Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1224 E. 2020/413 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1224 Esas
KARAR NO : 2020/413

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2014
KARAR TARİHİ : 28/09/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasındaki üç sözleşmeye istinaden nakliye hizmetleri taahhüdünde bulunulduğu ve hizmetlerin kusursuzca yerine getirildiği, sözleşmenin feshedilmesinin nedeni olarak… ailesinin yakın akrabası olan …şirketinin bu işe talip olması ve üst yöneticiler tarafından işin bu şirkete verilmesi konusunda baskı yapılmasının olduğunu, bu nedenlerle şimdilik 10.000,00 TL sözleşme süresince uğranılan zararın, 100,00 TL kötü niyetli fesih ile 4. Sezon süresince mahrum kalınan karın tespit ve tahsiline, bankalarca uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 31/10/2019 havale tarihli ıslah dilekçesinde; Sözleşmenin feshinin hukuka aykırılığı sebebiyle 10.000 TL ‘nin 20.306,04 TL olarak arttırılarak hükmedilmesine, Haksız ve kötü niyetli feshi sebebiyle 4. Sezonda mahrum kalınan karı için istenen 100 TL ‘nin arttırılarak 3 Aylık karşlılığı olan 20.306,04 TL kazanç kaybına yükseltilmesine, taleplerin birleştirilmesi sonucundan toplam 40.615,08 TL’ nin tahsili ile dava tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının da kabulü olduğu üzere sözleşmenin, sözleşmede taraflarca karalaştırılan fesih hükümlerine göre sona erdirildiği, davacının söz konusu hükmü nakliyecinin kusurlu davranışlarını bertaraf etmek için olduğu şeklindeki yorumunun hukuken kabulünün mümkün olmadığını, sözleşmenin kurulması taraf iradelerinin uyuşması ile mümkün olabileceği bu doğrulutuda sözleşmenin tarafları 7 gün öncesinden ihtar edilmek kaydı ile sözleşmenin feshedilmesini kararlaştırmışken ve bu şart tüm sözleşmelerde yer alırken, bu maddeye dayanılarak sözleşme feshedilince bu maddenin var oluş amacının fesih olmadığının savunulmasının mümkün olmadığı, müvekkili tarafından yapılan fesih usul ve yasaya uygun olup herhangi bir tazminat talep etme imkanının olmadığı, davacının 3 sezon boyunca çalışılmayan dönemlerde de mevcut ekibini muhafaza ettiğini ve işine personeline yatırım yaptığını bu bahisle tezminat talep ettiğini, taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olup müvekkilin de davacıya bu yönde uğradığı ve uğrayacağı veya uğrayabileceği zararları tanzim etmeyi, bu sözleşmenin hiçbir zaman sona ermeyeceğini de taahhüt etmediği, bu itibarla müvekkilin usulüne uygun olarak sona erdirdiği sözleşmeden dolayı müvekkilinden bir tazminat talep etmesinin mümkün olamayacağı, davacının tüm alacaklarının sözleşme süresince davacıya ödendiği, müvekkili şirketin sözleşmeyi usulüne uygun olarak ifa ettiği, davacı fesih nedeni olarak bir takım sebepler ileri sürmüşse de bunların davanın esasına etkili olamayacağı, bu davada tartışılması gereken hususun feshin kanuna ve sözleşmeye uygun olup olmadığı, müvekkilce yapılan feshin de yasalara uygun olduğundan herhangi bir talepte bulunulmasının mümkün olamayacağı, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava;… de yayınlayan… programı nedeniyle davacının 4 sezon boyunca ekibini muhafaza ettiği ve davalıya hizmet verdiği nedenle açılan maddi ve yoksun kalınan tazminat talepli davadır.
Deliller; Dosya Mevcudu, taraflar arasındaki sözleşmeler ve ek protokoller ile 10.06.2014 tarihinde yenilenen ve 01.08.2014- 31.05.2015 dönemini kapsayan devre için akdedilen sözleşme, Bilirkişi incelemesi.
Mahkememiz dosyasından 21/06/2016 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi tarafından davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları ve dayanağı belgeler üzerinde inceleme gerçekleştirilebilmesi için taraf vekillerine çeşitli başvurulara rağmen, inceleme ile ilgili koordiasyon sağlanamadığı, dava konusu uyuşmazlıkta uzmanlık alanları ile ilgili olarak analiz ve değerlendirme yapılabilmesi, davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları ve dayanağı belgelerin ibrazına ihtiyaç bulunmakla birlikte, taraf vekillerince bu doğrultuda somut bir adım atılmadığından ve aradan geçen süre de dikkate alınmakla ön rapor mahkemeye sunulmuştur.
Mahkememizin 23/01/2017 tarihli duruşmasında bilirkişilere tarafların ticari defterleri üzerinden yerinde inceleme yetkisi verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 28/03/2017 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Davalıya ait noter tasdiklerini ihtiva eden 2011-2012-2013-2014 yılına ait ticari defterleri HMK 218’e göre yerinde incelemeye tabi tutulmuştur.
İncelenen davalı şirkete ait 2011-2012-2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davalı şirketin 2011-2012-2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibinin lehine delil olma vasfına haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı yanın incelenen 2011-2012-2013-2014 yılı ticari defterlerinde, davalı ile olan hesap hareketlerini ilgili nolu hesap kodunda takip etmekte olduğu, düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna yapmış olduğu tahsilatları ise bu hesabın alacağaı kaydetmiş olduğu tarafımdan incelenen ve dosyaya sunulan muavin defter kayıtlarından görüleceği üzere 2011-2012-2013-2014 yılı ticari defterlerine kaydetmiş olduğu tarafımdan müşahede edilmiştir.
Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 31.12.2011 tarihi itibariyle 35.378,10 TL, 31.12.2011 tarihi itibariyle 35.378,10 TL, 31.12.2012 tarihi itibariyle 33.415,45 TL, 31.12.2013 tarihi itibariyle 10.955,27 TL 31.12.2014 tarihi itibariyle herhangi bir bakiyesinin olmadığı diğer bir ifade ile hesap bakiyesinin (0) sıfır olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Huzurdaki davadaki hukuki ihtilaf Davacı yanın davalı yandan şimdilik 10.000,00 TL sözleşme süresince uğranılan zararın, 100,00 TL kötü niyetli fesih ile 4. Sezon süresince mahrum karın tespit ve tahsiline, bankalarca mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak ödenmesi istemi üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 31.12.2011 tarihi itibariyle 35.378,10 TL, 31.12.2012 tarihi itibariyle 33.415,45 TL, 31.12.2013 tarihi itibariyle 10.955,27 TL 31.12.2014 tarihi itibariyle herhangi bir bakiyesinin olmadığı diğer bir ifade ile hesap bakiyesinin (0) sıfır olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmişitir.
Davacı yan vekili Sayın Av. … 0216 337 03 02 numaralı telefonundan kendisi ile koordinasyon sağlandığı, yine 10.03.2017 Cuma günü kendisine mail gönderilerek müvekkiline ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılabilmesi amacıyla gün talep edildiği, bugüne kadar (21.03.2017) davacı vekilinden inceleme ile ilgili cevap alınamadığı, Dava konusu uyuşmazlıkta uzmanlık alanlarımız ile ilgili olarak analiz ve değerlendirme yapılabilmesi ve davacı şirketin taleplerinin karşılanabilmesi için ticari defter kayıtları ve dayanağı belgelerin ibrazına muhtaç bulunmakla birlikte, davacı taraf vekilince bu doğrultuda somut bir adım atılmadığından kendi ticari defterlerindeki borç/alacak ilişkişi ve kar mahrumiyeti konusunda inceleme yapılamamıştır.
Dosya incelemelemesinde taraflar arasında 26.01.2012 tarihli servis sözleşme yapıldığı, taraflar arasında 23.04.2012 tarihinde Ek Protokol düzenlendiği, taraflar arasında 26.07.2012 tarihinde 9 ana maddeli nakliye hizmetleri sözleşme akdedildiği, taraflar arasında 06.08.2012 tarihli EK protokol düzenlendiği, taraflar arasında 18.01.2013 tarihli EK Nakliye hizmetleri protokolü düzenlendiği, taraflar arasında 01.11.2013 tarihli Nakliye hizmetleri sözleşmesi düzenlendiği, taraflar arasında 10.06.2014 tarihli nakliye hizmet sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
Davalı yan tarafından davacı yana Beyoğlu … Noterliğinden 19.08.2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, “ilgili ihtarnamede sözleşme konusu hizmet temininden vazgeçildiğinden bahisle, sözleşmenin 4. Maddesinin 2. Bendi gereğince ihtarnamenin muhataba tebliğinden yedi gün sonra geçerli olmak üzere, ihtarnameye konu sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmiş olduğunun ihtar edildiği “yazmakta olduğu görülmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen 01.03.2012 tarihli nakliye hizmet sözleşmesinin fesih ve ibrası ilgili taraflarca imzalanan protokol düzenlendiği görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen 26.07.2012 tarihinde imzalanan ve “… şahane” adlı Tv programında kullanılacak araçların nakliye hizmeti vermesine ilişkin sözleşme ve ekleri, 16.08.2012 tarihli ek protokol bir, 18.01.2013 tarihli ek Protokol iki için tarihli nakliye hizmet sözleşmesinin fesih ve ibrası ilgili taraflarca imzalanan protokol düzenlendiği görülmüştür.
Davacı yan vekili Sayın Av. … 0216 337 03 02 numaralı telefonundan kendisi ile koordinasyon sağlandığı, yine 10.03.2017 Cuma günü kendisine … gönderilerek (e-mail çıktısı dosya muhteviyatına sunulmuştur.) müvekkiline ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılabilmesi amacıyla gün talep edildiği, bugüne kadar (27.03.2017) davacı vekilinden inceleme ile ilgili cevap alınamadığı, Dava konusu uyuşmazlıkta uzmanlık alanlarımız ile ilgili olarak analiz ve değerlendirme yapılabilmesi için davacı şirket ticari defter kayıtları ve dayanağı belgelerin ibrazına muhtaç bulunmakla birlikte, davacı taraf vekilince bu doğrultuda somut bir adım atılmadığından davacı yanın kendi ticari defterlerindeki borç/alacak ilişkişi ve kar mahrumiyeti talebi hususunda inceleme yapılamadığı anlaşılmıştır.
İncelenen davalı şirkete ait 2011-2012-2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde tasdik edildiği, davalı şirketin 2011-2012-2013-2014 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik edildiği ve kendi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana 31.12.2011 tarihi itibariyle 35.378,10 TL, 31.12.2012 tarihi itibariyle 33.415,45 TL, 31.12.2013 tarihi itibariyle 10,955,27 TL, 31.12.2014 tarihi itibariyle herhangi bir bakiyesinin olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 05/02/2018 tarihli duruşmasında dosyanın yeni bilirkişiye tevdi ile yeni bir rapor alınmasına karar verilmiş olup, 12/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı … ‘in 2011-2012-2013 yılı ticari defterlerinin 2011 -2012-2013-2014 yılları açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2011 yılı yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, 2012-2013-2014 yıllarının kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı 2011 yılı haricinde 2012-2013-2014 yılları ticari defterlerinin birbirini doğruladığı, sahibi lehine delil teşkil edeceği,
Davalı …A.Ş: nin 2011-2012-2013-2014 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı kayıtların birbirini doğruladığı görülerek sahibi lehine delil teşkil etme özelliği taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf kayıtlarında davacı …’nun; 31.12.2011 itibari ile 35.378.10 TL alacaklı, 31.12.2012 itibari ile 33.415.27 TL alacaklı, 31/12/2013 itibari ile 10.955.27 TL alacaklı, 31.12.2014 İtibari ile ise hesap bakiyesinin bulunmadığı, bu tutarların ilgili yılların Yevmiye defterine muhasebe kapanış fişinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davacı taraf kayıtlarında davalı… A.Ş. ‘nin 31.12.2011 itibari ile 35.378.10 TL borçlu, 31.12.2012 itibari ile 33.415.27 TL borçlu 31/12/2013 itibari ile 10.955.27 TL borçlu, 31.12.2014 itibari ile 219,36 TL borçlu göründüğü tespit edilmiştir. Bu tutarların ilgili yılların yevmiye defterlerinde muhasebe kapanış fişinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında ilk 2012 yılında akdedilen sözleşmenin 4. Maddesine göre davalı … Yapım bir (1) ay önceden haber vermek kaydı ile dilediği zaman sözleşmeyi tek taraflı ve tazminatız fesih yetkisini haizdir.
Öte yandan, son sözleşme olan 10.06.2014 tarihinde yenilenen ve 01.08.2014- 31.05.2015 dönemini kapsayan devre için akdedilen sözleşmede 4.maddede “…7(yedi) gün önceden ihbar etmek kaydıyla dilediği zaman sözleşmeyi tek taraflı ve tazminatsız fesih yetkisi.” davalı yana tanınmıştır. Sözleşmeye göre Şirket sözleşmenin feshine ilişkin ayrıca zarar ziyan talebinde bulunamayacaktır.
Davalı taraf, 19.08.2014 tarihli … yevmiye sayılı Beyoğlu …Noterliğinden gönderilen nakliye hizmet sözleşmesinin feshi ihbarf konulu noter ihtarı ile sözleşmenin feshi süreci işletilmiştir. Feshin tebliğinden itibaren 7 gün sonra geçerli olmak üzere fesih bildirimi yapılmıştır.
Taraflar arasında son akdedilen sözleşme yenilemesi 01.08.2014-31.05.2015 dönemi için yapılmıştır. Bu dönem başladıktan hemen sonra 19.08.2014 tarihli ihtar ile fesih bildirimi 21.08.2014 tarihinde davalı yana tebliğ edilmiş ve sözleşmenin 4.maddesi gereği fesih 28.08.2018 itibarı ile gerçekleşmiştir. Böylece 7 günlük ihbar süresi tanınmış durumdadır.
Her iki tarafın da tacir ve faaliyetleri ticair işletme faaliyeti olan taraflar arasında 2011 -2004 yıllarında nakliye sözleşmesine istinaden ticari ilişki olduğu, davalının sözleşme ilgili maddesine göre 28.08.2014 itibarı ile sözleşmeyi feshettiği sabittir. Sözleşmede tanınan süre bir (1) hafta önel tanınarak fesih hakkı davalı yanca kullanılmıştır. Mutabakat yok, tek taraflı fesih söz konusudur.
Tarafların ticari kayıtları incelendiğinde cari hesaplarında mutabık oldukları yalnız 2014 yılı kayıtlarında davacı tarafın davalı taraftan 219,36 TL alacaklı göründüğü, ancak davacı tarafın talebinin cari hesap alacağı değil sözleşmenin tek taraflı haksız olarak davalı tarafça feshinden dolayı 10.000 TL tazminat, 100 TL sözleşmeden bakiye alacak talepleri gözetildiğinde, davacının bakiye 219,36 TL alacaklı olduğu tespit edilmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 31.05.2015 tarihine kadar 9 ay 3 gün süre varken; 28.08.2014 tarihinde feshi sözleşmede tanınan sürelere uyularak yapılmıştır. Bu yönüyle sözleşme hükmüne aykırı bir fesih söz konusu değildir.
Sözleşmede tanınan süre makul süreden daha az yani 1 haftadır. Makul süre bu gibi sözleşmelerde acentelik sözleşmesi için TTK m.121/1 hükmünde düzenlenen 3 aylık feshi ihbar süresi olarak kabul edilebilir. Davalının tek yanlı 1 hafta önelle fesih hakkına karşın somut olayda en az 3 ay önel tanınması gerektiği hususu hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına göre gözetilebilir. Bu durumda, davalı yanın 3 ay süre üzerinden davacı yana gelir kaybı kaynaklı zararlarını tazmin etmesi gerektiği değerlendirilebilir.
Öte yandan, sözleşmenin süre bitimine henüz 9 ay 3 gün süre varken, davalı tarafından önelle feshedildiği, bu feshin haksız olduğu değerlendirilecek olursa, bu defa 9 ay 3 gün üzerinden gelir yoksunluğu zararı belirlenebilir.
Davacının cirosu belirlenmekte ise de sözleşme konusu taşımalar için giderleri tam olarak ortaya konulmadığı için gerçek kar yoksunluğu zararı hesabı dosya içeriği verilerle mümkün değildir.
Davacının 01.01.2014-28.08.2014 dönemi için toplam cirosu 162.448,33 TL olup; aylık bazda cirosu 20.306,04 TL hesaplanmaktadır. TTK m. 865/2-b) bendi gözetildiğinde, davacının davalı ile olan taşıma faturalarından 1/3 nispetinde kazanç elde ettiği kabul edilebilir. Bu durumda aylık 6.768,68 TL civarında bir gelir elde edebileceği hesaplanmaktadır. Kanun koyucu, taşıma ücretlerinde 1/3 oranında kar elde edilebileceği hususunda bir varsayımı kabul etmiştir.
Bu durumda, davacının makul feshi ihbar süresi gözetilerek; 3 ay üzerinden gelir kaybı 20.306,04 TL olduğu değerlendirilebilir.
Davacının, feshi ihbar süresi bildirerek sözleşmeyi feshetme hakkı olmadığı varsayımında ise; sözleşme süresi sonuna kadar 9 ay 3 gün süre içinde elde etmesi muhtemel gelir ise 61.594,98 TL hesaplanmaktadır.
Dosya kapsamı taraf iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeleri ile sunulan delillerin değerlendirilmesi neticesinde; Davacının sözleşme süresince yapılmış ve hak edilmiş alacağından bakiye 219,36 TL alacaklı olduğu, Dava konusu sözleşmenin davalı yanca taraflar arası sözleşme hükmünde tanınan bir hafta önel tanınarak sözleşmenin süre dolmasına henüz 9 ay 3 gün süre varken tek taraflı feshedildiği, Davalının feshi ihbar bakımından sözleşme hükmüne uygun olmakla birlikte makul süre verilmeksizin sözleşmeyi feshettiği, Dosya kapsamında davacı tarafın cirosunu tespit mümkün ise de; davacı tarafın cirodan ne kadar maliyete katlandığı belirlenemediği için yoksun kalınan kazanç hesabının tam yapılamadığı, davacı tarafın delil listesinde belirtmesine rağmen kar-zarar tablosunu sunacağını beyan etmesine rağmen bunu bilirkişi heyetimiz incelemesine sunmadığı, tam bir hesap yapılmasının bu nedenle mümkün olmadığı,
TTK m.865/2-b) bendi hükmü gözetildiğinde ise; sözleşmeyi fesih için makul sürenin acentelik hükümlerinden kıyasen yasal olarak ve TMK m.2 gereği 3 ay olduğu varsayımında, davacı tarafından bu süre için yoksun kalınan kazancının tazminini talep edebileceği, bunun dosya kapsamına göre 20.306,04 TL hesaplandığı,
Sözleşmenin feshinin kötüniyetli ve tamamen haksız olduğu varsayımında ise 9 ay 3 gün bakiye süre için yoksun kalınan kazancının tazminini talep edebileceği, bunun ise 61.594,98 TL hesaplandığı,
Davacının 10.000,00 TL talebi bakımından sözleşmede yer alan hükme uygun feshe rağmen, bu feshin hukuka aykırı olduğu varsayımında, sayın mahkemenin 3 ay üzerinden veya bakiye sözleşme süresi gözetilerek haksız fesih tazminatına hükmedebileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 19/11/2018 tarihli duruşmasında davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarının karşılanması için ek rapor alınmasına karar verilmiş, 20/08/2019 havale tarihli ek rapor bilirkişiler tarafından mahkememize sunulmuştur.
Hesaplamada aylık ciro hesabının hatalı olduğu, tv yapım sektöründe, 10 ay sezon olduğu, 2 ay ise çalışılmadığı, toplam 10 ay gelirin 12 ay olarak kabul edilip 10 aylık gelir 12’ye bölünerek hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiş; buna göre 10 ayda 342.927,80 TL ciro gözetilerek, 10 ayda aylık ortalamanın 34.292,78 TL olduğu belirtilmiş, bu aylar ortalama karının da 10-12.000 TL olduğu belirtilmiştir.
Değerlendirildiğinde, davacı vekilinin hesabı 10 ay değil, 12 aya bölmesi gerekirken 10 aya bölerek kar hesabı yapması somut olaya uymamaktadır. Oysa, 342.927,80 TL /12 = 28.577,32 TL aylık ciro ortalaması varsayılmak gerekir. 12 ay üzerinden 10 aylık fatura toplamının ay ortalaması cirosu bu şekilde hesaplanmaktadır. Bunda otialama %20 karlılık olsa 3 ay için hesaplanan 17.146,00 TL miktarına denk gelmektedir. KÖK raporda 3 aylık kar yoksunluğunun zaten 20.306,04 TL hesaplandığı görülmektedir. Gelinen aşamada, 3 ay üzerinden bildirim süresi ve yoksun kalınan kazanç varsayımında davacı yan için hesaplanan miktar 20.306,04 TL somut olaya uygun değerlendirilmektedir.
Davalı vekili 1 hafta süre verilerek, bildirimli şekilde sözleşmenin feshedildiğini, taşımacılık sözleşmesine kıyasen acentelik sözleşmesi hükümlerinin uygulanması ve 3 ay fesih öneli önerilmesinin somut olaya uymadığım, bilirkişilerin görev sınırlarını aştığını ileri sürmektedir.
Değerlendirildiğinde, dava konusu ticari ilişki her ne kadar taşıma sözleşmesi olarak adlandırılmış ise de; somut olayda taşıma sözleşmesi TTK m.850 makasında bir taşıma sözleşmesi değildir. Somut olayda belirli-belirsiz bir süre ile olası taşımaların yapılması söz konusudur. Taşıyıcı bu süreyi gözeterek planlama ve yatırımlar yapmak ve davalının taleplerini karşılamak durumundadır. Bu nedenle böyle bir yatırım ve planlama içinde olan davacının sadece 1 hafta önelle sözleşmesinin feshedilmesi somut olaya uymamaktadır. Bir hafta süre makul süre olarak kabul edilemez. Ancak taraflar tacir olup, ticari sözleşmesinde bu kadar kısa süre kararlaştırmalarına itibar edilecek olursa, davacının her hangi bir tazmin talebi olmayacaktır. Bilirkişiler tarafından ek görevlendirme kapsamında tarafların vekillerince ileri sürülen itirazlar gözetilerek yapılan ek inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, kök rapor sonuç ve kanaatleri değiştirmeyi gerektirecek yeni bir değerlendirme ve tespitte bulunulmamıştır.
Mahkememiz dosyası arasına alınan tüm deliller değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki son sözleşme olan 10.06.2014 tarihinde yenilenen ve 01.08.2014- 31.05.2015 dönemini kapsayan devre için akdedilen sözleşmede 4.maddede “…7(yedi) gün önceden ihbar etmek kaydıyla dilediği zaman sözleşmeyi tek taraflı ve tazminatsız fesih yetkisi.” davalı yana tanınmıştır. Sözleşmeye göre Şirket sözleşmenin feshine ilişkin ayrıca zarar ziyan talebinde bulunamayacaktır. Davalı taraf, 19.08.2014 tarihli … yevmiye sayılı Beyoğlu…Noterliğinden gönderilen nakliye hizmet sözleşmesinin feshi ihbar konulu noter ihtarı ile sözleşmenin feshi süreci işletilmiştir. Feshin tebliğinden itibaren 7 gün sonra geçerli olmak üzere fesih bildirimi yapılmıştır. Taraflar arasında son akdedilen sözleşme yenilemesi 01.08.2014-31.05.2015 dönemi için yapılmıştır. Bu dönem başladıktan hemen sonra 19.08.2014 tarihli ihtar ile fesih bildirimi 21.08.2014 tarihinde davalı yana tebliğ edilmiş ve sözleşmenin 4.maddesi gereği fesih 28.08.2018 itibarı ile gerçekleştiğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL red harcından peşin alınan 172,50-TL den düşümü ile arta kalan 118,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 6.079,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 10,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/09/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır