Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/193 E. 2019/224 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/193 Esas
KARAR NO : 2019/224
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2014
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, borçlu davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeni ile davalının müvekkili şirkete 21.465,22-TL borcunun bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili şirketin 7.2.2014 tarihnide icra takibine giriştiğini, müvekkili şirketin, borçlu davalı yan adına tanzim edip gönderdiği, icra takibine dayanak cari hesap tablosunda da yer alan faturaların içeriği TTK. M.21 f.2. madde uyarınca kabul edilmiş olup, borçlu davalının takibe konu borç miktarından sorumlu olduğunu, müvekkili ile davalı arasında sıklıkla gerçekleşen ticari ilişki çerçevesinde müvekkiline 21.465,22-TL bakiye borcu doğmuş olup, yapılan sözlü ve yazılı ihtarlara rağmen borcun ödenmediğini, bahsi geçen bedel, işbu dava konusu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası yoluyla takibe davalı yanın hukuki dayanaktan yoksun nedenlerle ve sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz ettiğini, borçlu davalı, müvekkili şirketin talep ettiği faiz miktarına da fahiş olduğu gerekçesiyle itiraz ettiğini, borçlu davalı tacir olup, ticari ilişkiden doğan mev cut borcundan, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile icra takibine yapılan hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin borçlu davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından 11985 adet … markalı parça boyalı ihracat ürününün 9.352 adetlik kısmı davacı şirket tarafından fason baskısının yapılması hususunda anlaştıklarını, ancak davacı tarafından koleksiyon aşamasında müşterinin istediği ölçü ve kaliteye uygun olarak numunelerinin düzgün yapılmasına rağmen, ilgili modellerin imalat aşamasında baskı hatalı ve ayıplı olduğu tespit edildiğini, ilgili malların yurt dışı ihraç malları olması, davacı şirketin sebebiyet verdiği sorunlar nedeniyle müvekkilinin tüm ihracat sürecinin aksadığını ve mallann teslim süresinde gecikmeler meydana geldiğini, müvekkili şirkete ekstra sorumluluk doğmasına sebep olunduğunu, hatalı baskılı ve dikili malların 30.12.2013 tarihinde 010398 nolu irsaliye ile davacı şirkete iade edilmek istendiğini ancak davacı şirketçe malların teslim alınmasından imtina edildiğini, müvekkil şirket tarafından … Noterliğinin 06.01.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıplı malların davacı şirkete ihbar edildiğini, ihracat malların baskıda hata sebebiyle tolere edilemeyen kısmı müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık olarak 31.12.2013 tarih, … no. lu 9.001,78 TL bedelli fatura (belirtilen ilgili model no. lardaki söz konusu mallar maliyet fiyatından davacı firmaya satış yapılmıştır) bedeli davacı şirketin cari hesabından mahsup edildiğini, müvekkili şirket tarafından icra ve dava konusu ayıplı mallar ile ilgili olarak … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 21.01.2014 tarihli raporda; “Tespit mahallinde toplamda parça boyası yapılmış halde 846 adet ve ham halde 436 adet ürün olmak üzere toplam 1.282 adet tişört bulunduğunu, tespite konu tişörtlerde baskı prosesi kaynaklı, parça boya sonrası ortaya çıkan ve bundan dolayı gizli ayıp niteliğinde olan baskı hataları bulunduğuna, hatalı ürünlerin referans üründeki baskıdan çok farklı ve kusurlu halde bulunduklarına, toplam 1.282 adet ürünün KDV hariç 8.334,98- TL maliyeti olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığını, ayrıca davacı tarafın hatalı baskısı sebebiyle gecikmeye uğrayan tüm mallar yeniden imal edilerek gecikmeli olarak ‘… A.Ş. ile gönderildiğini, kargo şirketi tarafından müvekkiline kesilen 10.02,2014 tarih, … nolu ve 569,60 Euro bedelli uçak faturası ile 24.02.2014 tarih, … nolu ve 2.156,00 Euro bedelli uçak faturası toplamı artı K.DV karşılığı olan 10.000,16- TL bedelli 14.03.2014 tarih ve … nolu Uçak Navlun Bedeli Faturası düzenlenerek … Noterliği’nm 14.03,2014 tarih, … Yevmiye numaralı ihtarname ile davacı şirkete tebliğ edildiğini, davacı şirket tarafından hatalı ve ayıplı baskı nedeniyle müvekkili şirketin büyük zarara uğradığını, yapılan hatalı ve ayıplı baskıya rağmen davacı şirket tarafından edimini yerine getirmiş gibi haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibine girişildiğini belirterek, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddi ile, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine konu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağına istinaden 21.465,22- TL asıl alacak tutarında takip başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerinin dava dilekçesi ve cevap dilekçesinde dayanmış olduğu faturalar, sevk irsaliyeler, cari hesap tablosu, ihtarnameler, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı tespit dosyası dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı tanıkları duruşmada dinlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davaya konu ürünlerin davalı tarafa ayıpsız şekilde teslim edilip edilmediği, ayıplı ifa bulunması halinde ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, ayıbın davacının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, var ise davalının uğramış olduğu zarar ile davacının takip tarihi itibariyle alacağının belirlenmesi noktasında bir Mali Müşavir, bir Hukukçu, bir Tekstil Mühendisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Tekstil mühendisinin ayrık rapor sunduğu, birinci heyetin 15/02/2016 tarihli raporunda özetle; davacı yanın kendi ticari defterlerinde davalı yandan, takip tarihi itibarı ile, kaydi olarak 21,465,22 TL alacaklı göründüğünü, davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda ise, davacı yandan 100,00-TL alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereği teslim edilen (16,11.2013, 29.11.2013, 17.12,2013) mallara ilişkin ayıp ihbarının yapılması gereken süre, ayıbın gizli olması halinde, ortaya çıkmasından itibaren gecikmesizin; ayıbın muayene sonucu anlaşılabilir olması halinde ise teslimden itibaren işlerin olağan akışına göre uygun süre içinde yapılacak muayene neticesinde uygun sürede gerçekleşmiş olması gerektiği, nihai takdir yetkisi mahkeme’ye ait olmak üzere, davalı tarafın 30.12.2013 tarihinde ayıptan haberdar olduğu gözetilirse 06.01.2014 günü yapıldığı ispat olunan ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, ayıp ihbarının yapılmasının ardından ışsahibi BK m. 475 uyarınca, sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme veya eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarına kavuşur. Mevcut dava dosyası kapsamında iş sahibi (davalı), seçimlik haklarından bin olan bedel indirimini ayıp defi olarak ileri sürme imkânını haiz olduğunu, ücretin talebi halinde işsahibı/davalı ayıptan doğan haklarını daha önce başka bir dava ile kullanmamış olsa dahi anılan hakkına defi olarak dayanarak ödemeden kaçınabileceğini, nitekim dosya içeriğinden, davalının, ücrct talebi karşısında ayıplı malların tutarı kadar ayıp define dayanarak ödemeden kaçındığı, açıklanan gerekçelerle 31.12.2013 tarihli, … no’lu, 9.001,78 TL bedelli fatura bedelinin, dava konusu alacaktan mahsubu gerektiğini, ayrıca, söz konusu olan, ayıp nedeniyle uğranılan/ayıp sonucu ortaya çıkan bir zarar olup, bu zararın BK m. 475/2 uyarınca, sözleşmeye aykırılık hükümlerine (BK. m. 112) tabî olarak tazmini gündeme geleceğini, uçak kargosu bedeli, bir başka vasıta ile teslimin daha düşük bir bedelle sağlanması imkânının ayıplı ifa dolayısıyla kaçırılmış olduğu gerekçesiyle tazmini mümkün olan bir zarar kalemi olduğunu, açıklanan gerekçelerle, davalının, sabit olduğu kanaatine varılan söz konusu tazminat alacağı tutarını (10.000,16 TL bedelli, 14.03.2014 tarihli, … no’lıı “Uçak Navlun Bedeli Faturası) davacı alacağından takas ve mahsup hakkının var olduğu sonucuna varıldığı rapor edilmiştir.
Tekstil Mühendisi’nin 31/10/2016 tarihli ayrık raporunda ise; 394 adet mavi zemin boyalı monday baskılı ve 219 adet ham/boyasız monday baskılı ürünlere ait numunelerin ham kumaş üzerine yapılmış olan baskısının tuşe ve görünüm olarak onaylı numuneden farklı olduğunu, ancak bariz farkın, parça boya sonrası ortaya çıkması nedeniyle, parça boyama işleminin numune ve imalat aşamalarının aynı işletmede ve aynı şartlarda yapıldığının (davalı tarafından) ispata muhtaç olduğu, 394 adet mavi zemin boyalı monday baskılı üründeki hatanın (baskımn belirgin olmayışı) baskısı yapılan ürünün koyu mavi gibi baskıyı kapatacak derecede koyu bir renge boyanmasından kaynaklanmış olabileceği, numunesi sunulan bej zemin renkli monday baskılı ürünün yukarıdaki listede yer almadığı, dolayısıyla bu renkte üretim yapılıp yapımonday baskılı ürünlere ait numunelerin ham kumaş üzerine yapılmış olan baskısının tuşe ve görünüm olarak onaylı numuneden farklı olduğunu, ancak bariz farkın, parça boya sonrası ortaya çıkması nedeniyle, parça boyama işleminin numune ve imalat aşamalarının aynı işletmede ve aynı şartlarda yapıldığının (davalı tarafından) ispata muhtaç olduğu, 394 adet mavi zemin boyalı monday baskılı üründeki hatanın (baskımn belirgin olmayışı) baskısı yapılan ürünün koyu mavi gibi baskıyı kapatacak derecede koyu bir renge boyanmasından kaynaklanmış olabileceği, numunesi sunulan bej zemin renkli … baskılı ürünün yukarıdaki listede yer almadığı, dolayısıyla bu renkte üretim yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığı, listede yer alan diğer baskı desenlerine ait numune ibraz edilmediği için herhangi bir inceleme yapılamadığı, baskı sonrası antik (eskitme görünümlü) parça boya yapılmış olması nedeniyle görsel ve fiziksel inceleme yapılmadan bu ürünlerle ilgili ayıba dair kanaate varılamayacağı görüş ve kanaatine varmıştır.
Birinci bilirkişi heyeti raporuna taraflarca itiraz edilmesi nedeni ile tarafların itirazları değerlendirilmesi ve uyuşmazlık noktasında ikinci heyetten alınan 23/02/2018 tarihli raporda özetle; davacı ve davalı arasında “yazılı bir sözleşme yapılmadığı, sözlü mutabakata vc cari hesap ilişkisine dayalı bir ticari işbirliğinin bulunduğu’ ve piyasa koşullarında genel işlerliğe uygun olarak ‘ sadece beyaz kumaşa baskı işleminin yapılması yönünde bir iş anlaşması olduğu kabul edildiğinde davalı tarafın fason takipçilerinin baskı sürecini ve kalitesini takip ettikleri ve de davalının basılmış parça ürünleri teslim aldığı, daha sonra tişört dikim işlemlerini tamamladığı görüldüğünden dolayı; davalının renk, parlaklık, netlik vb. baskı kalitesi ile ilgili bir ‘açık ayıp bildiriminde bulunmadığı, daha sonra yapılan boyama işlemi sonucundaki ayıplardan ise, dosya kapsamına göre, davacının sorumlu olmayacağını, ancak davalı tarafından teslim alman beyaz kumaşa ham baskılı ürünlerde yıkama testi sonrası bir akma tespit ettiğinde, baskının fikse edilmemiş olması nedeniyle baskı üretim hatasının oluştuğu görüleceğinden dolayı ‘gizli ayıptan’ söz edilebileceğini ve davacının ancak bu koşulda sorumlu olabileceği düşünülebileceğini, fakat dava dosyasında, davalının beyaz kumaşa ham baskılı ürünleri teslim aldıktan sonra veya 1. bilirkişi tarafından tespit esnasında beyaz kumaşa ham baskılı ürünlere yıkama testinin yaptırıldığı yönünde bir belge görülmediğini, sadece antik boyama sonrası akan baskılı numuneler olduğu ki, bu numuneler beyaz kumaşa ham baskının yıkama haslığını kanıtlamaktan uzak olduğunu, dolayısıyla beyaz kumaşa ham baskıda fıkse edilmemekten dolayı ‘gizli ayıp olup olmadığı ispatlanmadığından, konu ispata muhtaç olduğundan dosya kapsamına göre, davacı tarafın sorumlu olmayacağı düşünüldüğünü,
Ancak: davacı ve davalı arasında beyaz kumaşa baskı yapıldıktan sonra uygulanacak aııtik boyama (eskitme) işlemlerinden sonra da baskının ilk kalitesinin korunacağı konusunda (bu konu uygulanacak işlemler düşünüldüğünde uzmanlık gerektiren bir konudur) bir anlaşma olduğu takdirde, ki piyasadaki uygulamaların dışında özel bir sözleşmeyi gerektirdiği düşünüldüğü, antik boyama (eskitme) işlemleri sonucunda baskının akması, renginin etkilenmesi, solması vb. nedenlerden dolayı davacının sorumlu tutulabileceğini, fakat dava dosyasında, şubat 2018 itibariyle bu yönde özel bir sözleşme bulunmadığı görüldüğünden, konu ispata muhtaç olduğundan, davacının baskı üzerine antik parça boyama yapılmasıyla akan, bozulan, renk değiştiren vb. baskılı ürünler üzerinde dosya kapsamına göre, bir sorumluluğunun olmadığı düşünüldüğü, diğer yandan, mahkemenizce verilecek karara istinaden, yapılan seçenekli hesaplama, rapor içinde Mali İnceleme kısmında detaylı olarak davacı kendi defterlerinde alacaklı olarak göründüğü 21.465,22-TL lik tutarda, davalı tarafından davacıya EFT ile yapılan 2.333,81-TL lik ödemenin tenzili ile davacının talep edebileceği tutar 19.131,41-TL olduğu, davalının iddialarının kabul edilmesi halinde davacının talep edebileceği 19.131,41-TL lik tutardan 31/12/2013 tarihli ve 9.001,78-TL fatura tutarının ve 14/03/2014 tarihli 10.000,16-TL lik fatura tutarının tenzili ile davacının alacaklı olduğu tutar 129,47-TL olarak hesaplandığı rapor edilmiştir.
Birinci ve ikinci rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi noktasında üçüncü bilirkişi heyetinden alınan 25/01/2019 tarihli raporda özetle; dava konusu tişörtlerin üretimi, farklı proseslerden oluşmakta ve bu proseslerden davayı etkileyen, kasar işlemi, baskı işlemi ve parça boyama işlemi farklı işletmelerde yapıldığını, özellikle dava konusu ayıplı ürünleri etkileyen prosesler baskı prosesi ve parça boyama işlemleri olduğunu, eğer proseseler yapılacaksa muhakkak onaylı numunelerin hazırlanması gerekiğini, çünkü parça boyama işlemleri, özellikle antik boyama adı verilen eskitme parça boyama işlemleri, baskılı ürünlerin baskısını etkileyen işlemler olduğunu, 23.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda da detaylı olarak açıklandığı gibi, kullanılan kimyasallar, parça boyamadan kaynaklı mekanik aşındırmalar, v.b. işlemler, baskının rengini değiştirebileceğini, parça boyamanın koyu renk olması, baskı aralarındaki beyaz kısımların bu rengi alması, baskı prosesinin yüzeyde kalması ve baskı altındaki renksiz kısımların yine boyanan rengi alması sonucu görsel sonuçlar baskıyı silik olarak gösterebileceğini, bu nedenle baskı+parça boyama işlemlerinde onaylı ürün örneklerinin dosyaya sunulması gerektiğini, ayrıca, baskı+parça boyama proseslerinde, baskıcıyı bilgilendirmek gerektiğini, tekstil sektöründe genellikle baskı sonrası tişörtlere konfeksiyon işlemi yapılarak mamul hale getirildiğini, parça boyama işlemleri, yağlı (batik) boyama işlemleri, özellikle antik (eskitme ) boyama işlemleri ekstra yapılan ve baskıyı etkileyen işlemler olduğunu, baskıcının bu konuda bilgilendirildiği, mutabakat sağlandığı, sözleşme yapıldığı konusunda dosyada bilgi ve belge olmadığını, pamuklu kumaşlar üzerine yapılan baskıların, baskı aşınma kaliteleri, kolaylıkla laboratuvarlarda yapılabildiğini, özellikle baskı sonrası fikse işlemlerinin iyi yapılmaması baskı dayanımlarını düşürmekte ve aşınmaları, solmaları hızlandırdığını, 140-160 derecelerde yapılan ve süreye de bağlı kuru fıkse işlemlerinin iyi yapılması gerektiğini, dosyada dava konusu baskılı ürünlere baskı kalite testleri yaptırılmadığını, bilirkişi raporlarında değerlendirilen, ham/boyasız tişörtler arasındaki renk farklılıkları, baskıdan kaynaklı renk farklılıklar olduğunu, bu farkın görsel farklılıklar olup, parça baskı sonrası ortaya çıkan hatanın bu farklıklardan kaynaklandığını ve ispata muhtaç olduğunu, bu konuda dosyada bilgi, belge yapılmış bir baskı kalite testinin bulunmadığını, bu farklılıkların, zaman zaman müşteriler tarafından tolere edilebilen farklar olduğunu, bu renk farklılıkları eğer kabul edilmezlerse gizli ayıp değil, açık ayıp olduğunu, dosyada bu konuda davalı tarafından davacıya yapılmış bir ihbar olmadığını, sonuç olarak heyetin, dava konusu parça boyama sonrası, tişörtlerde oluşan renk farklılıklarının, dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında baskıdan kaynaklandığı konusunda bir sonuca ulaşamadığını, bu renk farklılıklarının, parça boyamadan da kaynaklanabileceğini, bu hususun ispatlanması gerektiğini, bunu ispatlayacak numune örneklerinin dosyada mevcut olmadığını, hatanın nedeni ispatlanmadan, hatanın baskı kaynaklı ve gizli ayıp olduğunun ifade edilemeyeceğinin sonuç ve kanaatine varıldığı rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı ile davalı yan arasında ticari bir ilişki olduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı yanın, davalı yan ait tekstil ürünlerine fason baskısı yaptığı, karşılığında da alacağının tahsili amacı ile fatura düzenlediği, davacı yanın, davalı yana verilen hizmet sonucunda, 21,465,22 TL tutarında carı hesap alacağına istinaden takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davalı yan ise, davacı yan tarafından gerçekleştirilen fason baskılarının hatalı ve ayıplı olduğunu, bu nedenle ayıplı malların iadesi ile yapılan masraflara ilişkin davacı yana ilgili faturanın iade edildiğini ve davacı şirketin cari hesabından bu tutarın mahsup edildiğini beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, davacının cari hesap alacağından davalı tarafından iddia olunan ayıplı ifa nedeni ile iade faturası ve uçak navlun bedelinden oluşan zararın mahsubu gerekip gerekmediğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Hükme esas alınan birinci heyette ayrık rapor sunan Tekstil Mühendisi …’ un ve ikinci ve üçüncü bilirkişi heyeti raporunda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadığı, sözlü mutabakata ve cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki bulunduğu, dava konusu parça boyama sonrası, tişörtlerde oluşan renk farklılıklarının, dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında baskıdan kaynaklandığı konusunda bir sonuca ulaşamadığı, bu renk farklılıklarının, parça boyamadan da kaynaklanabileceği, hatanın nedeni ispatlanmadan, hatanın baskı kaynaklı ve gizli ayıp olduğunun ifade edilemeyeceği kanaatine varılmakla, davalının ayıp iddiası kabul edilmemiştir. Her ne kadar, davacı tarafın takip tarihi itibarile 21.465,22-TL cari hesap alacağı bulunsa da; takip tarihinden sonra dava tarihinden önce davalı tarafından 26/03/2014 tarihinde 2.333,81-TL lik EFT ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından yapılan ödemenin dava tarihi olan 13/06/2014 tarihinden önce ifa edilmiş olması nedeni ile Yargıtay … Hukuk Dairesinin … E., … K. 23/09/2013 tarihli kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemenin davaya konu borçtan mahsup edilerek dava açılması gerektiği belirtilmiş olup, TBK’nun 100. maddesi nazara alınarak, takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen 2.333,81-TL lik kısmi tahsilat dikkate alınarak, ödeme tarihi olan 26/03/2014 tarihi itibariyle yapılan hesaplamada davacı şirketin asıl alacak ve takip tarihinden sonra işleyen avans faizi ile birlikte toplam 21.794,49- TL alacaklı olduğu, 2.333,81-TL kısmi ödeme mahsup edildiğinde davacının 19.460,68-TL ana para alacağı kaldığı anlaşılmakla, bu miktar üzerinden takibin devamına, 2.333,81-TL lik kısım yönünden ise davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, bu kısım yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
Davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması ve alacağın fatura alacağına dayalı likit alacak olması nedeni ile davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle
Davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 2.333,81 TL’lik kısmı dava tarihinden önce ödenmiş olması nedeniyle davacının itiraz edilen 2.333,81 TL’lik kısmı yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısım yönünden talebin REDDİNE,
Davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazı ile takibin bakiye asıl alacak 19.460,68 TL miktar üzerinden devamına, en son ödeme tarihi olan 26/03/2014 tarihinden itibaren asıl alacak 19.460,68 TL tamamen ödeninceye kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca TCMB kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizinin uygulanmasına,
Asıl alacak tutarı olan 19.460,68 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.329,35-TL karar ilam harcından peşin alınan 259,30-TL sinin düşümü ile eksik kalan 1.070,05-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacının yatırmış olduğu 259,30-TL peşin harç, davalı tarafından alınması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, bu miktarın 259,30-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 29,00-TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye, posta gideri: 215,30- TL, bilirkişi ücreti: 3.600,00-TL olmak üzere toplam: 3.844,30- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (% 89,30) üzerinden hesaplanan 3.432,70- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 120,00-TL tebligat gideri, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 2.220,00- TL yargılama giderinden kabul/red oranı (% 89,30) üzerinden hesaplanan 237.50- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ nin uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725.00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT ‘nin 13/2. maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.333,81- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır