Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/53 E. 2020/421 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2013/53 Esas
KARAR NO:2020/421

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:26/02/2013
KARAR TARİHİ:01/10/2020

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların, … markası altında faaliyet gösteren … … ve … A.Ş’nin pay sahibi olan … ile bu şirketin hakim pay sahipleri olduğunu, davacı ile davalılar arasında imzalanan 15/10/2012 tarihli … …A.Ş hisselerinin alım ve satımı ve şirketin sevk ve idaresine ilişkin ortaklık sözleşmesi gereğince davalıların, … ….A.Ş de sahibi oldukları payların %60 oranını davacıya satmayı ve devir etmeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, ancak davalıların sözleşmenin imza tarihi ile payların devir tarihi (kapanış) arasındaki dönemde, yani ara dönemde bir takım koşulları da yerine getirmekle yükümlü bulunduklarını, sözleşmenin 7. Maddesinde “Ön kapanış koşulları”nın tarih ve tadat edildiğini, 8. Maddesinde de ön kapanış koşullarının tamamlanmasına ilişkin yapılacak işlemlerin belirlendiğini, buna göre davalıların en geç 30/11/2012 tarihine kadar ön kapanış koşullarının tamamlandığına ilişkin bir beyanı (ön kapanış bildirimi) davacıya göndermek ve ön kapanış koşullarının gerçekleştiğine ilişkin alıcının (davacının) teyidini almakla yükümlü olduklarını, bu arada tarafların hisseleri devir almak için Rekabet Kurulu’na da başvuruları yaptıklarını ve devir almak için izin verilmesini beklemeye başladıklarını, Rekabet Kurulunun devir almaya ilişkin izninin de 15/11/2012 tarih 12-57/1534-547 sayılı yazı ile aldıklarını, sözleşmenin imzasından sonra ön kapanış koşullarının tamamlanması beklenmekte iken, 30/11/2012 tarihine ulaşıldığını ancak bu tarih itibariyle söz konusu koşulların tümünün yerine getirilmediğinin anlaşıldığının, hangi koşulun ne şekilde ve ne zaman yerine getirileceği veya getirilemiyor ise bu koşulun yerine gelmemesi nedeniyle doğabilecek muhtemel risklerin taraflar arasında yapılan toplantılarda değerlendirilmekte ve süreç devam etmekte iken 07/12/2012 tarihinde davalıların sahibi oldukları varlıklara el konulduğuna ilişkin basında haberler yayınlandığını (07/12/2012 tarihli … gazetesinde terörün musluğu kesildi başlığı altında yayınlanan haber ) bu durum üzerine aynı tarihte … A.Ş tarafından kamuya aydınlatma platformuna gönderilen özel durum açıklaması ile henüz hisse devir anlaşmasının imzalanmadığı ve hisse devrine yönelik çalışmaların ertelendiğinin belirtildiğini, yine aynı tarihte …. Noterliğinden gönderilen 07/12/2012 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile ve sözleşmenin 8. 2 maddesinin davacıya verdiği hakka istinaden; a- şirketiniz ortaları hakkında ileri sürülen iddiaların akıbetinin belli olmasını, ön kapanış koşullarının eksiksiz olarak gerçekleştirilmesine kadar iş bu bildirim tarihinden itibaren 90 günü geçmemek üzere erteleme hakkının kullanıldığının davalılara ihbar ve ihtar edildiğini, elektronik posta yoluyla davalı …’ya da iletildiğini, aynı gün basında yer alan haberlerin doğru olup olmadığı da davalılara sorulduğunu, gerçekten … TMK’nın 10.maddesiyle görevli 1 nolu hakimliğinin … D.iş sayılı ve 26/11/2012 tarihli kararı ile davalılardan … ve …’ın 2009 yılından sonra edindikleri tüm malvarlıklarına el konulmasına karar verildiğinin öğrenildiğini, müvekkilince yapılan bildirimden sonra davalıların sektörde faaliyet gösteren diğer akaryakıt dağıtım şirketleri ile görüşmeler yaptığına ilişkin duyumların alınması üzerine, 17/12/2012 tarihinde tüm dağıtım şirketlerine noter kanalı ile; “Taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı nedeniyle davalıların doğrudan veya iştrakleri vasıtasıyla sahip olduğu malvarlıklarının kısmen veya tamamen devri konusunda herhangi bir görüşme, pazarlık veya sözleşme yapmasının mümkün olmadığı” nın bildirildiğini (örnek olarak … … … A.Ş’ne gönderilen 17/12/2012 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname) ve sözleşmenin halen geçerli ve yürürlükte olduğunun bir kez daha teyit edildiğini, davalılar tarafından …. Noterliğinden gönderilen 19/12/2012 tarih ve … sayılı ihtarnamede ise “Şirketimiz tarafından 07/12/2012 tarihinde …’a açıklama yapılarak olayın içeriği tam olarak anlaşılıncaya kadar hisse devrine yönelik çalışmaların askıya alındığı ve ertelendiğine ilişkin duyuru yapıldığı, şirkette görevlendirilen personelin geri çekildiği, şirketimize hiç bir bildirim yapılmadan hisse devir görüşmelerinin durdurulmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği, böylece sözleşmeyi fesih iradesinin ortaya koyulduğu, diğer dağıtım şirketlerine gönderilen ihtarnameler ile şirketin itibarının zedelenmesine neden olduğu, sözleşmeye aykırı bu davranış nedeniyle 07/12/2012 tarihi itibariyle şirketimiz ile imzalanan tüm sözleşmelerin, protokol ve taahhütnamelerin feshedildiği, hiç bir hüküm ifade etmediği”nin ihbar olduğunu, bunun üzerine ihtarnamedeki beyanların doğru olmadığı, sözleşmenin haksız feshedildiği, haksız fesih nedeniyle tazminat ve cezai şart ödeme borcunun doğduğunun davalılara noter ihtarıyla bildirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.maddesinin son fıkrasının “ön kapanış öncesi gerçekleştirilecek işlemlerin ve/veya koşullarının herhangi birinin gerçekleşmemiş olması veya alıcının gereği gibi gerçekleşmemiş olduğu kanaatine ulaşılması halinde alıcı, 8.1:iş bu sözleşmeye herhangi bir tazminat ödemeksizin feshetme ve 10.5 maddesinde düzenlenen cezai şartın ödenmesini talep etme veya, 8.2: yerine getirilmemiş işlem ve/veya koşulun tamamlanması için 90 günü aşmayacak şekilde ek bir süre verme veya 8.3: yerine getirilmemiş işlem ve/veya koşula rağmen söz konusu işlem ve/veya koşulun tamamlanmasından kısmen veya tamamen feragat ederek ancak söz konusu koşulun yerine getirilmemesi sebebiyle şirket ve/veya iştiraklerin ve/veya alıcının uğrayacağı zararı talep ve buna karşılık gelen miktarı takas ve mahsup hakkı saklı olmak üzere, kapanışın gerçekleştirilmesini talep etmek hak ve yetkisine sahip olacaktır” şeklinde olduğunu, görüldüğü üzere ön kapanış koşullarının tamamlanmaması halinde davacı/alıcının 8.1,8.2,8.3 maddelerinde hüküm altına alınmış seçimlik haklarının herhangi birisini kullanma yetkisinin bulunduğunu, davalının ön kapanış bildiriminde bulunmadığı ve ön görülen ön kapanış koşullarının tamamlanmamış olduğu sabit bulunduğuna göre, sözleşmenin 8.maddesindeki seçimlik haklarından birisinin kullanılacak olmasının kaçınılmaz olduğunu, davacının 90 günlük bir süre için erteleme hakkını kullandığını, bu durumda yapılması gereken işin 90 günlük erteleme süresi içinde yerine getirilmemiş/tamamlanmamış işlem ve/veya koşulun tamamlanması için çaba göstermek iken, davalının sözleşmeyi feshetme yolunu tercih ettiğini, müvekkilince 07/12/2012 tarihinde … a gönderilen özel durum açıklamasında da”….’ün sermayesinin %60’ının alımının henüz sonuçlanmadığını, basından öğrenilen son gelişmeler üzerine olayın içeriğinin tam olarak anlaşılıncaya kadar hisse devrine yönelik çalışmaların askıya alınmış ve ertelenmiştir.” denildiğini, görüleceği üzere özel durum açıklamasında o gün basında yer alan “… Grubuna ait … şirketine el konuldu” şeklindeki haberlerin doğru olmadığı, hisse devrine ilişkin çalışmaların henüz sonuçlanmadığı, ortaklık durumunun olmadığının duyurulduğunu, amacın öncelikle hedef yatırımcıların ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi olduğu için … Gurubu şirketlerin henüz iştirak niteliğinde olmadığının vurgulandığını, hisse devrine ilişkin çalışmaların askıya alınması ve ertelenmesinin için zaten hukuki durumunu doğru şekilde yansıması olup aynı tarih itibariyle erteleme hakkının kullanıldığını davalılara da bildirildiğini, müvekkilinin sadece basında yer alan haberlere değil aynı zamanda davalı … tarafından müvekkili şirket yöneticilerinden birine iletilen … TMK’nın 10.maddesiyle görevli 1 nolu hakimliğinin … D.iş sayılı ve 26/11/2012 tarihli el koyma kararının bulunduğu, söz konusu kararda davalılardan … ve …’ın 2009 yılı ve sonrasında elde ettikleri tüm malvarlığına el konulmasına karar verildiğinin de yazılı olduğunu ve o tarih itibariyle hukuki durumun belirsizliğine bağlı olarak erteleme hakkının kullanıldığını, hisse devir işlemleri kapsamındaki çalışmalar nedeniyle sözleşmenin 6.5.2 maddesi kapsamında “Bilgi edinme ve bilgiye erişim” açısından davalı merkezinde bulunan yetkililerin gerek erteleme döneminde yerine getirilecek eksikliklerin tamamlanması işlemleri açısından katkı sağlamalarının söz konusu olmaması gerekse başka işleri olması sebebiyle davalıların merkezine gitmediklerini bununla birlikte 13/12/2012 tarihine kadar şirket ile ilgili bilgi ve verilerin müvekkili şirket yetkililerine elektronik posta yoluyla iletilmeye devam edildiğini, bu tarihten sonra ise davalılar tarafından bilgi ve belge gönderilmediğini, müvekkilinin diğer dağıtım şirketlerine gönderdiği ihtarnamelerde son derece dikkatli ve özenli ifadeler kullanıldığını, erteleme hakkının kullanıldığından dahi söz edilmediğini, sözleşmenin geçerli ve devam etmekte olduğunun vurgulandığını, davacının ne davalılara ne de 3.kişilere yönelik sözleşmenin feshine ilişkin bir iradesinin olmadığı ve oluşmadığı, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin kapanış yükümlülüklerini ihlal başlıklı 10.5 maddesinin son fıkrasında “Satıcının iş bu maddede sayılan kapanış koşulları ve sair yükümlüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi veya satıcının kapanışı gerçekleştirmekten herhangi bir şekilde imtina etmesi halinde alıcı satıcıya yazılı bildirimde bulunarak…. satıcının herhangi bir sebeple ön kapanış veya kapanış işlem ve koşullarını tamamlanmaması veya tamamlamaktan/gerçekleştirmekten imtina etmesi veya kapanışa iştirak etmeyerek hisse devrini gerçekleştirmemesi hallerinden birinin vukunda, alıcıya, ilk yazılı talebinde nakden ve defaten 20.000.000,00 USD tutarında cezai şartın ödemeyi kabul etmiştir” denildiğini, davalıların sözleşmenin 10.5 maddesindeki, ön kapanış koşullarını tamamlamamak ve sözleşmeyi haksız olarak feshetmek suretiyle ön kapanış koşullarının gerçekleştirmekten imtina etmek suretiyle sözleşmenin 10.5maddesini ihlal etmiş bulunmaları nedeniyle bu cezai şartı ödemekle yükümlü hale geldiğini, ….Noterliğinin 19/12/2012 tarihli ihtarnamesine rağmen cezai şartın ödenmediğini, Borçlar Kanununun 179.maddesi gereğince 20.000.000,00USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … ve … vekili ve … , … vekili cevap dilekçelerinde, müvekkillerinin borçlunun edasını temin etme yükümlülüğü altına girdiklerini, sözleşme ile bir garanti yükümlülüğünün değil kefaletin kararlaştırılmış olduğunu, sözleşmenin 8.3 maddesinde bir borcun ifasının teminat altına alınması nedeniyle feri yükümlülük olan kefaletin söz konusu olduğunu, 8.3 maddesindeki genel işlem kaydının olağanüstü ve şaşırtıcı bir kayıt niteliğinde olup TBK 21/2 gereğince yazılmamış sayılması gerektiğine, kabul anlamına gelmemekle birlikte garanti taahhüdünün varlığı halinde bile garanti edilen risk gerçekleşmediğinden müvekkillerinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının …. Noterliğinin 07/12/2012 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmenin 8. Maddesine yer alan seçimlik haklardan ek süre vermek suretiyle erteleme hakkını seçtiğini, ön kapanış koşullarını tamamlanması için satıcıya verilen 90 günlük ek sürenin dava tarihinde henüz dolmadığını bu nedenle cezai şartın koşulu olan ifanın belirlenen zamanda yapılmaması koşulunun gerçekleşmediğini, basında çıkan haberlere dayanılarak mahkeme el koyma kararının geçici ve tedbir niteliğinde bir karar olup sözleşmenin şirket tarafından ifasına engel teşkil etmediğini, buna rağmen davacının sanki sözleşmenin ifasını tamamen ortadan kaldıran bir karar varmış gibi telaşla basında açıklamalar yaptığını ve resmi makamlara hisse devir işlemlerini askıya aldığını bildirdiğini, erteleme hakkı kullanılmasına rağmen davacının sonraki davranışları ile sözleşmeyi fiilen feshettiğini, davacının sözleşmeyi ….A.Ş ile imzaladığını, basında çıkan haberlerin ise teminat veren sıfatıyla imzalayan iki davalı müvekkili hakkında olduğunu, 90 günlük süre dolmadan davacının sözleşmeyi eylemli olarak feshettiğini, davacı tarafından … A.Ş ne gönderilen ihtarnamede bu sonuca varıldığını bu nedenle davacı tarafın cezai şart talep edemeyeceğini, garanti olarak kabul edilse dahi garanti edilen riskin ahlaka aykırı olması halinde garanti veren için sorumluluğun söz konusu olmayacağını, cezai şartın fahiş olması nedeniyle indirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, cezai şart talebinin koşulları oluşmadığı gibi miktar itibariyle de fahiş olup müvekkilinin ekonomik mahvına yol açacağını, davacının askıya alma ve erteleme beyanının ortaklık sözleşmesinin 8. 2maddesi kapsamında süre verme niteliğinde olmadığını, sözleşmeye devam edilmeme konusundaki ilk irade açıklamasının davacı tarafça yapılması nedeniyle ortaklık sözleşmesinin davacı tarafça feshedildiğini, erteleme ile ilgili maddenin amacının ön kapanış öncesi gerçekleştirilecek işlemlerin ve/veya koşulların gerçekleştirilebilmesi, tarafların hisse devir işlemlerini tamamlayabilmesi olduğunu, davacı tarafça yapılan ertelemenin amacının ise basından öğrenilen son gelişmeler üzerine olayın içeriği tam olarak anlaşılıncaya kadar hisse devrine yönelik çalışmaların askıya alındığı ve ertelediğini, davacının amacının ilişkileri durdurma iradesi olduğunu, basında çıkan haberlerin sözleşmeyi imzalayan şahıslarla ilgili olduğunu, basında çıkan haberler üzerine şirketten personelini çektiğini, fiilen davacı tarafça feshedilmesi nedeniyle cezai şart talep edemeyeceğini, 90 günlük sürenin dava tarihinde henüz dolmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Dava cezai şart tazminine ilişkindir.
DELİLLER: Taraflar arasında imzalanan 15/10/2012 tarihli … ….A.Ş’nin hisselerinin alım ve satımı ve şirketin sevk ve idaresine ilişkin ortaklık sözleşmesi, Rekabet Kurulu Kararı, gazete haberleri, davacı tarafından …’a yapılan özel durum açıklaması, ihtarnameler, … TMK’nın 10. Maddesiyle görevli 1 nolu hakimliğine ait 26/11/2012 tarihli 2012/222 D.iş nolu karar, davalı tarafından gönderilen fesih ihtarnamesi, ekonomik sosyal durum araştırması, bilirkişi incelemesi.
Yargılamanın devamı sırasında davalı ….A.Ş hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar nolu ilamıyla iflas kararı verildiği ve kesinleştiği anlaşılmakla ikinci alacaklılar toplantısının yapılması mahkememizce beklenmiş, iflas idare memurlarına tebligat yapılmış, iflas eden şirket yönünden dava kayıt kabul davasına dönüşmüş, davacı taraf kayıt kabul talebini iflas masasına iletmiş ancak iflas masasınca davacının kayıt kabul talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan 15/10/2012 tarihli … ….A.Ş’nin hisselerinin alım ve satımı ve şirketin sevk ve idaresine ilişkin ortaklık sözleşmesi incelendiğinde davacı taraftan alıcı olarak davalı şirketten satıcı olarak, diğer davalı şahıslardan ise garantör olarak bahsedildiği, sözleşmenin konusunun ise; satıcı …’nın ….A.Ş’nin sermayesinin tamamının sahibi olduğu, bu hissenin %60’ını temsil edecek nama yazılı hisseyi alıcıya devretmesi ve devir karşılığında davacının 109.000.000,00 USD bedelin ödemesi olduğu, satıcının en geç ön kapanış tarihinden önce şirket sermayesinin 175.000.000,00 USD karşılığı TL miktarı kadar arttırılmasını da kabul ettiği, satım bedelinin sözleşmenin 4.maddesinde düzenlendiği, ön kapanışın sözleşmenin 7.maddesinde düzenlendiği, ön kapanış koşullarının tamamlanmasının sözleşmenin 8. Maddesinde düzenlendiği buna göre “satıcı en son 30/11/2012 günü ön kapanış koşullarının gerçekleştiğine dair beyanı alıcıya gönderecek, alıcı ön kapanış bildirimi ve belgelerini inceleyerek en geç 3 hafta içerisinde koşulların yerine geldiğini tespit etmesi halinde satıcıya kapanış bildiriminde bulunarak kapanış işlemlerini başlatacaktır. Ön kapanış öncesi gerçekleştirilecek işlemlerin ve/veya koşullarının herhangi birinin gerçekleşmemiş olması veya alıcının gereği gibi gerçekleşmemiş olduğu kanaatine ulaşılması halinde alıcı, 8.1:iş bu sözleşmeye herhangi bir tazminat ödemeksizin feshetme ve 10.5 maddesinde düzenlenen cezai şartın ödenmesini talep etme veya, 8.2: yerine getirilmemiş işlem ve/veya koşulun tamamlanması için 90 günü aşmayacak şekilde ek bir süre verme veya 8.3: yerine getirilmemiş işlem ve/veya koşula rağmen söz konusu işlem ve/veya koşulun tamamlanmasından kısmen veya tamamen feragat ederek ancak söz konusu koşulun yerine getirilmemesi sebebiyle şirket ve/veya iştiraklerin ve/veya alıcının uğrayacağı zararı talep ve buna karşılık gelen miktarı takas ve mahsup hakkı saklı olmak üzere, kapanışın gerçekleştirilmesini talep etmek hak ve yetkisine sahip olacaktır.
Sözleşmenin 10.5 maddesini son fıkrasında ise satıcının iş bu maddede sayılan kapanış koşulları ve sair yükümlüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi veya satıcının kapanışı gerçekleştirmekten herhangi bir şekilde imtina etmesi halinde alıcı satıcıya yazılı bildirimde bulunarak…. satıcının herhangi bir sebeple ön kapanış veya kapanış işlem ve koşullarını tamamlanmaması veya tamamlamaktan/gerçekleştirmekten imtina etmesi veya kapanışa iştirak etmeyerek hisse devrini gerçekleştirmemesi hallerinden birinin vukunda, alıcıya, ilk yazılı talebinde nakden ve defaten 20.000.000,00 USD tutarında cezai şartın ödemeyi kabul etmiştir denildiği tespit edilmiştir.
Sözleşmenin 11.27 maddesinin garantörler başlığını taşıdığı buna göre; garantörler iş bu sözleşmeye imza atmak suretiyle satıcının iş bu sözleşme tahtında alıcıya karşı doğmuş, doğacak cezai şartlar dahil tüm borç ve yükümlülüklerini zamanında kayıtsız, şartsız ve eksiksiz yerine getireceklerini garanti ettiklerini, satıcının herhangi bir yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde yapılacak ilk yazılı bildirim ile birlikte söz konusu tutarın alıcıya ödemeyi müştereken ve müteselsilen kabul ve beyan etmektedirler denildiği görülmüştür.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanılarak sözleşmenin davacı tarafça mı yoksa davalı tarafça mı feshedildiğinin tespiti, feshin haklı olup olmadığı, davacı tarafın cezai şart talebinde haklı olup olmadığı, cezai şartın tenkisinin talep edilmesi nedeniyle tacirler bakımından ekonomik mavhlarına sebep olup olmayacağının ticari defter ve belgeler incelenerek tespit edilmesi amacıyla dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 31/07/2017 tarihli rapor incelendiğinde; davacı tarafın sözleşmenin davalı tarafça feshedildiğini, davalı tarafın ise davacının eylem ve işlemleri ile sözleşmeyi fiilen davacının feshettiğini iddia ettiğini, davacının yapmış olduğu davranışların fiili bir fesih olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığının, davacının 3.kişilere göndermiş olduğu ihtarnamelerde fesih iradesinin ortaya konulmadığını zira bu ihtarnamelerde davacı tarafın muhataplarını, davalı ile sözleşme görüşmelerinde bulunmama ve sözleşme yapmama konusunda uyardığını, kendisi ile davalı arasındaki sözleşme görüşmelerinin devam ettiğini belirttiğini, muhatapların aksine davranışlarının kendileri açısından sözleşmeyi feshetmek için haklı sebep teşkil edeceğini, muhataplar için de tazminat yükümlülüğü doğuracağını beyan ettiklerini, davalının davacı ile aralarındaki sözleşmede devre konu edilen hisselerin 17/12/2012 tarihinde dava dışı ….A.Ş’ne devri konusunda dava dışı … A.Ş ne gizlilik kaydı ile niyet mektubu verdiğinin de görüldüğünü, öncelikle fesih iradesini içeren beyanların sözleşmenin tarafına yapılması gerektiğini, davacının 3.kişilere yapılan beyanlarını fesih iradesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, öte yandan 3. Kişilere yapılan beyanların da davalı ile olan ilişkilerini sonlandırdığı anlamını taşımadığını, davacının 07/12/2012 tarihli ihtarnamesi ile ön kapanış koşullarının davalı şirket tarafından eksiksiz olarak yerine getirilmiş olmadığı ve şirket ortakları hakkındaki iddiaların ve yasal sürecin akıbetinin belli olmasına kadar 90 günlük bir ek süreyi davalıya verdiğini, davalının ise ön kapanış koşullarını eksiksiz olarak yerine getirildiğine dair bir itirazı ve bu yönde bir delili bulunmadığını, dava konusu olayda davalının 15/10/2012-30/11/2012 tarihleri arasında devre konu ….A.Ş nin 50.000,00 TL olan sermayesini 175.000.000,00 USD tutarında arttırmak ve arttırılan sermayenin tamamını ….A.Ş’nin bankadaki hesabına aktarılmadığı, esas bilançosunun hazırlanmadığı ve incelenmek üzere davacıya teslim edilmediği bu sebeple davacının sözleşmenin 8. 2 maddesinde kendisine tanınan 90 günlük ek süre verme hakkına sahip olduğunu, kaldı ki şirket ortakları hakkında cezai bir sürecin başlamış olmasının davacı açısından hukuki durum netleşene kadar görüşmeleri durdurma bakımından da haklı sebep teşkil edecek nitelikte olduğunu dolayısıyla davacının bu davranışlarının sözleşmeyi eylemli olarak feshetmeye yönelik davranışlar olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davalının 19/12/2012 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, davalının feshinin haksız olduğunu, sözleşmenin 10.05.3 maddesinin son fıkrasında davalı satıcının alıcıya; herhangi bir sebeple ön kapanış veya kapanış işlem koşullarının tamamlanmaması, veya tamamlamaktan/gerçekleştirmekten imtina etmesi veya kapanışa iştirak etmeyecek hisse devrini gerçekleştirmemesi hallerinden birinin vukunda 20.000.000,00 USD cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, cezai şartın borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi ihtimalinde borçlu tarafından alacaklıya ifa edilmesi kararlaştırılmış bulunan zarardan bağımsız bir eylem olup alacaklının hiç bir zarara uğramamış olsa dahi cezai şartı talep edebileceğini, yargı kararları ile tacirler açısından cezai şart ekonomik mahva sebep olabilecek ise tenkis edilebileceğini kabul edildiğini, davalı şirketin iflasına karar verildiğini, cezai şartın kabul edildiği tarih itibariyle şirketin sermayesinin 41.525.000,00 TL olduğunu, ekonomik mahvına sebebiyet vermeyecek cezai şartın esas sermayesinin %30’una tekabül eden TL karşılığı 6.874.241,25 USD olduğunu, diğer davalıların garantör sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarının belirtildiği görülmüştür.
Borçlar Kanunu179/1 fıkrasına göre bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşemeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Borçlar Kanunu 180/1 fıkrasına göre alacaklı hiç bir zarara uğramamış olsa bile kararlaştırılan cezanın ifası gerekir denilmektedir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının eylemleri fiili fesih olmayıp sözleşmeyi davalı taraf haksız olarak feshetmiştir. Bu nedenle sözleşmede belirlenen cezai şartın talep edilmesi mümkün hale gelmiştir. Davalı şahıslar sözleşmeyi garantör olarak imzalamışlardır. Belirlenen 20.000.000,00 USD cezai şart fahiş olup ekonomik mahva sebep olacağından bu miktarın 1/4’ü olan 4.000.000,00 USD cezai şart miktarının uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Dava, davalı şirket açısından kayıt kabule dönüştüğünden dava tarihi ile iflas tarihi arasında işlemiş faizin de hesabı gerektiğinden bu konuda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Dava tarihi ile iflas tarihi arasında 4.000.000,00 USD’ye işleyen faiz miktarı 665.095,89 USD olarak bulunmuştur.
Cezai şarta ilişkin tazminat davalarında, cezai şartın indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun davacının dava açarken bilmesi mümkün olmadığından cezai şart miktarının reddedilen kısmı nedeniyle davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesaplanırken bu hususa dikkat edilmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09/06/2015 tarih 2015/3909 Esas 2015/8537 Karar)
Toplanan tüm deliller alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulüne aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile ;
4.000.000,00USD cezai şart bedelinin dava tarihi olan 26/02/2013 tarihinden itibaren 1 yıl vadeli USD cinsinden açılmış mevduat hesabına devlet bankalarınca ödenen en yüksek faiz oranını uygulanması sureti ile davalılar … , … , …, … ve …’dan alınarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine. Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 4.000.000,00USD cezai şart bedeli ile dava tarihi ile iflas tarihi arasında işleyen 665.095,89USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.665.095,89USD’nin müflis … Aş’nin iflas tasfiyesinin yürütüldüğü Bakırköy 1 İflas Müdürlüğünün 2015/46 nolu iflas masasına kayıt ve kabulüne,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 161.141,00 TL vekalet ücretinin (Müflis … iflas masası açısından 3.400,00 TL maktu vekalet ücretiyle sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 495.356,79 TL karar ve ilam harcının (Müflis … iflas masası açısından 54,40 TL maktu karar ve ilam harcı ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 28,05 TL ilk masraf, 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 318,80 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.096,85 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansından artan kısmın ilgilisine iadesine,
7-Bu dava sebebiyle 495.356,79 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 615.535,35 TL’den mahsubuyla fazla alınan 120.178,56 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, , kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/10/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır