Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/922 E. 2020/132 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/922 Esas
KARAR NO : 2020/132
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait üç adet çekin, davalıların ticari ilişki içerisinde bulunduğu … ile yapılan işin karşılığı verildiğini, 11/10/2013 tarihinde … tarafından çeklerin çaldırıldığını, müvekkilince, buna rağmen davalı …’ ya ödeme yaptığını, davalılardan … ‘ nin söz konusu çek ile ilgili olarak icra takibi başlattığını, bu çek ile ilgili olarak …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile ödemeden men yasağı kararı verildiğini, …’ nın müşteki sıfatıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin bu çekten dolayı davalılara herhangi bir borcunun olmadığını beyan ederek; dava konusu … Şubesine ait; … seri numaralı, 31/03/2014 keşide tarihli ve 15.000,00-TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … San. Dış Tic. Ltd. Şti ile arasında 11/10/2013 tarihli Faktorin sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme kapsamında davaya konu çekin temlik alındığını, davacı aleyhine … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, çekin ciro zincirinin … olduğunu, müvekkilince çekin usulüne uygun olarak iktisap edildiğini beyan ederek; davanın reddine ve davacı aleyhine % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının keşidecisi olduğu, davaya konu çekin müvekkilinin elinden rızası hilafına çıktığını, mezkur çekin iptali için … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını, davalı …tarafından başlatılan takibe müvekkilinin imzaya itiraz ettiğini ve … İcra Hukuk Mahkemesi’ nde … Esas sayılı davanın açıldığını, imzanın müvekkiline ait olmadığına karar verildiği ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkilinin çekten sorumlu olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, diğer davalılarca cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce, … Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne ait … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne ait … Esas sayılı dosyası, … İcra Hukuk mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası, … İcra Müdürlüğü’ ne ait … Esas sayılı takip dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’ na ait … soruşturma numaralı dosyası celp edilmiş, incelenmiş ve dosyaya konulmuştur.
…. İcra Müdürlüğüne ait … Esas sayılı dosyasısının incelenmesi sonucunda; … Faktoring AŞ tarafından, davacı hakkında davaya konu çek dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerledirildiğinde, dava; davaya konu çekten dolayı açılan ve davalılara borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce, taraflardan … Faktoring AŞ nin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davaya konu … Bankası … şubesine ait … nolu 15.000,00TL bedelli 31/03/2014 keşide tarihli çeki ciro aldığı … San. Dış Tic. Ltd. Şti İle arasında bir ticari ilişki olup olmadığı çeki ilgili kanuna uygun olarak iktisap edip etmediği, çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı hususunda mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına ve davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişice inceleme yapılarak davaya konu çekin davacının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı bu çek nedeniyle davalı … ‘ya ne kadar ödeme yaptığı hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişkinin, davacının defterlerine göre 10/09/2013 tarihinde başladığı, davaya konu çekin tarihinde verildiğinin, bu çek verildikten sonra davacı tarafından davalı … ya 500.000,00-TL ödeme yapıldığı, davalı …Ş.’ nin 2013-2014 yıllarına ait defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı …Ş. İle davalı … San. Dış Tic. Ltd. Şti arasında 11/10/2013 tarihli, 300.000,00-TL limitli, … numaralı faktoring sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden taraflar arasında bir adet işlem gerçekleştirildiğini, davaya konu edilen çekin davacı tarafından, davalı … adına keşide edildiğini, bu kişi tarafından …, bundan da … San. Dış Tic. Ltd. Şti ya fatura karşılığı ciro edildiği, bu cironta tarafında da … İnşaat …’ a kestiği 10/09/2013 tarih, … seri numaralı ve 25.370,00-TL tutarlı faturadan doğan 15.000,00-TL tutarlı alacağını, alacak bildirim formu ile … Ye temlik ettiği, davalı …Ş. Tarafından davalı … San. Dış Tic. Ltd. Şti’ ya Eft yolu ile 13.101,68-TL ödeme yaptığı, bu işlemlerin …’ nin defterlerinde kayıtlı olduğu, çekin ciro zincirinde herhangi bir kopukluğa rastlanılmadığı ifade edilmiştir.
Faktoring sözleşmeleri, temelinde alacağın temliki hükümlerini barındıran Borçlar Kanunundaki tip sözleşmeler arasında yer almayan ve birden fazla tip sözleşmeyi kapsamına alan atipik nitelikte karma sözleşmelerdir. Faktoring sözleşmeleri üç köşeli işlemlerdir.
Faktoring işlemlerinin tarafları olarak, alacağı temlik alan faktoring şirketi, temlik eden önceki alacaklı (faktoring şirketinin müşterisi) ve önceki alacaklıyla arasında temel hukuki ilişki bulunan borçlu olarak gösterilebilir. Faktoring sözleşmesinin niteliği gereği kural olarak borçlu, önceki alacaklısına karşı ileri sürebileceği şahsi defileri, temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebilir. (6098 Sayılı TBK. Md 188/1, 6361 Sayılı Yasanın 9/2.maddesi)
6361 Sayılı Yasanaın 9/3.mnaddesinde yer alan; ” Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanılan defileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğer ki, faktoring şirketi kambiyo senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun,” hükmünün somut olay bakımından uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirildiğinde, belirtilen yasa hükmü faktoring işleminin tarafları olan borçlu, önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hükümdür. Kanunun 9/3.maddesi hükmünün, faktoring işleminin tarafları arasında yer almayan kambiyo borçlularını ilgilendirdiği madde gerekçesinden de anlaşılabilmektedir. Zira gerekçenin son cümlesinde ”bu bağlamda 6102 Sayılı Türk Ticaret kanunun defiler başlıklı 687.maddesi ile paralellik sağlanması hedeflenmiştir.” denmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 687/2.maddesinde, ”Alacağın temliki hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. 6361 Sayılı Kanunun 9/2.maddesi hükmünden hareketle faktoring sözleşmelerinde de alacağın temliki hükümleri uygulanacağından gerek 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 687/2. Maddesi, gerekse 6361 Sayılı Kanunun 9/2.maddesi karşısında faktoring işleminin taraflarından olan kambiyo borçluları hakkında alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı, aynı kanunun 9/3.maddesi hükmünün ise, faktoring işleminin tarafı olmayan ve ciro
silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından uygulanabileceği anlaşılmaktadır.
Dava konusu çekin incelenmesinden; çekin ciro zincirlerinin şeklen düzgün olduğu ve son olarak davalı … şirketine ciro edildiği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesinde; faktoring şirketine ciro yoluyla devredilen çekin davalı … şirketinin dava konusu çeki iktisap ederken yasa, sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına uygun hareket ettiği,davalı … şirketinin iktisapta iyi niyetli yetkili hamil olduğu, bu çekleri iktisap ederken bile bile borçlu zararına hareket ettiği, kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu hususu kanıtlanamadığından açılan davanın davalı …Ş. Yönünden esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Menfi tespit davasının lehdar ile hamil aleyhine açılması halinde, usul hükümlerine göre davacı-borçlu önce lehdara karşı senedin bedelsiz kaldığını ispat edecek, bilahare hamile karşı bedelsiz senedin bile bile kendisi zararına hareketle iktisap edildiğini 6102 sayılı TTK nun 818 maddesi yollamasıyla aynı yasanın 687 maddesi gereğince kanıtlaması gerekecektir.
6102 Sayılı TTK nun 687 . maddesi hükmüne göre, “poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biri ile, kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun”.
Davacı ile davalı … Yayla arasındaki şahsi ilişkiden doğan defiler, ancak bu defilerin doğumuna etken olan kişiler arasında ileri sürülebilir. Davacı çek bedelini ödediğini iddia etmiş ise de, defterlerinde bu çeke dair yapılan bir ödemeye yer verilmediği, çekin verilmesinden sonra davacı ile davalı … arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği ve davalı … tarafından çekin ödendiğine ilişkin bir kabul beyanı bulunmadığından bu davalı yönünden ve diğer davalılar yönünden davacının keşideci olması ve davacı tarafından diğer davalıların kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu hususu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının Davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL red harcından peşin alınan 256,20-TL peşin harçtan düşülmesi ile arta 201,80-TL karar ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır