Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/343 E. 2018/1111 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/257 Esas
KARAR NO : 2018/1110

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2013
KARAR TARİHİ : 17/10/2018

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Ltd. Şti.’nin …ndan almış olduğu taşıt kredisine kefil olduğunu, alınan taşıt kredisinin … plaka sayılı araç için olduğunu, borçlu şirketin rehin borcu ödenmiş olmasına rağmen, alacaklı banka tarafından rehin takibi yapılarak aynı dosyadan … plakalı aracın da satıldığını, alacaklı tarafın aynı gün borçlu hakkında başlatılmış olan, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından aynı alacak ve aynı miktar için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yoluna başvurduğunu, alacaklı tarafın işbu takibin sonucunu beklemeden, yani takip semeresiz kalmadan kefil olan müvekkile karşı aynı gün icra takibinde bulunarak, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10. Maddesinde bulunan emredici hükme aykırı davrandığını, alacaklı bankanın, gerek asıl borçlu şirketten gerekse kefillerinden ayrı ayrı tahsilat yapma çabasında olduğunu, icra dosyaları incelendiğinde dosyalara dayanak gösterilen hiçbir belge suretinin dosyaya sunulmadığını, davalı bankanın tamamen kötü niyetli olduğunu, rehin sözleşmesine konu aracın, alacaklı bankanın borçlu şirket aleyhine başlattığı … E. sayılı dosyasından rehin takibi sonucunda 26.550.-TL bedelle … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. dosyasından satıldığını, borçlu şirketin rehin borcunu ödemiş olmasına rağmen, alacaklı banka tarafından rehin takibi yapılarak, aynı dosyadan … plakalı aracı da 11.978 – TL bedelle … (…) İcra Md. … Tal. dosyasından satıldığını, işbu bedellerin müvekkili hakkında başlatılan, iptalini istedikleri takip dosyasına bildirilmediğini ve müvekkiline karşı başlatılan takipten düşülmediğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzere, rehin kredi borçlusu ile kefile karşı aynı anda takip yapılamayacağından, borçluya karşı başlatılan takip semeresiz kaldıktan sonra, kefilin sorumlu olduğu borçtan kalan miktarı kadar takibin yapılabileceği açık olduğundan ve borçluya karşı başlatılan takip ile kefile karşı başlatılan takiplerin dosya numaralan haricinde aynı borç miktarı kadar takip yapıldığından ve fahiş faiz uygulandığını belirterek, sonuç olarak; … İcra Md. … E. sayılı dosyasından başlatılan takibin tedbiren durdurulmasına, müvekkili hakkında başlatılan … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibin iptaline, davalı alacaklı bankanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, takip iptal olmadığı takdirde, borçlu şirket araçlarının satışından elde edilen ödemelerin müvekkiline ait dosyasından mahsubuna ve haksız şart nedeniyle takibe uygulanan fahiş faizin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun, müvekkili bankanın … Şubesi ile … Ltd. Şti. arasında imzalanmış olan Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinin ticari bir kredi olduğunu, kefilin, borçlu ile birlikte “müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla borcun ifasını yüklendiğini, bu tür kefalette alacaklının asıl borçluya müracaat etmeden doğrudan kefile başvurabileceğini, kefilin bağlı kılındığı sorumluluğun kapsamı ise, kefilin ilk önce asıl borçtan sorumlu olduğunu, bunun dışında kefil, borçlunun ödemede gecikmesi nedeniyle doğan müspet zarardan ve gecikme (temerrüt) faizinden de sorumlu olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu aleyhine açılan davanın gideriyle, icra masraflarını da kefilin karşılamak durumunda olduğunu, 15.11.2011 tarih ve 32934 nolu ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiğini, verilen sürede ödeme yapılmadığından … İcra Md. … E, sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin davacıya 24.07.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, ödeme gayretinde de bulunmadığını, müvekkili bankaya rehin olarak verilen araçlar hakkında tahsilde tekemir olmamak kaydıyla … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, başlatılan takip neticesinde de araçların satılarak paraya çevrildiğini, ancak satıştan elde edilen tutarların alacaklarını karşılamadığını, bakiye alacaklarının tahsili için yaptıkları icra işlemler nedeniyle davacı borçlunun huzurdaki bu menfi tespit davasını açtığını, açılan işbu dava, davacının aleyhine haşlatılan icra takibini haksız yere durdurmak amaçlı olup, haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı borçlunun halen borcunun devam ettiğini ve ödeme yapmadığını bu nedenle açılan davanın yersiz ve dayanaksız olduğunu belirterek, sonuç olarak; davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacının % 40 tazminatla cezalandırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, tetkikinde; davalı banka tarafından davacı … ile birlikte diğer dava dışı kefiller aleyhine kredi alacağına istinaden toplam 27.250,83-TL miktar üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı bankanın aynı alacağa istinaden aynı miktarda dava dışı borçlu şirket …Şti. aleyhine taşınır rehnin paraya çevrilmesi suretiyle takip başlattığı görülmüştür.
Taraf vekillerinin bildirmiş olduğu deliller dosyaya sunulmuş, davalı banka ile dava dışı asıl kredi borçlusu şirket arasındaki ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi ile banka kayıtları fotokopileri dosyaya sunulduktan sonra, dosya ile davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia, savunma ve itirazları değerlendirilmek suretiyle davacının kefili olduğu kredi borcundan dolayı takip ve dava tarihi itibariyle ödenmeyen kredi borcunun olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu ve davacının sorumluluk miktarının saptanması için bankacı …’dan, ardından bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından, bankacı bilirkişi …’den rapor aldırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davalı banka ile dava dışı asıl kredi borçlusu … Şti arasında 28.000,00-TL limitli Ticari Taşıt Kredisi Ve Rehin Sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmeye davacının 28.000,00-TL kefalet limiti tahtında müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu görülmüştür. Kefalet sözleşmenin geçerli olduğu, davacı kefilin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve fer’ilerinden dolayı da sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Dava dışı kredi lehtarı kullanmış olduğu ticari taksitli taşıt kredisinin taksitlerinin düzenli ödenmemiş olması nedeni ile hesabın kat edilerek 24.188,39-TL nin ödenmesi için taraflara ihtarname gönderildiği, davacı kefile çıkartılan tebligatın adresinden taşındığı ve yeni adresin de bilinmediği için 18/11/2012 tarihinde iade edildiği ancak ihtarnamenin davacının sözleşmede yazılı olan adresine gönderilmiş olması, davacının yeni adresini sözleşmenin 16. maddesi uyarınca Noter kanalı ile bankaya bildirmemiş olması nedeni ile geçerli bir tebligatın yapıldığı kabul edilerek 19/11/2011 tarihi temerrüt tarihi kabul edilmiştir.
Davalı banka, kredi alacağına ilişkin dava dışı borçlu şirket aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığı gibi, aynı gün aynı alacak için kefiller aleyhine de ilamsız icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. TBK’nun 586. maddesinde, ” alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağı ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yolu ile tamamen karşılanmayacağının önceden hakim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hallerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabileceği ” düzenlenmiştir. Hükme esas alınan bankacı bilirkişi …’in raporunda belirtildiği üzere, takip tarihi itibariyle davalı bankanın; asıl alacak tutarı (ödenmiş) : 24.076,24, işlemiş faizin 545,72-TL, % 5 gider vergisi (BSMV) 27,29-TL, masraflar : 2.175.83-TL olmak üzere, toplam alacağın 26.825,08 TL olduğu, takipten sonra rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipte yapılan toplam net tahsilatın 33.017,30-TL olduğu, icra, esas ve talimat dosyalarında yapılan masrafların toplam 2.802,81-TL olduğu, işlemiş faiz ve yapılan masraflarla birlikte davalı bankanın alacağını vekalet ücreti hariç fazlası ile tahsil ettiği görülmüştür. TBK’nun 586. maddesi uyarınca, dava konusu alacak taşınır rehni ile güvence altına alındığı, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağı, ayrıca alacağın rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipte ödeme ve dava tarihi itibariyle fazlasıyla ödenmiş olduğu, davalı bankanın alacağını tamamen karşıladığı anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de; davalının başlatmış olduğu ikinci takibin ( dava konusu ilamsız takibin ) kötü niyetle başlatıldığı ispatlanamadığından, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Davanın KABULÜ İle
Davacının … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli olan 1.861,44- TL karar ilam harcından peşin alınan 512,90-TL nin düşümü ile noksan kalan 1.348,54 – TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen dava açılış gideri: 548,80- TL, davetiye, posta gideri: 273,75-TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL, olmak üzere toplam: 2.022,55- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 3.270,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır