Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1204 E. 2018/1262 K. 26.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1204 Esas
KARAR NO : 2018/1262

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından tasarlanarak üretilen çeşitli mobilya tarzındaki ürünler …’deki …’da toptan ve perakende satışa sunulduğunu ve kendi tasarımları olan ürünlerin Türkiye ve yurt dışına satıldığını, Davalı … yetkilileri tarafından müvekkilimize başvurularak, tecavüze konu tasarım ürün sehpalar görülmüş, sipariş için görüşmeler başlamış, mail yoluyla yazışmak suretiyle müvekkili tarafından çizimler hazırlanmış, taraflarca ürünlerin ebatlarında mutabık kalınmış, üretim süresi ve birim fiyatları üzerinden fiyat alınmış, tüm bu hususlarda mutabık kalınmak suretiyle sipariş verilmiş; Sonuç olarak davalı şirket yetkililerinden gelen fatura bilgileri uyarınca müvekkilinin davalı …’ya toplam 22.656-USD- tutarında proforma fatura düzenlenerek, gönderildiğini, daha sonra müvekkiline ait özel tasarım ürün sehpaların benzerleri ve kötü taklitlerinin … Otel’de kullanıldığı bilgisi gelmiş ve yerinde görülerek tespit edildiğini, Benzer ürünlerin … otelde yaklaşık 10-12 adet kullanıldığı ve Orjinal ürünlerin satış fiyatları değişken küçük ve büyük ebatlarda ürün başına 3.200-USD ile 1.600-USD arasında olduğu, Davalıların tasarım hakkının ihlali için aranan tüm haksiz iş ve işlemleri yapmış ve ürünleri taklit ederek iltibas yaratacak surette hiçbir hakları olmadan menfaat temin etmiş ve etmeye devam etmekte, dolayısıyla müvekkilinin şirketin telafisi imkansız olan maddi ve manevi zararlarının doğmasına sebebiyet vermiş ve de vermekte olduklarını, Dünya’da ve Türkiye’de ilk kez fiilen Müvekkili şirket tarafından tasarlanmış ürünlerin davalı tarafından birebir taklit etmek suretiyle aynı veya benzer şekilde imal ettirildiği, satışa sunulduğu ayrıca ürünleri kötü taklit ve malzeme kullanmak suretiyle imal ettirdiği, çoğaltığı ve müşterilerine ait otele pazarladıklarını, Davalılar tarafından müvekkili adına TTK ve ilgili diğer yasalar nezdinde koruma altına alınmış olunan tasarımların, aynı veya belirgin derecede benzerlerini kullanmak, satışa sunmak, bu fiillere iştirak edilmek suretiyle tasarımdan doğan haklarımıza tecavüz edildiğinin tespiti/önlenmesi ve ortadan kaldırılması ile TTK uyarınca haksız rekabet gerçekleştirildiğinin tespiti, önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına, Tasarımdan doğan haklara tecavüz suretiyle üretilen ürünlere, bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçların tespiti ve el konulması ile Tasarımdan doğan haklara tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle el konulan ürünlerin ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya tasarımdan doğan haklara tecavüzün önlenmesi için, kaçınılmaz ise, imhası, hükmün ilgililere tebliği ve kamuya ilan yoluyla duyurulması, zararı kanıtlayan belgelerin istenmesi talebi ile; Davalı tasarımları ile aynı veya benzer tasarımların uygulandığı ürünleri tecavüze yol açacak surette ürettirerek kullandığından tecavüzün giderilmesi ile davalıların elde ettiği kazancın belirlenmesine; Maddi tazminat olarak, taleplerinin belirsiz alacak olması nedeniyle,fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL (Onbin Türk lirası) maddi tazminata hükmedilerek, dava tarihinden başlayacak bankaların uyguladığı en yüksek reeskont faiziyle beraber davalıdan tazminine hükmedilmesine; Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancın belirlenmesine, Müvekkilinin yıllardır emek vererek tasarladığı ürünlerin davalılar tarafından bilinçli bir şekilde “metal akşamı incelendiğinde açıkça görüleceği üzere kötü taklitlerinin” piyasaya sürülmesinden kaynaklanan duyduğu üzüntünün bir nebze olsun telafi edilmesi amacıyla 30.000,00 TL (Otuzbinbin Türk Lirası) manevi tazminatın dava tarihinden başlayacak bankaların uyguladığı reeskont faiziyle beraber davalıdan tazminine hükmedilmesine, Kararın masrafları tecavüz edenlerce karşılanmak suretiyle Türkiye’de en yüksek tirajlı ilk 3 gazeteden birinde yayınlanmasına, Fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı tutulmak kaydıyla dava masrafları ve ücreti vekaletin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talebinin kanunda yer alan koşulları sağlamadığından söz konusu talebin reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmekle birlikte türünü belirtmemiş ve davada haklılığını ispat etmemiş olduğundan HMK 389/1 madde kapsamında tedbir talebinin reddi gerekeceğini, sayın mahkemenin aksi kanaatte olduğu takdirde tedbir isteyen tarafın teminat yatırmasına karar verilmesini, Ayrıca müvekkilinin bizzat kendi eylemi ile davacı yanın tasarımları ile benzer nitelikte bir sehpa üretip, piyasaya sürmediği gibi söz konusu tasarımın tescilli bir tasarım olmadığından da davacıya tekel hakkı tanımadığından, müvekkilinin aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı eylemleri ile davacıyı zarara uğratmadığını ifade ederek, Davacının tüm talepler ile birlikte reddine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; Davacıya ait yurt içi ve dışında satışı yapılan tasarım ürünü sehpaların … A.Ş ‘ne ait … otelde taklitlerinin sergilenmesi iddiası ile açılan tasarıma müdahalenin meni ve maddi ve manevi tazminat talepli davadır.
Mahkememizin … Esas … Karar 11/02/2015 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup, İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. … Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesinin … Esas… Karar 12/05/2015 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup, Yargıtay … Hukuk Dairesi ‘nin … Esas … Karar 20/10/2015 tarihli Yargıtay İlamı ile mahkememizin görevli olduğuna karar verilerek, dosyanın mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
Deliller; Dosya Münderecatı, Davacı ve Davalı delilleri, bilirkişi incelemesi
Mahkememiz dosyasından 30/11/2017 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacıya ait ticari defterler davacı vekilinin hazır olduğu 17.11.2017 tarihinde şirket merkezinde incelenmiştir. 2013 yılı ticari defterler TTK ilgili hükümlerine göre açılış ve kapanış onamaları süresinde yapılmıştır.
Taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığı tespit edilememiştir.
Davacı tarafından sunulan ve dosyada da davacı delilleri arasında yer alan Proforma fatura bilgilerinde de; Davacı … şirketinin, davalı … şirketine 10.04.2013 tarih, bila numaralı proforma fatura düzenlemiş olduğu ve bu faturada 12 adet davaya konu siparişi KDV hariç her bir ürün 1.600 USD olmak üzere toplam 19.200,00 USD’ ye proforma ettiği görülmüştür.
Davacı ” … Ltd.Şti. ” ünvanı ile; davaya konu olan metal ayaklı sehpaların tasarımını, imalatını, tanıtımını, satış ve pazarlamasını yapıldığı; tanıtımını ve tasarımını yaptığı diğer ürünleri yurtiçi ve yurtdışındaki muhtelif sanatsal ağırlıklı mekanlarda, butik ürünlerin satıldığı merkezlerde, tasarımcının adı ile anıldığı bir marka olarak taktim ettiği; İstanbulda da; butik ve marka ürünlere ilgi duyan üst gelir guruba hitab eden ve tanıtım galerisi olarak hizmet veren bir satış galerisi ve bürosunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm çağdaş dünyada ve ülkemizde yeni yapılan mimari yapıların iç mekanlarında, özellikle lüks konut sitelerinde, tiyatro ve opera salonlarında, üst düzey devlet yapılarında, ticari merkezlerde, kongre salonlarında, kentsel otellerin lobilerinde dönemin öne çıkan tasarımcısının, ressam ve heykeltraşlarının eserlerine de yer vermek, günümüz dekorasyon anlayışında bir akım ve bir prestij sembolü belirten bir tarz haline gelmiştir.
Mimari mekanların iç mekan tasarımlarında ve imalatların yerinde uygulamaları için esas teşkil eden projenin içeriğinde, tefrişe hazır olan mekan dahilinde kullanılacak olan tüm ürünlerin yerleri ve adetleri belirtilir. İnşaat aşamasındaki tedarik şartnamelerinde de ayrıntılı olarak istenen diğer özellikleri de net anlaşılacak bir şekilde belirtilir.Yüklenici firmaların da teklif alma aşamasında bu ana proje ve ek açıklamalarını uymaları şartı vardır.
Söz konusu olan sehpanın orijinal olanının temininin; mütehahhit firma olarak uygulamayı yapan ‘…’ tarafından fiyatının yüksek bulunmasından dolayı tecih edilmemesi normaldir. Fakat otelin mütehahiti veya işletmecisi konumundaki otoritenin talep ettiği şartlara uyum sağlayacak şekilde fiziksel değişikliklere uyarlanması, tasarımın ticari ve sanatsal piyasasındaki itibarını zedeler.
Dava konusu ürünlerin, bu şekilde bağlayıcılık arzeden bir şartnameye uyum sağlaması amacı ile değişikliklere tabi tutulması, tasarım camiasınca tanınan ve belli bir beğenici ve tüketici kitlelerinin nazarında yer etmiş olan bu ürünün manevi ve ulvi olan markasal değerinin bozulmasına, kimlik kaybına ve değersizleşmesine de sebep teşkil eder.
Davalı ” … Ltd.Şti “nin; Davacı, tasarımcı, imalatçı ve satıcı durumundaki …” ile , … modeli metal ayaklı yuvarlak formlu, üzerinde de yuvarlak formda mermer tablası olan modelde anlaşmışlardır. Fakat piyasada mevcut şekli ile tanınan, bilinen, zihinlerde yer eden orjinal ölçüleri ve görüntüsü ile tanıtımı ve satışı yapılan bu ürünün üzerinde ölçüsel ve görsel değişiklikler istenmesi, hatta istenen bu değişiklikler de eklenerek sehpanın tasarımını ve imalatını yapan firmanın yetkili elemanları tarafından kabul edilerek fiyatlandırılması düşündürücü bulunmuştur. Bu durumda;taklit diye nitelendirilecek bir yapılaşmaya yönelik bir ortaklık söz konusu olmaktadır.
Bu yeni oluşturulan taslak tasarımın, gerek görüntü, gerekse boyutlarında yapılması istenen değişikliklikler ile alakalı olarak şirket çalışanları tarafından yapılan yazışmalar ile de belgelenen siparişler için önerilen muhtelif revizyonlar ile ilgili olarak, müellif olarak tanıtılan tasarımcının da onay vermesi durumunda bile, ortaya çıkan yeni ürünün; kamu oyunda gereken tanıtımının yapılmadığı hallerde, prototip taslak ürün olarak nitelendirilmesi – hatta bu şekilde ticari yönden değerlendirilmesi bile düşünülebilir.İleri tarihlerde sanat galerileri veya benzeri müzayedelerde ticari veya koleksiyoner anlamda değerlendirilmesi halinde; şüpheli, şaibeli, sahtesi, kopyası gibi sıfatlar ile adlandırılarak taraflarca da istenmeyen durumlara sebep olabilir.
Dava konusu olan sehpalar üzerinde yapılması istenen görsel ve ölçüsel değişikliklerin sebebi; teknik, estetik ve de ticari olarak ön görülen makul bir gerekçeli açıklaması dosyadaki bilgilerden tespit edilememiştir.
Sonuç olarak orjinaline sadık olmayarak farklı ölçülerde ve farklı oranlar oluşturarak orijinal tanınan ürüne benzetmeye çalışarak taklit imalatı yapılan ürünler ile, aynı şekilde farklılıkları içeren teklif aşamasındaki diğer muhtelif değerlendirmeler; ilgili çevrelerde özellikle tasarımcılar, mimarlar, iç mimarlar, dekoratörler, reklamcılar, medya kuruluşları, eğitim ve akademik birimler ile müze ve sanat galerilerinden müteşekkil bir cemiyet ve de ürünün bilfiil kullanıcıları ile beğeni sahiplerinin nezdinde, – çakma tabir edilen taklit veya sahte imalatı da mevcut – şeklinde algılanmasına, hatta toplumda şaibe oluşmasına sebep teşkil edebilir.Burada da bu şartların bilfiil oluştuğu kanaati mevcuttur.
Diğer bir anlatımla, davalının davacının tasarımına benzer ürünü ancak orijinalinden farklı ölçü ve oranlar kullanılmak suretiyle ticaret hayatına geçirmesi, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri ile karıştırılmaya yol açacak önlemleri almanın haksız rekabet hali olarak düzenlendiği TK m.55/l/a/4 hükmüne aykırılık oluşturmaktadır.
Bilirkişi kurulu tarafından davalı fiilinin TK m.54, m.55/l/a/4 hükmü çerçevesinde haksız rekabet eylemi teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Taraf vekillerinin beyan ve itiraz dilekçeleri göz önüne alınarak mahkememiz dosyasından 20/06/2018 tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Dosyada mübrez proforma fatura bilgilerinde davacı tarafın 10.04.2013 tarih ve bila numaralı proforma fatura bilgilerinde davacı tarafından davalıya KDV hariç 12 adet ürün için 1.600,00 USD fiyat verdiği görülmektedir. Proforma fatura icap(öneri) niteliğindedir. Ancak, karşı tarafın bir şekilde kabul etmesi halinde taraflar arasında sözleşme akdedilmiş sayılır.
Proforma fatura tutarı 1.600 x 12 = 19.200 USD + %18 KDV 3.456,00 USD = 22.656,00 USD’ dir. Proforma faturanın kesilmiş olduğu 10.04.2013 tarihinde USD/TL paritesi 1.7834 TL olup 19.200 USD = 34.241,28 TL yapmaktadır. Anlamı davacı taraf proforma fatura tarihi itibariyle, davalıya yapacağı satış için 34.241,28 TL tutarlı fiyat bildirmiştir. Davacının 34.241,28 TL ile satacağı ürünlerin, davalının vazgeçmesi ve satılacak ürünler benzerlerinin değişik yerlerde davalı tarafından temin edilmiş halde görülmesinden dolayı bu mallar üzerinde uğramış olduğu zararlarının tazminini talep etmektedir.
Kar kaybı, kardan yoksun kalma karşılığı meydana gelen zarar olup somut davada davalı kusuru ile davacının mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmaya engel olunmuş olduğundan, Mal varlığındaki çoğalmanın da gelecekteki durumu somut delillerle kanıtlanamayacağından kar kaybı zararı ancak varsayımlara dayalı ve takdir mahkemeye ait olmak üzere olarak hesaplanmıştır.
Davacının 2013 yılı Kurumlar vergisi beyannamesinde davalıya yapacağı satışın %69,18’i satılan ticari malın maliyeti olup davacı taraf davalıya bu malın satışını yapsaydı, davalıdan maliyeti çıkartılmış 10.551,00 TL kar elde edeceği takdir mahkemeye ait olmak üzere davalıdan 10.551,00 TL talep edebileceği değerlendirilmiştir.
Dava dilekçesinde bahsi geçen manevi tazminat talebi yönünde ise özellikle teknik inceleme yönünden bilirkişi kurulunca davalı fiilinin TK m. 54, 55/l/a/4 hükmü çerçevesinde haksız rekabet eylemi teşkil ettiği kanaatine varıldığından davacı ürünlerinin bir fiil kullanıcıları ile beğeni sahiplerinin nezdinde, çakma tabir edilen taklit veya sahte imalatı da mevcut şeklinde algılanmasına yol açacağından ve ürünlerin tüketiciye sunulmasının marka prestiji noktasında önemli olduğu fakat bu yönde hüküm tesisinin sayın yargı makamının münhasır takdiri içinde olduğundan görüş izhar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının davalıya kestiği proforma fatura bilgileri ile davacının 2013 yılı kurumlar vergisi beyannamesine göre yoksun kalınan kazanç yönünden yapılan incelemede satıştan elde edebileceği kazancın 10.551,00 TL olarak hesap edildiği, bu rakama dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %10.50 oranından başlayacak değişen oranlarda faiz işletilmesi gerekeceği anlaşıldığından, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının davacının tasarımına benzer ürünü ancak orijinalinden farklı ölçü ve oranlar kullanılmak suretiyle haksız rekabet hali olarak düzenlenen TTK m.55/l/a/4 hükmüne aykırılık oluşturarak davacı ürünlerinin bir fiil kullanıcıları ile beğeni sahiplerinin nezdinde, çakma tabir edilen taklit veya sahte imalatı da mevcut şeklinde algılanmasına yol açacağından ve ürünlerin tüketiciye sunulmasının marka prestijini olumsuz etkileyeceğinden davacının 30.000,00 TL ‘lik manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kararın masrafları tecavüz edenlerce karşılanmak sureti ile Türkiye’de en yüksek trajlı ilk 3 gazeteden birinde yayınlanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının 30.000,00 TL ‘lik manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kararın masrafları tecavüz edenlerce karşılanmak sureti ile Türkiye’de en yüksek trajlı ilk 3 gazeteden birinde yayınlanmasına,
4-Alınması gerekli 1.707,75 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 683,10 TL’nin düşümü ile eksik kalan 1.024,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden, Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden, Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden, Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan (31,80 TL ilk masrafı+ 242,25 TL posta masrafı+ 1.950,00 TL bilirkişi ücreti =) 2.224,05 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %62,50 kabul ) nazaran 1.390,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafça yatırılan 683,10 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır