Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/431 E. 2018/297 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/431
KARAR NO : 2018/297

DAVA : İflas Ertelenme
DAVA TARİHİ : 22/01/2014
KARAR TARİHİ : 22/03/2018

DAVA :Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesi ile, davacı şirketin 1990 yılından beri faaliyette bulunduğunu, sermayesinin 5.000.000 TL olup, şirket ortağı A…’nin şirkette 2.786.700 TL , diğer ortak …’nin ise 2.213.300 TL sermaye katılımının mevcut olduğunu, şirket yönetiminin … tarafından yürütüldüğünü, şirketin tamamen yerli sermaye ile bakır iletkenli gerilim enerji ve güç kabloları imalatı amacıyla kurulduğunu, 1990 senesinde … İlçesine bağlı …’de imalata başlayan firmanın 1993 senesinde faaliyetini …’deki kendi mülkü olan fabrika binasına taşıdığını, 2013 senesi içerisinde …’de bakır haddehane ve tel çekme tesisi satın aldığını, 2010 senesinin sonunda ana bayi gibi çalışan çok büyük bir satış hacmi ile birlikte çalıştıkları … müşterilerinden … Elektronik firmasının batması ile birlikte 9.000.000 gibi ciddi bir rakama ulaşan alacaklarının bu firmada kalması sonucu davacı şirketin tüm sermayesinin yok olmasına bu süreçten sonra eksilen işletme sermayesinin telafi edebilmek için kredi kullanmaya başladığını, ödemelerini de zorunlu olarak vadeli çeklerle yapmaya başladığını, bankalara fabrika arsası ve binası ayrıca ortakların ailelerinin geçmişte edindiği tüm gayrimenkullere hatta kendi oturdukları konutları dahi finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ipotek vererek kredi temini sağlanmaya çalışıldığını, fakat bu süreçte Rusya ile ilgili ciddi bir tahsilat sorunu yaşandığını, bu ülkenden olan alacakların alınamaması ayrıca İzmir müşterilerinden olan … Kablo’dan 1.000.000 TL , …’ten 500.000 TL olan alacaklarının tahsil edilememesi gibi tahsilat sorunları yaşandığını, bu durumun sermaye sıkıntısını inanılmaz derecede güçleştirdiğini, ihracat yapan bir firma konumunda olunduğunda Türk … ‘ın ihracat yapan firmalara sunduğu kredi imkanlarından faydalanmak için başvurulduğunu ve …’ın firmanın öz geçmişini değerlendirilerek 150.000.000 USD gibi çeşitli kalemlerde kullandırılmak üzere kredi tesis ettiğini, fakat …’ın bu kredileri bankalardan alınacak nakdi kredi yerine geçen teminat mektubu karşılığı kullandırdığı için firmanın elindeki gayrimenkuller karşılığı çeşitli bankalardan teminat mektubu alınarak …’tan ucuz faiz oranı ile uzun vadeli dolar kredisi kullanıldığını, fakat bu çabaların yeterli olmadığını, çekleri vadelerinde ödeyemez duruma geldiklerini, bunun ardından piyasada başlayan panik havasının bazı alacaklı şirketin firmaya karşı ihtiyati haciz kararı alarak banka hesaplarına bloke konulduğunu, böylece şirketin çeklerini ve …’a düzenli olarak ödediği kredi taksitlerini de ödeyemez duruma geldiğini bunun üzerine ihracatça destek olması gereken …’ın 2017 yılına kadar taksitli olarak ödenebilecek 3.000.000 USD karşılığındaki kredi katettiğini, ve muaccel hale dönüştürerek dolar kurunun en yüksek seviyede olduğu günlerde krediyi tasfiye etmek için tüm bankalara teminat mektuplarının tazmin talebinde bulunduğunu, …’ın bu hareketi borçların ani ve kısa sürede ödenmesinin yani süresinden evvel peşin ödeme haline getirilerek firmanın içinden çıkılmaz bir borç tablosu ile karşı karşıya gelmesine sebep olduğunu, ayrıca döviz kredisi sebebiyle kur farkından dolayı da 1.000.000 TL zarara uğradıklarını , bu duruma gelinmesinin en büyük sebeplerinin sermaye eksikliği , tahsilat yapılamayan alacaklar ve sermaye açığını kapatmak için kullanılan kredilerin kısa vadede geri ödemelerinin başlamış olması nedeniyle şirketin borç batağına düştüğünü , bunun durum sonucu davacı şirketin ortaklar kurulunun 20/12/2013 tarihinde iflas erteleme kararı almasına neden olduğunu, alınan kararın noter vasıtası ile tasdik ettirildiğini, şirketin öz sermayesinin eksi -3.601.471,05 TL olduğunu, öz sermayesinin önemli ölçüde kaybettiğini ve borca batık durumda olduğunu, şirketin iyileştirilmesi için iflas erteleme projesinin oluşturulduğunu buna göre, şirketin biri Hadımköy’de diğeri …’de olmak üzere iki üretim tesisi bulunduğunu, finansman sıkıntısı nedeniyle bu tesislerde 01/08/2013 tarihinden itibaren üretime ara verildiğini, iyileştirme projesinin kabulü ve gerekli tedbir kararı verilmesi halinde 01/03/2014 tarihinden itibaren bu tesislerde üretime başlanılmasının planlandığını, şirketin elinde bulunan 100 ton bakır’ın böylelikle işlenmeye başlanacağını, buna göre aylık 250.000 TL üretim nedeniyle kar elde edilebileceğini, buna göre 2014-2015-2016 yılları için tahmini aylık gelir rakamlarının belirlendiğini, iyileştirme projesinde 2014-2015-2016 yılları için borç tasfiye planı yapıldığını, iyileştirme projesi uygulandığında şirket aktiflerinin rayiç değerlerinin 30.984.154,28 TL olup, 26.678.623,41 TL lik borç miktarının bu rakamdan düşülmesi halinde 4.305.530,87 TL aktif fazlasının mevcut olacağını, şirketin ayrıca 2014 yılında 1.000.000 TL 2015 yılında 500.000 TL, 2015 Aralık ayında 1.000.000 TL olmak üzere toplam 2.500.000 TL sermaye artışı yaparak ödeme planına göre 2015 yılı sonunda tüm ödeme tutarının 6.700.000 TL olacağını ,… ‘de bulunan üretim tesisinin içinde bulunduğu makinelerle birlikte aylık 30.000.000 TL bedelli bir şirkete kiralandığını, 2014 yılı için 300.000 TL , 2015 yılı için ise 360.000 TL gelir getireceğini, iflas erteleme projesinde yapılan hesapların aylık 250 Ton bakır ve PVC ham maddesi üzerinden hesaplandığını, bir bakır şirketi ile ön anlaşma yapıldığını, bu şirkete olan ödemelerin alınan çeklerin cirosu şeklinde yapılacağını, bu şirketin dışında yine uluslararası bir bartır şirketi ile anlaşma yapıldığını, şirketin borçlarının belirli bir kısmının özellikle bankalarca ipotek altına alınan gayrimenkullerinin borçlarının tediyesi halinde serbest kalacak gayrimenkullerin satışı ile yine şirkete aktarılarak asgari 7-8 milyon civarında bir kaynak sağlanmış olacağını, şirketin yetire kadar aktifinin mevcut olup tüm borçlarını ödeyebilecek teminatının bulunduğunu, ancak günün koşulları içinde nakde çevrimi ve iş kapasitesi devamlılığı açısından gelir ve gider dengesizliği ile yukarıda açıklanan giderlerin özellikle banka kredilerinin süresi içinde taksit ödemelerinin yapılamamasından kaynaklanan kredilerin ödenmesi için muacceliyet kespetmesi ile borca batıklığa düşürdüğünü, diğer bir önemli unsurun ise şüpheli alacaklar konusunda olduğunu zira yüksek miktarda şüpheli alacak ve tahsil zorluğunun şirketin borçlarını ödeyemez duruma düşmesine sebep olduğunu, bunun ortadan kaldırabilmesi için şüpheli alacakların tahsili süreci ve gerçekleşme zorluğu ile şirketin yeni işlevsel durumundan elde edeceği gelirlerinin organize edilebilmesi ile zaman içinde borçların tasfiyesinin yapılabileceğini, şirketin yeniden zorluk çektiği ham madde temini ve işlenmesi ile borç batağından çıkılabileceğini, şirketin ham madde temininin açıklandığı şekilde temin etmesi ile geçmiş personel alacakları başta olmak üzere borç tasfiyesine başlanılabilecek sürece girebileceğini şirketin bir yıl ödemesiz süreç geçirmesi halinde ham madde temin konusunun tamamen halledeceğini, bu süre sonunda da borçların sıraya konulması ile borç tasfiyesinin 2015 yılı Mart ayı itibaren aylık 200.000 TL gibi reel bir rakamla 2015 yılında ise aylık 200.000 TL , devamı 2016 yılında ayda 400.000 TL ödeyebileceğini ve tüm borcun tasfiyesinin takriben bu üç yılın sonunda tamamlanabileceğini, bu süreç içerisinde gayrimenkul satışlarının yapılabilmesi ile gelecek meblağlar ile iş devamı sürecinde kapasite artırımı ve şüpheli alacakların tahsili ile ve ek işleri gelirleri ile de borcun ara ödemelerle kapatılmasının mümkün olacağını , bu arada vergi dairesinden alacağın 589.802,40 TL , KDV iadesinin de bazı hukuki problemlerle şirkete ödenmediğini, iflas ertelenmesi kurumunun TTK nın 436. Maddesi ile İİK 179 maddesinde düzenlendiğini, müvekkili şirketin iyi niyetli olup , dilekçede yazılı nedenlerle borca battığını borca batık olma hali ve sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu yapılacak bilirkişi incelemesi ile anlaşılacağını,İK 179/a maddesinde sayılan ihtiyati tedbirlere karar verilmesini talep ettiklerini ve sonuç itibariyle davacı şirketin iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Deliller , iflasın ertelenmesine dair yönetim kurulu kararı, şirketin alacaklıları gösterir liste, şirketin alacaklarına ait liste, borca batıklık bilançosu, iyileştirme projesi, iyileştirme projesinin gerçekleştirme ihtimalini gösterir sözleşmeler, şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin tapu kayıtları, gayrimenkul listesi, menkul mal listesi, araç listesi, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK ‘nın 377 .maddesine göre, “yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı yeni nakit sermaye konulması dahil , neslen ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesinin mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Bu halde İİK nun 179.ila 179/b maddeleri uygulanır “denilmektedir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 Sayılı İİK nun 179.maddesine göre; ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflasına karar verilir. Şu kadar ki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri, şirket veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir. Mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur. Mahkeme, gerekli görürse idare ve temsille vazifelendirilmiş kimseleri ve alacaklıları dinleyebilir. İflasın ertelenmesi talepleri öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırılır ” denilmektedir.
İİK 179/a maddesinde ” Mahkeme, iflâsın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaylanması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır. Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar. İflâs ertelenmişse kayyım her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder, mahkeme bu rapor üzerine veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporuna göre, erteleme istemini değerlendirir ve iyileştirmenin mümkün olamayacağı kanaatine varırsa erteleme kararını kaldırır. ” denilmektedir.
İİK 179/b maddesinde ” Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez. Kayyım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflâsı ertelenenin faaliyetleri ve işletmenin durumu konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir. İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına karar verebilir. ” denilmektedir.
Davacı tarafından bildirilen deliler toplanmış, …’a yazı yazılarak davacı şirketin almış olduğu kredi miktarı ve ödeme ve kalan borç miktarı sorulmuş, tapu kayıtları alınarak dosyaya bırakılmış. SGK ve vergi borcu olup olmadığı ilgili yerlerden sorulmuş, iflas avansı davacı vekilince yatırılmış, İİK 179/b maddesinde 14/01/2011 tarihinde 6103 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik dikkate alınarak yönetim kurulu kararlarının onaylanması için kayyım atanması ve ihtiyati tedbir talebinin ek kararla değerlendirilmesi yönünde karar alınmış , iflas erteleme talebi ve atanan kayyımla ilgili olarak İİK 166.maddesi gereğince basın ilan kurumu ve ticaret sicil gazetesi ile gerekli ilanlar yaptırılarak dosyaya bırakılmış, İİK 179/a maddesi 2.fıkrası gereğince ticaret siciline yazı yazılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkili şirketin borca batık olduğunun yönetim kurulu tarafından tespit edildiğinin belirterek TTK 377 ve İİK 179 ve devamı maddeleri gereğince , öncelikle HMK 389 ve devam eden maddeleri gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İİK 179/a maddesinde 14.01.2011 tarihinde 6103 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile, iflas ertelemesi talebi üzerine derhal kayyım atanacağı ayrıca şirketin mal varlığının korunması için gerekli diğer önlemlerin alınması gerektiği belirtildiğinden dosya kapsamı HMK 389. Maddesi ,İİK 179/a ve b maddeleri gereğince mahkememizce 29/01/2014 tarihli tedbir karar ile davacı tarafın tedbir talebinin kısmen kabul edilerek;
1- 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan veya yapılacak takiplerde dahil olmak üzere ( Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılanlar hariç) davacı şirket aleyhine yapılan veya yapılacak her türlü takip, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbirin durdurulmasına ve hiçbir takip muamelerinin yapılmamasına,
2-Şirketin mal varlığını oluşturan taşınır ve taşınmaz mallar ile makinelerin devrinin ihtiyati tedbir olarak durdurulmasına, ilgili tapu sicil müdürlüklerin yazı yazılmasına,
3-Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edebilir ( 179/b 2 Fıkrası) Ancak bu talepler nedeniyle muhafaza tedbirleri alınmasının ve rehinli malın satışının ihtiyati tedbir olarak durdurulmasına,
4-Davacı şirkete ait iş yerlerinin doğmuş ve doğacak borçlarından dolayı elektrik, su , doğalgaz, telefon gibi zorunlu ihtiyaçların kullanıma kapatılmasının tedbiren durdurulmasına,
5-İhtiyati tedbir kararıyla tedbir öncesi başlamış takipler bulunduğu aşamada durmakla , ihtiyati tedbir öncesi haciz ve muhafaza uygulanmış değerlerin yani , haciz edilen ve muhafaza altına alınan ve şirketin faaliyet alanında kullanın tesis , eşya , techizat , makine, büro malzemeleri ve demirbaşların borçlu şirket yetkililerine yeddi emin olarak teslimine,
6-Borçlu şirket alacaklıların alacaklarını tahsil amacıyla uygulayabilecekleri temlik , takas , mahsup hapis hakkı gibi hukuki işlemlerin durdurulması, rehin ve blokaj kayıtlarının kaldırılmasına yönelik tedbirler sonuçlarını maddi hukuk alanında doğuran veya borçlu şirkete nazaran üçüncü kişidurumda olanların maddi hukuktan doğan talep ve defi haklarını etkileyen (kısıtlayan) tedbirler olduğundan , ve iflas erteleme davalarında bu yönde tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından ( … 23 .Hukuk Dairesinin 21/11/2012 tarih … Esas … Karar ) davacı vekilinin temlik takas , mahsup , hapis hakkı ile ilgili tedbir talebinin reddine,
7-Davacı vekilinin diğer ihtiyati tedbir taleplerinin reddine,
8-İİK 179/a maddesi gereğince davacı şirkete mahkememizce seçilecek bir kayyım atanmasına,
9-Kayyıma harcayacağı emek ve mesai karşılığında aylık 1.800 TL ücret takdir edilmesine ve ücretin davacı şirket tarafından karşılanmasına,
10-Davacı şirketin yönetim organlarının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılınmasına,
11-Kayyımın üçer aylık süreler halinde iyileştirme projesi işleyişi ve şirketin mali durumu ile ilgili olarak rapor ibraz etmesine,
12- Kayyıma şirketin hesap ve işletmelerini ( haftada en az bir kere ) denetlemesine, ve denetimle ilgili olarak tutanak tanzim edip özel dosyalarında saklamasına,
13-İhtiyati tedbir kararının icra müdürlüğü tarafından yerine getirilmesine,
14-Talebin hukuki dayanak ve olayın özelliği gereği teminat alınmasına yer olmadığına, ” şeklinde karar verilmiştir.
Müdahiller vekilleri sunmuş oldukları dilekçelerde iflas erteleme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığınından davacı şirketin iflasına karar verilmesini istemişlerdir.
Bir kısım müdahiller vekilince verilen ihtiyati tedbir itiraz edildiği görülmekle İİK 179/a maddesinde 14/01/2011 tarihinde 6103 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikte dikkate alınarak ihtiyati tedbire itirazın mahkemece alınacak bilirkişi raporundan sonra değerlendirilmesine karar verilerek taşınmazların başında mahkememizce resen tespiti edilen bir kadastro bilirkişi, bir inşaat bilirkişisi bir gayrimenkul değerleme uzmanı bir makine mühendisi, bir metalürji mühendisi , bir mali müşavir , bir finans uzmanı bir iflas uzmanı ve hukukçu bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak ,davacı tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler incelenerek öncelikle davacı şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin tapu kayıtlarındaki takyidatlarda dikkate alınarak yine fabrika binasında bulunan makinelerin dava tarihi itibariyle rayiç satış değerlerinin tespit edilmesinin, daha sonrada davacı tarafın ticari defter ve belgelerini , dosyaya sunulan bilanço ve iyileştirme projesini incelenerek öncelikle şirketin borca batık olup olmadığını, borca batık ise sunulan iyileştirme projesinin değerlendirilerek TTK 377., İİK 179 ve 179/a maddeleri gereğince davacı şirketin iflas erteleme şartlarını taşıyıp taşımadığı hususlarında ayrıntılı rapor verilmesi istenilmiş yine …’de bulunan tesis nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak makine mühendisi, ve metalürji mühendisi eşliğinde fabrika binasında keşif yapılarak binadaki makinelerin mülkiyetinin davacı şirket ait olduğu iddia edildiğinden dava tarihi itibariyle rayiç değerlerinin tespiti için rapor alınması istenilmiştir.
Mahkememizce yapılan keşif sonucunda bilirkişi heyeti tarafından 14/01/2015 tarihinde dosyaya sunulan bilirkişi heyeti raporu incelendiğinde, borca batıklıktan çıkış yolları olarak iflas erteleme projesinde şirketin Hadımköy ve …’de olmak üzere iki üretim tesisinin bulunduğu, …’deki tesiste aylık 400 ton döküm bakır işlendiği, ayrıca tel çekme ünitelerinde aylık 1500 ton tel çekme işleminin yapılabildiği, Hadımköy kablo üretim tesislerinde aylık 500 ton bakır işlenerek enerji kablosunun üretilebildiği , finansman sıkıntısı nedeniyle üretime ara verildiği projenin kabulü ve tedbir kararı verilmesi halinde şirketin elinde bulunan 100 ton bakırın işlenilmeye başlanacağı 2014 yılından itibaren sermaye artışlarının yapılacağı belirtilerek borca batıklıktan kurtulma planı yapıldığı, 8/4/2014 tarihli duruşmada “100 ton bakırın bulunduğu adresin sorulması ” üzerine davacı vekilinin ” müvekkilim şirketin elinde işlenecek bakır yoktur, dilekçemizi bu şekilde düzeltiyorum ” şeklinde beyanda bulunduğunun görüldüğünü, davacı şirketçe sunulan projede 2014 ve 2015 yılları için hazırlanan gelir tablosunda %21 ve %22 oranında brüt satış karlığı hedeflenmesine karşın geçmiş iki yılda ulaşılan karlığın en fazla %8 olduğu dikkate alındığında karlılık hedeflerinin iyimser öngörüleri yansıttığını , ayrıca net satış karlılıkların da önceki dönemlerde raporlanan karlılıklarla karşılaştırıldığında ulaşılamaz hedefler olarak göründüğünü, kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına atılan hesap kalemleri ile ilgili olarak 2013 yılında stok kayıtlarından çıkarılarak giderlere atılan tutarların büyüklüğü dikkate alındığında önceki yıllarda raporlanan satış maliyetlerinin ne kadar gerçekçi olduğu hususuna ihtiyatlı bir yaklaşım gereğinin doğduğunu, inandırıcılığın olumsuz yönde etkilendiğini, net satış hedeflerinin ulaşılabilir hedefler olmadığını, 2014 yılında net satış hedefinin 60.005.000 TL iken ilk 9 aylık dönemde ulaşılan fiili satışın 1.000.000 TL nin altında olduğunu, bu nedenle davacı şirketin projesinin daha ilk yılının 9 aylık bölümünde gerek net satış gerek net karlılık hedeflerinin tamamen saptığını, proje hedeflerinin inandırıcı olmadığını , 9 aylık dönemde rapor ile birlikte zararda borca batıklık durumu arttığında dikkate alındığında sermaye artırımı gibi öz kaynak açığının doğrudan katkı sağlayacak önlemlerin uygulanmaya konmasını önemini daha da arttığını, bu bağlamda borca batıklık hesaplamasında aktiften düşülmeyen sorumlu alacakların en azından duran varlıklar hesabına aktarılarak izlenmesi gereği , davacı şirketin net çalışma sermayesinin açığının dolayısıyla da , alacaklılar yönünden mevcut finansal riskini daha da arttırdığını , dolayısıyla sermaye artırımı yada düşük maliyetli uzun vadeli yabancı kaynak sağlanması gibi önlemlerin davacı şirketin faaliyetlerinin sürdürülebilirliği yönünden anahtar nitelik kazandığını, projede hedeflenen sermaye artırımı ile ilgili olarak somut olarak atılmış adım bulunmadığını, sonuç itibariyle davacı şirketin 31/12/2013 tarihi itibariyle tamamı ödenmiş durumda görünen 5.000.000 TL lik sermayenin – eksi 3.627.537,95 TL olarak raporlanan öz kaynakları içinde tamamen kaybolmuş durumda bulunduğu, aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre davacı şirketin 31/12/2013 tarihi itibariyle 1.149.929,08 TL borca batık durumda göründüğü, davacı şirketin dönen varlıkları içinde raporlanan alacak tutarları ile ilgili belirsizlikler ve tahsil riski nedeniyle artan net çalışma sermayesi açığına bağlı olarak alacaklılar yönünden finansal riskin daha da arttığı, davacı şirkette sunulan iyileştirme projesinin şirket faaliyetlerini sürdürülebilirliği ve borca batıklıktan kurtulabilmesi için gerçekçi hedefleri ve yeterli önlemleri içermediği, dolayısıyla iflasın ertelenmesi için gerekli maddi koşullardan borca batık koşulunun bulunma koşulunun 31/12/2013 tarihi itibariyle sağlanmış durumda olduğunu ancak davacı şirketin ciddi ve inandırıcı bir proje sunulması koşulunu ise sağlayamadığını raporlarında belirttikleri görülmüştür.
Rapora karşı davacı vekillince itiraz dilekçesi verilmesi nedeniyle, bilirkişilerden ek rapor alınmış, 21/04/2015 tarihli ek rapor incelendiğinde, finansal yönden kök raporda verilen tespit , analiz ve değerlendirmelerde herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı ek raporda belirtilmiştir .
Davacı vekili 19/02/2015 tarihli duruşmadaki beyanında asıl sorunlarının ipotekli gayrimenkullerin paraya çevrilememesinden kaynaklandığını , revize iyileştirme projesini de dosyaya sunduklarını belirtmeleri üzerine marka değeri ile ilgili olarak bilirkişiler tarafından emsal lisans sözleşmelerinin sunulması gerektiğini beyan etmeleri nedeniyle davacı vekillerine bu konuda bilgi ve belgeleri sunmaları konusunda süre verilerek bu sürenin sonunda dosyaya sunulan revize proje, davacı vekilince sunulması halinde marka lisans sözleşmeleri bilirkişi heyetine tevdi edilerek tekrar bilirkişilerden ek rapor talep edilmiştir.
Bilirkişi heyeti 29/02/2016 tarihli ikinci ek raporlarında, 31/12/2013 tarihi itibarile davacı şirketin 1.149.929,08 TL tutarında borca batık durumda olduğunu, sunulan projelerin borca batıklıktan kurtulmak için yeterli olmadığı yönünde daha önceki raporlarda görüş bildirdiklerini, borca batıklıktan kurtulmak için gerçekçi bir iyileştirme projesinin sunulmasının gerektiğini, nitekim süreç içerisinde projede davacı şirketçe re…a gidildiğini, 2015/09 ve 2005/12.ayları itibariyle raporlanan dönem karlarının proje hedeflerinin çok gerisinde kaldığını, itiraz dilekçesinde marka ile ilgili değerlendirmelerin kabulünün olanaklı bulunmadığını, davacı şirket vekilinin 27/07/2015 havale tarihli dilekçesinde özetle, “marka değeri ile hesaplama yapılabilmesi için emsal lisans sözleşmelerinin sunulmasının talep edildiği, kablo sektöründe markanın satılması yada kiralanmasının mutat bir işlem olmadığı için buna ilişkin emsal bir sözleşme bulunmadığı ancak müvekkili şirketin markasının değerinin tespitine ilişkin … 7 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında yaptırılmış olan 19/03/2014 tarihli bilirkişi raporunun işbu rapor ekinde sunulduğu ” hususlarına yer verildiğinin görüldüğünü, bahsi geçen raporun sonuç bölümünden markanın piyasa değerinin 250.000 TL olduğu bir sonuca varıldığının görüldüğünü, bu değerin yüksek bir değer olmadığını, ayrıca kablo sektöründe markanın alım satıma konu bir varlık unsuru olmadığını , markanın işletme değeri içerisinde şirketin toplam değerini etkileyen bir kalem olarak büyük önem taşımakla birlikte faaliyetlerine devam eden bir şirketin işletme adı ve tüm ürünleri ile özdeşleşmiş markasını satmasından söz edilemeyeceğini, nitekim TTK 376 maddesi uyarınca da borca batıklık hesabının , işletmenin devamlığı esasına göre yapılmasının gerektiğini, şirket markasının satışa konu edilmesi halinde bu ilkenin zedeleneceğini, revize projede üretim için gerekli yapının oluşturulduğu, çalışan işçi sayısının ellinin üzerine çıktığı, maaşlarının ödendiği, borçların yapılandırıldığı, SGK ve vergi borçlarının yapılandırıldığı, TSE borcunun yapılandırıldığı, bakır tedarik sorununun çözüldüğü, böylelikle daha kısa sürede borca batıklıktan çıkabileceğini 2016-2017 -2018 yılları içinde hedeflenen proforma gelir tablolarının projede yer aldığı, şirketin aktifinde bulunan ancak üretimde kullanılmayan bankalara ipotekli gayrimenkullerin satılmasının şirketi menfaatine olacağı buradan gelen para ile ipotek alacaklısı bankaların borçlarının ödeneceği , aylık 500 Ton üretim yapabilecek kapasitenin bulunduğunu, satış ve kar yoluyla 5 yıl içinde borçların ödenerek borca batıklıktan çıkılacağının şirketin sermayesinin 1.000.000 TL artırılmasının ön görüldüğünü bu konuda ortaklar kurulunun alındığını ve sermaye artırımı işleminin yapıldığını, hususlarına yer verildiğini, özellikle sermaye artırımının borca batıklık çıkma ümidini artıran önemli bir gelişme olduğunu, sermayenin 1.000.000 TL artırılmasına karar verildiğini ve bunun 250.000 TL sinin yatırıldığını, bu yönüyle revize projenin ciddi ve inandırıcı bir proje olarak değerlendirilebileceğini, ödenmeyen sermaye artışına ilişkin 3/4’lük kısmının ödenmesinin kayyım denetiminde sağlanması ayrıca yüksek maliyetli kredi borçları nedeniyle oluşan finansman yüklerinin kayyım denetiminde ve objektif denetime elverişli olarak izlenmesi ve raporlanması koşullarına bağlı olarak ciddi ve inandırıcı proje sunulduğundan söz edilebileceği yönünde değerlendirme yaptıkları görülmüştür.
Bir kısım müdahil vekili İİK 179/b/2 maddesi gereğince, ipotekli takipler nedeniyle mevcut rehinle karşılanamayacak faiz alacakları için davacı firmadan ek teminat talep ettikleri görülmüş Türk Ekonomi Bankasının bu husustaki talebi 28/11/2016 tarihli ek kararla değerlendirilerek , İİK 179/b-2maddesi gereğince davacı ile Teb arasında yapılan protokol , mahkemece verilen kesin süre içerisinde mevcut ipotekli karşılanamayan faiz alacaklarının teminatlandırılmaması nedeniyle … 10 İcra Müdürlüğünün … esas ve 10 icra müdürlüğünün … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipler açısından geçerli olmak üzere mahkememizce verilen 29/01/2014 tarihli tedbir kararı kaldırılmıştır.
Davacı vekili 1.000.000 TL lik sermayenin tamamı yatırdıklarını, borçlu Halk Bakır’a dışarıdan finansman sağlanarak 2.500.000 TL lik ödeme yapıldığını ve ibranamenin dosyaya sunulduğu şu an fabrikada 50 adet işçi çalıştığını, maaşlarının ve SGK primlerinin ödendiğini belirterek iflasın ertelenmesi projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu iddiasını tekrarlamıştır.
Gelinen son durum, yatırılan sermaye artırım miktarı ve ipotekli takipler nedeniyle mevcut rehinle karşılanamayan faiz alacaklarının teminatlandırılmaması nedeniyle bir kısım taşınmazlar yönünden ihtiyati tedbirin kaldırıldığı hususları, bir bütün halinde değerlendirilerek tekrar bilirkişilerden ek rapor talep edilmiştir.
Şirket sermayesinin 5.000.000 TL den 6.000.000 TL ye çıkartıldığını, artırılan sermayenin yatırıldığını, banka ve birtakım satıcı firmalar ile bir takım protokoller yapıldığı, bu hususun olumlu gelişme olarak değerlendirildiği, 30/09/2016 tarihi itibariyle borca batıklık miktarının 705.171,97 TL ye indiğini, borca batıklık miktarında somut bir gerileme olduğunu, 2016 yılı ve sonrasına yönelik olarak yer verilen net satış adetlerinin ulaşılabilir hedefler olduğunu, borca batıklıktan kurtulma ümidinin güçlendiğini ciddi ve inandırıcı bir proje sunulmasının bu aşamada gerçekleştiğini, bilirkişiler 08/07/2017 tarihli ek raporlarında dile getirmişlerdir.
15 Temmuz 2016 darbe kalkışması sonrasında yayınlanan 669 KHK’nin 4.maddesi uyarınca olağan üstü halin ilanından önce yapılan iflasın ertelenmesi talepleri hakkında tedbir kararı verilip verilmediğine bakılmaksızın olağan üstü hal süresince nihai karar verilemeyeceği yönünde karar alındığı görülmüştür.
Bu arada davacı vekilince 28/4/2017 tarihli dilekçe ve ekinde bir takım evraklar sunarak, bir takım borç ödemeleri yapıldığı iddia edilmiş müdahiller vekilleri ise yapıldığı iddia edilen borç ödemelerinin gerçek alacak olmadığını, iddia ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin en son sunmuş olduğu dilekçedeki ödendiği iddia edilen çeklerin hangi borçtan kaynaklandığı ve faturaları sunması için süre verilmiş, mahkememizce de muhatap bankalara yazı yazılarak çeklerin kim tarafından hangi tarihte kime ödendiğinin bildirilmesi istenilmiştir. Akabinde de dosya tekrar bilirkişi heyetine tevdi edilerek 28/4/2017 tarihli dilekçe ve ekindeki belgeler incelenerek , davacı firmadan alacaklı olanların alacak borç durumları davacı tarafça ödendiği iddia edilen borçların değerlendirilerek aktif pasif durumunun ve iflas erteleme için iyileşme ümidinin olup olamadığı hususunda ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Çeklerle ilgili gelen yazı cevapları incelendiğinde çeklerin genelde sadece sorumluluk bedellerinin banka tarafından ödendiği anlaşılmıştır.
Bu arada … 10 İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasındaki takipten dolayı söz konusu taşınmaz 1.500.000 TL ye Türkiye … Bankası’na alacağına mahsuben ihale edildiği görülmüştür.
11/12/2017 tarihli ek rapor incelendiğinde, daha önce 30/09/2016 tarihi itibarile davacı şirketçe raporlanan 9 aylık fark tutarına da bağlı olarak davacı şirketin borca batıklık miktarında gözlenen gerileme miktarının olumlu olarak değerlendirildiğini ancak, 31/12/2016 tarihi itibariyle 9 aylık dönem net kararının ödenen vergi ile birlikte yaklaşık 250.000 Tl düzeyinde gerilediğini 2017 yılının ilk 9 aylık döneminde de 148.192,31 TL düzeyinde dönem net zararının raporlandığını, ve iyileştirme projesinin hedeflerinin gerisinde kaldığını gelinen aşama itibariyle 2017 yılının tamamı için hedeflenen net satışlar ile 3.000.000 TL üzerindeki net dönem karı hedefini ulaşılabilmesinin olanaklı olmadığını, daha önceki ek raporda yapılan sermaye artırımı ve faaliyet sonuçları itibariyle karlı bir sürece girilmiş durumda görülmesinin şirketin borca batıklıktan kurtulma ümidinin güçlendirdiği belirtilmişse de, aradan geçen bir yıllık dönemde davacı şirketçe raporlanan faaliyet sonuçları ile karlı bir sürecin sürdürülemediğinin anlaşıldığını tek ümidin ancak sağlanacak nakdi ek kaynaklarla öz kaynaklarının güçlendirilmesine bağlı hale geldiğini, ortaklar sağlanan ek kaynakların ancak şüpheli alacaklar olarak raporlanan ve 30/09/2017 tarihi itibariyle halen hiçbir tahsilat yapılmadığı anlaşılan 6551.569,46 TL tutarındaki kaynak açığının önemli bir bölümünün kapanmasına katkı sağlamış durumda göründüğünü, bu nedenle davacı şirketin 31/12/2013 tarihi itibariyle toplam borçlar bakiyesinde 30/9/2017 tarihi itibariyle somut bir gerileme kaydedilmediği gibi toplam borçların aradan geçen üç yıl dokuz aylık dönem itibariyle artış gösterildiğinin anlaşıldığını, bir an için ortaklarca şirkete borç olarak sağlanmış durumda görünen yaklaşık 5.300.000 TL düzeyindeki ek kaynağın davacı şirketçe gerçekleştirilecek bir sermaye artırımında kullanılması halinde dahi 6.551.569,46 TL lik şüpheli alacaklılar bakiyesinin gelinen aşama itibariyle tahsil kabiliyetinden söz edilebilmenin olanaklı görünmediğini, borca batıklık durumunun aktiflerin muhtemel satış değerleri esasına göre nasıl bir değişim gösterdiğini irdelenmesi halinde de borca batıklık miktarının 7.347.795,23 TL olduğunu, borca batıklık miktarından ortaklara borçlar olarak raporlanan bakiyenin sermaye artırımında kullanılması olasılığına göre yaklaşık 5.300.000 TL kadar bir düşüş olabileceğini kabulü halinde dahi 2.000.000 TL yi aşan miktardaki borca batıklık miktarı nedeniyle iyileştirme projesi hedeflerinden uzaklaşıldığı sonucuna varıldığını, borçlarda düşüş gerçekleşmediğini, net çalışma sermayesinde somut bir iyileşme olmadığını, bu olumsuzlukların davacı şirketin faaliyetlerinin sürdürülebilirliği yönünden finansal riskin yüksek düzeyde sürdüğü anlamının çıkartıldığını, alacaklılar yönünden durumun olumsuz olduğunu, hedeflenen net karlılık düzeylerinin önemli ölçüde geride kaldığını, ortaklarca doğrudan ve nakdi ek kaynak sağlanması gerektiğinin 3 yıl 9 aylık iyileşme ümidinin gerilediğini belirtikleri görülmüştür.
Bu arada davacı vekili sunmuş olduğu dilekçede , 1.000.000 Tl sermaye artırımı kararı aldıklarını ayrıca ortakların şirketten olan alacaklarını şirkete sermaye olarak koymaya karar verdiklerini belirttiği görülmekle davacı vekiline 1.000.000 TL lik sermayenin yatırıldığına ilişkin makbuzu dosyaya sunması ayrıca TTK 342 ve 343.maddeleri gereğince davacı şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarının sermaye olarak konulabilmesi için alacağın gerçekten var olması vadesinin gelmiş olması, gerektiğinden bu hususlarda dosyaya bilgi ve belge sunması için süre verilmiştir .
Davacı tarafça 1.000.000 TL lik sermaye artışının 750.000 TL sinin yatırdığına ilişkin dekont sunmuş ayrıca ortakların şirketten olan alacaklarına ilişkin şirkete sermaye olarak koyacaklarına dair ortaklar kurulu kararı ve mali müşavir raporunun sunulduğu görülmüştür.
08/02/2018 tarihli dilekçede 5.300.000 TL ortakların şirketten olan alacaklarının sermayeye eklendiği ayrıca 1.000.000 TL nakdi sermaye artışı yapıldığının açıklandığı görülmüştür.
11/12/2017 tarihli raporda borca batıklık tutarı bilirkişilerce 7.347.795,23 TL olarak tespit edilmiş olup, bu rapordan sonra davacı taraf 1.000.000 TL lik sermaye artışı yapmaya karar vermiş 5.300.000 TL tutarındaki ortakların şirketten olan alacaklarında sermayeye eklediği görülmüştür. TTK 342 ve 343 .maddelerine göre ortakların şirketten olan alacaklarının gerçek ve vadesi gelmiş alacak olarak değerlendirilmesi ihtimalinde dahi 5.300.000 + 1.000.000 TL nakdi sermaye = 6.300.000 TL lik miktar borca batıklık miktarı olan 7.347.795,23 TL den mahsup edildiğinde ( 7.347.795,23- 6.300.000 = 1.047.795,23 TL halen davacı şirketin borca batık olduğu anlaşılmaktadır.
Dava tarihi 22/01/2014 olup, iflas erteleme tedbirlerinin verildiği tarih ise 29/01/2014 ‘dür. Tedbir tarihinden 22/03/2018 tarihine kadar 4 yıl 1 ay 3 haftalık süre geçmesine rağmen, davacı şirketin borca batıklıktan kurtulamadığı görülmektedir. … 23 Hukuk Dairesinin 11/02/2012 tarih ve … esas … karar sayılı ve benzer sayılı içtihatlarında da belirtildiği üzere ” İİK 179/b maddesi gereğince , erteleme ve uzatma sürelerinin toplamının 5 yılı geçemeyeceği karşısında ertelemenin sağladığı sonuçları doğuran ilk ihtiyati ihtiyati tedbir kararının 10/03/2009 tarihinde verildiği ve buna göre 5 yıllık sürenin 10/03/2014 tarihinde dolacağı gerekçesi ile talebin reddi ile şirketin iflasına karar verilmiştir…onanmasına ” dair karar verildiği, yine … 23 Hukuk Dairesinin 20/12/2012 tarih … esas sayılı ilamında ” iflas erteleme talebinden sonra verilen tedbir kararlarına rağmen bu güne kadar geçen süreçte şirketin zarar etmeye devam ettiği, kar zarar dengesinin olumlu yönde gelişmediği bu nedenle iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı” denildiği de dikkate alındığında aradan geçen 4 yıl bir ay 3 haftalık zamana rağmen halen şirketin borca batık olduğu, iyileştirme projesindeki kar ve satış hedeflerini yakalayamadığı bu husustaki iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı dikkate alınarak iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda izah edilen sebep ve gerekçelere göre,
1-Davacının iflas erteleme talebinin reddine
2- … Ticaret Sicil Müdürlüğünde … Sicil nosu ile kayıtlı A… Ltd Şirketi’ nin iflasına ,
İflasın 22/03/2018 günü saat 16:19 ‘dan itibaren açılmasına
İflasın açıldığının İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
3-İflas erteleme tedbirlerinin kaldırılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avansının iadesine,
5-Bu dava sebebiyle 35,90 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 25,20 TL ‘den mahsubu ile bakiye 10,70 TL nin davacıdan alınmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/03/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır