Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1460 E. 2018/1239 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1460 Esas
KARAR NO : 2018/1239

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2014
KARAR TARİHİ : 21/11/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir Genel Satış Sözleşmesi’nin akdedildiğini, sözleşmenin eki olan tablo 3’te davalı tarafından müvekkiline toplam 8.319,00.-TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, sözleşme gereği müvekkilince verilen hizmete karşılık olarak davalıya 8.319,00.-TL’lik bir fatura düzenlendiğini, ancak davalının iş bu hizmet bedelini ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazları üzerine takibin durduğunu beyanla, sonuç olarak; davalının itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiyetebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, davalı vekili duruşmada alınan beyanında; taraflar arasında her hangi bir ticari ilişki olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1-2. maddesi “[1] Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. [2] Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü amirdir.
Dosyanın ve celp edilen… İcra Müdürlüğünün … E. Esas sayılı dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça fatura alacağına dayalı 8.319,00 -TL fatura bedeli, 256,98-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.575,98-TL alacak tutarında davalı-borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe davalı tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, sigorta kayıtları ile vergi kayıtları celbedilmiştir.
Tarafların 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin ticari defterler ile dosyaya sunulan belgeler üzerinde belirlenen uyuşmazlık noktalarında mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla incelenmesine karar verilmiş olup, Mali Müşavir …’den alınan raporda özetle; taraflar atasında bila tarihli genel satış sözleşmesi’ nin mevcut olduğunu, davacı yanın 2014 yılı işletme defterinde, takibe ve davaya konu faturanın kayıtlı olduğunu, dava konusu fatura bedelinin, taraflar arasındaki sözleşme eki Tablo 3’e uygun olduğunu, takibe ve davaya konu faturanın davacıya teslimine ilişkin olarak ise, dosyaya davacı tarafından sunulan bir kurye belgesinin mevcut olduğunu, iş bu belgenin altında … ‘a teslim edilmiştir.” ibaresinin bulunduğu ancak iş bu yazının altında herhangi bir isim veya imzanın mevcut olmadığını, buna göre faturanın davalıya teslimine ilişkin nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, mahkemece davanın ve dava ve takibe konu faturanın davalıya tesliminin kabulü halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 8.319,00.-TL asıl alacak ve 256,98.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam (8.319,00 + 256,98 = ) 8.575,98.-TL talep edebileceği hususları rapor edilmiştir.
Davalıya ait ticari defteler incelenmek sureti ile alınan ek raporda özetle; davalıya ait incelenen ticari defterlerin tablo halinde belirtildiği, incelenen davalıya ait defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu ve defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğunu, buna göre davalı defterlerinin delil vasfının takdirinin mahkemeye ait olduğunu, davalı yanın sunmuş olduğu 2014 yılma ait ticari defterlerinde ; davacı ile ilgili herhangi ticari ilişkiye rastlanılmadığını, bununla birlikte takibe ve davaya konu edilen 05/03/2014 tarih ve 15 nolu Faturaya ilişkinde herhangi bir kayda rastlanılmadığını, mahkeme tarafından 11/12/2016 tarihinde SGK Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak takibe ve davaya konu faturayı teslim aldığı iddia edilen Leyla Altıntaş ‘ ın 2014 döneminde davalı şirketin çalışanı olup olmadığının araştırılması talep edilmiş olup, dosyanın tetkikinde SGK Genel Müdürlüğünden gelen herhangi bir cevabi dilekçeye rastlanılmadığını, taraflar arasında bila tarihli bir genel satış sözleşmesi’ nin mevcut olduğunu, davacının 2014 yılı İşletme Defterinde, takibe ve davaya konu faturanın kayıtlı olduğunu, bu kere incelenen davalı defterlerinde davacı ile ilgili herhangi bir ticari ilişkisine ve takibe ve davaya konu faturanında kaydına rastlanılmadığını hususları rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında genel satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin ödemeler başlıklı 4-b maddesinde ” lojistik müşteri, ( davalı ) ürünleri için çalışan … ( davalı ) ve … tarafından denetlenen satış ekibinin aylık araç kiralama, aylık araç yakıt bedelini ve aylık yemek parasını ek tabloda tanımlanan bedeller karşısında meblağ toplamı fatura karşılığı her ayın 1. günü … ‘ye ait hesaba iletileceğinin taahhüt edildiği “, davacı tarafça sözleşme kapsamı uyarınca 05/03/2014 tarihli 8.319,00-TL bedelli faturaya istinaden takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili takibe dayanak yapılan faturanın davalı şirket çalışanı …’a tebliğ edildiğini ve davacı şirketin fatura alacağı bulunduğunu iddia etmiştir. Takibe dayanak yapılan fatura davalı şirkete tebliğ edilmiş olsa bile, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’ nun 27/06/2003 tarih, 2001/1 E., 2003/1 K. Sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahip olduğu, aksi takdirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı belirtilmiştir. Ancak, faturayı alan ( faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile ) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi ve akdi ilişkiye konu hizmetin yerine getirildiğini kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhası ile ilgili olmayıp, ifasına ilişkin olduğundan, öncelikle temel bir borç ilişkisi bulunması gerekir. Bu sebeple sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ve sözleşmeye konu hizmetin yerine getirildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Bu sebeple davacı taraf sözleşmeye konu fatura alacağının dayanağını oluşturan pazarlama danışmanlık hizmetini yerine getirdiğini ispata yasal delillerle kanıtlayamadığından, davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 35,90-TL red harcının peşin alınan 103,66-TL nin düşümü ile arta kalan 67,76- TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır