Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1227 E. 2018/726 K. 18.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1227 Esas
KARAR NO : 2018/726

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/10/2014
KARAR TARİHİ : 18/06/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “03.02.2014 Günü Müvekkil …’ın sürücü olarak bulunduğu, … Plaka sayılı motosiklet ile … Caddesi üzerinde … istikametinden … İstikametine doğru seyir halinde iken … Sk’tan ana caddeye doğru plakası ve sürücüsü belirsiz bir aracın kontrolsüzce çıkarak çarpması sonucu yaralanmak ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. İlgili araç kaza sonrası hiç beklemeden kaza mahallini terk etmiştir. Bu kazanın oluşumunda plakası ve sürücüsü belirlenemeyen araç asli ve tam kusurludur. Bununla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığınca … Soruşturma numarası ile kovuşturma devam etmektedir. Trafik kazalarından doğan sorumluluk kusursuz sorumluluk hali olup 2918 KTK ve TTK göre aracı güvence altına alan sigorta şirketinin maddi zararlar yönünden kusursuz sorumluluğu vardır. Bu nedenle meydana gelen maddi zararların kazanın meydana geldiği tarihte geçerli olan poliçe teminatları dahilinde karşılanması gerekir. Aracın zorunlu karayolları sorumluluk sigortası poliçesi ile güvence altına alınmayan araçlar ile zarara neden olan araçların tespit edilememesi durumunda meydana gelen zarardan …nın sorumluluğunda olup mevcut olayda da zarara sebebiyet olan araç tespit edilmediği için zararın davalı … tarafından karşılanması gerekir. Ezcümle yukarda zikrettiğimiz ve zarara sebebiyet verip tespit edilemeyen aracın neden olduğu zararın kaza tarihinde geçerli olan teminat limitleri dahilinde ödenmesini talep ederiz. 2014 yılı trafik sigortası teminatları ise kişi başına sakatlanma ve ölüm için 268.000,00 TL ve yine kişi başı tedavi içinde 268.000,00 TL tutarındadır. Müvekkil kazanın ardından T.C. Sağlık Bakanlığı … Devlet Hastanesine oradan da … Üniversitesi Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesine kaldırılmış ilk ameliyat ve tedavileri burada yapılmıştır. Daha sonra … TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Hastanesi’ne sevk edilmiş ve tedavisini görmüştür. Müvekkilin boynunda ve omzunda kırık, omurilik ve sinirlerinde zedelenme olduğu için vücudunu hareket ettirememektedir yani paraplejidir. Müvekkilim % 100 iş ve güç kaybına uğramıştır. Ayrıca % 100 oranında da bakıma muhtaç durumdadır. Bu nedenle müvekkilin … Üniversitesi Adli Tıp bölümüne sevk edilerek sürekli iş göremezlik ve bakıma muhtaçlığı yönlerinden maluliyet durumlarını tespit ettirilmesini talep ediyoruz. Ayrıca hesap bilirkişisi marifetiyle gerçek zararında hesaplanmasını talep ediyoruz. Müvekkilimin yaşamı kaza öncesine göre güçleşmiştir. Müvekkil meydana gelen vahim kaza neticesinde çok acı ve ıstırap çekmektedir. Müvekkil kaza neticesinde felç kalmış ve vücudunun % 100 kullanamamaktadır. Bundan böyle sürekli bakıcı bulundurmak zorunda kalacak ve yatalak olması sebebiyle bakım giderleri olacaktır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamalar da zarar verenden istenebilecektir. Gene Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan masrafların dışında, kişinin iyileşmesi için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilaçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar ” gerçekleşmiş zarar ” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp büküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri, bakım ve bakıcı masraflarının istenebileceği Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, masraflar kavramının kapsamına, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani İyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girer. Müvekkil iş gücü kaybına yönelik hesaplamaların asgari ücret üzerinden hesaplanmasını talep ediyoruz. Ancak bakım ve bakıcı gideri tazminat hesabının emsal bakım ve bakıcı giderine göre hesaplanmasını talep ediyoruz. Müvekkilin bu yöndeki tüm zararlarının karşılanması gerekecektir. Kaza tarihinde geçerli bulunan teminat limitleri (2014 yılında ölüm ve bedensel sakatlık teminat tutarları 268.000 TL ve tedavi giderleri teminatı 268.000,00 TL dir.) dâhilinde sorumluluğu bulunan davalının sürekli iş göremezlik zararının ölüm ve sakatlanma teminatından, bakım ve bakıcı giderinin tedavi gideri teminatından karşılanmasını talep ediyoruz. Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı iş bu davayı açma zarureti hâsıl olmuştur.” Demiştir. Açıklanan nedenlerle müvekkiline sürekli iş göremezlik sebebiyle 1,000,00 TL ve sürekli bakım ve bakıcı gideri için 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
06/01/2018 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle: “Sayın bilirkişinin dosyaya sunmuş olduğu 05/09/2017 tarihli rapor doğrultusunda; fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla müvekkil … için 1.000,00-TL bakım ve bakıcı gideri tazminat talebimizi 267.000,00-TL artırarak 268.000,00-TL’ ye ve 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminat talebimizi 267.000,00-TL artırarak 268.000,00-TL’ ye olmak üzere toplamda 534.000,00-TL’ye arttırıyoruz. Yani 536.000,00-TL olan maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek YASAL faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen sorumluluk çerçevesinde tarafımıza ödenmesine, yargılama giderlerinin harç ve masraflarıyla vekalet ücretinin müşterek ve müteselsilen sorumluluk çerçevesinde davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekil eden adına saygılarımızla arz ve talep ediyoruz.” Demiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacının dayandığı ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya, belge örneklerinin tarafımıza tebliğ edilmesini aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesini talep ediyoruz. HMK, uyarınca dava dilekçesi ekinde davaya ilişkin belgelerin tarafımıza tebliğ edilmesi gerektiği hüküm altına alınmış olduğu halde, işbu dosyada davacı tarafından bu hususa uyulmamış, tarafımıza dava dilekçesinde belirtilen herhangi bir delil tebliğ edilmemiştir. Bu bakımdan, öncelikle, delillerin tarafımıza tebliğine karar verilmesini, delillerin tarafımıza tebliğine dek esasa ilişkin sair cevap haklarımızın saklı tutulmasını ve yargılama aşamasında ibraz edilen ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya ve belgelerin birer örneklerinin tarafımıza tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz. Bu konuda gerekli görülürse, yargılama aşamasında uygun görülecek posta masraflarım karşılamaya amade olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu nedenle, bu eksikliğin giderilmesini ve giderilmezse dava şartı yoksunluğundan davanın reddedilmesini talep ediyoruz. Olayın beyan edilen şekilde gerçekleştiği kesin olarak ispatlanmalıdır ve dava dilekçesi ve eki delillerle ispatlanamamıştır. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın ve sürücüsünün araştırılmasını, bu yolda ilgili soruşturma makamına müzekkere yazılarak kazaya ve yaralanmaya sebebiyet verdiği beyan olunan aracın ve sürücüsünün bulunup bulunmadığının sorulmasını talep ediyoruz. … Yönetmeliği’nin 16/c maddesi gereğince İşbu dava sonucunda müvekkil aleyhinde hüküm tesis edilirse, kazaya sebebiyet veren sürücü ve araç malikine/işletenine rücu edileceğinden, Sayın Mahkemenizce ceza dosyasından araştırma yapılarak kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen ve plakası tespit edilemediği iddia edilen aracın araştırılmasını talep ediyoruz. Davacı olayın beyanlarındaki şekilde gerçekleştiğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamalıdır. Soruşturma dosyası bulunup celp edilmeli ve kazanın beyan edilen şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin ispat edilip edilmediği değerlendirilmelidir. Davacının tek taraflı beyanları ve bu beyanlara dayandarak açılan soruşturma dosyası dahi tek başına delil olarak kabul edilemez. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kamu kurumu niteliğini haiz müvekkil …, … Yönetmeliği’nin 9 ve 15 maddeleri esaslarına uygun olarak yapılan müracaatı değerlendirerek, yönetmeliğin 14 maddesi kapsamında tespit edilen tazminat miktarını hak sahiplerine ödeyebilecekken, dava öncesinde kuruma herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Bu nedenle, müvekkil kurum davanın açılmasına sebebiyet vermiş sayılmamalıdır. Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil kurum zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve plakası tespit edilemediği beyan edilen aracın kusur oranı ile sınırlı sorumludur. Bu nedenle, kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Adli Tıp Kurumu trafik ihtisas dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını ve kazanın gerçeklemesinde plakası tespit edilemediği beyan edilen aracın kusuru bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep ediyoruz. Dava konusu kazadan kaynaklanan kalıcı vücut fonksiyon kayıplarının, vücutta oluşan arazların ve bu arazların geçirilen trafik kazası ile illiyet bağlarının ispatlanması gerekmektedir. Maluliyet oranının tespitinde “Adli Tıp Kanunu’na göre, vücut fonksiyon kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli olan Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesinden alınacak belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiği Yargıtay tarafından kabul edildiğinden, bu konudaki Yargıtay kararına göre denetime elverişli ve doyurucu bir rapor temin etmek üzere dosyanın ilgili kuruma gönderilmesini talep ediyoruz. Davacının bakıma muhtaç olup olmadığı Adlî Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesinden alınacak maluliyet raporu ile belirlenebilir, her koşulda Yargıtay uygulaması kapsamında davacının bakımı evde ailesi tarafından yapıldığından hesaplanan bakıcı giderinden % 50 oranında hakkaniyet indirimi yapılması da gerekmektedir. Davacının maddi zararı yapılacak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebilir, bunun yanında davacının kasksız olarak motosiklete binmesi kendini bile tehlikeye atması anlamında olduğundan bu husus müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim sebebi sayılmalıdır, İş gücü kaybı talepleri (Geçici iş görmezlik zararları ) teminat kapsamında değildir. Kazanç kayıpları ve geçici işgücü kaybına ilişkin talepler, sorumluluk kapsamında bulunmadığından, bu zararlar teminat kapsamı dışındadır. Kurumumuz ancak yukarıda belirtilen esaslarla belirlenecek olan sürekli sakathk/maluliyete ilişkin doğrudan zararları temin etmektedir. Her türlü dolaylı zarar, yansıma zararı ve netice zararları teminatımız kapsamı dışında bulunmaktadır.” Demiştir. Açıklanan nedenlerle, davanın usul ve esasa ilişkin olarak sunduğumuz gerekçeler dikkate alınarak reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davacıya tahmil edilmesini iddia ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 03.02.2014 tarihinde plakası belirlenemeyen aracın davacıya çarpması sonucu maluliyet nedeni ile açılan maddi tazminat davasıdır. Mahkememiz dosyası arasına alınan bilgi belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi ‘nin 10.08.2016 tarihli raporunda davacının E cetveline göre %100 oranında malul kaldığı belirlenmiştir. 07/09/2017 günlü bilirkişi raporunda sürücü ve plakası tespit edilemeyen aracın ; Trafik Kanunu 47/c-d, 52 ve 57,Mad. ( Yönetmelik 95/c-d, 101 ve 144.) ihlal ettiği, Trafik Kanunu 84. Mad. asli kusurlarından: “kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak ” hükmünün ihlali sonucu olayda ( % 60 oranında ) kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın; Trafik Kanunu 36,47/d, 52 ve 78.Mad. (Yönetmelik 95/c-d, 101 ve 150.) ihlal ettiği, 5237 sayılı TCK 22.maddesinde belirtilen dikkat ve özen yükümlülüğünü verine getirmediğinden olayda % 40 oranında kusurlu olduğu, davacının maluliyeti kusur oranı üzerinden iş görememezlik nedeni ile nihai ve gerçek maddi zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak 268.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
5684 sayılı sigorta kanununun 14/2A maddesinde sigortalısının tespit edilemediği araçların neden olduğu bedensel zararlar için …na başvuru yapılacağı düzenlenmiştir. …na yapılan başvurular sebebi ile yapılacak tazminat ödemelerinde “ilgili zorunlu sigortanın” teminat miktarları dikkate alınmaktadır.
Davacının malul kalmasına sebep olan araç ve sürücüsünün kimliğinin meçhul olduğu hususu sabittir. Dava konusu talep iş görememezlik tazminatı talebine ilişkin olması nedeni ile bedensel zarar kapsamındadır.
Davacının 5684 sayılı sigortacılık Kanununun 14. ve … Yönetmeliğinin 9. Maddeleri uyarınca …na başvuru şartları oluşmuştur. Dava konusu olayda söz konusu olan zorunlu poliçe karayolları zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesidir. Kaza tarihi itibari ile hazine müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleri sakatlık halinde şahıs başına 268.000,00 TL ‘dir. Davacının nihai ve gerçek maddi zararı 268.000,00 TL olup, iş bu bakiye teminat limiti ile sınırlıdır.
2918 sayılı karayolları trafik kanununun 99. maddesinde sigortacıda, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağının veya bilirkişi raporunun, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde ZMSS sınırları içinde kalan miktarı hak sahibine ödemek zorundadırlar. Dava öncesinde davalı sigorta şirketine tazminat ödemesi için ihtar edildiğine dair dosyada belge bulunmamaktadır. Bu nedenle temerrüt başlangıç tarihi dava tarihi olduğundan, 07/09/2017 günlü bilirkişi raporu davacının maluliyet nedeni ile nihai ve gerçek zararını hükme esas alınacak şekilde hesapladığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile 268.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 18.307,08 TL karar ve ilam harcından peşin alınan (peşinde 25,20 TL + ıslahta 1.824,00 TL ) toplam 1.849,20 TL’nin düşümü ile eksik kalan 16.457,88 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 22.030,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 22.030,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan (29,00 TL ilk masrafı+ 290,85 TL posta masrafı+ 1.200,00 TL bilirkişi ücreti =)1519,85 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına ( %50 kabul ) nazaran 759,92 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan 1.849,20 TL peşin + ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/06/2018

Katip …e-imzalıdır

Hakim …e-imzalıdır