Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/900 E. 2019/1084 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEEKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/900 Esas
KARAR NO : 2019/1084
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/06/2010
KARAR TARİHİ : 13/12/2019

DAVA: Davacı … A.Ş vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde; davalı … A.Ş yetkililerinin,17/10/2008 tarihinde müvekkili şirketin fabrikasına yaptığı ziyarette, Hindistan’da yapılacağı belirttikleri bir doğal gaz boru hattında kullanılmak üzere … kalitesinde çelik rulo üretilmesi talebinde bulunduklarını, müzakerelere müteakip taraflar arasında 02/07/2009 tarihli … sayılı ihracat protokolü ve …-… ihracat protokolüne ilave şartlarının imzalandığını, protokolün geçerli bir şekilde kurulabilmesi ve ifa edilebilir hale gelmesi için üzerinde anlaşılacağı belirtilen ürünün teknik özellikleri, boyutları gibi saptanması zorunlu ve esaslı unsunlar üzerinde mutabakatın hasıl olmadığını, …’nın protokolden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği halde müvekkili şirketin taahhüt ettiği ürünlere teslim etmemesi neticesinde zarara uğradığını iddia ederek tazminat talep ettiğini, iflas yoluyla takip başlattığını, takibe itiraz edilmesi üzerine müvekkiline dava açtığını, …’nın açtığı davada müvekkilli şirket için “….Hindistan’da yerleşik … Ltd…ve … İndia firmalarının ihtiyaç duyduğu çelik ruloları üretin bir şirket…” olduğunu belirttiğini oysa müvekkilinin … ve … şirketlerinin ihtiyaç duyduğu kimyasal ve mekanik özelliklerdeki … çeliğini hiç bir zaman üretmediğini, …’in üretebileceği … çeliğinin özelliklerini kendi teknik imkanlara göre belirlediğini, dava konusu ihtilafın temelde … ve …’ın ihtiyaç duyduğunu bildirdiği niteliklerdeki çelik ruloların, teknik nedenlerle objektif olarak … tarafından üretilemeyeceğinin anlaşılmasından kaynaklandığını, olayların …’nın 17/10/2008’de ölçüleri, kimyasal ve mekanik özellikleri daha sonra belirlenecek … kalitesinin referans alan çelik üretip üretemeyeceğini sormasıyla başladığını, tarafların gelinen son aşamada üretilecek ürünün teknik şartları üzerinde (kimyasal ve mekanik özellikleri) mutabık kalamadıklarını, müvekkili şirket olan …’in kendi teknik imkanları içerisinde kalarak ürettiği çelik rulolardan …’nin imal ettiği boruların yapılan testlerden geçemediğini örneğin patlama tehlikesi yaratacak şekilde şişme yaptığını, …’nın ürünün …’nin istediği teknik özelliklere sahip olmadığını …’e bildirdiğini, …’in teknik imkanlarını talep edilen ürünü üretmeye yeterli olmadığını bilimsel olarak anlaşılması üzerine dava konusu ihtilafın çıktığını, hiç bir zaman müvekkilinin üretilecek ürünün …, … ya da …’in belirleyeceği teknik standartlara, kalite kriterlerine uygun olacağının kararlaştırılmadığını, taraflar arasındaki protokolde üretilecek çeliğin, boru üreticisi … şirketi, alıcı ve … tarafından birlikte belirlenecek olan kalite özelliklerine sahip olması ve bunlardan daha da önemlisi …’in teknik imkanları içerisinde kalmasının kabul edildiğini (protokol ilave şartları 4. Maddesi) müvekkilinin hiç bir zaman … şirketini tek taraflı olarak belirlemiş olduğu standartlarda çelik üretmeyi kabul etmediğini, … olarak kodlanan teknik özelliklerin 09/04/2008 tarihi itibariyle 44 farklı versiyonu ve … tarafından belirlenemeyen müşteri ile çelik üreticisinin birlikte tespit etmeleri gereken pek çok kimyasal ve mekanik değerlerinin olduğunu, müvekkilinin teknik imkanları dahilinde üretebileceği …’nin teknik özelliklerini hazırlayarak … ya ilettiğini, onun da …’ye gönderdiğini, …’nın dava dilekçesinde 4 numaralı ekinde sunulan teknik özellikleri … tarafından hazırlanarak müvekkiline gönderilen teknik özellikler olmadığını, söz konusu belgenin müvekkili tarafından hazırlanan teknik özellikler olduğunu, … tarafından 15/12/2008 tarihli elektronik posta ekinde müvekkiline gönderdiği ve gerçekte … tarafından hazırlanmış teknik özellikler ile, … tarafından üretilebileceği belirtilen teknik özelliklerin kalınlıkları ve genişlikleri arasında fark bulunduğunu mekanik özelliklerin de farklı olduğunu dolayısıyla …’nın dava dilekçesindeki … tarafından gönderilen teknik özellikler kapsamında … tarafından … kalitesinde 50 adet rulo üretildiği ve bunların teknik yeterlilik aldıkları iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin … tarafından bildirilen teknik özelliklere göre ürün üretmediğini, müvekkilinin kendi teknik özelliklerine göre 50 adet deneme rulosu ürettiğini, müvekkilince üretilen ruloların herhangi bir teknik yeterlilik almadığını, müvekkilince üretilen 50 adet rulonun … tarafından Hindistan’a ihraç edildikten sonra yapılan test neticesinde kabul edilemez olduğu yeterli özelliklere sahip olmadığının belirlendiğini, müvekkili ile … arasında imzalanan protokolün 3 adet ekinin bulunduğunu bu eklerden ihracat protokolü genel şartları Ek-1 ve ilave şartlar Ek-3’ün taraflarca imzalanmış ise de imal edilecek ürünün kimyasal ve mekanik özelliklerini gösterecek olan teknik şartlar Ek-2 üzerinde mutabakat sağlanamadığından bu belgenin imzalanmadığını ve protokole eklenmediğini, müvekkili ile … arasındaki imzalanan protokol ile müvekkilinin üretim limitleri dahilinde olacak şekilde karşılıklı mutabakat ile hazırlanacak teknik şartlar çerçevesinde ürün üretilmesinin anlaşıldığını ancak ürünün kimyasal ve mekanik özellikleri nitelikleri ve boyutlarının belirsiz kaldığını, …’nın sipariş teminatını müvekkiline tevdi etmesinden sonra yürürlüğe gireceğini ancak …’nın kesin teminat mektubu vermediğini, …’nın … tarafından belirlenen teknik şartları elektronik posta ile müvekkiline ilettiğini, müvekkilinin de kendi ilgili birimine bu özelliklerde üretim yapılıp yapılamayacağını sorduğunu ancak üretilemeyeceğinin bildirildiğini, bu durumun …’ya da bildirildiğini, müvekkilinin kendisine … tarafından iletilen teknik özelliklerini incelediğini ve müvekkilince yeni bir teknik özellikler belgesi hazırlamadan … tarafından hazırlanan teknik özellikler üzerinde kabul edebileceği ve kabul edemeyeceği hususları gösterdiğini, 17/10/2008’den beri üretilecek ürünün teknik özelliklerini belirlemek için görüşmelerin sürdüğünü ancak ilk sevkiyatın yapılmasının kararlaştırıldığı 10/10/2009’a kadar bu konuda bir mutabakata varılmadığını … ve …’in teknik şartname üzerinde anlaşamadığını, müvekkilince deneme amaçlı kendi teknik imkanları ve kendi belirlediği teknik şartnameye göre üretilen 4 adet deneme bobininin şişme ve sızma yaptırdığının tespit edildiğini, müvekkilince 23/03/2010 tarihinde … Noterliği vasıtasıyla …ya gönderilen ihtarname ile … sayılı protokolün esaslı unsurları üzerinde mutabakata varılamamış olduğunun belirtildiğini, … sayılı protokolün satım sözleşmesi olmadığını, esaslı unsurları üzerinde mutabakat sağlanamadığından geçerli bir şeklide kurulamamış tipik bir istisna sözleşmesi olduğunu, protokolün bir an için geçerli olduğu düşünülse bile yürürlük şartlarının gerçekleşmediğini kararlaştırılan tarihlere geçmesiyle de protokolün kendiliğinden son bulduğunu, hiç bir Şekilde ihtimal vermemekle birlikte bir an için protokolün yürürlüğe girmiş olduğu değerlendirilse bile somut olayda objektif bir kusursuz sonraki imkansızlık halinin doğduğunu, kendi taahhütlerini yerine getirmeyen …’nın müvekkilinden tazminat talep edemeyeceğini, müvekkili şirketin protokolün yürürlüğe gireceğini ve davacının akdi yükümlülüklerini yerine getireceğine güvenle … ile görüşmelere başladığı 17/10/2008’den itibaren 97 adet 2110,7 MT deneme rulosu ürettiğini bunların sadece 54 adedinin bedelin karşılığında …’ya teslim edilebildiğini, protokolün ifası kapsamında hurdaya ve ikinci kalite ürüne ayrılan rulolar nedeniyle müvekkilinin maddi kayba uğradığına, deneme üretimlerinin gerçekleştirilebilmesi için fabrikaların bu ürünleri tahsis edildiği sürede kabul edilemeyen siparişler nedeniyle iş kayıpları oluştuğunu bunlar dolayısıyla da müvekkili şirketin maddi zararının doğduğunu, müvekkilince özel üretim için yoğun mühendislik ve arge çalışmalarının yürütüldüğünü, müvekkili şirketin elemanlarının Hindistan’a gitmeleri seyahat ve konaklama giderlerinde bulunması gerektiğini, …’nın protokolden doğan yükümlülüklerinin zamanında ifa etmediğini, tarafların teknik özellikler üzerinde uzlaşmaları beklenilmeden …’nın iş bu uyuşmazlığı çıkardığını, yasal şartları oluşmadığı halde ve kötüniyetle müvekkili şirket aleyhinde iflas yoluyla icra takibi yaptığını, iflas haberlerinin yayıldığını, müvekkilinin kamuoyuna açıklama yapmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin hisse değerlerinin olumsuz etkilediğini, itibarının sarsıldığını ve manevi zarara uğradığını bu nedenle 2.000.000,00 TL manevi tazminatın ayrıca şimdilik maddi zararlar nedeniyle 2.000.000,00 TL’de maddi tazminatın …’dan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: … Aş cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki ihracat protokolünün satış sözleşmesi olduğunu, protokol gereğince mutabakatın oluştuğunu, müvekkilinin üzerine düşün sorumluluklarını yerine getirdiğini belirterek … tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: … tarafından açılan dava, … tarafından … aleyhine iflas yoluyla takip başlatılması nedeniyle manevi tazminat ve taraflar arasında imzalanan protokole … tarafından uyulmaması nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararların tazminine ilişkindir.
Davacı … San. Ve Tic. A.Ş tarafından davalı … A.Ş aleyhine açtığı ve … Ticaret Mahkemesinin … Esasına kaydedilen dosyasındaki dava dilekçesi ve müvekkilinin ihraççı firma olarak davalıdan satın alacağı ruloları Hindistan’daki … Limited firmasına, ihraç etmek üzere ve ruloların …’ın ön gördüğü standartlara ve kalite kriterlerine uygun olacak şekilde üretilmek üzere anlaşma sağlandığını, … tarafından gönderilen teknik özelliklere göre davalı tarafından … kalitesinde 50 adet rulo üretildiğini, üretilen ruloların müvekkili tarafından Hindistan’a ihraç edildiğini, deneme üretimi olan üretilen malın yapılan testlerinin olumlu sonuç verdiğinden yeterlilik alındığını, bunun üzerine Hindistan’da büyük ihalelere katılma kararı alındığını ve davalı ile 02/07/2009 tarihinde ihracat protokolü imzaladıklarını, davalının kesin sipariş ve ek siparişin bildirildiğini, teknik şartnamenin davalıya gönderildiğini, davalı tarafından ilk parti üretiminin gerçekleştirildiğini, gönderilen 4 rulonun … tarafından üretime alınarak kalitenin daha da iyileştirilmesi tavsiyeleri ile birlikte mevcut kalitenin kabul edildiğini davalıya bildirildiğini, 18/12/2009 tarihinde yazıyla davalıdan, teminat mektubunun hazırlandığı kesin üretim ve sevk proğramının bildirilmesi gerektiğinin belirtildiğini, yazıya cevap verilmediğini ancak sözlü olarak birim fiyatın arttırılması gerektiği beyanında bulunulduğunu, davalı tarafından gönderilen teminat mektubunun daha önce gönderileni örneği olmadığından bahisle iade edildiğini, kesin siparişin gecikme ile 04/11/2009 tarihinde verildiğini, onaylı teknik şartnamenin deneme üretimine ilişkin olduğu, seri üretime ilişkin teknik şartnamenin ayrıca görüşülük onaylanması gerektiğini ileri sürüldüğünü, müvekkilinin talebi üzerine yapılan toplantıda protokolün ifası konusunda anlaşma sağlanamadığı, davalı yanca sözleşmenin ortadan kaldırılmasının talep edildiğini, davalının ihracat protokolüne uymamakla diğer şirketlerin de zarar gördüğünü, 05/02/2010 tarihli ihtar ile verilen 20 günlük sürede ifa yerine getirilmediğinden ifadan vazgeçilerek uğranılan zararın tazmininin talep edildiğini, cevabi ihtarla talebe itiraz edildiğini, bunun üzerine müspet zarar ve işlemiş faizinin tahsili için … İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine genel iflas yoluyla takip prosedürüne başvurulduğunu, ödeme emrine süresinde itiraz edildiğini belirterek haksız itirazın kaldırılmasına, talep edilen alacağın mahkeme veznesine depo edilmesine, depo emrine uyulmaması halinde davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı … A.Ş cevap dilekçesinde yanlar arasında 02/07/2009 tarihli ihracat protokolü ve ilave şartlar imzalandığını ancak protokolün geçerli ve ifa edilebilir olması için tarafların ürünü teknik özellikleri ve diğer hususlarda mutabakat sağlayamadığını, davacının protokolden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği halde, zarara uğradığı iddiasıyla iflas yoluyla takip yapıldığını, imzalanan protokolde müvekkilince üretilecek ürünün kalite ve özelliklerini taraflar ve … tarafından birlikte belirleneceğini, özellikle de müvekkilinin teknik imkanları içerisinde kalmasının kabul edildiğini, davacının … kalitesinde çelik üretilmediğini bilindiğini nitelik müvekkilince hazırlanan teknik özelliklerin … tarafından onaylanmadığını, … standardının 44 farklı versiyonunun bulunduğunu, teknik imkanlar dahilinde üretilen deneme ürünlerinin başarılı olmadığını, teknik şartlar Ek-2 üzerinde taraf mutabakatının sağlanamadığını, üretilecek ürünün teknik ve mekanik özelliklerini belirlenmediğini, kesin teminat mektubu ile ürün bedeli karşılığı akreditifi ve vekaletnameyi vermediklerini dolayısıyla protokolün hukukun ifa ve icra edilebilir bir sözleşme niteliği kazanmadığını, protokolün ürün şartlarını yerine getirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. … A.Ş vekili (yukarıda DAVA kısmında özetlendiği şekilde) tarafından … aleyhine manevi tazminat ve maddi tazminat istemi ile karşı dava açmış, …Ticaret Mahkemesince 23/06/2011 tarihinde verilen karar ile; “toplanan delillere göre, sözleşme gereğince üretilecek ürün ile ilgili teknik şartnamenin hazırlanması gerekirken, bunun taraflarca gerçekleştirilemediği, toplam nihai tonaj miktarının (200.000-250.000 MT arasında) … tarafından en geç 10.09.2009 tarihinde …’e bildirilmesi gerekirken bildirilmediği, aylık sevkiyat programının karşılıklı mutabakatla saptanamadığı, teknik şartname üzerinde mutabakat sağlanmadığı, …’nın üretim başlamadan 10 gün önce 2.200.000,00 USD tutarındaki banka teminat mektubunu …’e sunmaması nedeniyle ihracat protokolünün yürürlüğe girmediği, yürürlük şartının gerçekleşmesi için kararlaştırılan sürelerin davacı kusuru sonucu semeresiz geçmesi nedeniyle protokolün kendiliğinden son bulduğu, taraflar arasındaki eser sözleşmesinde davacı …’nın edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğü, kendi edimini yerine getirmeyen tarafın, diğer taraftan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği ve davanın dayanağı protokol nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zarara yönelik somut delillerin sunulmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise, manevi tazminat talebinin, iflas yoluyla takibin, hakkın kötüye kullanılması sayılmasını gerektirmediği, maddi tazminat talebinin ise, sözleşmeye aykırı davranışa dayanılarak talep edilmiş olduğundan ve tazminat talebinin şartları varsa sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk ilkesine göre talep edilebileceğinden ve maddi sorumluluğun şartları gerçekleşmediğinden karşı davanın reddine karar verildiği, kararın, asıl davada davacı vekili ve karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesince 06/04/2012 tarih … E., … Karar nolu ilamıyla kararın bozulduğu, yargıtay bozma ilamında; Asıl dava sözleşmeye aykırılık nedeniyle oluşan tazminatın iflas yoluyla takibine ilişkin itirazın kaldırılması ve iflas; karşı dava ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Mahkemece; “iflas davaları basit yargılama usulüne tabi ise de; eldeki davada itirazın kaldırılması ve iflas talep edilmiş olduğundan mahkemece genel hükümlere göre inceleme yapılarak davacı alacağının bulunup bulunmadığının saptanması gerekir. Dolayısıyla iflas davasında da genel hükümlere göre inceleme yapılmasının gerekmesine” şeklinde gerekçe gösterilip, asıl dava olan iflas davası ile karşı davanın yargılamasının birlikte yürütülmesine karar verilmiştir. Oysa her iki davanın yasal olarak yargılama usulleri farklı olup, basit yargılama usulü Kanun’un sınırlı olarak saydığı hallerde uygulanır. Bu yargılama usulüne tabi dava ve işlerde kanun yargılamanın daha basit ve çabuk yürütülmesini amaçlamıştır. İflas davaları basit yargılama usulüne tabidir. (İİK m.158/II) İflas davalarında temyiz süresi 10 gün olup (İİK m. 164) adli tatilde süreler çalışır (HUMK m. 176/9 HMK m.103/1-e) ve işin niteliği gereği temyiz incelemesi de mürafaa yapılmadan görülür. (Yargıtay 19. H.D. 30.12.2004, 2004/4635-13438, ) İtirazın kaldırılması ve iflas davalarında mahkeme itirazı genel hükümlere (HUMK, HMK hükümlerine) göre inceler. Borçlu ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku Cilt 3, sh 2673) Genel hükümlere göre yapılan inceleme de basit yargılama usulüne göre yapılır. Bu bakımdan mahkemenin iflas talebinin genel hükümlere göre yapılacağından bahisle ayrı bir yargılama usulüne tabi bulunan karşı davayı da birlikte görüp yürütmesi doğru olmamış ve basit yargılamaya tabi davanın da yazılı yargılama usulüne tabi bir dava ile aynı usulde yürütüldüğünü çağrıştıracak işlemler yapılmıştır. Nitekim her iki davanın temyiz süresi de bir ayrım yapılmaksızın kararda 15 gün olarak gösterilmiştir. Bu itibarla; yargılama usulleri farklı olan davaların tefrik edilerek ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılması gerekirken, birlikte görülüp sonuçlandırılması doğru olmadığından bu yöne ilişkin temyiz talepleri yerinde bulunmaktadır. 2- Mahkemenin yaptığı araştırma yeterli olmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporu da bazı tereddütleri karşılamamaktadır: a-Bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerinin ihracat protokolü ve teknik şartlara ilişkin olarak ciddi itirazları bulunmasına rağmen bu itirazlar üzerinde yeterince durulmamıştır. Davacı vekili davalı … tarafından gönderilen teknik şartları içerir elektronik iletinin dava dışı … tarafından aynen kabul edilmesi nedeniyle protokolde belirlenen teknik şartlar üzerindeki mutabakatın 6 Kasım 2009 tarihinde sağlandığını ileri sürmesine rağmen, davalı … Ek 11’de yer alan bu iletinin kendileri tarafından gönderilmediğini, kendileri tarafından gönderilen iletinin cevap dilekçesinin Ek 33’ünde bulunan ileti olduğunu, bunun ise nihai şartname olmadığını, henüz denemeleri devam eden ürüne ait olduğunu savunmuştur. Bu durumda, her iki elektronik iletinin … tarafından gönderilip, gönderilmediğinin ve tespitinin mümkün olup olmadığının araştırılmaması doğru değildir. b-Öte yandan, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda teknik hususlar üzerinde yeterince ve ayrıntılı inceleme yapılmamıştır. Davalı …’in web sitesinde x-80 ürününe ait 9080 kalitesinde ürün üretildiği açıklanmakta olup, davalı x-80 ürününün çeşitli versiyonlarının olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle, bilirkişi kurulu tarafından davalı …’in sitesinde bulunan ürün ile … no’lu protokolde yer alan x-80 ürününün aynı ürün olup olmadığı, bu üretimin seri mi yoksa özel bir imalatı mı gerektirdiği, davacı …’nın 6 Kasım 2009 tarihinde gönderdiği iletide istediği değişikliklerin ürünün ana unsurlarını değiştirecek önemli bir değişiklik mi yoksa ayrıntı mı olduğu, web sitesinde x-80 ürünü için ilan edilen fiyatın cari fiyat sayılıp sayılmayacağı, hususlarını da içerecek şekilde açıklayıcı, gerekçeli, oluşa uygun ve denetime olanak sağlayacak, tüm tereddütleri giderecek şekilde aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınması veya gerektiğinde usulüne uygun oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 3-Bozma nedenine göre, davacının asıl dava yönünden, karşı davacının karşı dava yönünden diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” denilerek … Ticaret Mahkemesinin … E., … Karar sayılı ilamı bozulmuştur.
… Ticaret Mahkemesince yukarıda belirtilen yargıtay bozma ilamına uyularak … A.Ş tarafından … AŞ’ye karşı açılan alacak davasının iflas davasından tefrik edilerek mahkemenin yetkisizliğine karar kesinleştiğinde talep halinde tefrik edilen bu davanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve tefrik edilerek verilerek yetkisizlik kararı Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10/03/2014 tarih … E., … Karar nolu ilamı ile onanmış ve bu dava mahkememizin … Esasına kaydı yapılmıştır. Mahkememizce … tarafından … A.Ş aleyhine açılan iflas davasının sonuçlanması beklenilmiştir. Daha önce … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen iflas davası Yargıtay bozması sonucunda … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Nolu esasına kaydının yapıldığı, mahkemece yukarıda özetlenen bozma ilanına uyularak yargılamaya devam edildiği ve … tarafından açılan davanın 09/09/2015 tarih, … Esas, … karar no ile reddine karar verildiği görülmüştür. … Asliye Ticaret Mahkemesinin gerekçeli kararı incelendiğinde; “Yargıtay … Hukuk Dairesinin hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda asıl davaya karşılık olarak açılan maddi-manevi tazminat davasının, itirazın kaldırılması ve iflas davasından tefrikine karar verilmiştir. Bozma ilamının elektronik iletilerle ilgili kısmındaki gerekleri yerine getirmek bakımından, … tarafından gönderildiği ileri sürülen teknik şartları içerir 20/10/2009 tarihli elektronik ileti ile …’in kendileri tarafından gönderilen başka bir ileti bulunduğu savunması nedeniyle her iki elektronik iletinin … tarafından gönderilip gönderilmediğinin tespiti bakımından konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan 09/01/2014 havale tarihli raporda, her iki elektronik iletinin … tarafından gönderilip gönderilmediğinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir. Bozma ilamının …’in web sitesinde bulunan ürün ile … nolu protokolde yer alan ürünün aynı ürün olup olmadığı, bu üretimin seri üretim mi yoksa özel bir imalatı mı gerektirdiği, …’nın 06/11/2009 tarihinde gönderdiği iletide istediği değişikliklerin ürünün ana unsurlarını değiştirecek önemli bir değişiklik mi yoksa ayrıntı mı olduğu, web sitesinde x-80 ürünü için ilan edilen fiyatın cari fiyat sayılıp sayılmayacağı hususlarının gerekçeli, açıklayıcı biçimde ve denetime olanak sağlayacak şekilde ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdine ilişkin 28/01/2014 tarihli ara kararından sonra, davacı vekillerince; önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına ilişkin bütün itirazlarına rağmen mahkemece bu yönde karar verildiği, bilirkişi kurulunda bulunan … ‘ın önceki raporu maksatlı ve taraflı olarak düzenlediği, dolayısıyla bilirkişiliğine itiraz ettikleri bildirilmiştir, … önceki bilirkişi metalurji mühendisi bilirkişi … ‘un kanser hastalığı nedeniyle yatarak tedavi gördüğünün tespit edilmesinden sonra yerine metalurji mühendisi … atarak alınan 26/02/2015 havale tarihli raporda …’in wep sitesinde bulunan ürün ile … ihracat protokolünde sipariş edilen ürünün aynı ürün olmadığı, bu ürünün özel bir üretimi gerektirdiği, davacı tarafından gönderilen elektronik iletide istenilen değişikliklerin ürünün ana unsurlarını değiştirecek önemli değişiklikler olduğu ve talep edilen ürünün özel ürün olması nedeniyle cari bir fiyatının olmadığı bildirilmiştir. Ek bilirkişi raporuna davacı yan vekilince itiraz edilerek konuyla ilgili teknik mütalaa ve ek teknik mütalaa sunulmuştur. Davacı yanın itirazlarının ve ekinde sunduğu teknik mütalaaların değerlendirilerek karşılanması için bilirkişi kurulundan ikinci ek rapor alınmıştır. 13/07/2015 havale tarihli ikinci ek raporda itirazlar karşılanmış sonuç itibariyle bir önceki rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik yapılmamıştır. Her ne kadar ikinci ek rapor da davacı yanın itirazına uğramış ise de; bilirkişi kurulu raporu … Hukuk dairesinin bozma kararının ön gördüğü esas ve prensiplere uygun biçimde düzenlenmiş olması nedeniyle mahkemece benimsenmiş bilirkişi raporu ile toplanan delillere göre, sözleşme gereğince üretilecek ürün ile ilgili teknik şartnamenin hazırlanması gerekirken, bunun taraflarca gerçekleştirilemediği, toplam nihai tonaj miktarının (200.000-250.000 MT arasında) … tarafından en geç 10.09.2009 tarihinde …’e bildirilmesi gerekirken bildirilmediği, aylık sevkiyat programının karşılıklı mutabakatla saptanamadığı, teknik şartname üzerinde mutabakat sağlanmadığı, …’nın üretim başlamadan 10 gün önce 2.200.000,00 USD tutarındaki banka teminat mektubunu …’e sunmaması nedeniyle ihracat protokolünün yürürlüğe girmediği, yürürlük şartının gerçekleşmesi için kararlaştırılan sürelerin davacı kusuru sonucu semeresiz geçmesi nedeniyle protokolün kendiliğinden son bulduğu, taraflar arasındaki eser sözleşmesinde davacı …’nın edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğü, kendi edimini yerine getirmeyen tarafın, diğer taraftan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği ve davanın dayanağı protokol nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zarara yönelik somut delillerin sunulmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.” denilerek davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 07/05/2018 tarih … E., … Karar nolu ilamıyla onandığı, karar düzeltme talebinin reddedildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Yargıtay Bozma İlamı neticesinde bozma ilamına uyarak alınan raporlar … Asliye Ticaret Mahkemesinden alınarak dosya içerisine bırakılmıştır. Onanan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … Karar nolu ilamında da belirtildiği üzere üretilecek ürünle ilgili teknik şartnamenin hazırlanması gerekirken taraflarca gerçekleştirilemediği toplam nihai tonaj miktarının …’e bildirilmediği, sevkiyat proğramında mutabakata varılamadığı, …’nın teminat mektubu sunmaması gibi nedenlerle ihracat protokolünün yürürlüğe girmediği, yürürlük şartının gerçekleşmesi için kararlaştırılan sürelerin semeresiz geçmesi nedeniyle protokolün kendiliğinden son bulduğu anlaşılmaktadır. Daha önce … Asliye Ticaret Mahkemesince alınan 26/04/2011 tarihli raporda da belirtildiği üzere … sayılı ihracat protokolünün ve eklerinin bir sözleşme hükmü olarak yürürlüğe girmesinin 10/10/2009 tarihi itibariyle ortadan kalması sebebiyle taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bundan dolayı …’in tazminini istediği maddi zarar konuları sözleşmeye aykırı davranışa dayanılarak talep edilemez ancak şartları varsa sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk ilkesine göre tazminat talep edilebilir . Bunun için de …’nın, davranışıyla TMK 2 hükmüne aykırı olarak kendisinden beklenen özeni göstermemesi, bu özensiz davranış sonucunda …’in bir zarar görmesi, özensiz davranışın kusurlu olması, özensiz kusurlu davranışın zarara sebep olması gerekmektedir. Taraflar arasında sözleşmesi ilişkisinin kurulamaması … sayılı protokolün yürürlük kazanamaması, tarafların teknik şartname üzerinde anlaşmaya varamamalarından ileri gelmektedir. Her iki tarafında da menfaatlerinin çatışması teknik şartname üzerinde anlaşmayı engellemiştir. Her iki taraftan da teknik beklentilerden fedakarlık yapmaları ve böylece teknik şartname üzerinde mutabakatın sağlanmasını beklemek mümkün değildir. O halde bu safhada her iki taraf için de teknik şartname üzerinde diğer tarafın isteklerine uymamış olması bir özensiz davranış olamaz. Özensiz bir davranış olmadığından ihlal edilen bir hukuk normu (dürüstlük kuralı) da söz konusu olamaz. Bunun sonucu olarak taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığından ve sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluğu da doğuracak bir davranış bulunmadığından … tarafından talep edilen maddi tazminat sorumluluğu şartları bulunmamaktadır. Protokolün yürürlüğe girerek sözleşme hükmüne dönüşmesinin en önemli şartı tarafların bir araya gelerek üretilecek ürünün teknik şartnamesini belirlenmesi olduğu, tarafların bir araya gelerek teknik şartnameyi belirlemeyemediklerini bu nedenle ihracat protokolünün diğer yan sebeplerin de eklenmesiyle yürürlüğe girmediği nitekim davacı … A.Ş tarafından açılan davada dava dilekçesinde bir çok kez protokolün geçerli bir şekilde kurulabilmesi ve ifa edilebilir hale gelebilmesi için üzerinde anlaşılacağı belirtilen ürünün teknik özelliklerini saptanmasının zorunlu olduğu ve esaslı unsurlar üzerinde mutabakat sağlanmadığı, üretilecek çeliğin teknik özelliklerinin boru üreticisi olan … şirketi, alıcı ve … tarafından teknik özelliklerinin birlikte kararlaştırılacağı, teknik özellikleri üzerinde mutabakat sağlanamadığı vurgulanmış olup, protokolün yürürlüğe girmesi için ana şart niteliğinde olan teknik özellikler üzerinde mutabakat sağlanamaması, mutabakat sağlanmaması nedeni ise her iki tarafın menfaatlerinin çatışması olduğu, her iki taraftan da teknik beklentilerinden fedakarlık yapmaları ve böylece teknik şartname üzerinde mutabakatın sağlanması beklemek mümkün olmadığından, 26/04/2011 tarihli raporda da belirtildiği üzere sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk ilkesine göre … tarafından talep edilen maddi tazminat talebi ile ilgili şartların oluşmadığı anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine, ayrıca iflas yoluyla takip yapılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılması mümkün olmadığından manevi tazminat isteminin reddine de aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1-Davacının manevi tazminat ve maddi tazminat taleplerinin reddine,
2-Davacının maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle 80.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminat isteminin reddi nedeniyle 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
6-Bu dava sebebiyle 44,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden davacı tarafından yatırılan 59.400,00 TL’lik peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 59.355,60 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2019

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır