Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/313 E. 2018/295 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/313 Esas
KARAR NO: 2018/295
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/11/2013
KARAR TARİHİ: 21/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkilinin ticari ilişkide bulunduğunu, bunun üzerine müvekkilinin, mezkur malları tam ve eksiksiz olarak 22/03/2013 tarihli …seri no.lu irsaliyeli faturasıyla birlikte borçluya teslim ettiğini, tarafların anlaşmasına konu malları teslim alan borçlu firmanın, satılan semerelerin kaşılığı olan 5.310,00-TL fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine borçlu aleyhine İstanbul 21. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun borcunu ödemek yerine 13/09/2013 tarihli dilkeçe ile davacı tarafından teslim edilen ticari emtianın ayıplı ve kullanılamaz olduğunu iddia ederek, borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, taraflarınca teslim edilen ticari emtianın tam ve eksiksiz olarak, zamanında davalıya teslim edildiğini, teslim anında davalının herhangi bir itiraz dermeyan etmeyerek, emtianın tam ve eksiksiz olduğunu kabul ettiğini, davalı yanca taraflarına ayıp ihbarında bulunulmadığını, BK 198. maddesi uyarınca, alışverişe konu ticari maldaki bildirimin çabucak gecikmeksizin ( derhal ) yapılması gerektiğini, tacirler arasındaki satımlar için TTK’nun 23/e maddesinin uygulandığını, TTK 18/3. maddesine göre, tacirler birbirlerine yapacakları ihtar ve ihbarları ancak, Noter, telgraf, iadeli taahhütlü mektup ile yapabileceklerini, bunun haricinde yapılacak bildirim şekillerinin geçersiz olduğunu, tacir olan davanının ayıp ihbarını şahit ile yaptığını ispat etmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30/09/2010 tarih ve 2010/999 E., 2010/10499 K. sayılı , yine aynı dairenin 20/06/2011 tarih ve 2011/7350 E., 2011/8228 K. sayılı ve 13/04/2011 tarih ve 2010/9107 E., 2011/4937 K. sayılı kararlarından bahsetmiş, TTK 18. maddesine aykırı olarak tanıkla ayıp ihbarının ispat edilmeye çalışılmasının açıkca kanuna aykırılık teşkil edeceğinden, hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, borçlunun itirazında, taraflar arasındaki ticari ilişkinin esasına ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığı, dolayısı ile afatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını, fatura ekstresinin davalının borçlu olduğunu gösterdiğini belirterek, sonuç olarak, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptal edilerek takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra Müdürlüğüne sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde belirttikleri üzere, davacının mallarının hatalı ve kullanılamaz durumda olduğundan, borca itiraz ettiklerini, davacı tarafa mallarının iadesi ile ilgili olarak defaten görüşmeler yapıldığını ve teslimatı konusunda davacı tarafın tutumu karşısında müvekkili şirketin tüm çabalarının neticesiz kaldığını, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu malların hatalı, ayıplı olduğunun ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
İstanbul 21. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden 22/03/2013 tarihli faturadan kaynaklanan bakiye alacak için 5.310,00- TL asıl alacak ve 314,05- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.624,05- TL miktar üzerinden takip başlattığı, davalı şirketin süresi içerisinde borca itiraz ederek takip durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın ve ekli icra dosyasının tetkikinden davacı-alacaklı tarafça yapılan ilamsız icra takibine davalı-borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği ve davacı-alacaklı tarafça yasanın öngördüğü 1 yıllık süre içerisinde mahkememize “itirazın iptali” davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı tanıkları duruşmada dinlenmiştir.
Davalı vekiline ayıp ihbarı varsa buna dair yazılı delillerini bildirmesi için kesin süre verilmiş olup, verilen kesin süre içerisinde ayıp ihbarına ilişkin her hangi bir delil dosyaya sunulmamıştır.
Taraf vekillerince bilirkişi incelemesi yapılması amacı ile fatura içeriğinde belirtilen baskı yaylarından 2 şer adet numune dosyaya ibraz edildikten sonra, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda alacak borç ilişkisinin tespiti ile davaya konu ürünlerde ayıp bulunup bulunmadığı, ayıbın kullanıma engel teşkil edip etmediği konusunda İ.T.Ü. Makina Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aybars Çakır, Prof. Dr. Turgut Özaktaş ve SMMM Hasan Bozkurt tarafından sunulan kök ve ek raporda özetle; davacı tarafın ticari defterlerini sunduğu ancak davalı tarafından incelenmek üzere yasal ticari defterlerin ibraz edilmediği, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen faturanın davacının yasal ticari defterlerine kaydedildiği, davacının elindeki davalıya ait hesabın takip tarihi itibariyle 5.310,00-Tl borç bakiyesi verdiği, davacının davalıdan bu tutar kadar alacaklı olduğu , taraflar arasında imzalanmış her hangi bir sözleşme olmadığı gibi, kararlaştırılmış bir faiz oranı olmadığı, davalıya her hangi bir ihtarname gönderilmediği ve davalının temerrüde düşürülmediği görüldüğü, numune olarak verilen ve orjinal ve kusurlu olarak belirtilen 2 adet montajlı ve 2 adet montajsız orjinal, 2 adet montajlı, 2 adet montajsız kusurlu ( davacı imalatı ) yayın ve 3 adet kovanın, karşılaştırmalı ve sökülüp monte ederek denemeli incelenmesinde; kusurlu yayların, oturma yüzeylerinin biri birlerine paralel ve yay eksenine dik olarak taşlanmamış oldukları, amortisör pistonu üzerinde montajlı halde eksenden kaçarak eğrilikleri ve bu sebep ile amortisör kovanı iç cidarına sürtündükleri, orjinal numune olarak verilen montajlı yaylardan 1 adedinin davacı imalatı yay olduğu ve kusurlu olmadığı, sonuç olarak yayların özelliklerini belirlemek, mukayese yapmak ve davacı imalatı yayların tamamı hakkında, istatistiki manada, karar verilebilmek için Laboratuvar incelemesi gerektiğini, davacı imalatınının kusurlu, yaylarda görülen hatalar sebebi ile kullanılmalarında, amortisör kovanı iç cidarına sürtünmeleri dışında, bir engel mevcut olmadığını, kusurlu yayların oturma yüzeylerinin taşlanmalarının gerekmesi sebebi ile, satın alma bedelinden, % 10 nispetinde, 531,00-TL tutarında bir indirim uygun olacağı rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda belirtilen ayıp iddialarının değerlendirilmesi bakımından İTÜ yazısı doğrultusunda İTÜ laboratuvarında inceleme yaptırılabilmesi için gerekli başvuru işlemlerinin tamamlanması ve 700,00- TL bilirkişi ücretini yatırması için davalı vekiline 1 aylık kesin süre verilmiş olup, gerekli başvuru işlemleri yapılmadığı ve masrafın yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesinden vazgeçileceği ihtar edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça gerekli başvuru işlemleri yapılmadığı ve bilirkişi masrafı yatırılmadığından, laboratuvar incelemesi yapılamadığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya mal satışı yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.310,00-TL alacağının bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafça, satışı yapılan malların hatalı ve ayıplı olduğu iddia edilerek borca itiraz edilmiş ise de; ayıp iddialarının değerlendirilmesi bakımından laboratuvar ortamında inceleme yapılması gerektiği, ancak davalı tarafça gerekli masraf ve başvuru işlemleri yapılmadığından, bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı, bu itibarla ayıp iddiasının ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığı, ayrıca TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı anlaşılmakla, davalının ayıp iddiaları yerinde görülmemiş olup, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 5.310,00-TL alacağı bulunduğu kanaatine varılmakla, asıl alacak miktarı yönünden takibin devamına, davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz yönünden takibin bakiye kalan kısmın iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle
Davalının İstanbul 21. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak tutarı olan 5.310,00 TL miktar üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacak miktarı olan 5.310,00 TL tamamen ödeninceye kadar değişen oranlardaki ticari avans faiziyle birlikte tahsil edilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacak miktarı olan 5.310,00 TL nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli olan 362,72-TL karar ilam harcından peşin alınan 96,05-TL nin mahsubu ile noksan kalan 266,67-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Alınması gerekli olan 362,72-TL karar ilam harcından 96,05-TL’ si davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsup edildiğinden, 96,05-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafça karşılanan 28,65- TL ilk dava gideri ( başvurma ve vekalet harcı) ile 236,60-TL davetiye ve posta gideri, 1.500,00-TL bilirkişi giderinden oluşan toplam: 1.765,25-TL yargılama giderinin kabul red oranı ( % 94,41 ) üzerinden hesaplanan 1.666,45- TL yargılama giderinin davalıdan tahsil olunarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için kabul edilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için reddedilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13/2. Maddesine göre tayin ve takdir olunan 314,05-TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır