Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/990 E. 2018/188 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/990
KARAR NO: 2018/188
DAVA : İflas
DAVA TARİHİ: 18/10/2012
KARAR TARİHİ01/03/2018
DAVA : Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile , müvekkili kuruluşun 233 sayılı KHK ile kurulmuş ve sermayesinin tamamı devlete ait , 40036 sayılı yasa ile özelleştirme kapsamına alınan bir kamu kuruluşu olduğunu, borçlu olan davalının müvekkili kuruluşla imzalamış olduğu işletme hakkı devir sözleşmesinin 4.maddesi kapsamında tahakkuk eden TDİ payı borçlarını ödemediğinden aleyhine icra takipleri başlatıldığını ve bugüne kadar borçlarını ödemediği gibi icra dosyasında yapılan araştırmalarına rağmen borca yeter mal varlığının bulunmadığının anlaşıldığını, borcunu karşılayacak teminatta göstermediğini davalı aleyhine İstanbul 21 İcra ( Eski Beyoğlu 4 İcra ) Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile toplam 212.315,39 USD miktarlı takip başlattıklarını bu dosyada sadece 30.000 USD ödeme yapıldığını, İstanbul 21 İcra Müdürlüğünün ( Eski Beyoğlu 4 İcra ) .. esas sayılı dosyasından toplam 120.329,68 USD alacak için takip başlatıldığını, İstanbul 21 İcra Müdürlüğünün ( Eski Beyoğlu 4 İcra ) 2011/18048 esas sayılı dosyasından toplam 160.058,61 USD alacak için takip başlatıldığını, İstanbul 18 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından toplam 177.403,03 USD alacak için takip başlatıldığını, davalı tarafca bu icra dosyaları için ödeme yapılmadığı gibi borçlunun yeteri kadar mal varlığı bulunmadığını, ve dosyalara herhangibir mal beyanı ve teminat sunulmadığını müvekkili kuruluşun davalı şirketten kesinleşen ana para alacağının masraflar ve faizler hariç 660.255,98 USD olduğunu, İİK nun 177 maddesinde doğrudan doğruya iflas hallerinin düzenlendiğini, 177/2 bendinde yer alan “borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa ” hükmü veya sermaye şirketlerinin iflasını düzenleyen 179.madde hükmü gereğince “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur. Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır.” denildğini, haciz yoluyla yapılan icra takiplerinde davalı borçlunun borca yeter mal varlığının tespit edilememesi , icra takiplerinin kesinleşmesine rağmen ödeme yapılmayarak , ödemelerini tatil etmesi , AŞ’ye olan borçlunun borçlarının aktifinden fazla olması nedeniyle doğrudan doğruya iflas sebepleri gerçekleştiğinden İİK 177/1, 177/2 ve 179.maddelerine göre doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesi ile, taraflar arasında akdedilen işletme hakkı demir sözleşmesinin 4. maddesine göre taraflar arasındaki ihtilafın sulhen giderilmesine gidileceği, bu mümkün olmadığı takdirde tahkim yoluna gidileceğinin belirtildiğini, bu yüzden davanın reddinin gerektiğini, bu konuda Beyoğlu 1.ATM’nin …esas sayılı dosyasından verilen red kararının onandığını; öte yandan davacının …’nin davalı şirketin hissedarı ve kar ortağı olduğunu, Genel Müdür oluruna bağlı olarak iflas davasının açılamayacağını, yönetim kurulunun onayının gerektiğini; işletme hakkı devir sözleşmesinde tespit olunan Özelleştirme İdaresi Başkanlığından yetki ve olumlu görüş alınması gerektiğini; borçlunun ödemelerinin tatil ettiğinden söz edilemeyeceğini, şirketin borca batık olmadığını, takibe konu borcun mal ve hizmetten değil sözleşmenin 4.maddesinden yani gelir paylaşımından kaynaklandığını; gelir elde eden şirketinde iflasının sözkonusu olmadığını, davanın Özelleştirme İdaresine ihbarının gerektiğini savunarak, asıl davanın reddine istemiş , karşıdavada ise iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, asıl dava yönünden iflas , karşı dava yönünden ise iflas erteleme davasıdır.
Deliller; Davalı şirkete ait sicil kayıtları, icra dosyaları, yargıtay bozma ilamı, bilirkişi raporu,
Tüzel kişi tacirler iflasa tabi olup, ticaret şirketleri ( kollektif, komandit , anonim, limited şirketler ), kooperatifler ile kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler yönünden ise bunların tacir sayılabilmesi için kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet , vilayet ve belediye gibi kamu tüzel kişiler tarafından kurulmuş olmaları gerekmektedir,
Davalı şirkette buna göre iflasa tabidir.
İflasa tabi olanlar tacirler, ticaretten men edilmiş olmalarına rağmen ticari işletme işletenler , tüzel kişiler olup,
Davalı şirkete ait sicil kaydı alınıp incelendiğinde, Merkez adresinin Sarıyer/ İstanbul olduğu, ve mahkememizin yetkili olduğu, yetkililerinin … olduğu görülmüştür.
Kapatılan İstanbul 30 ATM ‘ce 17/06/2013 tarih 2012/244 esas 2013/195 karar nolu ilam ile ” iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen Ordu Limanı İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 37. maddesine göre bu sözleşmenin uygulanmasından doğan her türlü ihtilafın öncelikle sulh yolu ile çözümleneceği, ihtilafın yazılı olarak taraflardan biri tarafından diğerine bildirilmesinden itibaren 30 gün içinde sulhen çözümlenemediği taktirde tahkim yolu ile ihtilafın çözümleneceğinin belirtildiği, sözleşmenin 37. maddesi hükmüne rağmen gerek sulh yolu ile gerekse tahkim yolu ile ihtilafın çözümü yoluna gidilmeksizin davacının alacaklı olduğuna inandığı tutarlar için icra takibi yaptıktan sonra, alacağının ödenmemesi üzerine doğrudan doğruya davalının iflasını talep etmiş olması gözönüne alındığında, davalının sözleşmenin ihtilafın hakem yolu ile çözümleneceği şeklindeki hükmü gözardı ederek mahkemede bu davayı açtığı, bu haliyle tahkim şartı nedeniyle mahkemede bu davanın görülme imkanı bulunmadığı, öte yandan uyuşmazlığı tahkim yoluna götürmeksizin davacının icra takipleri yapmakla da sözleşmenin 37. maddesi hükmünü ihlâl ettiğinin anlaşıldığı, karşı dava olarak açılan iflas erteleme davasının açılabilmesi için, davacının sermayesinin borca batık olması ve şirketin iflasının ertelenmesi halinde şirketin ekonomik olarak düzeleceği konusunda mahkemeye bir kanaatin gelmiş olması, şirketin ekonomik olarak düzeleceğini kanıtlama yönünden iyileştirme projesini dosyaya sunmuş olması gerektiğinden, somut olayda karşı davada davacının iyileştirme projesi sunmadığı gibi şirketin iflasının ertelenmesi halinde borca batıklıktan çıkacağı yönünde dosyaya delil ya da belge sunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 23 Hukuk Dairesince 21/04/2014 tarih 2013/9183 esas 2014/3124 karar nolu ilam ile asıl davada davacı yararına verilen karar bozulmuştur, bozma ilamında “Asıl dava, İİK’nın 177/1, 177/2 ve 179. maddelerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir. Anılan madde hükümleri uyarınca davalının iflasını talep edebilmek için davalı hakkında önceden yapılmış bir takibe hacet bulunmamaktadır. Davacı tarafça, davalı şirketin İİK’nın 177/2. maddesinde yer alan “Borçlunun ödemelerini tatil eylemiş bulunması” nedenine delil olarak davalı hakkında yapılan icra takiplerinden sözedilmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 408. maddesi “Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir.” hükmünü içermektedir. İflas davaları, iki tarafın iradelerine tabi işlerden olmadığından, tahkime elverişli değildir.
Mahkemece, İİK’nın 177/1, 177/2 ve 179. madde hükmü koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı hususunda taraf delilleri araştırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın taraf iradelerine dayalı işlemlerden olmadığı hususu gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. ” denilmiştir.
Asıl dava yönünden yapılan bozma ilamına mahkememizce uyulmuştur.
İİK 177.maddesine göre, ” Doğrudan Doğruya İflas Halleri evvelce Takibe Hacet Kalmaksızın İflas: A – Alacaklinin Talebi:
1-Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir. Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3-301 inci maddedeki hal varsa;
4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse
Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.” denilmektedir.
İİK 179 maddeye göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur. Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır. ” denilmektedir.
İstanbul 21 İcra Müdürlüğünün ( Eski Beyoğlu 4 İcra … esas ) .. esas sayılı dosya fotokopisi alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında toplam 120.329,68 USD alacak için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 12/06/2009 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine herhangi bir itiraz yapılmadığı dosyaya yansımış ödemeye ilişkin beyan yada evrak bulunmadığı icra müdürlüğünce haciz ihbarnameleri gönderildiği görüldü.
İstanbul 18 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası sureti alınıp incelendiğinden, davacı tarafından davalı hakkında toplam 177.403,03 USD alacak için ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 17/08/2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça borca ve ferilerine herhangi bir itiraz yapılmadığı dosyaya yansımış ödemeye ilişkin beyan yada evrak bulunmadığı icra müdürlüğünce haciz ihbarnameleri gönderildiği görüldü.
Istanbul 19 İcra Dairesine ait …esas sayılı dosya alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında toplam 170.639,53 USD alacak için iflas yoluyla adi takibe ilişkin takip başlatıldığı, davalı tarafça süresinde itiraz dilekçesi verildiği itiraz dilekçesi incelendiğinde, …Denizcilik İşletmeleri AŞ ‘ne ait Ordu Limanının , özelleştirme yüksek kurulunun 7/4/1997 tarih ve 97/13 sayılı kararına istinaden müvekkili şirketin , Ordu Liman İşletme hakkı devir sözleşmesi ile 30 yıl süre ile işletilmek üzere müvekkiline devredildiğini, halen müvekkilince işletildiğini, icra takibine konu alacağın işletme hakkı devir sözleşmesinin 4.maddesinden kaynaklanan alacaklardan olması nedeniyle işletme hakka devir sözleşmesinin 37.maddesinde “bu sözleşmesinin uygulanmasından doğan her türlü ihtilaflar da öncelikle sulh yoluna gidilecektir , ihtilafın taraflardan birinin diğerine yazılı olarak bildirimin diğer tarafa tebliğ tarihinden itibaren 30 gün çerisinde sulhen halledildiğine dair protokol tanzim olunmaması halinde tahkime gidilir ” denildiğini, bu nedenle HMK 413.maddesinde düzenlenen tahkim itirazında bulunduklarını, davacı şirketin müvekkili şirketin kurucu ortağı / hissedarı ve kar ortağı olduğunu, alacağının nedeninin de gelir paylaşımı ile gelir kaybının ödenmesi olduğunu belirterek öncelikle tahkim itirazlarının kabulüne, ayrıca borca ve ferilerine itiraz ettikleri görülmüştür.
İstanbul 21 İcra Müdürlüğüne ait… esas nolu dosya ( Beyoğlu 4 İcra Müdürlüğünün ..) alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında toplam 160.059,61 USD alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı , ödeme emrinin borçluya 25/07/2011 tarihinde tebliğ edildiği, süresinde borca itiraz edilmediği , haciz işlemlerine başlanıldığı, icra müdürlüğünce kapak hesabı yapıldığı, borç miktarının 1.050.674,23 TL olduğu görülmüştür.
İstanbul 21 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ( Önceki esası Beyoğlu 4 İcra Müdürlüğünün … esas ) fotokopisi alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında toplam 212.315,39 USD alacak için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 23/06/2008 tebliğ edildiği, borca ve ferilerine itiraz olunmadığı, haciz işlemlerine başlandığı ancak dosyaya para girişi olmadığı görülmüştür.
İstanbul 27 İcra Dairesine ait … esas nolu dosya alınıp incelendiğinde, davacı tarafından davalı hakkında toplam 19.994,42 USD 2013 yılı TDİ payı alacağı için takip başlatıldığı, borçlu tarafından tahkim itirazında bulunarak takibin durdurulduğu görülmüştür.
Basın ilan kurumu ve …Ticaret Sicil Gazetesi ile İİK gereğince gerikli ilanlar yaptırılarak dosyaya bırakılmış , davacı tarafça da iflas avansı dosyaya yatırılmıştır.
Davacı vekilince 28/04/2017 tarihi itibariyle icra dosyalarının kapak hesabı yaptırılarak , dosyaya sunulmuş, incelendiğinde, 18.İcra Dairesinin … nolu dosyasında 1.081.354,81 TL ,21 İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 1.670.458,72 TL , 21 İcra Dairesinin… esas sayılı dosyasında 1.050.674,23 TL 21 İcra Dairsenin .. esas nolu dosyasında 903.375,73 TL bakiye borç görüldüğü tespit edilmiştir.
Mahkememizce bir mali müşavir bir finans uzmanı ve iflas konusunda uzman hukukçu bilirkişi heyeti oluşturularak bilirkişilere taraflara ait ticari defter ve belgeler ve tüm dosya kapsamı incelenerek, İİK nun 177/1-2 ve 179.maddesinde düzenlenen hususlarla ilgili olarak doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti istenilmiştir.
Bilirkişi heyetince verilen 25/8/2015 tarihli rapor incelendiğinde, yukarıda yazılan icra dosyalarının özet ve safahatı yapıldığı buna göre davacının davalıdan kesinleşen ana para alacağının 660.255,98 USD olduğu, borçlu tarafından borçlarının ödenmediği gibi borçluları karşılayacak mal bildiriminde bulunmadığı ve teminat gösterilmemesi nedeniyle davacı tarafından işbu davanın açıldığı tespiti yapıldıktan sonra davacı defterlerine göre, 31/12/2012 tarihi itibariyle 11.300.287,30 TL bakiye verdiği, davalının hesabının ise, bu rakam için de TL bazında 1.010.718,88 TL olduğunun anlaşıldığını, USD karşılığının 811.846,73 USD olduğunun görüldüğünü, davacı tarafından işbu davaya konu edilen 4 adet icra dosyasına bakıldığında 2007-2008 -2010 ve 2011 yıllarına ilişkin TDİ paylarına ilişkin takiplere dayanıldığının anlaşıldığını, 811.846,73 USD rakam içinde 2012 yılı TDİ payınında mevcut olduğunu göründüğünü, dolasıyla 2012 TDİ payının düşülmesi ile ( 811.846,73 – 151.589,75 = ) 660.256,98 USD lik borç rakamına ulaşıldığını, faizler hariç icra dosyaları nedeni asıl alacağın 660.256,98 USD olduğunu, davalı tarafça 2009 TDİ payına ilişkin olarak 24.209,69 USD ‘ye denk gelen ödeme yapıldığını ancak zaten 2009 yılı TDİ payının dava ve takibe konu edilmediğini, davacı defterlerinde davalı ödemesine rastlanmadığını, davacının kendi defterlerine göre 2007-2008-2010 ve 2011 yılları TDİ paylarından dolayı davacının davalıdan 660.256,98 USD alacaklı olduğu icra dosyaları ile ilgili olarak dava tarihine kadar herhangi bir davalı ödemesi yapılmadığı, 2009 ‘daki ödemenin takibe konu edilmediğini, buna göre borçlunun çekişmesiz borçları da dahil olmak üzere tüm borçlarını sürekli bir şekilde ödeme yeteneğini kaybetmesi halinde ödemelerini tatil ettiğinin kabul edileceğini borçlu şirketin ödeme yapmamasının geçici bir likidi de darlığından kaynaklanmadığını süreklilik arz ettiğinin anlaşıldığını böylelikle İİK 177/1-2 maddesinin şartlarının oluştuğunu bu şartların oluşması nedeniyle İİK 179.yönünden değerlendirme yapılmasının gerekmediği yönünde rapor ibraz ettikleri anlaşılmıştır.
Rapora karşı davalı vekilince itiraz edilmiş, mahkememizce ek rapor alınmış, bilirkişiler ek raporda kök raporlarını tekrar etmişlerdir.
Ek rapora karşı tekrar davalı vekilince , davalı tarafa ait 2012-2015 yıllarına ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi gerektiği hususunda itiraz edilmesi nedeniyle mahkememizce davalı tarafın bu yıllara ait ticari defter ve belgeleri de incelenerek davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için aynı bilirkişilerden ikinci kez ek rapor istenilmiş, ikinci ek rapor incelendiğinde, davacının talep ettiği TDİ paylarının 2007 yılı için 210.213,26 USD, 2008 yılı için 119.532,88 USD , 2010 yılı için 157.434,71 USD ve 2011 yılı için 173.076,13 USD olduğu davalıya ait defterlerde ise , 2007,2008,2010 ve 2011 yıllarına ait “%25 TDİ AŞ hakkı ” açıklama defter kayıtlarının bilirkişi heyetince tablo halinde e rapora yansıtıldığı, buna göre, USD karşılıklarının 2007 yılı için 256.269,77 USD, 2008 yılı için 174.332,14 USD , 2010 yılı için 252.884,31 USD , 2011 yılı için 146.894,82 USD olarak göründüğünü , davacı yanın 2007, 2008 ,2010 yıllı katılım payı taleplerinin davalı defterleri ile uyumlu olduğu, aynı miktarlara ilişkin olduğunu, sadece 2011 yılı için davacı yanın 173.076,13 USD , davalı defterlerinde ise 146.894,82 USD olarak kayıtlı olduğunun, belirleniği görülmüştür.
İstanbul 3 ATM ye ait …esas nolu dosyadan dava, cevap, bilirkişi raporu ve verilen karara ilişkin gerekçeli karar sureti alınarak dosyaya bırakılmıştır. İncelendiğinde , davacısının …Denizcilik İşletmeleri AŞ nin davalısının . … Liman İşletmesi AŞ olduğu, dava konusunun ise , İstanbul 19 İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasından borçlu hakkında iflas yoluyla adi takip yoluna gittiklerini, itiraz edildiğini, itirazın kaldırılarak davalı şirketin iflasına karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece sözleşmenin 37.maddesinde ihtilaf halinde tahkime gidileceğinin kararlaştırılması nedeniyle tahkimde alacağın varlığı ortaya konulduktan sonra hakemlerce verilen karar ile iflas yoluyla takip yapılması gerektiği belirtilerek tahkim itirazının kabulü nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İstanbul 3 ATM ye ait dosyada iflas yoluyla adi takip yoluyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın kaldırılması ve iflas davası olduğu mahkememizdeki davanın ise, İİK 177/1 ve2 maddelerine ve İİK 179 maddesine dayalı iflas davası olduğu, daha önce verilen kararın yargıtay denetiminden geçtiği, daha önceki kararda mahkemece tahkim itirazı kabul edilmiş ise de, uyulan bozma ilamında HMK 408.maddesi gereğince taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerinin tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir hükmü nedeniyle iflas davalarının iki tarafın iradelerine tabi işlerden olmadığından tahkime elverişli olmadığının belirtilmesi ve mahkememizce de bozmaya uyulması nedeniyle davanın niteliği gereği tahkim itirazının reddine karar vermek gerekmiştir .
İİK 177.maddesi gereğince, borçlu şirket yetkililerine beyanları alınacağından tebligat çıkartılmış duruşmaya davalı şirket yetkilisi Şenol Usta katılmış, beyanında ; işletmekte oldukları Ordu Limanının özelleştirme idaresine devrettiklerini temsilcisi olduğu şirketin borca batık olmadığını ve iflaslarını gerektiren bir durum bulunmadığını, ifade etmiştir.
Yapılan tüm incelemeler ve alınan bilirkişi raporları değerlendirildiğinde , dava tarihinden çok önce ait icra takipleri başlatıldığı, çoğu icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmediği, ödemede yapılmadığı, bu nedenle İİK 177/2 nolu bendindeki ” borçlu ödemeleri tatil eylemiş bulunursa” halin gerçekleştiği bu durumunda borçlunun doğrudan doğruya iflasını gerektiren bir neden olduğu anlaşılmakla, karşı dava olan iflas erteleme talebi hakkında İstanbul Kapatılan 30 Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2013 tarih 2012/244 esas 2013/195 karar nolu ilamı ile , dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle bu konuda tekrar hüküm kurulmasına yer olmadığına, asıl davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde 502965/0 no ile kayıtlı …nin İK 177.maddesi gereğince doğrudan doğruya iflasına aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( Yargıtay 19 Hukuk dairesinin 2/06/2010 tarih 2010/4268 esas 2010/6815 karar nolu ilamında belirtildiği üzere iflas avansının yargılama gideri olarak davalı tarafa yüklenmesi mümkün olmadığından yargılama giderine dahil edilmemiştir.)
HÜKÜM : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre;
1-Karşı dava olan iflas erteleme talebi hakkında İstanbul Kapatılan 30 Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2013 tarih 2012/244 esas 2013/195 karar nolu ilamı ile , dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle bu konuda tekrar hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Asıl davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde 502965/0 no ile kayıtlı …nin İK 177.maddesi gereğince doğrudan doğruya iflasına,
İflasın 01/03/2018 günü saat 13:42 ‘den itibaren açılmasına
İflasın açıldığının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve İstanbul İflas Müdürlüğüne bildirilmesine,
Gerekli ilanların iflas müdürlüğünce yapılmasına,
2-İflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
3-Asıl davacı vekille temsil edildiğinden 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı . …AŞ ‘den dan alınarak asıl davacıya verilmesine ,
4-Asıl davacı tarafından yapılan 3.965,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak asıl davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 35,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 21,15 TL nin mahsubu bakiye 14,75 TL nin davalı . … AŞ ‘den alınarak hazineye irat kaydına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/03/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır