Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/69 E. 2018/505 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/69 Esas
KARAR NO : 2018/505

DAVA : Adi Ortaklığın Fesih Ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 13/03/2013
KARAR TARİHİ : 02/05/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.04.1998 tarihli ( Adi Şirket Sözleşmesi ) başlıklı sözleşmeli ile; … , …, … , …, … , … ve … ile birlikte adi ortaklık kurulduğunu, adi ortaklığının konusunun; sözleşmeli 2. 3. maddeleri incelendiğinde; Daire sokok NO:… … -… / … adresinde bulunan … Restorantın isletilmesinin olduğunun açıkça anlaşıldığının Restorantın halen davalı … tarafından işletildiğinin, ortaklardan … ‘in 11.11.2008 tarihinde vefat ettiğini, vefaatten sonra müvekkiller …, … ve …’ in mirasçıları olduğunu, sözleşmenin 9. Maddesinin; ( ortaklardan birinin sözleşme süresi içinde vefatı halinde bu şahsın kanuni mirasçıları ortaklığa dahil olacaktır ) demek suretiyle adi ortaklığın devam edeceğini ve mirasçıların ortaklık sıfatını kazanacağını hükme bağladığını müvekkillerinin, murisin mirasçıları olması vasfıyla 11.11.2008 tarihinden sonra ( şirket ortağı ) sıfatı kazandıkları müvekkillerinin, davalı … tarafından işletilen … Resteront’a koydukları sermaye oranında ortak olduklarını, sözleşmenin 5. maddesinde şirket sermayesinin 1.200.000.- USD doları olduğunu belirtildiğini, Muris … ‘in de sermayeye 100.000. USD koyduğunun 5. maddede açıkça belirtildiğini doğal olarak müvekkillerinin sözleşme uyarınca … Restorant’ın %8.33 hissesine sahip olduklarını davalı … … ile … ‘ın aralarında 10.07.2005 ve 14.07.2005 tarihli (Ek Sözleşme) başlıklı 2 sözleşme imzaladıklarını bu sözleşmelere göre davalı … ‘un şirketteki tüm payını davalı … ‘ ya devrettiğini her iki davalı arasında yapılan bu sözleşmelerin hukuken geçerli olmadığını, adi ortaklığı bağlamadığı sözleşmelerin ( Adi Ortaklık Sözleşmesinin ) eki vasfında da olmadığını adi ortaklık sözlemesinin 9. maddesinin 2. fıkrasında; ( ortak bu payını yine ortakların tüm muvafakatini alarak devredebilir) demek suretiyle tüm ortakların tüm ortakların muvafakati olmadan hissedarlar arasında yapılan hisse devri sözleşmelerinin geçersiz olduğunu açıkça vurguladığını yapılan sözleşmelerin geçersiz olması nedeniyle müvekkillerinin devre muvafakati olmadığını …’in vefatın sonrasında adi ortaklığın bugüne davalı … tarafından işletildiğini, bu işletme ile ilgili hiç bir bilgi verilmediğini şirketin bunca yıl faal olmasından, marka değerinden ekonomik yapısından yıllardır kâr ettiğinin anlaşıldığını sözleşmenin 8. maddesi uyarınca her yıl sonu itibariyle kâr ve zarar hesap edilmeli ve elde edilen kârın ortaklara dağıtılması gerektiğini ancak bugüne kadar keyfi yönetim sergileyen hiçbir surette bilgilendirmeyen, haklarını vermeyen yönetici ortak …’nın yönetim yetkisinin kaldırılması gerektiğini ve adi ortaklığın yönetilmesi için kayyum atanmasını talep etmiş, B.K ‘nun 631 , 639 maddesinden ve … 13. hukuk dairesinin 18.09.2003 tarih ve … E.,… K. sayılı , … 13. hukuk dairesinin 08.03.2012 tarih , … E. ve … K. sayılı , … 13. hukuk dairesinin 13.02.2011 tarih ve … E. … K. sayılı kararından bahsetmek suretiyle sonuç olarak ;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkillerinin ortaklık sıfatı kazandığı 11.11.2008 tarihinden itibaren müvekkillerine dağıtılmayan kâr paylarının tespit edilmesi ve 11.11.2008 tarihinden evvel de kâr payı dağıtılıp dağıltılmadığının araştırılması sonucu kâr payı dağıtılmadığı tespiti halinde her iki durumda tespit edilecek bedelin ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkilleri lehine hükmedilmesine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 tl bedeli müvekkilleri lehine hükmedilmesi yönetici ortak …’ nın yönetim yetkisinin kaldırılarak adi ortaklığa , tasfiye sürecinin sonuna kadar kayyum tayinine , adi ortaklık olan … Restorant ‘ın fesh edilmesine , adi ortaklığını mal varlığının tasfiyesine, tasfiye sürecinde öncelikle ödenen 100.000 USD dolar katkı payının ticari temerrüt faiziyle birlikte müvekkili lehine hükmedilmesine , (… ‘ nun Yeri …) markasının 3. kişilere devrenin engellenmesi ihtiyati tedbir konulmasına ,yönetici ortak … ‘nın üzerine kayıtlı gayrimenkul mallarının ve trafik sicilde kayıtlı araçlarının , tespit edilecek menkul ve gayrimenkul mallarının 3. kişilerin devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hukuken geçerli bir adi ortaklık sözleşmesi bulunmadığını kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı sunulan Adi Şirket Sözleşmesinin 12. maddisinde, sözleşmenin tatbikinden doğan ihtilafların hakem yoluyla çözümleneceği hükmünü içerdiğini, bu nedenle mahkememizin görevli olmadığını dava dilekçesinin görev yönünden reddine , mahkemece görev itirazlarının kabul edilmemesi durumunda haksız hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, vekalet ücreti ile yargılama ücretinin davacılara yükletilmesini savunmuştur.
Davalı …, cevap dilekçesinde özetle; kendisinin … ile ortaklığının başladığı 01.01.1999 tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadar yaklaşık 14 yıl boyunca … dışında kimsenin kendisinden bir talebinin olmadığını , … dışında başka kimseye de ortaklık payı adı altında herhangi bir kimseye kâr payı olarak bir ödemede bulunmadığını bu bakımdan doğacak bir borcun kanunlar nazarında zamanaşımına uğradığını, davanın esasına ilişkin yasal hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle ilk itirazları göz önüne alınarak ” husumet yönünden ” reddine, mümkün olmadığı takdirde davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, ilk itirazlarının reddi halinde ise haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesini savunmuştur.
Davalılardan …, …, …, … ‘ ya çıkartılan tebligatların iade edilmesi ve adreslerin tespit edilememesi nedeni ile bu davalılara ilanen tebligat yapılmıştır.
Yargılama sırasında davalılardan …’in mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; … Restaurant’ın ortağı olmadığından, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Av. … davalı … adına dosyaya vekaletname sunmuştur.
Tarafların bildirmiş oldukları deliller toplanmış, davaya konu adi ortaklığa konu … Restaurant’ın 1998 yılından bu yanaki işletme ruhsatı, vergi kayıtları celp edilmiş, ve davacıların murisi …’in sağılığında vergi mükellefi olup olmadığı araştırılmıştır.
Davacının adi ortaklıkla ilgili talepleri konusunda … Restauranta ait geriye doğru 5 yıllık dönemi kapsayan ticari defterler üzerinde üçlü bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle ; taraflar arasında Adi Ortaklık Sözleşmesi akdedildiği, ancak bu sözleşmenin sözleşmede belirlenen ilke ve kurallara uygun bir şekilde uygulandığının ispata yarayacak herhangi bir verinin tespit edilemediği, bu hukuki duruma rağmen Adi Ortaklık ilişkisinin gizli veya sessiz ortaklık şeklinde uygulanmasına da herhangi bir engel bulunmadığı, yapılan değerlendirme neticesinde davacının, davanın açılmasından önceki 5 yıllık dönemde elde edilmiş kârdan kendi payına düşen miktarın ödenmesini talep edebileceği, söz konusu miktarın 62.661,66-Tl olarak hesaplandığı rapor edilmiştir.
Davacılar vekili, bilirkişi raporuna istinaden alacak talebini ıslah ederek toplam 62.661,66-TL kâr payı ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Islah dilekçesi taraflara tebliğ edilmiş olup, davalılardan … ve … ‘nın mahkememize sunmuş olduğu dilekçede; Adi Ortaklığı kabul etmediğini, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılardan … vekili mahkememize sunmuş olduğu dilekçede; ortaklık sözleşmesine konu iddia edilen restaurantın 14/07/2005 tarihinden itibaren ortaklık olmayıp müvekkili … tarafından işletildiği, diğer ortak …, ortaklıktan ayrıldığı, sözleşmenin fesih edildiği, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …ve … vekilleri dosyaya vekaletname sunarak ortada adi ortaklık ilişkisi bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, adi ortaklığın hükmen tasfiyesi, hisseye düşecek bedelin, (katılım ve kâr payının) tahsili istemine ilişkindir.
Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK’nın 4.maddesinde sayılmıştır. Bundan başka, özel kanunlarda bazı davalara ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir( TTK. m.5 ). Bu hükümlerde sayılan ticari davalar mutlak ve nispi ticari dava olmak üzere ikiye ayrılır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi gereğince, bir davanın ticari dava olabilmesi için; uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekir.
Bu itibarla, adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme (TBK. 620/1 md.) olup, bu sözleşme türü Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olmakla, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE
2-… Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararı kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde davacı tarafın müracat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
5-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …e-imzalıdır Hakim …e-imzalıdır