Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1120 E. 2019/378 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1120 Esas
KARAR NO : 2019/378
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :13/11/2015
KARAR TARİHİ : 25/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında 30/07/2013 tarihinde 4.291.504,00USD tutarındaki sözleşme ile 30/09/2103 tarihinde 143.799,00USD tutarındaki sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmelere göre müvekkilinin prefabrik binaların imal ve teslimini üstlendiğini, söz konusu imal edilen binaların davalı yana teslim edildiğini, sözleşme konusu işlerin eksiksiz olarak tamamlanmasına ve gerekli tüm dökümanların onaylatılmasına rağmen davalı tarafa müvekkili şirkete 1.176.963,48USD bakiye borcu bulunduğunu ve ödemediğini, sözleşmelere konu işlere ait son hak edişin onaylanma tarihinin 19/06/2014 olmasına rağmen iyi niyetli görüşme çabalarının sonuçsuz kaldığını daha sonra müvekkilince ….Noterliğinin 02/07/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek belirtilen alacağın 15/07/2015 tarihine kadar ödenmesi aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini yine ödenmemesi nedeni ile davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını davalı tarafın borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, müvekkili şirketçe davalı tarafından onaylanan hakedişlere istinaden düzenlenen faturaların gönderildiğini bu nedenle haksız itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince mahkememize sunulan cevap dilekçesi ile; davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği edimlerin tam ve gereği gibi ifa etmediğini ayrıca hali hazırda davacı şirketçe müvekkiline teslim edilmemiş ürünlerin bulunduğunu, dilekçe ekinde yer alan ve davacının imal ettiği ürünleri ihtiva eden resimlerde de görüldüğü üzere davacı tarafın yükümlülüğünü yerine getirmediğini teslim edilen ürünlerde ciddi ayıplar bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacının imal ettiği ürünlerin müvekkili şirketin Irak’taki müşterisine gönderildiğini, Irak’taki müşteri tarafından ayıpların tespit edilerek 18/02/2015 tarihli mail ile müvekkili şirkete bildirildiğini, müvekkilince de bu durumun 18/02/2015 tarihinde davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirket tarafından müvekkilli şirkete gönderilen 04/03/2015 tarihli mail ile ürünlerin ayıplı olduğunun ihrar edildiğini, tüm bu nedenlerle davacının bakiye bedel istemekte haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedelin tahsili için başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Delil; İcra dosyası, 30/07/2013 ve 30/09/2013 tarihli sözleşme ve ekleri, ihtarname, mailler, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi.
….İcra Müdürlüğüne ait … esas sayılı icra dosyası alınıp incelendiğinde; davacı tarafından davalı hakkında 1.176.963,48USD bakiye alacak, 4.401,52USD faiz olmak üzere toplam 1.181,365,00USD’nin faizi ile birlikte ödeme günündeki TL karşılığı ile tahsili için takip başlatıldığı davalı tarafından süresinde yapılan itiraz ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 24/02/2016 tarihli dilekçesinde; dava konusu taleplerinin, 30/07/2013 tarihli sözleşme uyarınca davalının ödemekle yükümlü olduğu 2014 yılı Nisan – Mayıs dönemlerine ilişkin 006 ve 007 nolu hak ediş bedelleri borcu ile 30/09/2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan cari hesap bakiye borcuna ilişkin olduğunu, müvekkilinin ilk sözleşme ile davalının Irak’taki müşterisi tarafından kullanılmak üzere 7 adet prefabrik binayı imal etmeyi üstlendiğini, sözleşmenin 3.maddesinin “m, n ve o” bentlerine göre müvekkili şirketin ürettiği malzemelerin nakliye için gerekli ve karayolu taşımasına uygun paketlemesini yaparak teslim yeri olan fabrikada Irak’taki müşteri tarafından temin edilecek konteynerlere yüklenmesini sağlayacağını, taşıma ve montaj işlemlerinin sözleşme kapsamı dışında kaldığını ve ürünlerin davalı şirket tarafından müvekkili şirketin Ankara’daki fabrikasında teslim alınacağını kararlaştırıldığını, diğer sözleşme ile teknik şartname de belirtilen ünitelerin tüm materyallerini yapmayı ve taşımaya uygun paketlemeyi üstlendiğini bu sözleşmeye göre de müvekkilinin taşımayı üstlenmediğini ve fabrika binasında teslim hususunun kararlaştırıldığını, ikinci sözleşme de bir takım zeyilnamelerin yapıldığını, ilk sözleşmeden kaynaklanan 006 ve 007 nolu hak edişlerin davalı tarafından onaylandığını, davalı şirket yetkilisi … dan tarafından 19/06/2014 tarihli mailde Nisan ve Mayıs hak edişlerinin onaylandığını açıkça bildirdiğini ve ödeme planına alınması için finansman bölümüne iletildiğinin bildirildiğini, fabrika binasında ürünler teslim edilirken davalı şirket tarafından yetkilendirilen … Denizcilik Şirketi ürünleri teslim ederek aldığını ve ayıplı olduğuna ilişkin herhangi bir tutanak düzenlemediklerini, kabul anlamına gelmemek koşulu ile davalı şirket tarafından iddia edilen ayıpların açık ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği ancak davalı şirket tarafından teslim edilirken var olduğu iddia edilen ayıpların müvekkili şirkete bildirilmediğini, BK 474.maddesi gereğince iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirerek ayıpları varsa bildirmek zorunda olduğunu, davalı tarafından bu yükümlülüğü yerine getirmediğini, süresinde ihbar yapılmadığını, davalı tarafından müvekkilince ayıpların kabul edildiği iddia edilmiş ise de müvekkilince bu hususun kabul edilmediğini sadece 04/03/2015 tarihli maillerinde iyi niyetli olarak talep halinde malzemenin tekrar üretilmesi için plan oluşturulabileceğinin ifade edildiğini, davalı şirketin yetkili tarafından kaleme alınan mailde varlığı iddia edilen ayıpların taşımadan kaynaklandığının ikrar edildiğini, müvekkili şirketin taşımayı üstlenmediğini, davalı şirket yetkilisi … tarafından 19/04/2015 tarihinde dava dışı Irak’taki müşteriye atılan e-mail de ” bahsedilen zararların nakliye sırasında gerçekleştirilen elleçleme işlemlerinden meydana geldiğini tespit ettik” ifadelerine yer verildiğini, müvekkili şirketin sadece paketlemeyi üstlendiğini belirttiği görülmüştür.
Davalı vekili 02/05/2016 tarihli dilekçesinde davacı şirket yetkilisi … ‘nın 04/03/2015 tarihli maili ile malın hasarlı olduğunu kabul ettiğini ve tekrar üretilmesi için plan oluşturulabileceğini kabul ettiğini, ayıp hususunun süresinde bildirildiğini iddia etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 30/07/2013 tarihli sözleşmenin 3.maddesinde davacının 7 adet prefabrik binanın imalini ve teslimini üstlendiği, nakliye için paketleme yapılmasını, malzemenin müşteri tarafından temin edilecek konteynırlara fabrikada yüklenmesini üstlendiği sözleşmenin bedelinin 5.maddesinde yer aldığı, ödeme koşullarının sözleşmenin 7.maddesinde yer aldığı, sözleşmenin 12.maddesine göre garanti süresinin işi bitirme/geçici kabul tutanağının tanziminden itibaren her türlü ayıp için 12 ay olduğu görülmüştür.
Yargılamanın devamı sırasında davacı …San Aş bu dosyadan talep etmiş olduğu alacağı … Tic Aş’ye 08/05/2017 tarihli temlikname ile temlik etmiştir.
Ayıp ve ihbar hususlarında taraflar tanık deliline başvurmuş olup söz konusu tanıkların mahkememizce dinlenmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; kendisinin … Ltd Şti’nin yetkili temsilcisi olduğunu, şirketinin davacı … davalı şirkete değil ürünlerin nakliyesini üstlenen şirket olan …’ya sabitleme hizmeti verdiklerini, davacı tarafça imal edilen ürünlerin Irak’a sevk edildiğini, sevkide …’nın yaptığını, kendilerinin de bu ekipmanları gemideki konteynırlara sabitlediklerini bu iş kapsamında ekipmanlarda herhangi bir ayıplı unsur görmediklerini, sabitleme işini konternıyların davacı şirketin fabrika binasında bulunduğunu ve sabitleme işini fabrikada yaptıklarını ayıplı olsaydı sabitleme yapmayacaklarını, ekipmanların kapalı ambalaj içerisinde olmayıp bir kaç ekipmanın bir araya getirilerek bağlama şeklinde olduğu için ayıplı olmadıklarını gördüğünü beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; davacı tarafın ürünleri imal ederek Irak’taki müşterinin taşıma şirketi olan …’ya teslim ettiğini daha sonra Irak’taki müşterinin bazı malzemelerin hasarlı olduğunu maille bildirdiğini ve fotoğraf gönderdiğini, fotoğraflarda bazı ürünlerin yamulduğunu, döndüğünü gördüğünü bunları davacı tarafa ilettiklerini davacı tarafında düzeltilebilecek durumda olanları düzelebileceklerini söylediklerini,
Diğer davalı tanığı … ise beyanında; imalat sırasında teknik elemanlarının davacı şirketin fabrikasına giderek kalite kontrollerini yaptığını, Irak’taki müşteri tarafından ayıp hususunun bildirilmesi üzerine davacı tarafın bazı ayıpların düzeltilebileceğini bazılarının düzeltilemeyeceğini yeniden üretebileceklerini söylediklerini, Irak’taki müşterinin ayıp ve eksik mallar nedeni ile davalı şirkete ödeyecekleri bedelden nefaset bedeli kestiklerini, hasarın nakliye sırasında oluştuğunu hasarın iki nedenden oluşabileceğini, birincisi indirme sırasında elleçleme nedeni ile meydana gelmiş olabileceğini diğer nedeni ise uygun ambalaj yapılmamasından kaynaklanmış olabileceğini Irak’taki müşterinin ayıplı olan ürünleri ne davacı ne davalı şirkete iade etmediğini, ayıplı malların Türkiye’de değil Basra’da olduğunu söyledikleri görülmüştür.
Davacı tarafın talimat yolu ile dinlenen tanıkları ise beyanında; ürünleri karşı tarafın yetkilileri huzurunda hasarsız ve kusursuz olarak teslim ettiklerini, yüklemeyi ve nakliyeyi yapmadıklarını, sadece paketlemeyi yaptıklarını, paketleme sırasında da karşı tarafın hazır olduğunu belirttikleri görülmüştür.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri talimat mahkemesi vasıtası ile incelettirilerek alınan rapor dosyaya bırakılmıştır. Davacının defterlerine göre davacının davalıdan 1.176.963,48USD alacaklı göründüğü tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek uyuşmazlık noktaları olarak belirlenen hususlarda rapor tanzim edilmesi için dosya inşaat mühendisi, kesin hesap uzmanı, mali müşavir ve borçlar hukuku uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş 18/01/2018 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Rapor incelendiğinde davalının ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, davacının defterlerine göre davacının 1.176.963,48USD alacaklı olduğu, ürünler görülmediğinden ayıplı olup olmadığı yönünde değerlendirme yapamayacakları şekilnde rapor verildiği görülmüştür.
Bu arada davalı vekili çelmiş, çekilme hususu usulüne uygun bir şekilde asile tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporu davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen rapora herhangi bir itiraz yapılmadığı görülmüştür.
Davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin ibrazı için tebligat çıkartıldığı, inceleme gününde hazır edilmediği davalı şirket temsilcisince dosyaya 09/04/2018 tarihinde dilekçe sunulduğu ve ticari defter ve belgelerin … İcra Ceza Mahkemesinin… esas nolu dosyasına teslim edildiğinin bildirilmesi üzerine bilirkişilere, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeleri ilgili mahkemede inceleyerek uyuşmazlık noktaları olarak belirlenen noktalarda rapor tanzim edilmesi istenilmiş, davalının defterlerinde davalının davacıya 3.422.139,04TL borçlu gözüktüğünün tespit edildiğini, davalının defterlerine göre 30/12/2015 tarihindeki merkez bankası kur miktarı olan 2.9172TL den bu miktar çevrildiğinde davalının davacıya 1.173.090,31TL borçlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu bildirilmiş ise de bu iddialarını dosyaya sundukları siyah beyaz olan bir kaç fotoğrafa dayandırmışlardır, ürünlerin davalının Irak’taki müşterisine teslim edildiği ve bu müşteri tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davacı yada davalıya iade edilmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı taraf nakliyeden sorumlu değildir. İmal edilen ürünler davacının fabrikasında davacı tarafından paketlenerek müşteri tarafından temin edilen konteynırlara yükleneceği sözleşmenin 3.maddesinde yer almaktadır. Dinlenen tanık beyanlarına göre paketlemeyi davacı taraf yapmış, yük sabitleme işini nakliyeci şirket olan … adına … Denizcilik … LTd Şti’nin yaptığı anlaşılmıştır. Ürünlerin Türkiye’de bulunmaması nedeni ile söz konusu hasarların paketlemeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı değerlendirilememiştir. Yük sabitleme hizmetlerini yapan şirket yetkilisi sabitleme sırasında ürünlerde ayıp bulunmadığını açıkça ifade etmiştir. Ayıp hususunun paketlemeden mi yoksa nakliye sırasında mı oluştuğu hususunda davalı taraf iddiasını ispat edememiştir. Davalı tarafın ticari defter ve belgelerinde davacıya 3.422.139,04TL borçlu olduğu alınan bilirkişi raporunda yer almıştır. Takip tarihi 28/07/2015 olup bu tarihteki kur 2.7641 TL olup davalının defterindeki miktar USD’ye çevrildiğinde 1.238.036,00USD yapmaktadır. Davacının defterlerinde 1.176.963,48USD olarak kayıtlı olduğundan bu miktarın davalı defterlerindeki miktara göre daha az olması nedeni ile bu miktar esas alınmıştır.
Davacı tarafından davalı tarafa gönderilen ihtarname de söz konusu bedelin 15/07/2015 tarihine kadar ödenmesi istenilmiş olup bu ihtarname davalı tarafa 03 Temmuz 2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı tarafın temerrüd tarihi ile takip tarihi arasında 12 gün bulunmaktadır. Buna göre temerrüd faizi hesaplandığında; 1.176.963,48USD x 12 gün x %10.50 faiz / 36500 = 4.062,52USD olarak hesaplanmaktadır. 1.176.963,48USD + 4.062,52USD = 1.181.026,00USD olarak davacının toplam alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf ayıp iddiasını ispat edemediğinden davacının icra inkar tazminatı talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Takip tarihi itibari ile 1 USD = 2.7641 TL olup toplam alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 652.894,79TL yapmaktadır.
Toplanan delillere ve yukarıda yapılan açıklamalara göre davacının davasının kısmın kabulüne karar verilmiş, harç ve vekalet ücreti hesabında dava tarihindeki merkez bankası kur listesine göre 1 USD = 2.8781TL’den çevrilerek hesaplama yapılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalıının ….İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin ;
1.176.963,48USD asıl alacak, 4.062,52USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.181.026,00USD üzerinden devamına ( faizi ile birlikte ödeme günündeki TL karşılığı ile)
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD cinsinden açılmış mevduat alacaklarına, uygulanan en yüksek mevduat faizi oranının uygulanmasına,
Davacının fazla talebinin reddine,
652.894,79TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden 99.191,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden 976,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 58.230,42TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.300,00TL bilirkişi ücreti 712,00TL tebligat ve müzekkere gideri, 31,80TL ilk masraf olmak üzere toplam 4.043,80TL nin kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 4.000,00TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Bu dava sebebi ile 232.193,27 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan (icrada 16.337,10TL + davada 58.230,42TL =)74.567,52 TL harcın mahsubu ile kalan 157.625,75 TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır