Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/114 E. 2018/838 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/114 Esas
KARAR NO : 2018/838
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2015
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin lojistik hizmeti verme işi ile iştigal ettiğini, davalı ile yapılan ticari iş gereği davalının icra takibine konu emtianın taşınmazı/nakli hizmetini gerçekleştirerek fatura kesildiğini, faturanın usulüne uygun davalıya tebliğ edildiği halde davalı şirketin fatura bedelini ödemekten kaçındığını, akabinde davalı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından ilamsız takibe geçilerek örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, davalı vekilinin 31.12.2014 tarihli itiraz dilekçesinde; “ borca, fer’ilerine, işlemiş faiz tutarına, uygulanan faiz oranına “ itiraz ettiğini ve müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını beyan ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, takibe dayanak; 16.12.2014 tarih 2.500,00-USD, 16.12.2014 tarih 2.500,00-USD, 12.11.2014 tarih, 6.600,00-USD, 12.11.2014 tarih, 300,00-USD, 12.11.2014 tarih, 300.00-USD, 12.11.2014 tarih, 6.600,00-USD meblağlı olmak üzere toplam 7 adet faturalar olduğunu, davalının faturaya ve müvkekili şirketle olan ticari ilişkisine itirazı olmadığını belirterek, davalı şirketin mal kaçırmasını önlemek amacı ile borçlu şirketin adına menkul ve gayrimenkul mallarının araştırılarak, alacağa yeter miktar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, borçlunun haksız ve alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik itirazının iptali ile takibin devamına , % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde hangi vakanın hangi delille ispat edileceği ve dayanılan hukuki sebeplerin belirtilmediğini, dava dilekçesinin bu nedenle usule aykırı olduğunu, dava dilekçesinde iddiaların dayandırıldığı vakıaların ve hangi vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmesi gerektiğini, aynı zamanda zorunlu dava şartları arasında yer aldığını, icra takibine konu faturaların usulüne uygun tebliğ edilmediğini bu nedenle kabulünün mümkün olmadığını, faturanın gönderilip gönderilmediği konusunda bir uyuşmazlık çıkması halinde, ispat yükünün faturayı gönderdiğini iddia eden ve kanuni karineden yararlanacak olan, faturayı tanzim eden tacire düşüğünü, tacir, faturayı karşı tarafa tebliğ ettiğini ispat etmedikçe, faturayı delil olarak isnat etmesinin de mümkün olmadığını, bu bağlamda faturalar defterlerine işlenmiş olsa dahi bu hususun davacı lehine delil teşkil etmeyeceğini, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında yerine getirilmesi gereken hizmetin gereği gibi ifa edilemediğini, taraflar arasında yükleme adresi …/… boşaltma yeri …/… olan taşıma sözleşmesi akdedildiğini, bahsi geçen sözleşmeye göre davacının, müvekkili şirketin emtialarını …&…-… arasında taşımakla, müvekkili şirketin bilgisi dahilinde …’da aktarma yaptığını ancak aktarma işleminin yapılmasının akabinde iki aracın evrakları birbiriyle davacının karıştırması nedeni ile iki aracın da … gümrük kapısında bu yüzden takıldığını, davacı şirketin bu karışıklığı giderebilmek için müvekkilinden izin/onay almaksızın söz konusu iki aracı tekrar … aktarma bölgesine gönderdiğini ve araçların kat ettiği iddia edilen mesafeye ilişkin ayrıca navlun bedelini tahakkuk ettirdiğini, taşıyıcının kendisine verilen emir ve talimatları gereği gibi yerine getiremeyecekse bunu gönderene bildirmesi gerektiğini ancak davacı yan ne müvekkili şirkete ne de müşteriye bu kapsamda herhangi bir bildirimde bulunmadığını, davacının hal ve şartlar uyarınca, kendi kusuru ile sebebiyet verdiği masrafları müvekkili şirketten talep etmesinin tamamı ile haksız ve kötü niyetli olduğunu bu nedenle davacının dava konusu alacak iddia ve taleplerine itiraz ettiklerini belirterek, sonuç olarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesine, % 20 den az olmamak üzere icra kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine davaya konu 7 adet faturadan kaynaklanan alacak için 19.400,00-USD asıl alacak ve 201,27-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 19,601,27-USD miktar üzerinden takip başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takip durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ekindeki deliller dosyaya ibraz edilmiş, tarafların yasal ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak; taraflar arasındaki ticari ve alacak-borç ilişkisinin tespiti defterlerde gözüken alacak ve borç kayıtları ile hesap bakiyeleri tespit edilip, iddia , savunma ve itirazlar ile dosyaya sunulan belgeler değerlendirilerek varsa takip tarihi itibariyle davacı alacağının saptanmasına ilişkin mali müşavir ve taşıma hukuku alanında uzman bilirkişi kurulundan alınan raporda özetle; davacının sunmuş olduğu yasal ticari defterler üzerinde yapılan incelemede; davalı adına tanzim edilen döviz cinsinden fatura tutarlarının TL karşılıkları bu hesaba borç, davalı tarafından yapılan ödemelerin ise alacak kaydedildiği, ilgili hesabın 31.12.2014 tarihinde 18.860,00-USD karşılığı 48.892,39-TL borç bakiyesi verdiği, davalı sunmuş olduğu yasal ticari defterlerinin incelenmesinde, ilgili hesabın 31/12/2014 tarihinde 18.860,00-USD karşılığı 43.734,45-TL alacak bakiyesi verdiği , başka bir ifade ile davalının kendi yasal ticari defter kayıtlarına göre davacıya, bu tutar kadar borçlu olduğu tespit edildiği, bu itibarla davacının, davalıdan 31.12.2014 takip tarihi itibariyle 18.860,-USD alacağının olduğunu, bu alacağın 24.12.2014 takip tarihi itibariyle TL karşılığının ise 43.885,34-TL olduğu, bu alacağın, girişilen takipteki durum mahkemece incelenerek TL olduğunun kabulü halinde ve takibe devam koşullarının bulunduğu mahkemece kabul edilecek olursa, takibe devam yönünde hüküm kurulabileceği, o durumda mali değerlendirmeye göre, 3095 sayılı kanuna göre takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 9 kanuni faiz uygulanabileceğinin, USD olduğunun kabulü halinde ise, yıllık % 6 faiz uygulanabileceğinin de mahkemece değerlendirilebileceği hususları rapor edilmiştir.
Davalının itirazları noktasında iddia edildiği gibi evrakların karıştırılması nedeniyle fazladan nalvun bedeli tahakkuk ettirilip ettirilmediği, varsa bu durumun davalının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, taşıma işlemi sırasında davacıya ödenmesi gereken navlun bedelinin düzenlenen faturaya uygun olup olmadığı hususunda önceki bilirkişi heyetine taşımacılık alanında uzman sigortacı da dahil edilerek alınan 06.03.2018 tarihli ek raporda özetle; tarafların yasal ticari kayıtları karşılaştırıldığında; döviz bazında hesap bakiyelerinin 18.860,00-USD olduğu ve birbirine eşit olduğu, TL bazındaki hesap bakiyeleri arasında sadece 157,94-TL fark olduğu, bu farklılığın kur farkı hesaplanmasından kaynaklandığı, dosya kapsamında, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen söz konusu fatura içeriklerine ve fatura belgelerinin teslimine ilişkin olarak, davalının itirazlarını içeren herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı, evrakların karıştırılması iddiası nedeni ile fazladan navlun bedeli tahakkuk ettirilip ettirilmediği yönünden yapılan incelemede; taşıma sürecinde cereyan eden durumları anlatan bir yazışma, bilgi ve belge sunulu olmadığından, tarafların belirttikleri olaylar yönünden kimin haklı olacağına ilişkin kanaat uyandıracak yeterli veri bulunamadığı, sonuç itibariyle; davacının, davalıdan 31.12.2014 takip tarihi itibariyle 18.860,-USD alacağının olduğu, bu alacağn 24.12.2014 tarihi itibariyle TL karşılığının ise, 43.885,34-TL olduğu, bu alacağın, girişilen takipteki durumun Mahkemece TL olduğunun kabulü halinde ve takibe devam koşullarının bulunduğu mahkemece kabul edilecek olursa; takibe devam yönünde hüküm kurulabileceği, bu kapsamda CMR Konvansiyonu madde 27 gereği, dava açıldığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere 10 yıllık % 5 faiz uygulanması gerektiğini, CMR Konvensiyonu madde 27’den bahsetmek sureti ile, sonuç olarak; dosyaya sunulan mail yazışmalarının davalının belirttiği araç karışıklığı, taşımanın ayıplı ifa edildiği, araçların mükerrer gitmediği, gittiyse bile kendilerinin sorumlu olmayacağı yönündeki beyanları yönünden taşıma sürecinde cereyan eden kurumları aksettirdiğini ve değerlendirme yapmaya yeterli bilgi/belge ve tanık beyanı sunulu olmadığından, buna ilişkin kanaat belirtebilecek bir sonuca ulaşılmadığı hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında taşıma sözleşmesi imzalandığı ve yükleme yeri …/…, boşaltma yeri …/ … olduğu, bunun dışında genel şartlarda da taşıma ile ilgili düzenlemelerin yapıldığı anlaşılmıştır. İhtilafa konu taşımada, davacı taraf ” sözleşme gereği taşınma hizmeti gerçekleşip, teslimatın yapılmasından sonra ilgili faturaların düzenlendiğini, taşımayı yapan araçların alıcı tarafından her araç için iki ayrı CMR düzenlenmediği ve davacının insiyatifi dışında …’ dan …’a gönderildiğini, her araç için 2 CMR düzenleneceği bildirilmiş ise de; …’da CMR’lere kaşe vurularak araçların geri …’a gönderilmiş olduğunu, kendilerinin üzerlerine düşen edimini yaptıklarını belirtmiş olup, davalı ise taşıma konusu yüklerin aktarma işlemi sırasında iki aracın evraklarının birbirine karışması sebebi ile … gümrük kapısında takıldığını, davacının ara gidiş geliş navlunlarını haksız talep ettiğini belirtmiştir. Davalı taraf, taşımanın ayıplı ifa edildiğini, araçların mükerrer gitmediği, gittiyse bile kendilerinin sorumlu olmayacağını iddia etmiş ise de; navlun bedeli olarak düzenlenen faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, bu faturalara davalı tarafça itiraz edilmediği bu nedenle fatura mündericatının yerinde olmadığının ispat külfeti davalıya ait olduğu, taşımanın ayıplı ifa edildiği ya da mükerrer taşıma yapılmış olsa bile davacının sorumlu olması gerektiği davalı tarafça ispata elverişli yasal delillerle ispatlanamadığı, davacının satıcılar hesabı ile davalının alıcılar hesabındaki miktarın birbiri ile örtüştüğü, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 18.860,00-USD alacağı olduğu kanaatine varılmış olmakla, davanın kısman kabulü ile, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak olarak 18.860,00-USD üzerinden devamına, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden, işlemiş faiz alacağının reddine karar verilmiştir. Davalı takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması ve alacak likit olması nedeni ile davacı lehine alacağın % 20 si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur. .
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle,
Davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 18.860,00 USD miktar üzerinden asıl alacağa kamu bankaları 1 yıllık USD mevduatına uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte ödeme tarihindeki T.C.M.B efektif satış kuru karşılığı icra takip giderleri ile birlikte tahsil edilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacak olan 18.860,00 USD’nin takip tarihindeki karşılığı olan 43.917,40 TL’nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli olan 3.124,83- TL karar ilam harcından peşin alınan 537,49-TL nin mahsubu ile noksan kalan 2.587,34- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davalı tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından 537,49-TL si davacı tarafından yatırılan peşin harçtan karşılandığından, bu miktarın ( 537,49-TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 31,80-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye gideri: 229,00-TL, bilirkişi ücreti:
1.800,00-TL olmak üzere toplam: 2.060,80- TL. yargılama giderinden kabul/red oranı ( % 96,21 ) üzerinden hesaplanan 1.982,10 – TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 5.309,50- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 1.797,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır