taraflar arasında imzalanan 22.3.2014 tarihli Ramada Encore İstanbul Bayrampaşa Acente Satış Sözleşmesinin mevcut olduğu, sözleşmenin üzerinde taraf şirketlerin kasa ve imzalarının bulunduğunu, sözleşmenin 10.3.2014-31.3.2015 tarihleri arasında geçerli olduğunu, davalı şirket cari hesap ekstresinin dosya kapsamında mevcut olduğu ve 26.7.2014 tarihi itibariyle davalı şirket cari hesabının 25.494,03-TL borç bakiyesi verdiğini, davacı şirket hesap ekstresinin dosya kapsamında mevcut olduğu ve 31.7.2014
tarihi itibariyle davacı şirket cari hesabının 2.754,03-TL alacak bakiyesi verdiğini, cari hesap farkının davacı tarafından tanzim edilen muhatabı davalı şirket olan ve davacı kayıtlarında yer alan 11.7.2014 tarihli 22.740,00-TL miktarlı faturanın, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında mevcut olmamasından kaynaklandığını, davacı acentenin 30 gecede 1 single ( tek kişilik ) oda ücretsiz alacağı bulunduğu iddialarında haksız olduğunu, bahsi geçen grup konaklama belgelerinin eksik olduğunu, misafir listelerinde isim,soyad sunulan belgelere ulaşıldığını, resmi müşteri listesi otellerin ön büro departmanı tarafından günlük yazdırılarak oluşturulduğunu, davacı tarafından, sunulan grup konaklama belgelerinin e-mail yolu ile gerçekleştirildiğini, davacı tarafından sunulan misafir listelerinden konaklamaların gerçekleşip gerçekleşmediği, geceleme ve kişi sayısını otelcilik kuralları gereği sağlıklı olarak hesaplamanın yasal ve mümkün olmayacağını, davacı tarafından sunulan evrakların genel otelcilik kuralları gereği yersiz olması nedeni ile konaklayan misafirlerin kaç kişi olduğu, gecemele sayılarına ulaşmakta kullanılabilecek doğru bir evrak olmayacağı kanaatine varıldığını, doğru rakamlara ancak otel konaklama formlarında doldurulup misafir tarafından imzalanan yasal olan belgeler ile ulaşılabileceği, konaklama belgelerine ulaşılamadığından, davacının davasında haksız olduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında 10/03/2014-31/03/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 22/03/2014 tarihli Acente Satış Sözleşmesi imzalandığı, davalı yanca beyan edilen; davacı şirketin ” her 30 gecelik konaklama için 1 single odanın ücretsiz verileceği taahhüdü olduğu” hususunda sözleşme kapsamında her hangi bir maddeye rastlanılmadığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirketten takip tarihi itibariyle 25.494,03-TL alacağı bulunduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında 31/07/2014 itibariyle davacı şirket cari hesabının 2.754,03-TL alacak bakiyesi verdiği, taraflar arasındaki cari hesap bakiye farkının; davacı şirket tarafından tanzim edilmiş olan davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer alan ancak davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında olmayan 11/07/2014 tarihli 22.740,00-TL miktarlı faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık konusu faturaya dayanak olan otelde konaklayan kişilerin tespit edilerek davacının fatura alacağının ispatlaması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere, davacı acenta tarafından dosyaya sunulan evrakların genel otelcilik kuralları gereği yetersiz olması nedeni ile konaklayan misafirlerin kaç kişi olduğu, geceleme sayılarına ulaşmakta kullanılabilecek doğru bir evrak olmadığı, doğru rakamlara ancak otel konaklama formlarının doldurulup misafir tarafından imzalanan yasal olan belgeler ile ulaşılabileceği kanaatine varılmakla, davacının uyuşmazlık konusu faturadan kaynaklanan alacağını ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığından, davalının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 2.754,03-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, bu miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı taraf, her ne kadar her 30 gece konaklama için 1 single odanın ücretsiz verileceği taahhüt edildiğini iddia etmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ücretsiz oda verileceğine dair her hangi bir düzenleme yapılmadığı, dosyaya sunulan e-posta yazışmalarında bu husus konu edildiği, davalı acenta tarafından 30 gecelemede 1 single odanın ücretsiz verilmesi teklif edildiği, ilk başta davacı otel tarafından teklife olumlu yaklaşılmış ise de; ertesi gün, davalı acentaya verilen haktan vazgeçilerek teklifin uygulanmayacağı e-mail ile bildirildiği, bu sebeple davalı acentanın her 30 gecede tek kişilik ücretsiz oda alacağı bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı acentanın talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına itiraz edilmiş olması, itirazın iptaline karar verilen 2.754,03-TL lik kısmına ilişkin alacağın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu itibarla açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafça alacak miktarının % 20’ sinden az olmamak üzere tazminata da hükmedilmesi talep edilmiş ise de, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca alacaklının (davacının) tazminatla sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Davacının başlattığı takip tutarının tamamında haksız olmadığı, kısmi alacağı bulunduğu, ayrıca davacının kötü niyetli olduğunu gösterir delil bulunmadığından (kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından), reddedilen kısım bakımından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle
Davalının İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 2.754,03 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 2.754,03 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli olan 188,12-TL karar ilam harcının peşin alınan 435,38-TL den mahsubu ile arta kalan 247,26 -TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4- Alınması gerekli olan 188,12-TL karar ilam harcı davacı tarafça yatırılan peşin harçtan mahsup edildiğinden, 188,12-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafça karşılanan 31,80 – TL ilk dava gideri ( başvurma ve vekalet harcı) ile 249,75-TL davetiye ve posta gideri, 3.600,00-TL bilirkişi giderinden oluşan toplam: 3.881,55-TL yargılama giderinin kabul red oranı (% 10,80 ) üzerinden hesaplanan 419,20-TL yargılama giderinin davalıdan tahsil olunarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için kabul edilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için reddedilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre tayin ve takdir olunan 2.750,40-TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır