Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1417 E. 2018/285 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1417 Esas
KARAR NO: 2018/285
DAVA :Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİH: 22/12/2014
KARAR TARİHİ: 21/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hesabının bulunduğu davalı banka şubesine yazılı ve sözlü talimat vererek, SGK pirimlerinin hesabından ödenmesini talep ettiğini, davalı banka hesap uygun olmasına rağmen ödemeyi geç yaptığını, bunun gecikme nedeni ile SGK tarafından müvekkili şirkete 48.784,32-TL borç-faiz ve ceza kesildiğini, bu cezanın davalı tarafından ödenmesi taleplerinin yerine getirilmediğini ve cezanın taraflarınca ödendiğini, davalı bankanın kusuru nedeni ile ödemek zorunda kaldıkları bu cezanın tarafların ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin Teşvik Kanunu ve buna bağlı ilgili kanun ve yönetmeliklerinin kendisine sağladığı imkanlardan faydalanamakta olup, SGK primlerini bu kanun gereklerine göre indirimli ödediğini, bu indirim ve imkanlardan faydalanmak için SGK primlerinin gününde ödenmesinin ön koşulu olduğunu, müvekkilinin banka aracılığı ile yatırılması gereken primleri bugüne kadar hep bankaları aracı kılarak
zamanında yatırdığını, 30.9.2014 tarihinde müvekkilinin yatırması gereken 7.996,41-TL prim ödemesi için davalı banka şubesine yazılı ve sözlü talimat vererek 10260340 no.lu hesabından bu ödemenin yapılması için talimat-talepte bulunduğunu, müvekkilinin hesabında yeteri kadar nakit bulunmasına rağmen davalının 30.9.2014 yapılması gereken bu işlemi aynı gün yapmayıp, bir kısım ödemeyi 01/10/2014 tarihinde, bir kısım ödemeyi ise 13/10/2014 tarihinde yaptığını, davalının kusuru nedeni ile yaşanılan gecikme nedeni ile teşvik kanunundan faydalanamadığı indirimler vs. geri alındığını, SGK tarafından, taraflarına fazladan 48.784,32-TL lik ceza-faiz vs. ödeme çıkarıldığını, cezanın ödenmesi için davalıya ihtarname çektiklerini, ancak müvekkili şirketin daha fazla zarara uğramaması için 20.10.2014 tarihinde ödemeyi yaptığını, davalının sözlü olarak taleplerini kabul ettiğini, yine davalı bankanın Genel Müdürlüğü Şube Operasyonları Daire Başkanlığı’nın 17.10.2014 tarih ve 6539 sayılı yazısı ile SGK’ya yazı yazarak hatanın kendilerinden kaynaklandığını kabul ve ikrar ettiklerini, ayrıca SGK’nın 30.10.2014 tarihli yazısında da, iddialarının doğru olduğunun tespit ve rapor edildiğini ancak yasa gereği parayı kendilerinden tahsil ettiğini belirterek, sonuç olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı bankanın kusuru nedeni ile prim ödemesini geç gerçekleştirmesinden dolayı SGK ‘ya ödemek zorunda kaldıkları 48.784,32-TL ye 20.10.2014 tarihinden itibaren uygulancak ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, müvekkili firmaya gönderilen kanunlara ve mevzuata uygun bir ödeme talimatının bulunmadığını, davacı şirketin, 7.996,41-TL lik SGK prim borcunun tahsilatının yapılması, müvekkili banka personellerinden birinin doğrudan kurumsal e-posta adresine; ” Ekte SGK ödeme talimatı ve tahakkuk fişleri bulunmaktadır. Ödemelerin yapılıp dekontlarının gönderilmesini rica ederim ” açıklamasını içeren ve ekinde taratılmış şekilde müşteri talimatı bulunan bir e-posta ile gönderildiğini, TTK’nun 125.maddesinden bahsederek, Türk Hukukunda kayıtlı elektronik posta ile ilgili düzenlemeler kapsamında; ilgili sağlayıcılara başvuruda bulunulup bir KEP hesabı açtırılıp, bu hesap üzerinden elektronik iletilerin hukuki ve teknik güvenliğe sahip bir şekilde gönderilip alınması mümkün bulunmakla birlikte; personel mail hesabının ilgili mevzuatta belirtilen KEP hesabı niteliğinde olmadığını, alternatif kanalları arasında mevduat hesabından gerçekleştirilecek işlemler için elektronik posta talimatının zikredilmediğini, elektronik imza taşımayan e-mailin geçerli bir yazılı talimat sayılmasının hukuken mümkün olmadığını, hukuken geçerli olmayan ve ödeme talimatı niteliği taşımayan bir e-mailin şubenin iş yoğunluğu nedeni ile atlanmasından dolayı, davacının uğradığı zararı müvekkili bankaya yüklemenin haksız ve hukuka ayrırı olduğunu, müvekkili bankanın, gönderilen e-postaların müşteri tarafından ayrıca telefonla teyidi yapılıp en kısa zamanda da ıslak imzalı yazının alınması kaydı ile müşterilerine yardımcı olduğunu, dava konusu olayda, sadece bir personele atılan e-mailin, telefon ile teyidinin dahi yapılmadığını, müşteri talimatının ulaşıp ulaşmadığı konusunda telefon teyidinin dahi yapılmamış olması nedenlerinden dolayı, ilgili müşteri talimatı adı geçen personel tarafından posta kutusunun dolması üzerine otomatik silinen mailler arasında fark edilmeyerek işleme konulamadığını, ödeme talimatında, son ödeme tarihi konusunda herhangi bir uyarıda bulunmayan davacının kusurlu olduğunu, davacının bu konuda şubeyi uyarması gerektiğini, olayda kusurlu tarafın davacı olduğunu, yasal süreye tabi olan böylesi acil bir ödemenin gününde yapılıp yapılmadığının davacı tarafından izlenmesi ve teyit alınması gerektiğini, davacı, kendi ihmalinden kaynaklanan cezaların bir kısmını müvekkili bankadan tahsil etmeyi amaçladığını, bu durumun iyiniyet kuralına aykırı olduğunu, davacının faiz talebinin de haklı yönünün bulunmadığını, dava açılmadan önce müvekkiline uygun biçimde bir ihtarat yapılmadığını, müvekkili bankaya, dava öncesinde herhangi bir ihtarat yapılmadığı için de faiz talep tarihinin ancak dava tarihi olabileceğini belirterek, haksız davanın esastan reddi ile vekalet ücreti ile diğer masrafların karşı tarafa yükletimesini savunmuştur.
Davacı ile davalı banka arasındaki Bankacılık Hizmet Sözleşmesi, davacı banka tarafından SGK ödemesi konulu SGK Başkanlığına hitaben yazılan yazı örneği dosyaya sunulmuş, ayrıca SGK ‘ndan davaya konu sigorta priminin geç ödenmesi nedeni ile tahakkuk ettirilen 48.784,32-TL lik borç ve faize ilişkin kayıtlar celp edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bir SGK uzmanı, 1 Mali Müşavir ‘den oluşan heyetten alınan 29/03/2017 tarihli raporda özetle; 05510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 81/ı maddesi uyarınca % 5 prim indiriminden ve 26322 sayılı kanunda belirtilen teşviklerden faydalanmak için prim bildirgelerinin kanuni süresi içinde kuruma verilmesi ve primin de kanuni süresi içinde ödenmesi gerektiğinden, prim bildirgeleri kanuni süresi içinde kuruma verilmesine rağmen, prim kanuni süresi içinde ( takip eden ayın son gününe kadar ) ödenmemesi sebebiyle davacı Şirket ile ilgili ayda ( 2014 Ağustos ) SGK tarafından belirtilen indirimlerden yararlandırılmamış olmasının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 81/ı maddesine uygun olduğunu, davacı şirket tarafından davalı bankanın Esenler şube Müdürlüğüne, şube nezdinde bulunan 0795-10260340 hesap no.lu ve …iban numaralı hesaptan SGK’ya Ağustos 2014 ayı sigorta primlerinin yatırılması için yazılı ve e-mail yolu ile talimat verdiği, talimatın usulüne uygun olduğunu, davacının 2014 yılı Ocak, Mart, Haziranve Temmuz ayı primlerini T.Vakıflar Bnakasından, Şubat 2014 ayı primini … Bankasından, Nisan ve Mayıs 2014 ayı pirimlerini T.Ekonomi Bankasından, Ağustos 2014 ayı primlerini ( cezasız olan kısmının ) ise … Bankası A.Ş. Esenler şubesinden 01/10/2016 tarihinde ve 13/10/2016 tarihnide ödediği, cezalı primlerin ise … Katılım Bankası A.Ş. Giyimkent şubesinden 20/10/2014 tarihinde 48.784,32-Tl olarak ödediğini, Ağustos 2014 ayı hariç … Bankası A.Ş. Esenler şubesinden normal veya otomatik ödeme talimatlı prim ödemesinin bulunmadığını, davacı şirketin, priminin geç ödenmesinden dolayı anılan teşviklerden yararlandırılmadığı, mağdur olduğunu ve giderilmesi için ilgili bankaya 2.10.2014 tarihinde başvurduğunu, geç ödemeden dolayı davalının sorumlu olduğu, davacının ilk defa otomatik ödeme verdiği ve ödenmemesi durumunda büyük zararlara uğrayacağı bir ödemeyi, hesabını sık sık kontrol ederek, prim borcunun hesaptan çekilip çekilmediğini kontrol etmesi gerekirken, bu kontrolü yapmadığı hususları rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından mahkememizce istenen hususlarda tam olarak rapor düzenlenmediğinden, SGK tarafından uygulanan cezai işlemin ve ceza tutarının yasalara ve mevzuata uygun olup olmadığı, davacı tarafından davalı bankaya usulüne uygun verilmiş bir ödeme talimatının olup olmadığı, SGK önceki primlerin davalı banka hesabından düzenli ödenip ödenmediği ve sürekli bir uygulama kazanıp kazanmadığı, sigorta priminin geç ödenmesinin sonuçları davalı bankaya bildirilip bildirilmediği nazara alınarak, geç ödeme nedeni ile verilen cezada tarafların kusur durumu belirlenmesi yönünden heyete bankacı bilirkişi de dahil edilmek suretiyle alınan ek raporda özetle; dava konusu bankacılık uygulamaları çerçevesinde inceleme sonucunda; davacının ıslak imzalı yazılı talimatı veya e-mail mesajının teyidinin olmadığını, talimatların e-mail ile yapılmış olup, KEP hükümlerine uygun olmadığı, davacının, davalı banka nezdindeki hesap bakiyesinin 30.09.2014 tarihi itibariyle ödenmesi gereken prim miktarını karşılar durumda olduğunu, işlemlerin yapıldığı Halk Bankası Esenler şubesi ve Genel Müdürlük, GSK Başkanlığına, olayın bankanın hatasından kaynaklandığını bildirdiği ancak dava safhasında bu kabulden dönüldüğünü, bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda, geç ödemeden dolayı davalının sorumlu olduğu, davacının da prim borcunun hesaptan çekilip çekilmediğinin kontrol etmesi gerekirken kontrolü yapmadığı görüşünün benimsendiğini, olayın meydana gelmesinin sebebinin hesapta yeterli bakiye bulunmasına rağmen prim borcunun ödenmemesi olduğunu, ancak davalı bankanın davacının prim teşvikleri nedeni ile ayrıca cezalandırılacağı konusunda bilgi sahibi olmadığının da açık olduğunu, dava konusu olayın, olağan kusursuz sorumluluk ( olağan sebep sorumluluğu ) veya müterafik sorumluluk çerçevesinde değerlendirilip değerlendiremeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, mahkemenin, tarafların kusur oranlarının veya bir tarafın kusurluluğuna karar vermesi durumunda hesaplamanın, buna göre yapılması gerektiği kanatine varıldığını, SGK, önceki primlerin davalı banka hesabından düzenli ödenip ödenmediği ve sürekli bir uygulama kazanıp kazanmadığı, 2014 Ağustos ayı priminin ( cezasız olan kısmı ) davalıdan 1.10.2016 tarihinde ödendiğini, sigorta priminin geç ödenmesinin sonuçlarının davalıya bildirilip bildirilmediği, sigorta priminin geç ödenmesinin doğuracağı sonuçlar hakkında davalı bankaya önceden yapılan bir bildirim olmadığını, kök raporda vardıkları kanaatte bir değişiklik olmadığı rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı taraf, SGK primlerinin ödenmesi için davalı bankaya talimat verdiğini, hesabının müsait olmasına rağmen davalının kusuru nedeni ile prim ödemesinin gerçekleştirilmemesi nedeni ile Teşvik Kanunundan faydalandığı indirimler geri alındığı, tarafına fazladan 48.784,32-TL ( ceza, faiz vs. ) lik ödeme çıkartıldığı, bu nedenle davalı bankanın kusuru nedeni ile uğradığı zararın tazmini talep edilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı tarafından primlerin ödenmesi hususunda davalı bankaya usulüne uygun verilmiş bir talimat bulunmadığı, önceki SGK primlerinin de düzenli olarak davalı banka hesabından ödenmediği, sigorta priminin geç ödenmesinin doğuracağı sonuçlar hakkında davalı bankaya önceden yapılmış bildirim bulunmadığı, bu itibarla davacının uğradığı zarar ile davalı bankanın eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığı kanaatine varılmakla, davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90-TL red harcının peşin yatırılan 832,50-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 796,60- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen posta ve tebligat giderinden oluşan 11,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir edilen 5.716,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
6-…120 maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır