Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1037 E. 2019/293 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/730 Esas
KARAR NO : 2019/221
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/07/2015
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06.06.2015 tarihinde, davalı … adına kayıtlı , davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile TEM Okmeydanı bağlantı yolunda seyir halinde iken, aracın Tem istikameti Nurtepe viyadüğüne geldiği esnada kontrolsüz şekilde şerit değiştirmesi nedeni ile, … ‘nın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, direksiyon hakimiyetini kaybederek bariyerlere çarptığını, karşı şeride geçerek iki araca daha çarparak dört aracın karıştığı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkilinin ağır yaralandığını ve hayati tehlikesinin mevcut olduğunu, müvekkilinin işbu kaza sonrası defalarca ameliyat olduğunu, uzun süre hastanede ve akabinde evinde yatarak tedavi gördüğünü, kaza nedeni ile, müvekkilinin gerek beden sağlığında gerekse psikolojik durumunda telafisi mümkün olmayan hasarların doğmasına neden olduğunu, müvekkilimin uğramış olduğu talihsiz kaza nedeni ile bir dizi ameliyat geçirmiş, yüzünde yanıklar, kalça kemiğinde kırıklar, kaburgasında ve kafatasında kırtklar meydana geldiğini, kafasından parça alınarak iyileşmesi için karnına yerleştirildiğini, müvekkilinin bu nedenle birkaç kez daha ameliyat olmak zorunda kalacağını, müvekkilinin kazadan sonra eski sağlığına kavuşamadığını, hareket kabiliyetinin tamamen kısıtlandığını, müvekkilinin kaza tarihinde 27 yasında olup, kazadan önce 2.000,00- TL maaş ile bir şirkette çalışmasını sürdürdürdüğünü, kaza tarihinden sonra …’a çalışmak üzere başvuru yaptığını ancak işbu başvurusunun henüz sonuçlanmadığını, henüz 27 yaşında olan müvekkilinin bundan sonra aynı şekilde çalışması mümkün olmadığını, dava konusu kazanın meydana gelmesine sebebiyet veren ve asli kusurlu olan … plakalı aracın sürücüsü …’ın işbu kazadan dolayı müvekkilinde meydana gelen maddi ve manevi zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, … plakalı aracın sahibi davalı …’ın KTK’nun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre araç işletenin sorumluluğu kapsamında, meydana gelen zararlardan diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, … plakalı aracın … numaralı poliçe ile davalı … nezdinde trafik sigortası ile sigortalı olup, sigorta şirketi de kazayı yapan sürücü ve İşletenle birlikte, sigorta poliçesi teminat limitleri dahilinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya İlişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle kaza yapan … plakalı araca ihtiyati tedbir konulmasına, 3.000 TL. maddi tazminat,50.000 TL.manevi tazminat olmak üzere 53.000 TL tazminatın kazanın meydana geldiği 06.06.2015 tarihinden İtibaren işleyecek faizi ile birlikte (davalı … şirketinden poliçe teminat limitieri dahilinde olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsllen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsllen tahmiline (davalı … şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde olmak üzere) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 25.12.2014-2015 tarihleri arasında, … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 290.000-TL ile sınırlı olduğunu, kaza sonucu üçüncü kişinin yaralanması ve/veya malul kalması söz konusu olduğu takdirde, sigortacı sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve sigortalının kusuru oranında yaralanan/malul kalanlara veya vekiline tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, ancak tazminatın ödenebilmesi için davacıların tedavi gideri olarak yapmış oldukları harcamaların uygun olup olmadığı, maluliyet oranı, çalışabilecek durumda olup olmadığı, bir maluliyet söz konusu ise bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, (Yargıtay’ın 26.11.1990 gün ve 1989/7479 Esas ve 1990/7584 Karar numaralı kararı) dosyanın öncelikle kusur tespiti için trafik ihtisas dairesi ne gönderilmesi gerektiğini, davacının maluliyet oranının belirlenebilmesi amacıyla tam teşekküllü bir devlet hastanesine veya adli tıp kurumuna sevkine karar verilmesini, söz konusu ralı kararı) dosyanın öncelikle kusur tespiti için trafik ihtisas dairesi ne gönderilmesi gerektiğini, davacının maluliyet oranının belirlenebilmesi amacıyla tam teşekküllü bir devlet hastanesine veya Adli Tıp Kurumuna sevkine karar verilmesini, söz konusu kazaya ilişkin olarak davacı tarafından müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, dolayısıyla müvekkil şirketin temerrüde düşmesinin söz konusu olmadığını, trafik kazaları esas niteliği itibariyle haksız eylemden sayılan hallerden olduğu halde, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulünün mümkün olmadığını, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğinini müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığını, bu sebeple müvekkili Şirketin yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen ve yaralamalı trafik kazasına karışan aracın, müvekkilinin kendisi adına kayıtlı olan ticari bir araç olduğunu, müvekkilinin … Elektrik Mühendislik Taahhüt İnş San Tic Ltd Şti nin yetkilisi ve ortağı, diğer davalı …’ın ise kaza tarihine kadar müvekkilinin firmasında daimi çalışan olarak istihdam edildiğini, davalı …’ın müvekkili firmada şoför olarak çalışmakta ve müşterilerden gelen siparişleri kazaya karışan kamyonet cinsindeki araçla sevkiyatlarını yaptığını, olay günü … Sistemleri San Tic A.Ş. isimli müşteriden gelen siparişleri kamyonete yüklemiş ve sevkiyatın yapılacağı adrese gitmek üzere yola çıktığnı, aracın gideceği güzergah ile kazanın meydana geldiği yer arasında herhangi bir ilişkinin mevcut olmadığını, diğer davalı ve davacının aynı yerde oturan iki çocukluk arkadaşı olduğunu olay tarihinde sonra öğrendiklerini, olay günü araç sevkiyat için yola çıktıktan sonra davalı ile davacı okmeydanında buluştuklarını ve sevkiyat yapılacak olan adrese gitmeden evvel birlikte müvekkiline ait olan araçla başka bir yere gitmek üzere yola çıktıklarını, yola çıktıktan sonra yaklaşık 5 dakika sonra bahse konu trafik kazasının meydana geldiğini, davacının hangi sebeple müvekkilinin aracında bulunduğunu açıklaması gerektiğini, müvekkilinin kendi aracına üçüncü kişilerin binmesi ve seyahat etmesine muvafakatının olmadığını, kazaya karışan aracın sadece yük taşımak için kullanılan bir kamyonet olduğunu, davacının müvekkilden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ilişkinin mevcut olmadığını, davacının müvekkilinin aracında bulunmasını gerektirecek herhangi bir sebebin mevcut olmadığını, kazanın oluş biçimi ve olay yerinde tutulan tutanaklar birlikte değerlendiriliğinde, davacının maddi hasarlı oluşan trafik kazasında araç içi güvenlik tedbirlerini almadan seyahat ettiğinin anlaşıldığını, dört aracın karışıtığı maddi hasarlı trafik kazasında yaralanan tek kişinin davacının kendisi olduğunu, kaza tespit tutanağının kazaya ait özellikler 14 numaralı kloz işaretlendiğini ve araçtan insan düşmesi’ şeklinde kazanın meydana geldiğinin belirtildiğini, maddi hasarlı trafik kazasında diğer sürücülerin ve diğer araçlarda bulunanlardan kimsenin yaralanmadığı bir olayda davacının yaralanmış olmasının güvenlik tedbirlerini almadan hatalı şekilde seyahat ettiğinin açıkça anlaşıldığını, KTK Madde 78. Maddesi uyarınca, sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma zorunluluğu, belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmalarının zorunlu olduğunu, davacının seyir halinde iken emniyet kemerini takmadığı için aracın spin atması sırasında araçtan dışarı fırlayarak düştüğünü ve yaralandığını, olay yeri kaza tespit tutanağına göre davacının yaralanmasına sebep olan olay kendi kusurunun olduğunun açıkça belli olduğunu, kazanın meydana gelişinde diğer davalının kusuru var ise, bu durumun ancak davacı ve diğer davalıyı bağladığını, en son aldığı ücretinin ne olduğu ve kaza anında çalışıp çalışmadığının tespitinin gerektiğini, aksi halde kabul anlamına gelmemek kaydı ile, asgari ücretli çalışan olduğunun kabulü gerektiğini, davalı … şirtketinin teminata ilişkin eksik beyanın mevcut olduğunu, davalının Zorunlu mali mesuliyet poliçesine ek olarak kasko poliçesi ile de sorumluluğunun olduğunu, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını, işletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının müvekkilinden talepte bulunabilmesi için, müvekkilinin aracının ticari işleteni olması gerektiğini, yani bu işi ticari olarak gelir sağlamak amacıyla yapmış olmasına bağlı olduğunu, davacının hangi sebeple müvekkile ait olan ticari yük aracında bulunduğu dahi anlaşılabilmiş değilken, davacının ayrıca müvekkilden manevi tazminat talebinde bulunmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ettiği takdirde sorumluluktan kurtulacağını, sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar gürenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceğini belirterek, müvekkili yönünden haksız ve mesnetsiz davanın reddine, her türlü mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kendisinin olay günü diğer davalı …’ a ait … Elektrik isimli firmada şoför olarak çalıştığını, davacının kendisinin çocukluk arkadaşı olduğunu, davacının olay günü acilen Gazi mahallesine gitmesi gerektiğini ve yardımıma ihtiyacı olduğunu söylediğini, daha sonra şirket patronu …’ın Halıcıoğlundaki müşterinin malzeme ihtiyacı olduğunu malzemeleri bırakıp gelmesini söylediğini, kendisinin de arabayı alarak adrese doğru giderken davacının tekrar kendisini aradığını, kendisini Okmeydanı’nından arabaya aldığını, teslimat adresine gitmeden evvel davacının isteğini yerine götürmek istediğini, Gazi Mahallesinde acil işi olduğunu söylediğini, birlikte Gazi mahallesine doğru yola çıktıklarını, yolda kendisine emniyet kemerini takmasını söylemesine rağmen davacının kemer takmadığını, kemer ikaz sinyalinin kendisini rahatsız ettiğini söylediğini ancak davacının kendisini dinlemediğini ve kemerini ikazına rağmen takmadığını, bir yada iki dakika sonra Okmeydanı TEM bağlantı yolunda ilerlerken kazanın meydana geldiğini, davacının kemer takmadığı için araçtan dışarıya fırladığını, kazadan ve meydana gelen yaralanmadan ne kendisinin nede diğer davalının hiçbir suçunun olmadığını, tek kusurlu kişinin davacı olduğunu, davalı …’ın üçüncü kişileri kesinlikle araca almalarına izin vermediğini, kendisinin … Bey’den habersiz olarak davacıya sadece yardım etmek istediğini, davacının sabit işi olduğunu ve aylık gelirinin 2.000,00- TL olduğu beyanının kabul edilemez olduğunu, davacının olay zamanında boşta gezen birisi olduğunu belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini her türlü mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların sosyal-ekonomik durumları araştırılmış, tedavi evrakları, sigorta ve trafik kayıtları ve ceza dosyası UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Davacı vekili, 09/08/2017 tarihli dilekçe ile; davalı … tarafından taraflarına maddi tazminata ilişkin ödeme yapıldığını, tarafların maddi tazminat hususunda mutabakata vardıklarını ve sulh olduklarını bildirerek, maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini, manevi tazminat talepli alacak davasına devam ettiklerini beyan etmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası celp edilmiş, tetkikinde; müştekisinin davacı … süphelisi … olduğu, davalı … hakkında davaya konu trafik kazası nedeni ile taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı kamu davası açıldığı, davanın derdest olduğu, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunda davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile bağlantı yolunu takiben sürekli şekilde tehlikeli şerit değiştirerek ( makas atarak ) Seyrantepe istikametine seyir halinde iken, aracın seyir yönüne göre yolun sağında bulunan AKOM binasına gelmeden önce, önce sağa doğru manevra yaparak … sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı otomobile çarpmasının şiddeti ile sola doğru direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüşteki bariyerlere çarptığında, geride gelmekte olan … ‘in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobile çarpması neticesinde meydana gelen kazada davalı …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin ise kazanın oluşumunda atfı kabil kusurlarının bulunmadığı rapor edilmiştir.
Davalılardan sigorta şirketi tarafından maddi tazminata ilişkin ödeme yapılmış olup, taraflar maddi tazminat hususunda mutabakata varması nedeni ile davacı vekilinin mahkemize sunmuş olduğu dilekçede, maddi tazminat talebinden feragat ettiğinden, maddi tazminat talebi yönünen davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş, davanın davalı … tarafından da vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediğinden, taraflar lehine bu hususta hüküm kurulmamıştır.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davacınn 818 sayılı T.B.K.’ nun 56. maddesi uyarınca davaya konu trafik kazasından kaynaklanan yaralanması nedeni ile manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Davacının manevi tazminat talebinden davalı …, haksız fiil hükümleri, davalı … ise işleten sıfatı ile davacıya karşı sorumludur. Davalı … vekili, her ne kadar müvekkilinin kendi aracına 3. kişilerin binmesi ve seyahat etmesine muvafakat etmediğini, müvekkilinin izni dışında davacının araçta bulunduğunu, kazaya karışan aracın sadece yük taşımak amaçlı bir kamyonet olduğunu, bu nedenle müvekkilinin işleten sıfatı ile sorumluluğu bulunmadığını iddia etmiş ise de; aracın, davalı araç malikinin izni ve bilgisi dışında kullanılmış olması ya da davacının araçta bulunmuş olması, araç malikinin davacıya karşı işleten sıfatını ortadan kaldırmayacağı ancak tazminat miktarı belirlenmesinde önem arz etmektedir.
Bu itibarla olay günü davacının, arkadaşı olan davalı …’ dan gideceği yere bırakması için talepte bulunduğu, davacının talebi üzerine yolcu olarak bulunduğu davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile TEM Okmeydanı bağlantı yolunu takiben sürekli şekilde tehlikeli şerit değiştirerek (makas atarak ) hareket ettiğinden ötürü kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Bu noktada hüküm altına alınacak manevi tazminatın miktarının belirlenmesi önem arz etmektedir. Yargısal içtihatlarda, anılan yasa maddesi hükmüne göre özel haller göz önünde tutularak hükmolunacak manevi zarar tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu tazminatın bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği,bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği,takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği,manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği belirtilmektedir.
Buna göre, üst paragraftaki ilkeler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, kazanın meydana geliş şekli, hatır taşımacılığı, davacının emniyet kemeri takmaması nedeni ile zararın artmasındaki müterafik kusuru ile kazanın meydana gelmesinde kusur durumu, davacının yaralanması nedeni ile duymuş oldukları elem ve ızdırabın ağırlığı ile yaralanmanın boyutu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında mahkememizce takdir edilen manevi tazminat miktarlarının uğranılan zararla/zararlarla orantılı olduğu, bu miktarın davacı için zenginleşme aracı olmayacağı gibi davalılar yönünden de ekonomik yıkıma neden olmayacağı değerlendirildiğinden hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminat miktarı belirlenmiş aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Maddi Tazminat Talebi Yönünden Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Manevi Tazminat Talebi Yönünden Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ,
15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan 44,40-TL red harcının peşin yatırılan 181,03-TL den mahsubuna,
4-Manevi tazminat talebi yönünden; alınması gerekli olan 1.024,65 -TL karar ilam harcından peşin alınan 181,03-TL den 44,40-TL red harcının düşümü ile bakiye kalan 136,63-TL nin mahsubu ile 888,02-TL bakiye ilam harcının davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
5-Alınması gerekli olan 1.024,65- TL karar ilam harcından 136,63-TL si davacının yatırdığı peşin harçtan mahsup edildiğinden, 136,63- TL nin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafça karşılanan 31,80- TL ilk dava gideri (başvurma ve vekalet harcı) ile manevi tazminat talebi yönünden yapılan 144,00-TL davetiye ve posta giderinden oluşan toplam: 175,80-TL yargılama giderinin kabul red oranı ( % 30 ) üzerinden hesaplanan 43,20- TL yargılama giderinin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Manevi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için kabul edilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Manevi tazminat yönünden; davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiği için reddedilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … ‘a ödenmesine,
8-Maddi tazminat talebi yönünden vekalet ücreti talep edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
9- Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, … Sigorta vekilinin yokluğunda, kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır