Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1219 E. 2019/990 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ…

ESAS NO : 2015/1219 Esas
KARAR NO : 2019/990

DAVA : Tazminat
(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :22/12/2015
KARAR TARİHİ : 29/11/2019
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 30/06/2014 günü saat 13.20 sıralarında … Pakalı motorsikleti ile Muğla İstikametinden Marmaris İstikametine giderken, kavşakta, karşı taraftan gelen …yönetimindeki … plakalı aracın hızlı gelmesi nedeniyle kaza meydana geldiğini kazada müvekkilinin bir bacağının koptuğunu, psikolojisinin bozulduğunu, kazada her iki taraf %50 kusurlu olduğunun kabul edildiğini, %84 ilik sakatlık durumu nazara alındığını ve buna göre davalı … tarafından davacıya 41.186,92- TL ödeme yapıdığını, müvekkilinin, …Üniversitesi İşletme bölümünden 1997 yılında mezun olduğunu ve kendisine ait Hediyelik eşya, elişi ve imitasyon takıların ticaretinin yapıldığı dükkanı bulunduğunu, kaza esnasında 39 yaşında olduğunu, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi engelli sağlık Kurulu’nun 10.04,2015 tarih … nolu raporuyla davacı …’ın beden gücü kayıp oranının %64 olarak belirlendiğini, her nekadar davalı tarafından davaya konu kaza nedeniyle 41.186,92 TL lik ödeme yapılmış ise de, davacının beden gücü oranına, aktif ve pasif dönem zarar sürelerine, meslek durumuna göre sigorta ödemesi yetersiz olduğunu, tedavi masraflarının bir kısmı SGK tarafından karşılandığını, 6.900,00- TL ameliyat ücreti, 2.500,00- TL yürüyüş protez ayağı, sürf için protez ayağı 3.000,00- TL için ödeme yapıldığını, ayrıca tedavi için 3 aylık süre içinde Ula’dan İzmir’e hastaneye gitmek zorunda kaldığını, taksi ücretlerini ödemek zorunda kaldığını, ayrıca protez ayak istendiğini ve 30.000- TL tutan bu tutarı ailesi karşılayamadığı için bu protez alınamadığını, müvekkili 4 ay yatağa bağlı olarak tedavi gördüğünden, bu süre zarfında 3. kişilerin bakımına muhtaç hale geldiğini belirterek, sonuç olarak; sonuç olarak, davaya konu kaza nedeniyle, müvekkilinin tüm zararların 6100 sayılı yasanın 107. maddesi gereği tespiti ile müvekkiline ödenen 41.186.92 TL İlk kısım mahsup edilerek şimdilik 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.000,00- TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.500,00- TL protez ve tedavi gideri ile ulaşım gideri, 500,00- TL bakıcılık gideri olmak üzere toplam 10.000,00- TL nin davalı şirketten temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte güvence tutarıyla sınırlı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 29.09.2014 tarihinde müvekkili şirketine başvuru yapıldığını ve hesaplanılan 41.186,92-TL tazminat miktarı 26.12.2014 tarihinde (sigortalımızın kusuru oranında) müvekkili Şirketce davacı tarafa ödendiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğini, talep edilen tazminat tutarının hangi zarar kalemlerine dair talepler olduğunun ayrıca açıklanması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün %50 kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kazanın davacı tarafın iddia ettiği üzere sigortalı araç sürücüsünün değil kendi asli kusuru sebebi ile gerçekleştiğini, bu sebeple müvekkili sigorta şirketinin huzurdaki davaya konu maddi tazminat talepleri bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, dvacının talebine konu tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderleri tazminatından, 6111 Sayılı yasanın 59. maddesi ile değiştirilen KTK 98 düzenlemesi gereği, müvekkili şirketin değil Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, talep edilen geçici iş göremezlik tazminatının da tedavi giderleri kapsamında değerlendirildiğini,Müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını belirterek, sonuç olarak; davanın öncelikle davaya konu tazminat bedelinin ödenmesi neticesinde müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmiş olması sebebiyle reddini, belirsiz alacak davasının usulden reddini, davanın Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edilmesini, davacının faiz başlangıcına ve türüne ilişkin taleplerinin reddini, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi gözetilerek kusur ve tazminat miktarının belirlenmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini savunmuştur.
Davacı vekili, UYAP’dan gönderdiği 26/08/2019 tarihli dilekçe ile; davalı …Ş. ile müvekkilinin anlaştığını, davalı … ile sulh protokolü düzenlendiğini, protokolde belirlenen bedelin ödendiğini ve tüm davalı yönünden yargılama gideri, ücreti vekalet, maddi tazminat, ana para ve faizi yönünden davadan feragat ettiğini, sonuç olarak; davalı Şirket yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, imzalanan Sulh Protokolu gereğince tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, taraflara vekalet ücreti verilmemesine karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili UYAP’dan gönderdiği 26.11.2019 tarihli dilekçe ile, davadan feragat ettiği tarih olan 26/08/2019 tarihini kapsayan feragat yetkisine haiz vekaletnamesini sunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı H.M.K’ nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup aynı yasanın 309. maddesinde feragat ve kabul beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, hüküm ifade
etmesinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı,feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği belirtilmiştir. Yine aynı yasanın 311. maddesinde de feragat ve kabulün kati bir hükmün hukuki neticelerini doğuracağı hüküm altına alınmıştır. Açıklanan yasal hükümler ışığında davacının feragatinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış ve feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili sunmuş olduğu feragat dilekçesinde; tarafların sulh olduğunu ve imzalanan Sulh Protokolu gereğince tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve yine Sulh Protokolu gereği taraflara vekalet ücreti verilmemesine karar verilmesini iddia etmiş ise de; sulh sözleşmesi sunulmadığı gibi, davalı vekilince de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığına ilişkin dilekçe verilmediğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 34,16-TL ile 80,00-TL ıslah harcından düşümü ile arta kalan 69,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır