Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/997 E. 2018/387 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/997 Esas
KARAR NO : 2018/387

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/05/2012
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, hakim ortağı ve ve yönetim kurulu başkanı … ‘nın yaptığı programların yayın, yapım ve organizasyonu ile iştigal etmekte olduğunu, müvekkilinin gerek kendisine gerek …’ya ait bazı markaları ile “xxx” uzantılı domainlerin rezervesi için davalı şirketle mutabakat yapıldığını, bu kapsamda davalı şirketin 27 adet isme ait domainlerin rezervasyonunu yapacak , müvekkili şirketin de buna mutabık 17.199,00-TL ödeyeceğini , mutabakat gereği, davalı şirkete 31/10/2011 tarihinde bu ödemenin yapıldığını ancak davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, rezervesini yapmayı taahhüt ettiği hiçbir unsurun domainin rezervesini yapmadıklarını, bunun üzerine … 27 Noterliği aracılığıyla 20/03/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, … 20 İcra md’nün … E sayılı dosyası ile takip yapıldığını, 19/04/2012 tarihinde davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, belirtilen nedenlerle davanın kabulünü, haksız itiraz ile icra takibinin devamını, davalı borçlu şirketin 19.433,93 TL olan borcunu müvekkiline resskont faiziyle ödemeye mahkum edilmesini, haksız itirazından dolayı davalının % 40 ‘tan az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, internet hizmetleri ve Elektronik pazar yeri işletmeciği alanında faaliyet gösterdiğini, bu bağlamda … ‘ya ait bazı markalar ile ilgili olarak, “xxx” uzantılı 27 adet isme ait domainlerin rezerve işlemlerini gerçekleştirmek için davacı ile anlaşmaya varıldığını, yeni bir jenarik alan adı olarak internet dünyasına sunulan “xxx” uzantılı alan adlarının tescil işlemler yetkili kayıt operatörü olan … adli Uluslar arası kuruluş olup, 6 aralık 2011 tarihinde “ ilk gelen ilk alır” prensibi ile tüm kullanıcılara açılmış olduğunu, tescil işlemleri, başlamadan önce 7 Eylül – 28 Ekim 2011 tarihleri arasında rezarvasyon başvurusu alındığı, bu konuda davacı tarafın bilgilendirildiğini, rezarvasyon başvurusu yapılmasını talep ettiği adlar için kendilerinden ödeme alındığını, başvuruları zamanında gerçekleştiğini, rezervasyon talep başvurularının belirtilen tarihler arasında … tarafından ücret ödemeyen tüm başvuru sahiplerinden geri ödemesiz olarak alındığını, rezarvasyon başvurusuna ilişkin tüm bu ödemelerin rezarvasyon talebinin kabul edilip edilmemesine bağlı olmaksızın iade edilmemek koşulu ile alınmış bir ödeme olduğunu, söz konusu ödemelerin müvekkili ile bir alakası olmadığını, müvekkilince davacı şirket adına … isimli yetkili kayıt operatörüne yapılmış olan ödemeler olduğunu,rezervasyon ödeme belgeleri incelendiğinde her bir alan için 200 USD rezervasyon ücreti ödendiğini, toplamın 27×200= 5.400 USD olduğunun davacının icra takibine dayanak yaptığı 19.433,93-TL’nin faturaların içerisinde …’ye ödenen 5.400 USD rezervasyon ücreti mevcut olup, üstü kısmının ise müvekkiline ait hizmet bedeli olduğunu, Davacı adına rezervasyon başvurusunda bulunulan alan adlarından bir bölümü de gene kullanıma açılan alan adları arasında yer aldığını, bu alan adlarından …medya.xxx ve …n.xxx alan adları 17 şubat 2012 tarihinde başka şahıslar tarafından tescil edildiğini, Müvekkili tarafından bu alan adı rezervasyonlarının olumsuz değerlendirildiğini, boşa düşürülmesi ile ilgili olarak kayıt operatörü ile temasa geçildiğini, başvuru sırasında sunulan ve davacıya ait olan marka belgelerinin çalıştıkları yetkilendirilmiş denetim kurumu tarafından başvurusu yapılmamış, tescili tamamlanmamış marka statüsünde bir marka olaran kabul edilmesi nedeni ile rezervasyonun onaylanmadığının öğrenildiğini, söz konusu rezervasyon taleplerinin kabul edilmemesi ve alan adlarının 3 . şahıslar tarafından tescil edilmemesinin müvekkilimiz şirke ile alakası olmayıp, davacının marka belgesşnşn tescilinin yapılmamış olması nedeni ile … tarafından kabl görmemesinden kaynaklandığını belirterek, davacıya bir borcu bulunmadığını, belirtilen nedenlerle davacı yanın haksız davasının reddini, davacı lehine %40 ‘dan aşağı olamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava;davacı şirket, hakim ortağı ve ve yönetim kurulu başkanı … Alıcı’nın yaptığı programların yayın, yapım ve organizasyonu ile iştigal ettiği, davacının gerek kendisine gerek …’ya ait bazı markaları ile “xxx” uzantılı domainlerin rezervesi için davalı şirketle mutabakat yapıldığını, bu kapsamda davalı şirketin 27 adet isme ait domainlerin rezervasyonunu yapacağı, davacı şirketin de buna mutabık 17.199,00-TL ödeyeceği, mutabakat gereği davalı şirkete 31/10/2011 tarihinde bu ödemenin yapılmasına rağmen davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmediği, rezervesini yapmayı taahhüt ettiği hiçbir unsurun domainin rezervesini yapmaması nedeniyle … 27 Noterliği aracılığıyla 20/03/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilmesi, … 20 İcra md’nün … E sayılı dosyası ile yapılan takibe 19/04/2012 tarihinde davalının itirazı üzerine İİK.’nun 67. maddesi gereği açılan itirazın iptali, davalı borçlu şirketin 19.433,93 TL olan borcunu reeskont faiziyle ödemeye mahkum edilmesi, haksız itirazından dolayı davalının % 40 ‘tan az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi talepli davadır.
… 4 nolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 04.07.2013 tarih, …E.K. numaralı kararı ile “uyuşmazlık konusu ile itibariyle mahkememiz görevli olmadığından ve uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olduğu dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine…” şeklinde hüküm tesisi edildiği, Mahkememiz … 17. Hukuk Dairesi … Esas, … Karar sayılı,22.05.2014 Tarihli Yargıtay ilamı ile yargı yeri olarak belirlenmekle, yukarıdaki esasta kayden derdest dava dosyası arasına alınan bilgi, belgeler, taraflar arasında imzalanan Sözleşme, ihtarnameler üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış, 22.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda; dava dosyasında tamamı 31.10.2011 tarihinde davalı şirket tarafından davacı şirket unvanına düzenlenmiş, açıklama kısımlarında “rezervasyon hizmet bedeli” ifadesi yer alan 969706 numaralı 2.548.00 TL, 969707 numaralı 2.548,00 TL, 969708 numaralı, 2.548,00 TL, 979709 numaralı 2.548,00 TL, 969710 numaralı 2.548,00 TL, 969711 numaralı 2.548,00 TL ve 969712 numaralı 1.911,00 TL olmak üzere toplamda 27 adet müracaat için 17.199,00 TL tutarında 7 adet faturanın sunulu olduğu,
Davalı şirketin söz konusu faturalarda yer alan hizmetlerin ifası amacıyla dava dışı … firmasına 27.10.2011 tarihinde 27×200,00 USD = 5.400,00 USD rezervasyon ücreti ve 21.02.2012 tarihinde 11×70,00 USD = 770,00 USD ek ücret olmak üzere toplam 6.170,00 USD ödeme yaptığı,
Dava dosyasında davacı yan tarafından … 27. Noterliği aracılığıyla davalı muhatabına keşide edilen 20.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin sunulu olduğu, anılan ihtarnamede; Tahsil edilen 17.199,00 TL nin, boşta olan sitelerin davacı şirket adına tahsis/rezerve edilmesi için gerekli bedeller düştükten sonra kalan miktarının davacı şirkete iade edilmesi hususunun ihtar edildiği, ihtarnamenin davalı şirket çalışanı …’ye 26.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, taraflar ticari defter ibraz etmediklerinden, yukarıdaki değerlendirmeler dosya içerisinde mevcut belgelerde dayalı olarak yapıldığı, Teknik değerlendirmelerde alan Adı (Domain Name), İnternette sunuculardaki dosyalara ulaşmamızı sağlayan isimlerdir. Dosyaların bulunduğu sunucular İnternet dünyasında birbirlerini IP adresi denen sayılardan oluşan rakamlarla tanırlar. Alan adı kayıt işlemi, bu adres sorgulama makinelerine IP karşılığının eklenmesi ve bir takım süreçleri içerdiği,
Davalı, ….NET Yazılım Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş’nin Alan Adı tahsisi için başvuruları yaptığı, fakat bir kısım alan adlarının tescil işlemlerini tamamlamadığı, halen, 27 adet alan adı içerisinden; 17 adet alan adı davalı … Medya adına kayıtlı olduğu, 4 tanesi tamamen kullanım hakkı açıktır. (Herkes alabilir. Bu adresler şunlardır: … .xxx, … .xxx, … .xxx, … .xxx) 6 tanesi … Medya kullanımında değil … tarafından Reserve edilmiş kullanıma kapatılmış durumdadır. Başkaları da alamaz. (Bu adresler şunlardır: …firarda.xxx, …medya…… .xxx,…….xxx, …… … .xxx, … .xxx, …..xxx)
Hukuki değerlendirmelerde; taraflar arasındaki uyuşmazlık alan adı alımına ilişkin anlamadan kaynaklı olup yukarıda yapılan tespitlerin de ortaya koyduğu üzere, davalı şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme davalı tarafından tam ve gereği gibi yerine getirilmemiş, taahhüt edilen 27 adet alan adından 17’si davacı adına kaydedildiği, borcun tam ve gereği gibi ifa edilmemesi halinde Borçlar Kanunu md. 112 borçlunun kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğunun hükme bağlandığı, alacaklının tazminat talep edebilmesi için, borcun gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle alacaklının bir zarara uğramış olması, zarar ile borca aykırılık arasında illiyet bağı bulunması ve borçlunun kusurlu olması gerektiği, bu açıdan bakıldığında, davacının 27 adet alan adı için davalı ile anlaştığı ve ödeme yaptığı bu alan adlarından sadece 17’sinin davacı adına tescilinin sağlandığı, davalının alamadığı 10 adet alan adı için yaptığı ödemenin davacının zararını oluşturduğu bu zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunduğu, davalı tarafından her ne kadar 6 adet alan adı bakımından “kayıt operatörü ile temasa geçilmiş ve başvuru sırasında sunulan ve davacıya ait olan marka belgelerinin çalıştıktan yetkilendirilmiş denetim kurumu tarafından “başvurusu yapılmış, tescili tamamlanmamış marka” statüsünde bir marka olarak kabul edilmesi nedeni ile rezervasyonunun onaylanmadığı öğrenilmiştir” denilse de bu durumu destekleyen bir delile dosyada rastlanmadığı bu durumda davalının kusursuzluğunu ispatlayamadığının düşünüldüğü, bu durumda davacı sözleşme ile kararlaştınlan tüm tutarı değil; adına kaydı yapıldığı tespit edilen 17 alan adı hariç, tescil edilmemiş 10 alan adı bakımından ödediği tutar ve hizmet bedelini davalıdan talep edebileceği, sonuç olarak; tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ışığında ve raporda açıklanan nedenlerle; davacının davalıdan sözleşme gereği alınması taahhüt edilen 27 alan adından davacı adına alınamayan 10 alan adı için ödediği tescil ve hizmet bedelini talep edebileceği, bu durumda davacı yanın 10 adet alan adı için kendisine düzenlenen fatura toplamı KDV dahil 6.370,00 TL nin iadesini talep edebileceği, faturaların davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmaları halinde (ticari defterler ibraz edilmediğinden tespit edilememiştir), davalı yana KDV dahil 6.370,00 TL tutarında iade faturası düzenlemesi gerektiği, davacı yan tarafından … 27. Noterliği aracılığıyla davalı muhatabına keşide edilen 20.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı şirket çalışanı …’ye 26.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından, davacı yanın 6.370,00 TL takip alacağı için 26.03.2012 temerrüt tarihinden 10.04.2012 takip tarihine kadar 23,56 TL işlemiş faiz talep edebileceğinin bildirildiği, tarafların bu rapora beyan ve itirazları üzerine ek rapor alındığı, 19.12.2016 günlü ek raporda;
17 domain adından 10 tanesi … Medya üzerinde gözükmediği, … medya üzerinde gözüken diğer domain adlarından 17 tanesinin alım işlemlerinin Davalı, ….NET tarafından mı yoksa DAVACI … Medya’nın kendi tanıfmdan mı yapıldığı net değildir, örneğin davacının konu ettiği …n.xxx alan adı. … Medya Prodüksiyon ve … Hizmetleri A.Ş üzerinde gözükmektedir. Bunu davacıda beyan etmektedir. Fakat bu alan adının … ‘dan kendileri tarafından alındığına dair bilgiye ulaşılamamıştır. Nitekım DAVACI da bu noktada varsayılan alan adlarının DAVALI tarafından tescil ettirilmediğini, DAVACI tarafından tescil ettirildiğini ortaya koyacak teknik delilleri bilahare sunacaklarını ifade etmiştir. DAVALI’nın raporunda belirttiği gibi XXX alan adlarının porno sitesi amaçlı kullanıldığı ve kurumların/şirketlerin tanınmış kişilerin itibarlarını zedeleyecek yayınlara engel olmak adına bu alan adlarını rezerve veya tescil yoluna gittikleri aşikardır. Bilişim dünyasında ’son kullanıcı’’ olarak tabir edilen ve bu tür alan adlarını tescil etmek veya rezerve etmek için, ….NET gibi bu işin erbabı olan firmalara başvuran kurum firma/kişiler bu aradaki ayrımı bilmek zorunda değillerdir. Onların istekleri, bu tür alan adlarından (kurum/firma/kişi) itibarlarını zedeleyecek yayınların yapılmasını engellemektir, Bu işin erbabı ikisi arasındaki ayrımı son kullanıcıya anlatmalı ve rezerve işleminin belli bir süreye kadar yapılabileceğini sonrasında yani süre dolumunda alan adının tekrar başkaları tarafından rezerve edilebilir veya tescil edilebilir hale geleceğini ifade etmeleri gerekir. DAVACI ve DAVALI arasında bir hizmet satın alınması şartlarını ortaya koyan sözleşme bulunmamasına karşın, dosyanın incelenmesinde (özellikle maillerdeki yazışma dilinden anlaşıldığı üzere) DAVACI’ntn konuya, alan adlarının tescili açısından yaklaştığı görülmektedir. Nitekim DAVALI ‘‘-rezervasyon işleminin reddedilmesi üzerine müşterinin mağdur olmaması için domain tescili tarafımızdan gerçekleştirilmiştir’’ demektedir. Bu durumda aslında son kullanıcı durumundaki DAVACI’nın beklentisinin hu yönde olduğu DAVALI tarafından da ortaya konmaktadır. Bu değerlendirmelerin neticesinde, ilk rapordaki görüşte olduğumuzu, yeni bir husus oluşmadığı kanaati hasıl olmuş, sonuç olarak;Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ışığında ve raporda açıklanan nedenlerle: kök rapordaki görüşlerimizde teknik, hukuki ve mali açıdan bir değişiklik olmadığı, davacının davalıdan sözleşme gereği alınması taahhüt edilen 27 alan adından davacı adına alınamayan 10 alan adı için ödediği tescil ve hizmet bedelini talep edebileceği, bu durumda davacı yanın 10 adet alan adı için kendisine düzenlenen fatura toplamı KDV dahil 6.370,00 TL nin iadesini talep edebileceği, faturaların davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmaları halinde (ticari defterler ibraz edilmediğinden tespit edilememiştir), davalı yana KDV dahil 6.370.00 TL tutarında iade faturası düzenlemesi gerekliği,
Davacı yan tarafından … 27. Noterliği aracılığıyla davalı muhatabına keşide edilen 20.03.2012 tarih ve … yevmiye numaıalı ihtarnamenin davalı şirket çalışanı … ye 26,03.2012 tarihinde tebiig edildiği anlaşıldığından, davacı yanın 6.370,00 TL takip alacağı için 26.03.2012 temerrüt tarihinden 10.04.2012 takip tarihine kadar 23,56 TL işlemiş faiz talep edebileceği,
Ana Para Tem. Tarihi Takip tarihi Gün Yasal faiz oranı % Tutar TL 6.370,00 26.03.2012 10,04,2012 15 9 23,56
Olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların ek rapora da itirazları nedeniyle ikinci ek rapor alınmış, 18/09/2017 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda; ek rapor istemi ile dosya ve itiraz dilekçeleri tekrar kapsamlı olarak değerlendirilmiş, bir kez daha DAVALI’nın alan adlarının rezarvasyon ve tescili yönünde kafasının karışık olduğu, itiraz raporunda alan adı tescili ve rezarvasyonu arasındaki farkın teknik açıdan olması gerektiği gibi tariflenmesine rağmen, söz konusu raporun 2. Sayfasında ‘’hiç bir zorunluluğumuz olmadığı halde alan adları tescil ettirilmiştir. Sonra da tescil süresi doldu denmektedir. Burada aslında DAVALI’nın bahsetmek istediği alan adının tescili değil, rezervasyonudur. Kısacası, DAVALI taraf daha önceki raporda da tespit ettiğimiz gibi aslında müşterinin beklentisinin rezarvasyon değil, tescil olduğunu bilmektedir.
Buna karşın, … Medya adına tescilli gözüken 17 alan adının bazılarının DAVALI tarafından tescil ettirilmediği DAVACI’nın çabası ile üçüncü kişilerden alındığı DAVACI’nın bir önceki itirazında bu yönde teknik deliller sunacağı belirtilmiştir. Dosya üzerinde bu yönde yapılan yeni incelemede; söz konusu alan adlarının DAVALI’NIN, DAVACI beklentilerini yerine getirmediği için Alan Adlarının başkalarının kullanımına geçtiği ve o kişilerden alındığını gösterir teknik bulgulara rastlanılmamıştır. İbraz edilen belgeler incelendiğinde bunların herhangi bir teknik kriter teşkil edecek nitelikte olmadığı … adına …/… adresine kesilen toplam 198 Dolar (USD) tutarında fatura olduğu görülmüştür. Her ne kadar bu faturaların üzerinde alan adı alımı yazsa da bunun DAVALI’nın yerine getirmediği tescil işlemleri için yapıldığı kanaati oluşmamıştır.
DAVACI itiraz dilekçesinde TİB kayıtları incelendiğinde DAVALI’nın bu işlemleri yapmasından çok sonra DAVACI’nın çabası ile yapıldığından bahsedilmektedir. Burada sunulması gereken kanıtlar fatura değil, teknik değer taşıyan kayıtlar olmak durumundadır. Bu değerlendirmelerin neticesinde, ilk rapordaki görüşte olduğumuzu, yeni bir husus oluşmadığı kanaati hasıl olmuştur. Takdir, Sayın Mahkemeye aittir, Sonuç olarak; Ek rapora karşı beyan ve itirazlar değerlendirilmek sureti ile yeniden yapılan incelemeler çerçevesinde, kök ve ek rapordaki görüşlerimizin aynen muhafaza edildiği hususu Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile arz olunur. Şeklinde rapor tanzim olunmuştur.
Mahkememizce dinlenen tanıklardan … beyanında; ben davalı şirkette söz konusu sitelerin xx uzantılarının kayıt ve denetim işlemlerini yapmaktayım çalıştığım şirketle ICM xx uzantılı sitelerin kayıt işlemini yapan şirket arasında yazışmalar olduğunu bu yazışmaların bizzat benim tarafımdan yapıldığı ifade ediyorum, ben bu iletişimi işle iştigal eden firmalar direk sitelerinin kayıt edilmesini istemediğinden listeye rezerve listesine alınmak yönünde tercihlerini kullandığından biz yazışmalarımızı … firması üzerinden ICM nin almış olduğu talepler üzerinden yaptık … ile görüşmelerimiz üzerine yazışmaların kabul edilmediğini anladık bunun üzerine yazışma görüşmelerimizi yaptık söz konusu firma davaya konu … Medya firmasıyla ilgili olarakda marka işlemleri tamamlanmadığından rezerve işlemlerini yapamayacaklarını çalıştığım şirketle ilgili olarak bu şirketle ilgili işleri takiple yetkili olduğumuza dair belge sunmamızı istediler, biz o belgeyi sunduk ve kabul edildi ama davacı … şirketi için 20 den fazla domain vardı bunlardan bir kısmı kabul oldu bir kısmı kabul olunmadı, ( tanığa : davacı şirket tarafından söz konusu işlemlere dair yazışmaların tarafı mıydınız diye soruldu. 2- söz konusu ödemelerin konusu sadece başvuru muydu yoksa tescil miydi ? diye soruldu. ) 10 yıllık rezervasyon başvurusu için ödemeler çalıştığım firma tarafından yapılmıştır, başka bir işle ilgili ödemeler değildir, söz konusu yazışmanın tarafıydık yazışmalarda benim tarafımdan yürütülmüştür ayrıca söz konusu ödemeler tescil işlemine ilişkin değildir. Şeklinde beyanda bulunmuş,
Tanık … beyanında; ben davalı … şti. .. A.Ş. de bölge yöneticisi olarak çalıştım, satış ayağında işlemleri yapan kişiyim … Medya şirketinde çalışan … hanımla yazışmalar yaptım, bu konuda bilgim vardır söz konusu görüşme sebebimiz xx uzantılı domainlerin tescili işlemiyle ilgiliydi, zira xx uzantılı domainlerin bir kısmı tescil edilmediği, sebebi ise marka tescili yapılmış fakat işlemleri tamamlanmadığından yurt dışı firma domain işlemlerinin yapmadığından yazışmalar yaptık yazışmalar üzerine 2 domain dışındaki diğer domain işlemleri gerçekleşmiştir, 2 adet domain işlemi başkası tarafından yapılmıştır, 2 domain işlemi davacının evrak işlemlerinin eksiğinden dolayı yapılamamıştır, şuanda da ticari ilişkileri devam etmektedir. Şeklinde beyanda bulunmuş,
Tanık …, … ve … … … doğ.lu T.C. KİMLİK NO …, beyanında; taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarihte 2011 yılında ben davacı şirkette reklam direktörü elemanı olarak çalışıyordum, dosyaya sunulan mail yazışmalardan da anlaşılacağı üzere sözleşmenin yapıldığı tarihte gerek davacı şirketin gerekse şirketin sahibi olan …’ya ait bazı domainlerin ” xxx…” uzantılı domainlerin satın alınması için taraf şirketler arasında anlaşma yapıldı, davacı şirket sözleşme bedeli olarak bir kısım miktar ödeme yaptı yani davalı tarafın istediği tüm bedel ödendi, ancak davalı şirket taahhüt ettiği şekilde domain rezervesini yapmadı, domainlerin başkalarına satıldığını öğrendik, tarafların anlaşması xxx domainlerin tescili yönünde idi, yani karşı taraf sadece başvuru yapacağı yönünde değil tescili de gerçekleştireceği yönünde taahhütte bulunmuştur hatta taaahhütü de ben kendim aldım buna dair yazışmalar yaptık, alınan ücret tescili yönelikti, tescili yapılacak domainlerin listesini davalı şirket oluşturup bize vermişti, bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Şeklinde beyanda bulunmuş olup;
Tüm dosya kapsamındaki bilgi, belgeler, kök ve iki ek rapor, tanık beyanları üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın alan adı alımına ilişkin anlaşmadan kaynaklı olduğu, davalı şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından tam ve gereği gibi yerine getirilmediği, taahhüt edilen 27 adet alan adından 17’sinin davacı adına kaydedildiği, borcun tam ve gereği gibi ifa edilmemesi halinde Borçlar Kanunu md. 112 borçlunun kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğunun hükme bağlandığı, alacaklının tazminat talep edebilmesi için, borcun gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle alacaklının bir zarara uğramış olması, zarar ile borca aykırılık arasında illiyet bağı bulunması ve borçlunun kusurlu olması gerektiği, bu açıdan bakıldığında, davacının 27 adet alan adı için davalı ile anlaştığı ve ödeme yaptığı bu alan adlarından sadece 17’sinin davacı adına tescilinin sağlandığı, davalının alamadığı 10 adet alan adı için yaptığı ödemenin davacının zararını oluşturduğu bu zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunduğu, davalı tarafından her ne kadar 6 adet alan adı bakımından “kayıt operatörü ile temasa geçilmiş ve başvuru sırasında sunulan ve davacıya ait olan marka belgelerinin çalıştıktarı yetkilendirilmiş denetim kurumu tarafından “başvurusu yapılmış, tescili tamamlanmamış marka” statüsünde bir marka olarak kabul edilmesi nedeni ile rezervasyonunun onaylanmadığı öğrenilmiştir” denilse de bu durumu destekleyen bir delile dosyada rastlanmadığı bu durumda davalının kusursuzluğunu ispatlayamadığının düşünüldüğü, bu durumda davacı sözleşme ile kararlaştınlan tüm tutarı değil; adına kaydı yapıldığı tespit edilen 17 alan adı hariç, tescil edilmemiş 10 alan adı bakımından ödediği tutar ve hizmet bedelini davalıdan talep edebileceği, davacının davalıdan sözleşme gereği alınması taahhüt edilen 27 alan adından davacı adına alınamayan 10 alan adı için ödediği tescil ve hizmet bedelini talep edebileceği, bu durumda davacı yanın 10 adet alan adı için kendisine düzenlenen fatura toplamı KDV dahil 6.370,00 TL nin iadesini talep edebileceği, davacı yan tarafından … 27. Noterliği aracılığıyla davalı muhatabına keşide edilen 20.03.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı şirket çalışanı …’ye 26.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacı yanın 6.370,00 TL takip alacağı için 26.03.2012 temerrüt tarihinden 10.04.2012 takip tarihine kadar 23,56 TL işlemiş faiz talep edebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile davalının … 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 6.370,00 TL asıl alacak, 23,56 TL işlemiş faiz, (%9 oranından 23/03/2012-10/04/2012 arası) üzerinden aynı koşullar ile devamına, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden %40 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının … 20. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 6.370,00 TL asıl alacak, 23,56 TL işlemiş faiz, (%9 oranından 23/03/2012-10/04/2012 arası) üzerinden aynı koşullar ile devamına,
2-%40 icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 436,74 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 191,50 TL’nin düşümü ile eksik kalan 245,24 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan (24,45 TL ilk masrafı+ 626,00 TL posta masrafı+ 1.800,00 TL bilirkişi ücreti =)2.450,45 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %32,89 kabul ) nazaran 805,95 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 109,50 TL posta masrafı yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %67,11 red) nazaran 73,48 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yatırılan artan delil avansının iadesine,
9-Davacı tarafça yatırılan 191,50 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/04/2018

Katip …e-imzalıdır

Hakim …e-imzalıdır