Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1210 E. 2018/1065 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1210
KARAR NO : 2018/1065

DAVA : Doğrudan Doğruya İflas
DAVA TARİHİ : 18/12/2015
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

DAVA : Davacı mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile; müvekkilinin , temliken alacaklı olduğu … ile davalılar arasında Almanya’da ticaret ilişkisi olduğunu, müvekkilinin temliken alacaklı olduğu şirket vasıtasıyla 2011 yılında davalıların … şirketine et sattığını , müvekkilinin temliken alacağı devraldığı şirketin tek yetkilisi ve sahibi olduğunu, davalılardan …’in … nin sahibi ve yetkilisi olup, …’in marketin sahibi , …’in kardeş olup aynı zamanda …’in tüm davalıların babası olduğunu, müvekkilinin davalılardan alacağının tahsil edebilmek için hukuk mücadelesine girdiğini, davalıların kötü niyetli davranarak aldıkları etin parasını ödemeyerek müvekkilinin temlik alacaklısı şirketi yaklaşık 700.000 Euro zarara uğrattıklarını, davalıların borçlarına karşılık senet vermek teklifinde bulunduklarını, 2012 Ocak ayında 150.000 Euro’luk resmi senedin Alman Noterliğinde yapılarak müvekkiline verildiğini, ancak ödenmemesi nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesinde … esas sayılı dosya ile davanın devam ettiğini, yine davalı tarafın borçlarına karşılık verdiği 325.000 Euro’luk senetle ilgili dava itirazla karşılaştığı için … İcra Hukuk Mahkemesinde sonuçlanmayı beklediğini, ayrıca davalıların müvekkili hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık iddiası ile şikayette bulunduklarını müvekkilinin… Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak beraat ettiğini, yukarıda bahsedilen 325.000 Euro’luk senedin … tarafından verildiğini, sonra … Şirketi ile diğer oğul …’in 150.000 Euro’luk senet verdiğini, 5 ayda tedarikçilerden alınan mal tutarının 1.151.524,68 Euro olup satış tutarının 1.230.884,05 Euro olduğunu, aradaki fark olan ve kar olarak kalacak olan miktarın 79.359,37 Euro olduğunu, buna göre aylık kar miktarının 15.871,87 Euro olup mahkemelerde geçen süre göz önüne alındığında 48 ay olarak toplam 761.849,95 Euro’ya denk gelen bir kara tekabül ettiğini, %50 lik kısmı ve vergi ve diğer giderler düşüldüğünde net kararın 380.924,97 Euro olarak hesaplandığını, davalıların sahibi olduğu … ‘nin iflas ettiğini, bu nedenle şirketten alacağın tahsili imkanın kalmadığını, tüm bu nedenlerle kar mahrumiyeti kapsamında şimdilik 5.000 Euro’nun davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde , davalılardan …’in Federal Almanya’da faaliyet gösteren … isimli şirketi hissedarı ve yöneticisi olduğunu, diğer davalıların bu şirkete hiçbir ilgi ve bağlantılarının ortaklıklarının bulunmadığını, bu şirket ile davacının şirketi arasında ticari ilişki kurulduğunu, … şirketini iflas ettiğini, iflas yargılamasının halen Federal Almaya mahkemeleri nezlinde derdest olduğunu, işbu dava yönünden hukuk mahkemelerinin yer bakımından yetkisinin bulunmadığını, davanın bu yönden reddi gerektiği, müvekkillerinin hiçbirinin davacı ile şahsi olarak ticareti bulunmadığını, senetlerin verilme nedeninin farklı olduğunu, iflas eden bir sermaye şirketinin borcundan dolayı müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını belirterek öncelikle Türk Mahkemelerinin yetkisizliği yönünden keza husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında davalılardan …’in vefat etmesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
ISLAH: Yargılamanın devamı sırasında davacı tarafça dosyaya ıslah dilekçesi verildiği , incelendiğinde , davalıların müvekkiline olan borcunu ödemediklerini , davalı asillerin tacir sıfatına haiz olduğunu şirketleri ve diğer ticari organlarını kullanmak suretiyle hileli işlemler yaptıklarını, davalı tacir ve şirketler hakkında 325.000 Euro’luk senetten dolayı … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından dolayı takip başlattıklarını, fakat tahsilat yapamadıklarını, ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemesine ait … esas sayılı dosyadan dolayı da 150.000 Euro’luk borcun ödenmediğini, bu nedenle davayı ıslah ederek İİK 177 maddesine dayalı doğrudan doğruya iflas davasına çevirdiklerini, davalı şirketin / tacirlerin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ıslah dilekçesine vermiş olduğu beyan dilekçesinde , müvekkillerinin hiçbirin iflasa tabi kişiler olmadığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini … Şirketinin iflas ettiğini ve iflas yargılamasının Almanya’da yürütüldüğünü, … şirketinin Almanya’da bu ülke kanunlarına göre kurulan ve Türkiye’de ne şubesi ne de faaliyeti olmayan bir şirket olduğunu aynı şekilde davalılarında ticari faaliyetlerinin bulunmadığını, iddia edilen ticari ilişkinin de Almanya’da gerçekleştiğini bu nedenle Türk Mahkemelerinin yetkisinin bulunmadığını, öncelikle yetkisizlik, daha sonra husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, kar kaybına ilişkin alacak davası olarak açılmış ise de, daha sonra 02/05/2018 tarihinde tam ıslah suretiyle doğrudan doğruya iflas davasına çevrilmiştir.
İflasa tabi olan kişiler Ticaret Kanunu gereğince, tacir sayıldıkları için iflasa tabi olan kişiler kapsamında , bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten ve tacir sayılan kişiler, bir ticari işletmeyi kurup açtığını sürkiler , gazete ve diğer ilan vasıtalarıyla halka bildirerek işletmesini ticaret sicile kaydettirerek durumu ilan etmesi halinde ticari işletmeyi fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılırlar. Ticaretten men edilmiş olmalarına rağmen ticari işletme işletenler TTK gereğince tüzel kişi sayılan ticari şirketler sayılabilir. Davalıların bu kapsamda tacir olup olmadıklarını irdelenmesi gerekmektedir ancak öncelikle iflas davalarında kesin yetki söz konusu olup, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede görülmesi gerekmektedir. İflasına karar verilmesi istenen vefat eden …’de dahil olmak üzere …, … ve …’in ikametgahların Berlin/Federal Almaya olduğu anlaşılmaktadır. Federal Almaya’da ikamet eden ve varsa ticari faaliyetlerini bu ülkede yapan davalılar hakkında mahkememize iflas davası görülemeyeceğinden mahkememiz yetkisiz olduğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre,
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden dava şartı yokluğundan reddine,
2-Davalılar vekille temsil edildiğinden 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 35,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 277,51 TL nin mahsubu ile fazla alınan 241,61 TL nin talep halinde yatıran davacıya iadesine,
Kararın taraflara tebliğinden itibaren on gün içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı oybirliği ile karar verildi. 04/10/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır