Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/13 E. 2021/384 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/13
KARAR NO:2021/384

ESAS VE BİRLEŞEN DAVALAR:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
ESAS DAVA TARİHİ: 26/12/2014
BİRLEŞEN DAVA TARİHLERİ :12/06/2015 – 28/03/2017
KARAR TARİHİ:26/05/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ( küçük ), diğer müvekkilleri … ve …’in müşterek çocuğu olduğunu, davalı, Kadın Doğum Uzmanı Dr. …’ın, tıbbi kötü uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini tanzim ederek, tarifede belirlenen beher poliçe başına 450.000.-TL lik teminat limiti dahilinde maddi manevi zarardan doğan sorumluluğu üstlendiğini, davalı sigorta Şirketinin sorumluluğunun, TTK’nun 1485/1 hükmünün TTK 1458 hükmüne atfı nedeniyle, geriye dönük 10 yıllık süreyi de kapsadığını, zaman aşımı süresinin ise TTK 1482 nedeniyle de 10 yıl olduğunu, 21/07/2010 tarih, 27648 sayılı ResmiGazete’de yayımlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarını rizikonun gerçekleşmesi başlıklı B.1 hükmüne göre, riziko sigortacı aleyhine dava açıldığı anda gerçekleşmiş sayıldığını, davalının, dava tarihi itibariyle geçerli poliçesinin mevut olduğunu, müvekkili …’in, hamileliği boyunca Dr. … tarafından takip edildiğini, anılan doktorun, genel olarak tbbı kötü uygulaması sonucu Down Sendromu hamilelikte teşhis edilmediğini ve küçük …’in Down Sendromlu olarak doğduğunu, bu durumun, davalının sigortalısı doktor tarafından yanlış bilgilendirme nedeniyle sağlıklı bir çocuk sahibi olmayı bekleyen müvekkillerinin bir anda şok yaşattığını ve müvekkillerini sakatlığın giderilmesi veya hamileliğin sonlandırılması ihtimallerinden yoksun bırakıldığını, bağlayıcı ve sınırlayıcı olmamak üzere, davalının sigortalısı doktorun tıbbi kötü uygulamalarının; a) bilgilendirmeme, b) aydınlatılmış rıza ( onam ) almama, c) teşhiste kusur, d)ileri testleri önermeme, e)ultrasyon kullanımında ihmal, f) ultrasyon bulgularını değerlendirmeme, g)konsültasyon istememe, h)CVS/amniosentez yapmama olarak sayılabileceğini, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, hasta-hekim ilişkisi vekalet sözleşmesi kapsamında olup, doktor yüksek özen borcu altında olduğundan, hastanın müterafik kusuru bulunmadıkça, gerçekleşen zarardan en hafif kusurundan dolayı zararın tamamından sorumluluğun söz konusu olduğunu, Down Sendromu’nun, hayat boyu devam eden bir iş göremezlik hali olup, öncelikle müvekkili …’in, bu işgöremezlik hali nedeniyle maddi zarara uğradığı ve dahi bizzat bu acıyı yaşam boyu çekecek olması nedeniyle de manevi zarara uğradığı izahtan vareste olduğunu, müvekkilleri … ve …’in hayat boyu çocuklarını Down Sendromlu olarak görerek acı çekmeye devam edeceklerini, davada, davalının sigortalısının tam kusuruna dayanılmamış olup, müteselsilen talepte bulunulduğunu, kusur dahil her türlü denkleştirme de dikkate alınarak talepte bulunulduğunu belirterek, müvekkili … için 10.000,00-TL iş göremezlik-maddi tazminat ( bakıcı ücreti dahil)60.000,00-TL manevi tazminat, müvekkili anne … ve baba … için ayrı ayrı 30.000,00-er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 130.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi,mahkeme masrafları ve avukatlık ücretiyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların zararına neden olduğunu iddia ettikleri doktor …’ın, şirket kayıtlarının tetkikinde, müvekkili şirket nezdinde poliçesi olmadığının tespit edildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan … sorgu sayfasında görülen ilgili poliçenin sayısının …, sigortalısının … (Diploma Sicil No: …) olduğunun ve davaya konu olayla bir ilgisi bulunmadığını, davaya konu zararlandırıcı olaya neden olduğu iddia edilen Doktor …’ın, müvekkili şirket nezdinde poliçesi olmadığından, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen …. Asl Tic Mah nin …E. Sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …’in … ve …’in çocuğu olduğunu, …’in hamileliği boyunca (… sicil no’lu) davalı sigorta şirketi sigortalısı Kadın Doğum Uzmanı Dr. … ın (… nolu Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ZMMS poliçesi ile sigortalı) tarafından takip edildiğini, ancak davalının sigortalısı doktorun kötü tıbbi uygulaması sonucu çocuğu …’in down sendromlu dünyaya geldiğini, hamilelik sürecinde teşhis edilmemiş ve haber verilmemiş olan bu durumun müvekkilinde şok etkisi yarattığını, down sendromlu sakatlığın giderilmesi veya hamileliğin sonlandırılması gibi ihtimallerden yoksun bırakıldığını, hayat boyu devam eden bu işgöremezlik hali sebebiyle müvekkillerinin maddi, bu acıyı yaşam boyu çekecek olması sebebiyle de manevi zarara uğradığını, iş bu davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/13 E. Sayılı dosyasında davacılar adına maddi ve manevi zarar nedeniyle Tıbbİ Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına dayanılarak açıldığını ve ilgili dosya ile birleştirilmesini, müvekkili … için 10.000,00TL işgöremezlik maddi tazminat (bakıcı ücreti dahil), 60.000,00TL manevi tazminat, müvekkili anne … ve baba … için ayrı ayrı 30.000,00er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 130.000,00TL tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ ın sigortalı olduğu Tıbbı Kötü Uygulamaya ilişkin 11-09-2014/2015 Vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin mevcut olduğunu, davadan dilekçesinden önce, müvekkili şirkete herhangi bir başvuru olmadığını, davacıların talebinin zaman acısından poliçe teminat kapsamında olmadığını, dava dilekçesinde olay tarihinin ve davacıların sigortalıya başvuru tarihinin belirtilmediğini, poliçe sorumluluğu dava tarihinden değil, olay ve sigortalıya ilk başvuru tarihleri esas alınarak belirlendiğini, poliçe sorumluluğu tespit edilirken, olay tarihinin ve davacının sigortalıya ilk talepte bulundukları tarihin belirtilmesinden sonra, poliçe sorumluluğunun tespit edileceğini, belirtilen itirazları saklı kalmak kaydıyla, poliçede teminat limitinin gösterilmesi bu rakamın mutlak ve otamatikman ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, sigortacı sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, çocuğunun down sendromu ile doğabileceği şüphesi karşısında, hamileliği sonlandırmayı tercih etmeyen birçok çiftin bulunduğunu, ayrıca dava konusu tazminat alacağı haksız fiilden doğan rücuen tazminat olduğundan, müvekkili şirketin temerrüde düşmesi halinde işleyecek faizin yasal faiz olarak hesaplanması gerektiğini belirterek, sonuç olarak, müvekkili şirket hakkındaki davanın reddine, red sebebiyle davacı taraf aleyhine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen …. Asl Tic Mah nin …. Sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in diğer davacıların çocukları olduğunu, davacı …’in hamileliği boyunca davalı tarafından … nolu poliçe ile sigortalı doktor tarafından takip edildiğini, anılan doktorun tıbbı kötü uygulaması sonucu Down Sendromunun hamilelikte tespit edilemediğini, …’in down sendromlu olarak doğduğunu, aynı konunda ….ATM.nin 2015/13 esas sayılı dosyasında açılan dava ile işbu dava arasında bağlantı bulunması nedeniyle öncelikle her iki davanın birleştirilmesine, … için bakıcı ücreti dahil 10.000 TL işgöremezlik, 60.000 TL manevi tazminata, anne … için 30.000 TL, baba … için 30.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Sigorta poliçesi, hastane kayıtları, tedavi evrakları, … Birliğine ait 14/3/2016 tarihli, … A.Ş, 2.9.2016 tarihli, … gönderilen 21/04/2017 havale tarihli,… Birliğine ait 28/03/2017 tarihli, … Sigorta A.Ş.’ye ait 07/04/2017,… A.Ş. Ye ait 10/04/2017 tarihli, 12/01/2015 ve 08/07/2015 tarihli, … Sigorta A.Ş.’ye ait 10/04/2017 cevabi yazıları, sağlık kurulu raporu, bilirkişi incelemesi.
… … den gelen 12/01/2015 tarihli cevabi yazı ile ; Dr. … a ait Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ZMMS poliçesi olmadığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davaların; sigorta tazminatı talepli olarak açıldığı, uyuşmazlığın; kadın doğum uzmanı Dr. …’ın asıl dosya davalısı … … ile sigorta sözleşmesi yapıp yapmadığı, davacı … ‘in down sendromlu olduğunun gebelik sırasında teşhis edilememesinde ve gebeliğin sonlandırılması hususunda davacı anne ve baba bilgilendirilmemiş ise bu konuda sigortalı kadın doğum uzmanı doktorun kusuru ve ihmali bulunup bulunmadığı; kusur ve ihmali var ise sigorta tazminatı talebi şartlarının oluşup oluşmadığı, talep edilen tazminatın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı yönünde toplandığı görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda doktorun davacıya ait aydınlatma hükmünü yerine getirip getirmediği, hamilelik döneminde yapılması zorunlu olan test veya tedavilerin davacı yönünden uygulanıp uygulanmadığı, doktorun davacıyı test ve tedavilerin uygulanması veya uygulanmaması halinde sonuçların ne olacağı hususunda bilgilendirip bilgilendirmediği, down sendromunun tespiti halinde davacıların gebeliği sonlandırma hakkı bulunup bulunmadığı, somut olayda doktorun kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının maddi zarar talebinin yerinde olup olmadığı bu kapsamda maddi zarar miktarının ne olduğu, davalının maddi zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında bir kadın doğum uzmanı, bir sağlık hukuku konusunda uzman sigortacı hukukçu bilirkişisi, bir genetik uzmanı bilirkişisinden rapor aldırılmasına karar verilmiş, sunulan 02/01/2018 tarihli raporda özetle; davacının, iddia edildiği gibi, gebeliğin başından itibaren davalının sigortalısı doktor tarafından muayene ve takip edildiğine dair kayıtların dosyada olmadığını, Down sendromu teşhisi için sırasıyla 9-11 haftalık gebelikte ikili test, 16-22 haftalık gebeliklerde üçlü-dörtlü test ve bunlardaki anormal bulgular varsa amniosentez, 24 haftalık gebelikte üst düzey ultrasonografi gibi tetkiklerin gerekli olduğunu, sonuç olarak; dosyadaki hastane kayıtlarında doğumu yaptıran davalının sigortalısı doktor…’a davacının gebelik takibi için 34 hafta 6 günlük gebe iken takip olmaya başladığı dosyadaki evraklardan anlaşıldığını, Down Sendromu açısından davalının sigortalısı doktorun 34 hafta 6 günlük gebelikten sonra Down Sendromou teşhisi koyduran testleri yaptırması beklenemez ve down sendromu tespit edildiği taktirde gebeliğin sonlandırılması imkanı olmadığından, davalının sigortalısı doktora atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, hekimden bu testleri istemesinin tıp standartlarına göre beklenmediği dikkate alındığında, uygun illiyet bağının dosyada bulunan deliller ile ispat edilemediği kanaatinde olduklarını, eğer üçlü test raporunda down sendromu ihtimali yüksek ise; genetik danışmanlık ve gerekirse amniyosentez, üst düzey ultrasonografi gibi ileri
tetkiklerin önerilmesi ve hasta kabul etmez ise de yazılı olarak beyanlarının alınması hususu tıp standartlarına göre gerekli olduğunu, bu görev, testi isteyen veya testin değerlendirilmek üzere gösterildiği hekimde olduğunu, dava konusu üçlü testin davalının sigortalısı Doktora gösterilip göstermediğine dair kaydın, dosyada mevcut olmadığını, davacının gebelikteki down sendromunun teşhis edilememesinde davalının sigortalısı Doktorun sorumlu olması için gereken uygun nedensellik bağının ispat edilemediği kanaatinde olduklarını, davalının sigortalısı hekimin kamu görevlisi olduğu dikkate alındığında; Anayasanın yüklediği devletin asli görevi olan kamu hizmetinin sunumu sırasındaki verilen zararları ödeme sorumluluğunun, TTK ve sigorta genel şartları ile bertaraf edip edemeyeceği ve husumet ile zamanaşımlarının sigorta hukukuna göre değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunun ise mahkemenin yetkisinde olduğu rapor edilmiştir.
Celse arası oluşturulan 04/09/2018 tarihli ara kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda belirlenen uyuşmazlık noktasında önceki rapora yönelik itirazlar da değerlendirilmek suretiyle “doktorun davacıya ait aydınlatma hükmünü yerine getirip getirmediği, hamilelik döneminde yapılması zorunlu olan test veya tedavilerin davacı yönünden uygulanıp uygulanmadığı, doktorun davacıyı test ve tedavilerin uygulanması veya uygulanmaması halinde sonuçların ne olacağı hususunda bilgilendirip bilgilendirmediği, down sendromunun tespiti halinde davacıların gebeliği sonlandırma hakkı bulunup bulunmadığı, somut olayda doktorun kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının maddi zarar talebinin yerinde olup olmadığı bu kapsamda maddi zarar miktarının ne olduğu, davalının maddi zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında bir üniversitelerde Tıbbi Genetik Anabilim Dalımdan Öğretim Üyesi bilirkişi, bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalından Öğretim Üyesi bilirkişi ve Tıp Hukuku alanında uzman Hukukçu Bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, 10/12/2019 tarihli raporda özetle; davalı şirketin sigortalısı Dr. …, davacı …’i, 10/08/2009 ( 11 hafta 3 gün, ) 01/09/2009, (14 hafta 4 gün), 07/09/2009 ( 15 hafta 3 gün gebelik haftası ) 28/09/2009 ( 18 hafta 3 gün gebelik haftası, ) 18/01/2010 ( 34 hafta 6 gün gebelik haftası ) 04/02/2010 ( NST çekimi; 36 hafta, 6gün gebelik haftası) 10/02/2010 ( NTS çekimi; 37 hafta 5 günlük gebelik haftası, ) 16/02/2010 (NST; 38 hafta 4 gün gebelik haftası ) tarihlerinde muayene ettiği, 17/02/2010 ( 38 hafta 5 gün gebelik haftası ) tarihinde ise sezeryan ile doğum yaptırdığının anlaşıldığını, davacı …’e dört farklı tarihte üç farklı sağlık kuruluşundan alınan sağlık kurulu raporu ile, 47,XY+21 karyotip özelliği ile kesim Down sendromu tanısı konduğunu, denver gelişim testi uygulaması ve çocuk prikiyatristi konsültasyon raporları ile orta derecede bilişşel geriliği ( orta mental retardasyon ) olduğunu, özüllülük durumunun farklı raporlarda % 70 ile % 79 arasında saptandığını, eğitim, sosyal yardım ve veli gözetimine gereksinimi olduğunu, davacı …’nın, gebeliği sırasında, 11-19 gebelik haftaları arasında 4 kez, 34 gebelik haftasından doğmu kadar 4 kez olmak üzere toplam 8 kez muayene, tetkik için hekime başvurduğunu, adı geçen davacının 28 yaşında olduğunu ve yaşı nedeni ile Down sendromu ve diğer sayısal kromozon anomalleri için artmış riskinin olmadığını, Down sendromu taramasında günümüzde en güvenilir tarama metodu kabul edilen ense pilisi kalındığı ve ikili testin sonuçlarının dosyada yer almadığını, gebeliğin süregeldiği dönemde ( 2009-2020 ) ense pilisi ölçümü ile ikili test uygulaması o tarihte geçerli olan gebelik izlem mevzuatında yer almadığını, 17 haftalık gebelik için 1/2187;18 gebelik haftarı için 1/1161 ile artmış risk olmadığının gözlemlendiğini, …’in kalp ve sindirim sistemi anomalleri olmadığının anlaşıldığını, yine kardiyak muayenesinde özellik saptanmadığını, …’de Down sendromlu bebeklerin % 50 sinde gözlenen majör kalp ve /veya sindirim sistemi anomallerinin olmaması da gebelik sırasında tanı alamama nedenlerinden biri olduğunu, …’in, …’e olan gebelik izlenimi sırasında, Dr. …’ın, hasta dosyası, muayene notları, ulutrasonografı çıktılarında fetal ölçümlerin not edilmemesi dışında, tıp kurallarına uygun olmayan eksik veya hatalı bir tıbbi uygulama yapmadığı kanaat edinildiğini, genç annelik, normal ulutrasonografi bulguları ve normal biyokimyasal tarama testi sonuçları ile down sendromlu çocuk dünyaya getirdiği bilinen bir olgu olduğunu, rizikonun … poliçe no.lu 11/09/2014-11/09/2015 vadeli … A.Ş. Üzerine birleşen dosyadaki dav dilekçesi tebliği ile gerçekleştiğini, hekimin kusurlu kabul edilmesi halinde tazminattan bu poliçenin sorumlu olduğu rapor edilmiştir.
Dosyanın 10/12/2019 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi ile raporda davacının 3 lü test değerlerinde artmış risk olmadığı gözlemlendiği rapor edilmiş ise de bebeğin down sendromlu olduğunun ileri tetkikler ile tespitinin mümkün olup olmadığının sigortalı hekimin ileri tetkikler konusunda aydınlatma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı ve varsa aydınlatılmış onam yükümlülüğünün yerine getirip getirmediği hususunun değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, sunulan 03.03. 2021 tarihli raporda özetle; davacı …, tıbbi literatüre göre Down sendromu açısından riskli yaş grubunda olmadığını, gebeliğin izlendiği 2009-2010 yıllarında Sağlık Bakanlığının oluşturduğu ve önerdiği antenatal sağlıklı gebelik izlem algoritması bulunmadığını, tarama testlerinin uygulanmasını öneren ilk Dogum Öncesi Bakım Yönetim Rehberi, 2014 tarihinde
hazırlandığı, yayımlandığı, uygulamaya girdiğini, Birinci İzlem (ilk 14 hafta) Fetal anomaliler ve kromozomal anöploidi tarama testleri ve USG incelemeleri hakkında bilgilendiriniz 11-14 haftalar arasında ultrasonografi ile ense saydamlığı ve combine test 16-20 haftalar arasında maternal serum AFP 16-20 haftalar arasında üçlü/dörtlü test (kombine test yapılmamışsa) 18-22 haftalar arasında fetal anomali taraması, gebeliğin izlendiği zaman aralığında (2009-2010) , Dr…. tarafından üçlü test yaptırılmış ve bağımsız biyokimya uzmanı mutaalası ile artmış risk olmadığı (normal sınırlarda olduğu) belirlenmiştir. Fetal ultrasonografi ile fetusun tespit edilecek bir anomalisi olmadığı, … … doğum sonrası tetkiklerinde major kalp ve sindirim sistemi anomalisi saptanmadığı için kesinlik kazanmıştır (… Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı notları) … … gebelik döneminde yaşının ileri olmaması (35 yaşın çok altında; 28 yaşında), antenatal dönem fetus USG değerlendirmesinin normal sonuçlanması ve üçlü test tarama sonuçlarında artmış risk saptanmadığı için Down sendromu tanısına yönelik ek ileri tetkik ( invazif girişim) ve/veya perinatolog konsultasyonu endikasyonu oluşmadığını, Gebeliğin süregeldiği 2009-2010 yıllarında TC. Sağlık Bakanlığı Dogum Öncesi Bakım Yönetim Rehberi henüz yayınlanmadığı için ( 2014 tarihinde yayınlanmıştır) Kadın Doğum uzmanı hekimin ileri tetkikler konusunda aydınlatma yükümlülüğü standart hale gelmediğini ve riskli gebelik olmadığından Kadın Doğum uzmanı hekim eksik/hatalı antenatal (doğum öncesi) izlem yapmadığını, fetusun doğum öncesi izleminde Down sendromu açısından artmış risk saptanmadığı hususları rapor edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, sigortalı Dr …’ın diğer davacıların çocuğu olan …’in down sendromlu doğmuş olması sebebiyle, sigortalının, küçüğün down sendromlu olduğunun gebelik sırasında teşhis edilmemesi ve gebeliğin sonlandırılması ihtimalinden yoksun bırakılması sebebiyle anne ve baba olan davacılar … ve … yönünden manevi tazminat, … yönünden iş göremezlik ve bakıcı ücreti tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, dava, sigortalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle, doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Alanında uzman bilirkişilerden alınan raporlar ile birleşen dosyalar davalısının sigortalısı olan hekimin gebelik izlenimi sırasında down sendromun teşhisine yönelik eksik veya hatalı bir tıbbi uygulama yapmadığı kanaat edinildiğinden ve ayrıca … … den gelen cevabi yazı ile Dr. … a ait Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ZMMS poliçesi olmadığının bildirildiğinden asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş olup aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl ve birleşen davanın reddine,
2-Asıl davada alınması gereken 59,30-TL red harcının peşin alınan 444,05TL den düşümü ile arta kalan 384,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
3-Asıl davada davacı … yönünden maddi tazminat talebi reddedildiğinden; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı (… … (Birleşmeden önce … …)ya verilmesine,
4-Asıl davada davacıların manevi tazminat talepleri reddedildiğinden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalı (… … (Birleşmeden önce … …)ya verilmesine,
5-Birleşen … Asliye Ticaret Mah nin …E sayılı davada alınması gereken 59,30-TL red harcının peşin alınan 444,02TL den düşümü ile arta kalan 384,72-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
6-Birleşen … Asliye Ticaret Mah nin …E sayılı davada davacı … yönünden maddi tazminat talebi reddedildiğinden; davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı … … ye verilmesine,
7-Birleşen … Asliye Ticaret Mah nin …E sayılı davada davacıların manevi tazminat talepleri reddedildiğinden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalı … … ye verilmesine,
8-Birleşen … Asliye Ticaret Mah nin … E sayılı davada alınması gereken 59,30-TL red harcının peşin alınan 444,02TL den düşümü ile arta kalan 384,72-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
9-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının iadesine,
Hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır