Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1229 E. 2018/916 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1229 Esas
KARAR NO : 2018/916
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/10/2014
KARAR TARİHİ: 18/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline, 03/06/2009 tarihinde kırmızı renkli kasalı aracın çarpıp kaçtığını, kaza bölgesinde kamera olmadığı için plakanın tespit edilemediğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını, geçici ve kalıcı olarak sakat kaldığını ve his kaybı yaşadığını ve geçici olarak iş göremezlik halinin mevcut olduğunu, geçici iş göremezlik ile ilgili sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkilinin kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bedeni zararların sigorta teminatı dışında kaldığına ilişin herhangi bir hüküm bulunmaması nedeniyle meydana gelen tüm bedeni zararların trafik sigortası kuvertürü içinde kaldığının kabulünün gerektiğini, müvekkilinin marangoz olduğunu ve kaza sonucunda uzun süre çalışamadığını, his kaybı nedeni ile halen işinde düzenli olarak çalışamadığını ve iş hayatını etkilediğini belirterek, dosyanın tazminat bilirkişisine gönderilmesini, BK 76. Maddesi uyarınca ya da TTK 1427/2 uyarınca avans ödenmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere müvekkilinde oluşan cismani zarar, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarı için şimdilik 500,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte istenmesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasının 03.06.2009 tarihnide meydana geldiği gözetildiğinde, davanın zamanaşımına uğradıını, öncelikle zamanaşımı itirazları incelenerek, 2918 sayılı KTK’nun 109. Maddesi uyarınca iki yıllık zamanışı itirazlarının kabulü ile davanın reddine,davacı tarafın trafik kazası ile ilgili olarak kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğini iddia ettiği plakası tespit edilemeyen aracın varlığı somut deliller ile ispat edilmesi gerektiğini, aksi takdirde davanın esastan reddinin gerektiğini, davacının kusura katılımının tespitinin gerektiğini, trafiğe açık yol kenarında park ettikten sonra sol taraftan aracı terk etmesi dolayısı ile asli veya müterafik kusurlu olup olmadığının bilirkişi raporu ile tespitinin gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun, plakası tespit edilemeyen motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının daimi maluliyet oranının belirlenerek kaza ile sakatlık arasındaki uygun illiyet bağının belirlenmesi halinde ödenecek tazminatın miktarının uzman bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini, TTK 1427, TBK 76 maddesine istinaden kısmi ödeme talebinin reddinin gerektiğini belirterek, sonuç olarak; öncelikle usule ilişkin itirazları değerlendirilerek, zaman aşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın esasına girilmeksizin davanın reddine, usuli itirazları kabul edilmez ise esas bakımından haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
KTK.’nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre, olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
… Yönetmeliği ” Hesaba Başvurulabilecek Haller ” başlıklı 9. maddesine göre, sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olan tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Davacının sosyal ekonomik durumu araştırılmış, tedavi evrakları ve kazaya ilişkin soruşturma dosyası celp edilmiş, maluliyet hesabı yönünden İstanbul Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulundan, kusur oranı ve tazminat miktarı konusunda üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Davacının maluliyet oranının tespiti yönünden İstanbul Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulundan alınan 03/05/2017 tarihli raporda özetle; davacı meydana gelen kaza neticesinde E cetveline göre %10,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Davaya konu trafik kazasından kaynaklanan kusur ve tazminat hesabı ile davacıdaki yaralanmanın davaya konu trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı (araç çarpması mı yoksa davacının düşme vs nedenlerle yararlanıp yararlanmadığı) hususlarında bir trafik bir aktüerya bir de ortopedi uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; dava konusu olayın KTK kapsamında trafik kazası olduğunu, kazanın, önlenebilir bir kaza niteliğnde olduğunun kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığını, plakası alınamayan aracın kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün kazada, % 60 kusurlu, yaya …’ın kazada % 40 oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya … ‘da oluşan patolojilerin ( sırtta cilt erezyonu, sol hurmerus alt uç parçalı kırığı, ulnar sinir trasesinde hipoestezi ) ve yaralanmalarının dava konusu kaza ile illiyet bağının bulunduğunu, takdir mahkemeye ait olmak üzere davacının maluliyeti nedeni ile kusur tenzili yapıldıktan sonra nihai ve gerçek maddi zararı 35.907,14-TL olduğu hususları rapor edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda talep sonucunu artırarak 35.907,14TL maddi tazminatın kaza tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de; KTK 109/2 maddesi uyarınca, ” dava, cezai gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerli olduğu ” düzenlenmiştir. Uzamış ceza zaman aşımı nazara alındığında, 8 yıllık zaman aşımı süresine tabî olduğu ve kaza tarihi itibariyle 8 yıllık zaman aşımı süresi dolmadığından, zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; 03/06/2009 tarihinde davacı sevk ve idaresindeki aracı park ettikten sonra araçtan inip aracın arka kapısını açacağı sırada, plakası tespit edilemeyen kırmızı renkli kamyon veya komyenet tarzı bir aracın kasasının davacının koluna çarpması suretiyle davaya konu kazanın gerçekleştiği, plakası alınamayan aracın ve kimliği tespit edileyemeyen sürücünün kazanın meydana gelmesinde %60 oranında, davacının ise %40 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan rapora göre davacı meydana gelen kaza neticesinde E cetveline göre %10,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği anlaşılmış olmakla meydana gelen trafik kazasında taraflar kusur durumu ve maluliyet oranına göre davacının toplam 35.097,14-TL maluliyet tazminatı zararı oluştuğu … Yönetmeliği uyarınca sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olan tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için … sorumlu olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcı (Temerrüt) tarihini hiçbir duraksamaya sebebiyet vermeyecek açıklıkta belirlenmesi gerekir. İlgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 89,99 ve 108.maddeleri ile 3.5.1997 gün ve 22978 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmenliğinin 12,13, ve 14.maddelerinde yazılı şekilde sigorta şirketine başvurulduğu halde gerekli ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinde sigorta şirketinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Bu durumda faiz başlangıcının; sigorta şirketi aleyhine icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul ve tespiti gerekir. Bu itibarla davalı … yönünden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ İle,
35.907,14 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 31/10/2014 tarihi itibariyle işleyecek
yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gerekli olan 2.452,81-TL karar ilam harcından peşin alınan 25,20- TL ile 120,94-TL nin mahsubu ile noksan kalan 2.306,67- TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 54,20-TL, ıslah harcı : 120,94-TL, davetiye ve posta gideri: 242.00-TL, bilirkişi ücreti : 1.500,00 TL olmak üzere toplam: 1.917,14-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ tarifesi uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 4.299,70- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır